M.Ş.’nin adalet çığlığı

Kadın Haberleri —

Kadın eylemi

Kadın eylemi

  • M.Ş., bir yıl önce korucu Bişar Atlı tarafından zorla alıkonularak cinsel saldırıya uğradı. Akrabaları, M.Ş.’yi tecavüzcüsüyle evlendirmeye çalıştı ama o bu dayatmayı reddetti ve Atlı’ya dava açtı. Ancak sadece 9 ay tutuklu kalan tecavüzcü Atlı, şu an elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Davanın bir sonraki duruşması 9 Temmuz’da.
  • M.Ş.’nin amcası Metin Ş., “Bunu sadece bizim ailemizin davası olarak görmüyoruz. Bugüne kadar üzeri örtülen davaların bir emsali olsun istiyoruz” dedi. Avukat Hadi Cin ise, “Bu aslında hem ailenin hem mağdurenin bir anlamda adalet çığlığıdır. Zanlı her şeyi itiraf etti ama korucu olduğu için serbest bırakıldı” şeklinde konuştu.

HAVİN DERYA/ANTALYA

Cezasızlık politikaları erkeklere cesaret vermeye devam ediyor. Her defasında tanıdık gelen bu “cesaretli” erkekler, bir de üniformalı olunca cesaret ikiye katlanıyor. Mêrdîn’de 22 yaşındaki genç bir kadına şantajla tecavüz eden korucu Yakup A., Êlih'de (Batman) İpek Er’e tecavüz eden ve intihara sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan… Sistematik hale getirilen kadın düşmanı politikaların bir başka yürütücüsü de Wan’ın Başkale ilçesine bağlı bir köyde korucu olan Bişar Atlı.

Korucu Bişar Atlı, 2023 yılının Ağustos ayında M.Ş. adlı kadını zorla alıkoyarak cinsel saldırıda bulundu. Kadına yönelik cinsel saldırı ve hürriyeti tehdit suçlarından yargılanan Bişar Atlı’nın sadece 9 ay tutuklu kalıp tahliye edilmesi, duruşmalardan bağışık tutulması ve savcının beraat talep eden mütalaası, adalet sistemine olan güveni bir kez daha sarstı. Mağdurun ve ailesinin olayın başından bu beri tutarlı ifadeler ve güçlü deliller sunmasına rağmen, mahkemenin ve savcılığın tutum değişikliği kamuoyunda büyük tepki yarattı. Dosyanın yeniden gözden geçirilmesi ve savcının değiştirilmesiyle sanığın “basit cinsel saldırı” suçundan cezalandırılması talep edildi. Bir sonraki duruşma 9 Temmuz’da görülecek.

Bu yılların davasıdır

Mağdurun ve ailesinin adalet arayışı devam ederken, bu süreçte yaşananlar ve mahkemenin tavrına dair endişeleri M.Ş.’nin amcası Metin Ş. ve avukatı Hadi Cin’le konuştuk.

Öncelikle yeğeni M.Ş.’nin maruz kaldığı saldırıya değinen amca Metin Ş., “Yeğenim kaçırıldığında 19 yaşındaydı. O süreçte büyük travmalar yaşadı ve psikolog desteğini kabul etmedi. Biz de yaşadıklarından daha fazla etkilenmemesi için olaydan 3 gün sonra onu Antalya'ya yanımıza getirdik. Ailesi olarak hep yanındaydık, destek olduk, arkadaşları da öyle; sonuna kadar da yanında olacağız. Bunu sadece bizim ailenin davası olarak görmüyoruz, bu yılların davasıdır. Bugüne kadar üzeri örtülen davaların bir emsali olsun istiyoruz, caydırıcı olsun, kimse cesaret etmesin, bu durumları kimse örtbas etmesin diye uğraşıyoruz” şeklinde konuştu.

Vazgeçirmeye çalıştılar, vazgeçmedik

Bin yıllardır kadın haklarının görmezden gelinip yok sayıldığını belirten Metin Ş., “Belki bizim yaşadığımız olaya benzer binlerce olay olmuştur ama bir şekilde üstü örtülmüş ve kadın hakları yok sayılmış. Yani kadınların hiçbir hakka sahip olmadığı düşünülmüş ve erkekler gerçekleşen olayları kendi aralarında örtbas etmişlerdir. Ama biz bu sefer böyle yapmadık, karşı çıktık, müdahale ettik ve 'Bu böyle olmaz, değişmesi lazım' dedik. Elbette bu karşı duruşumuz, durumu kabul etmememiz birçok zorluk çıkardı. Fakat her şeyi göze alarak bunu yaptık ve davamızı sürdürüyoruz. Bu süreçte karşı taraf, birçok akrabasını, aile büyüklerini, ağaları devreye sokup bizi davadan vazgeçirmeye, ikna etmeye çalıştı ama hiçbir şekilde geri adım atmadık” dedi.

