Hasta tutsak Han katledildi

Yıldırım Han

Yıldırım Han

  • İHD'nin hasta tutsaklar listesinde yer alan Yıldırım Han, tahliye ve tedavisi engellenerek katledildi.

Türk cezaevlerindeki cinayetlere önceki gece yenisi eklendi. Durum ağırlaştıktan sonra hastaneye kaldırılan Yıldırım Hun'un cenazesi çıktı.

Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) ağır hasta tutuklular listesinde yer alan Yıldırım Han, durumunun ağırlaşması üzerine yaklaşık iki hafta önce Ankara’ya sevk edildi. Ankara’da tedavisi devam eden Han, gece saatlerinde yaşamını yitirdi. Han'ın cenazesi, Colemêrg'e gönderildi.

Yıldırım Han, yakınları aracılığıyla cezaevindeki ihlalleri anlatmış, “Gardiyanlar keyfi olarak bize disiplin cezası kesiyorlar. Çok ciddi bir tecrit altındayız. Bu uygulamaların son bulmasını istiyoruz” demişti.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Türkiye’de 1 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla 272 kapalı ceza infaz kurumu, 99 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk eğitimevi, 11 kadın kapalı, 8 kadın açık, 9 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 403 ceza infaz kurumu bulunuyor.  Bu kurumların toplam kapasitesi 295 bin 328 kişi. İHD’nin son raporuna göre, bu sayı, “artırılmış kapasite”, normal koşullar altında bu hapishanelerde verilen sayının 2/3’ü kadar mahpusun kalması gerekiyor. 1 Eylül 2023'teki 251 bin 101 olan tutuklu ve hükümlü sayısı, 2 Mayıs 2024 tarihi itibarıyla 329 bin 151’e yükseldi. Yani, hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlü sayısı sadece 8 ay içinde yaklaık 78 bin 50 kişi arttı.

2022 yılı içerisinde 22, 2023 yılı içinde 19 yeni cezaevi açıldı, Adalet Bakanlığı 2024 bütçe teklifine göre gelecek yılın hedefi, 12 yeni cezaevi daha açmak. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre şu anda Türkiye genelinde 14 adet F tipi, 22 adet Yüksek Güvenlikli (487 Birim kapasite), 14 Adet Y Tipi (1135 Birim Kapasite) ve 7 adet de S tipi (552 Birim kapasite) hapishane bulunuyor.

522 tutsak yaşamını yitirdi

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) raporuna göre; Nisan 2022 itibarıyla tespit edilebildiği kadarıyla Türk cezaevlerinde 651’i ağır hasta olmak üzere toplam bin 517 hasta tutsak bulunuyor.

Adalet Bakanlığının soru önergesine verdiği yanıta göre; 2018-2023 yılları arasında 24 Temmuz 2023 itibarıyla 2 bin 258 hükümlü ve tutuklu hayatını kaybetti. İnsan Hakları Derneği, 2018 yılı başından 2023 yılı sonuna kadar 522 mahpusun yaşamını yitirdiğini tespit etti. Rapora göre, Türkiye hapishanelerinde derneğin tespit edebildiği kadarıyla 2023 yılı içerisinde en az 42 tutsak yaşamını yitirdi. ANKARA

 

* * *

Uysal: Siyasi cinayettir

DEM Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan, 2024’te 24 tutsağın yaşamını yitirdiğini belirterek, "Bunlar devletin politikası sonucu yaşamını yitirdiği için birer siyasi cinayettir" dedi.  

“Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt SorununaÇözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım'da 2023'te başlatılan açlık grevi, 4 Nisan'dan beri mahkeme boykotu, aile ve telefon görüşmelerine çıkmama eylemi halinde sürüyor. Dışarıda ise tutsak yakınları öncülüğünde her çarşamba farklı kentlerden Adalet Bakanlığına gidilerek tutsakların talepleri iletiliyor. Bu kapsamda 12 Haziran’da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşme gerçekleştiren tutsak yakınlarının yanında yer alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Newroz Uysal Aslan, hem görüşmeyi hem de cezaevlerindeki ihlalleri değerlendirdi. Uysal, "Türkiye cezaevlerinde olan durum insan haklarından, insani, vicdani ve ahlaki koşullardan uzak ve siyasi keyfi bir sistem olarak ifade edebiliriz" dedi.

