İrlandalılar ‘kadının görevi’ tanımını değiştirebilecek mi?
Kadın Haberleri —
- İrlandalılar, anayasada yer alan kadının evdeki görev tanımındaki cinsiyetçi tanımı değiştirmek için 8 Mart’ta referanduma gidecek. Halk 1930’lardan kalma bu cinsiyetçi tanımı değiştirip kadının yerinin ev olduğu imasını ortadan kaldırmada başarılı olsa da devlet, kadına karşı zihniyetini değiştirmiyor.
*LAURA CAHILLANE - Çeviri: Serap GÜNEŞ
İrlandalılar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, anayasada yer alan ve "evde kadın" olarak adlandırılan maddenin değiştirilip değiştirilmemesi konusunda referanduma gidecek.
1937'den kalma bu madde şunu belirtiyor: "Devlet, kadının ev içindeki yaşamıyla devlete aksi halde kamu yararının sağlanamayacağı bir destek verdiğini kabul eder. Bu nedenle devlet, annelerin ekonomik zorunluluklar nedeniyle evdeki görevlerini ihmal ederek çalışmak zorunda kalmamalarını sağlamaya çalışır."
Başlangıçta bu hükmün amacı, o zamanlar neredeyse sadece anneler tarafından sağlanan evdeki bakımın önemini kabul etmekti. Amaç, annelerin evde kalabilmelerini ve mali nedenlerle çalışmaya zorlanmamalarını sağlamaktı.
Ancak bu ifadenin ima ettiği devlet yardımı hiçbir zaman fiilen hayata geçirilmedi ve kadınlar evde bakım sağlamaları için hiçbir zaman desteklenmedi. Daha da kötüsü, anayasa sıklıkla kadının yerinin ev olduğu ve kadınları çalışma hayatından dışlayan politikaların kabul edilebilir olduğu yönündeki argümanları desteklemek için kullanıldı.
Şimdi, çifte referandumun bir parçası olarak, İrlanda vatandaşları anayasayı cinsiyet ayrımı gözetmeyen daha uygun bir ifadeyle değiştirme şansına sahip olacaklar. Bunun yanı sıra anayasadaki "aile" tanımının evliliğin ötesine geçecek şekilde değiştirilip değiştirilmeyeceği de oylanacak.
Referandum öncesinde bazı kafa karışıklıklarının ortaya çıktığı görülüyor; bazı gruplar kadınlara yapılan atfın kaldırılmasının kadınların evde kalıp çocuklarını büyütme haklarının ortadan kaldırılması anlamına geleceğini savunuyor.
Ancak gerçek şu ki, bu hüküm hiçbir zaman kadınların evde kalmasına yönelik herhangi bir hak doğurmamıştır. Aynı şekilde, devlete de bunu yapmak isteyen kadınlara ekonomik destek sağlama yükümlülüğü getirmemiştir. Bunun başlıca nedeni, devletin bu tür bir desteği sağlamak için yalnızca "çaba göstermesi" gerektiğini belirten ifadelerdir.
Bu da hükümetin sadece "çaba göstermesinin" yeterli olduğu anlamına geliyor. Üstelik, bu hükmü bu tür hakları sağlamak için kullanma girişimleri mahkemelerde başarısız oldu. Dolayısıyla, mevcut hüküm sadece bir anakronizm değil, aynı zamanda yararsız bir hüküm. Hiçbir zaman olumlu bir yasal etkisi olmadı. Bunun yerine, devletin en temel yasasında, kadınların ev içinde yerine getirmeleri gereken görevleri olduğunun beyan edilmesiyle baş başa kalıyoruz.
Anayasanın bu bölümü uzun süredir tartışmalı. Kaldırılması ya da değiştirilmesi yönünde pek çok öneri getirildi. Bunlardan en sonuncusu, bu maddenin kaderi hakkında tavsiyelerde bulunmak amacıyla kurulan bir yurttaşlar meclisinden geldi.
Bu meclis 2022 yılında maddenin cinsiyet ayrımı gözetmeyen bir alternatifle değiştirilmesi yönünde oy kullandı. Ancak meclis aynı zamanda kelimelerin sembolik olmaktan öte bir anlam ifade etmesini de istedi ve Güney Afrika anayasasındaki benzer ifadelerden yola çıkarak devletin bakımı desteklemek için makul önlemler almasını zorunlu kılacak bir ifade önerdi. Önerileri değerlendirmek üzere kurulan bir parlamento komitesi de bu ifadeyi onayladı.
Ancak İrlanda hükümeti sulandırılmış bir versiyonu halk oylamasına sunmaya karar verdi. Referandumda önerilen değişiklik şu şekilde:
Devlet, aile bireylerinin aralarında var olan bağlar nedeniyle birbirlerine bakım sağlamalarının, topluma, onsuz ortak iyiliğin sağlanamayacağı bir destek verdiğini kabul eder ve bu tür bakım [işlerini] desteklemek için gayret gösterir.
Bu ifade, reform için baskı yapanlar açısından hayal kırıklığı oldu. Cinsiyetçi dili değiştirip kadının yerinin ev olduğu imasını ortadan kaldırsa da devletin evde başkalarına bakarak çalışan insanlara destek sağlama taahhüdünü yerine getirmiyor, yine belirsiz bir "gayret" ile sınırlıyor kamunun görevini. Bu kişiler, referandum öncesine kıyasla, bu temel işleri için kendilerini tazmin edecek yardımlar veya haklar almayı daha fazla bekleyemezler.
Önerilen metin kamunun sorumluluğu açısından "çaba" kelimesini "gayret" kelimesi ile değiştirmekle yetiniyor. Bu da herhangi bir somut hakka ya da devletin yasal olarak tanınabilir bir yükümlülüğüne yol açma ihtimalinin düşük olduğu anlamına geliyor.
Dolayısıyla, bu referandumda tarihi bir anakronizm düzeltilecek gibi görünse de aslında, İrlanda'dan, hala eskimiş ve tepeden bakan bir dil içeren işlevsel olmayan bir maddeyi, biraz daha kabul edilebilir bir dile sahip yeni bir işlevsel olmayan maddeyle değiştirmesi isteniyor.
Her ne kadar olumlu bir hak ya da yükümlülük getirmeyecek olması hayal kırıklığı yaratsa da 21. yüzyıldaki İrlanda yaşamının gerçekliğini hiçbir şekilde yansıtmayan 1930'lardan kalma bir zihniyetin anayasadan çıkarılması en azından bir gelişme ve kesinlikle evet oyu verilmeye değer.
* Laura Cahillane’nin makalesi The Conversation’dan alınmıştır.