Basit değil nitelikli saldırı!

Bişar Atlı’nın tahliye edilmesinin kendileri için sürpriz olduğunu belirten Metin Ş., “O süreçte hâkimin izinde olması ve yardımcısının duruşmaya katılması kafamızı karıştırdı, çünkü tahliye kararı o sürece denk geldi. Önceki duruşmada da savcı değişmişti; değişmesi de iyi oldu çünkü önceki savcı mütalaasında cinsel saldırı suçuna beraat istemişti. Basit cinsel saldırı suçundan ceza isteniyor ama bu basit bir suç değil, bu ağır bir suçtur; nitelikli cinsel saldırıdır. Avukatlarımız bu durum üzerinde çok durdu ve itirazlarda bulundular” diye konuştu.

Hâlâ ortalıkta geziyor

25 Haziran’da görülen duruşmanın 9 Temmuz’a ertelendiğini hatırlatan Metin Ş., “Fail hâlâ ortalıkta geziyor. Gelecek duruşmada ne karar verilir bilmiyoruz ama Bişar Atlı gerekli cezayı almazsa davayı İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

Destek bizi ayakta tuttu

“Mağdur edilen taraf kadın olunca adalet yok” diyen Metin Ş., bu süreçte birçok kurumdan destek aldıklarını söyledi ve ekledi: “ÖHD, İHD, BARO, STAR Kadın Derneği, DEM Parti Kadın Meclisi ve daha birçok kurum hep yanımızdaydı. Sürekli durumu kamuoyuna deklare etmeleri ve açıklamalar yapmaları bizim için çok önemliydi. Bu destek bize güç verdi ve ayakta tuttu. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederiz. Bu süreçte bu destek bizim için çok önemliydi.”

 

Hadi Cin

 

Hukuk mücadelesi bile zorken

M.Ş.’nin avukatı Hadi Cin ise ilk andan itibaren müvekkilinin çok tutarlı ve takdir edilecek bir tutum içerisinde olduğunu belirterek, "M.Ş.'nin, toplumsal yapı, aile ilişkileri ve sanığın köy korucusu olması, kolluk kuvvetleri ile yakın ilişkileri olması rağmen cesurca kendisine yapılanı cezasız bırakmamak üzere ilk fırsatta karakolda verdiği ifadeden başlayarak bugüne kadar verdiği ifadelerin hepsi son derece tutarlı. Bu yönüyle bu hukuk mücadelesini vermenin koşulları bile zorken bunda ısrar edilmesi takdir edilmesi gereken bir durumdur" dedi.

Hakikati söylemek zorunda kaldılar

Korucu Bişar Atlı’nın her şeyi itiraf etmek zorunda kaldığını söyleyen Av. Cin, şöyle devam etti: "Bişar Atlı, karakolda, savcılıkta ve sorgu hâkimliğinde zaten her şeyi itiraf etmiş, ancak işlediği fiili suç olmaktan çıkarmak için M.Ş.'nin rızası olduğunu iddia etmiş. Yani bilinen en klasik yolu seçmiştir. Tanıklar ise soruşturma aşamasında yaklaşık gerçeği söylemişler; ancak sanık tutuklandıktan ve dava açıldıktan sonra belli ilişkiler üzerinden tanıklara ulaşıldı. Tanıkların ikna edildiği veya baskı altına alındığı tartışmasız bir şekilde ortaya çıktı. Tanıklar, sanığın lehine durumu değiştirmek için beyanda bulunsalar da hem mahkemenin hem de bizim sorduğumuz sorular üzerine yeniden hakikati söylemek zorunda kaldılar. Dolayısıyla tanıkların ister soruşturma aşamasındaki ifadeleri ister mahkeme huzurunda düştüğü çelişkiler ve bu çelişkiler üzerine sorulan sorulara verdikleri cevaplar olayın M.Ş.'nin anlattığı gibi olduğunu ispatlıyor.”

 

Jandarmalar neden dinlenmedi?