Uysal, cezaevlerindeki en büyük sorunlardan birinin "hasta tutsaklar" sorunu olduğunu vurguladı. Hastaların tahliyesi için Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) zorunlu bir merci olarak karşılarına çıkarıldığını söyleyen Uysal, ATK'nin alınan raporların ATK tarafından onaylanmaması durumunda hasta tutsakların cezaevlerinden çıkmasının mümkün olmadığını kaydetti. Diğer bir sorunun, Cumhuriyet savcılarının hasta tutsakların tahliye için görüş bildirmesi olduğunu dile getiren Uysal, ATK "cezaevinde kalamaz" raporu verse bile savcıların "toplum için tehlikelidir" yönünde görüş bilmesi durumunda da tahliyelerin mümkün olamayacağını söyledi. Bu iki mekanizmanın ortadan kaldırılmasını öneren Uysal, şöyle devam etti: "Hasta tutsaklar amasız, fakatsız sağlık durumları gözetilerek tahliye edilmelidir. Fakat devlet, geçmişte bilhassa çözüm süreçlerinde hasta tutsakları bir pazarlık konusu etme, bir şantaj aracı olarak kullanma veya bu eziyet üzerinden teslimiyet dayatmak için özel savaş algısı olarak kullanıyor. Örneğin Abdulhalim Kaya, Makbule Özer, İsmail Tanboğa veya şu an gündemde olan Abdulkadir Kuday gibi hasta, yatalak olan birini devlet, 'toplum için tehlikeli' diyerek bırakmıyor. Dışarıda aile ve toplum şöyle düşünüyor: 'Bu kadar hasta birine bile böyle yapan devlet bana ne yapmaz ki?' Böyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Devletin en çok yapmak istediği şey toplum içindeki mücadele azmini, ruhunu ve umut olarak ifade ettiğimiz şeyi ortan kaldırmaktır. Bunu da toplumun en hassas ve vicdani kesimi olan hasta tutsaklar üzerinden yapıyor. Bu çok tehlikeli ve vicdani olmayan, ama devletin en çok yaptığıdır."

2024’te 24 tutsağın yaşamını yitirdiğini; buna siyasi cinayet dediklerini kaydeden Uysal, "Bunlar devletin politikası sonucu yaşamını yitirdiği için birer cinayettir. Örneğin Şakir Turan'a ATK, 'cezaevinde kalabilir' dedi ve 15 gün sonra yaşamını yitirdi" dedi.  

Tutsakların cezaevlerinde, ailelerinin ise dışarda sürdürdükleri mücadeleyle Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'la görüşme sağlandığını belirten Uysal, o görüşmeye dair şunları anlattı: "Bu görüşme 15-20 dakikalık bir görüşme oldu. Aileler, cezaevlerindeki tecrit halini, çocuklarının işkence altında olduğunu, kurul kararlarıyla özgürlüklerinin alındığını, hasta olan tutsakların tedavi edilmediğini belirterek bakanlığını neden sorumluluğunu yerine getirmediğini sordu. Aileler, kimi taleplerini iletti. Bakanlık ise ailelerin taleplerini not eden klasik bürokratik bir tarzda sorunların çözümüne ilişkin herhangi bir takvim vermedi. Annelerle bu görüşmenin çok kısa olduğunu hem bizler hem de kendileri ifade etti. Bayramdan sonraki Çarşamba günü tekrar daha detaylı görüşmek içini randevulaştık. Politik bir değişime ve çözümleyici bir akla ihtiyaç var" şeklinde konuştu.

 

* * *

CİSST’ten cezaevleri haritası

Türk cezaevlerinin gösterildiği haritada, hapishane türü, tipi ve kampuslar seçilerek arama yapılabiliyor.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) 'Hapishaneler Haritası’nı yayımladı. Harita, kamuoyunun cezaevleri konusunda veriye ulaşımını sağlamak amacıyla CİSST veri tabanındaki bilgilere dayanarak oluşturuldu. Kentlerdeki cezaevlerinin gösterildiği haritada, türü, tipi ve kampuslar seçilerek arama yapılabiliyor. 'Hapishaneler Haritası'nda, 2014'ten bu yana derneğe yapılan başvuru sayılarına, kategorilerine ve yapılan başvurulara Türkiye genelinde veya bir cezaevi özelinde ulaşmak mümkün.

'Hapishaneler Haritası'na Türkçe ve İngilizce olarak erişilebilir: https://haritalar.cisst.org.tr/

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.