Irkçılık mağduruna soruşturma

  • Edirne’de zorunlu askerlik yaptırıldığı sırada “Kürtçe eğitimi” savunduğu için darp edilen Çetin Doğan’ın şikayeti üzerine iki asker hakkında açılan soruşturma, Doğan’ın aleyhine “örgüt propagandası” ve “emre itaatsizlik” soruşturmasına döndü. 

 

AHMET KANBAL - MA/MARDİN

Edirne’nin Süloğlu ilçesinde bulunan 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda zorunlu askerlik görevini yapan Çetin Doğan (20), 15 Ağustos’ta, Kürtçe eğitimi savunduğu için bağlı olduğu komutanlıkta bir grup askerin ırkçı saldırısına uğradı. Vücudunun farklı yerleri HK33 piyade tüfeği ile darp edilen Doğan’ın, burun ve alın kemiği kırıldı, kaburgasında çatlama ve bacaklarında da morarma meydana geldi. Saldırı sonrası hastanede üç gün tedavi gören Doğan’ın şikayeti üzerine Edirne Süloğlu Savcılığı tarafından Doğan’ı darp ettikleri tespit edilen 2 asker hakkında “Kasten yaralama” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Başlatılan soruşturma kapsamında iki askerin ifadesi alındı.

Savcılık, askerlerin verdikleri beyanlar üzerine Doğan hakkında da “Örgüt propagandası yapmak” ve “Emre itaatsizlik” iddialarıyla soruşturma başlattı. Savcılık soruşturma dosyasında tarafların ifadelerine, olaya dair tutanaklara ve hastane raporlarının yanı sıra Mezopotamya Ajansı’nda (MA) 14 Eylül günü yayınlanan haber metnine de yer verdi.

Saldırdıklarını kabul ettiler

 Haklarında “Kasten yaralama”dan soruşturma açılan askerlerden U.C.Y., Doğan’a dönük saldırıyı kabul ederek, Doğan’ın Kürtçeden bahsettiğini, “Biz sizden, siz de bizden şehitler aldık” cümlesini kurduğunu öne sürdü. U.C.Y. ifadesinin devamında “Ben şehitlerin hakkını kim verecek diyerek ve sinirlerime hakim olamayarak, AK-47 Kaleşnikof silahın dipçiği ile alın kısmına sert bir şekilde vurdum. Vurmanın etkisi ile silahın dipçiğinin plastik kısmı kırıldı. Çetin Doğan’ın alnından kanlar akıyordu. Olayı gören kimse olmadı. Olaydan sonra ben nöbeti bıraktım. Doğan’a vurduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Hakkında soruşturma açılan diğer isim olan Y.K. ise kendisinin Doğan’a dönük herhangi bir darp girişimi olmadığını, olay sırasında sadece U.C.Y. ile birlikte nöbet tuttuğunu, darp olayını U.C.Y.’nin gerçekleştirdiğini söyledi.

Zaferi işareti yaptığı için

 Çetin Doğan’ın darp edilmesine dair soruşturma dosyasında herhangi bir tanık ifadesine yer vermeyen savcılık, Doğan hakkındaki soruşturmaya ilişkin ise iki tanık ifadesine başvurdu. Aleyhte ifade veren tanıklardan biri Çetin Doğan’ın kendilerine HDP’li olduğunu söylediğini ve zafer işareti yaptığını “PKK’nın işareti olan iki parmağını havaya kaldırarak ben bunlardanım” beyanlarında bulunduğunu öne sürdü. Aynı tanık, ayrıca bir başka Kürt asker hakkında da “PKK’nın işareti olan iki parmağını havaya kaldırarak göstermiştir” iddiasını ileri sürdü. Bir diğer tanık ise “Çetin Doğan bana HDP’li ve Kürdistanlı olduğunu söyledi” iddiasında bulundu.

Mağdur sıfatı ile ifadesini veren Çetin Doğan ayrıca hakkında “Örgüt propagandası yapmak” ve “Emre İtaatsizlik” iddiası ile açılan soruşturmalar kapsamında verdiği ifadesinde, iki isim tarafından maruz kaldığı saldırıyı anlatarak, üzerine atılı suçlamaları reddetti.

Cezasızlık politikasına güven

 Doğan’ın avukatı Emrullah Bilik, “Kasten yaralama” suçunun nitelikli hallerinin oluştuğunu belirterek, savcılığın Adli Tıp Kurumu’ndan(ATK) istediği raporun dosyaya gelmesinden sonra iddianame hazırlanmasını beklediklerini söyledi. Dosya kapsamında faillerin “Kasten yaralama” suçunu işlediklerini ikrar ettiklerini belirten Bilik, faillerin Kürtçe ana dilde eğitim hakkını “örgüt propagandası” olarak gösterme çabası içinde olduklarını söyledi. Failin suçunu ikrar etmesine rağmen tutuklanmadığını kaydeden Bilik, şüpheli U.C.Y.’nin suçunu ikrar edip, pişman olmadığını dile getirmesini şöyle değerlendirdi: “Şüphelinin bir nevi örgüt propagandası yaptığı için kasten yaralama suçunu işlediğini beyan etmesi, cezadan kaçınma durumunu düşünerekten yaptığı bir beyandır. Ayrıca ileride verilecek bir cezaya karşı haksız tahrik indirim sebebi olmasını düşünerekten böyle bir beyanda bulunduğunu düşünüyoruz. Bu aslında cezasızlık politikalarına güvenmenin tezahürüdür.”

Avukatı Soner Kurt ise tanık ve faillerin beyanlarında belirttikleri iddiaların “örgüt propagandası” suçlamasının unsurlarını oluşturmadığını belirterek, “Soruşturma dahi açılmasına gerek yokken müvekkilim bu suçlamadan ifade verdi. Kürtçe eğitim istemek de örgüt propagandası değil. Bu konuda içtihatlar var. Bu tabii bir haktır. Okullarda eğitim verilebileceğini savunmuştur ve ‘şehitlerin hesabını vereceksin’ diyerek, dövülmüştür” şeklinde konuştu. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.