Mahkemenin son derece gönülsüz yaklaşıp sanığı koruyan bir tutum sergilediğini söyleyen Av. Cin şu örneği de paylaştı: "Tanıklardan birinin anlattığı şeye iki jandarma astsubayının şahit olduğunu söylemesi üzerine, askerlerin tanık olarak dinlenmelerine karar verildi. Jandarmaların görev yaptığı yerlere talimat yazıldı. Daha sonra bir jandarmanın Başkale'ye geldiği ve SEGBİS odasında hazır olduğu, az sonra bağlantı kurulacağı söylendi. Ne hikmetse dakikalar içerisinde jandarmanın hazır olmadığı söylendi ve iki jandarmanın tanık olarak dinlenmesinden vazgeçildi. Bence jandarmalar kesin olarak sanık lehine beyanda bulunan tanığı yalanlayacaklardı. Bu uygulama, davanın başından beri yargılama yürüten başkanın değil, üye hâkimin sonradan başkan olmasıyla yapılan duruşmada gerçekleşti. Zaten o duruşmadan sonra hem mahkemenin hem de savcının tavrı birdenbire değişti. Hem mahkeme hem savcılık sanığı koruyup kollayan kararlar almaya başladılar ve savcının mütalaası da bu yönde oldu. Mahkeme de faile oldukça müsamahakâr yaklaştı. Bu tutum bizi son derece endişelendirmiştir. Durduk yere bu kadar vahim suçlara rağmen müsamahakâr yaklaşılmasının anlaşılır bir tarafı yok.”

 

Mahkemenin tavrı şok edici

Av. Cin, kadına yönelik cinsel saldırı suçlarında kadının beyanının esas olduğunu ve bunun için binlerce Yargıtay içtihadı gösterebileceklerini vurgulayarak şöyle devam etti: "'Kadının beyanı esastır' ilkesinin tek istisnası şudur; eğer kadın bir beyanda bulunmuş fakat bu beyanını verdiği kişiye karşı zaten bir husumeti varsa, bu kişiye zarar vermesi için başka nedenler var ise o zaman tek başına kadının beyanı dikkate alınmaz. Peki, bu davamızda tek delil katılan mağdur kadının beyanı mıdır? İnanın, bu dosyada kadının beyanına dayanmaya gerek kalmamıştır. Kriminal raporda cinsel saldırı suçunun delili tespit edilmiştir. Tanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanları açıktır. Yine HTS raporları ve sanığın kaçamaklı ikrarı sabittir. Bu nedenle, dosyada hiçbir mahkeme, açıkça işlendiği sabit olan suçları görmezden gelerek böyle bir tavır içine giremez. Sonuç olarak mahkemenin ve savcının tavrını şok edici ve kabul edilemez bulduk; bunu da dilekçelerimizde ağır şekilde eleştirdik.”

 

Adalet çığlığı

Kadına yönelik işlenmiş ağır suçların binlerce örneğinde görüldüğü gibi yeniden cezasız bırakılmasından duydukları endişeyi dile getiren Av. Cin, “Bu aslında hem ailenin hem mağdurenin bir anlamda adalet çığlığı olarak görülebilir. Sanığın işlediği ağır suça rağmen kısa sürede tahliye edilmesi, ardından duruşmalardan bağışık tutulmadığı halde duruşmaya gelmemesi ve sonraki duruşmalara katılmaması yönündeki taleplerinin kabul edilmesi, son duruşmada savcılık tarafından sunulan mütalaanın yarattığı güveni yeniden dağıtmıştır. Bu tür suçlara müsamahakâr yaklaşılması hiç kimse tarafından sükunetle karşılanmamalı” dedi.

 

* * *

Ne olmuştu?

Wan’ın Başkale ilçesine bağlı bir köyde korucu olan Bişar Atlı, 2023 yılının Ağustos ayında M.Ş. adlı kadını zorla alıkoyarak cinsel saldırıda bulundu. Olay şu şekilde gelişiyor: M.Ş.’nin ailesi, bir düğüne gittikleri sırada kızlarını Bişar Atlı’nın evine bırakıyor. Bişar Atlı, M.Ş.’nin babasıyla merkeze gittikten sonra mağdurun babasını merkeze bırakıyor ve sonra eve dönerek M.Ş.’ye “Baban bizi bekliyor, köye döneceğiz” diyerek M.Ş.’yi evden alıp Başkale’nin ıssız köylerinden birine götürüp cinsel saldırıda bulunuyor. Bunun üzerine akrabalar toplanıp M.Ş.’yi Bişar Atlı ile evlendirmeye çalışıyorlar. Ancak M.Ş. bunu kabul etmiyor ve “Böyle bir şey yaparsanız hepiniz hakkında suç duyurusunda bulunacağım” diyor. Daha sonra M.Ş.’nin ailesi, 3 Haziran 2023’te İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi’ne başvurarak dava sürecini başlatıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.