Kamusal zorbalık, reform oldu
Dünya Haberleri —
- Avrupa Birliğine üye 27 ülkenin üzerinde mutabık kaldığı “göç paktı” ile bir insan birlik sınırlarına girmeden önce toplama kamplarına benzer uygulamalarla maruz kalacak. Avrupa Konseyi tartışmalı 10 yasayı onayladı.
AB üyesi ülkelerin yönetici elitlerinin neredeyse 10 yılı bulan tartışmalar sonucu ulaştıkları sonuç, zorba yönetimlerden ve ekonomik zorluklardan kaçarak yeni bir hayat kurmaya çalışan insanları hapishane koşullarına mahkum edecek. Yeni iltica prosedürüne göre AB'de iltica süreci ve sınır kontrolleri sıkılaştırılacak. Eurostat'ın verilerine göre, geçen yıl AB içerisinde toplam 1,14 milyon iltica başvurusu yapıldı. Bu sayı, dünyanın refah toplumu olarak gördüğü Avrupa’yı korkutmaya yetti.
Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin temsilcilerinden oluşan Avrupa Konseyi, AB içerisinde iltica başvuru sürecine ilişkin köklü değişimler öngören kararları reformu nihayet kabul etti. Toplam 10 yasadan oluşan ve "göç paktı" adı verilen reform, öncelikli olarak AB'ye yeni gelecek olan sığınmacıların sayısını azaltmanın yanı sıra iltica başvuru sürecini hızlandırmayı ve iltica başvurularının AB'nin dış sınırlarında yapılmasını sağlamayı hedefliyor. Polonya ve Macaristan tüm yasa paketine karşı oy kullandı. Reform 2020'de sunulduğundan bu yana bu iki ülke "zorunlu dayanışma" sistemine sürekli olarak direnmiş ve bunun kendilerini kendi istekleri dışında göçmen kabul etmeye zorlayacağını iddia etmişti. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya dosyaların çoğunda çekimser kalmayı tercih ederken, Avusturya Kriz Yönetmeliği'ne karşı oy kullandı.
Sağ görüşlü milletvekilleri reformun çok yumuşak ve hoşgörülü olduğunu söylerken, sol görüşlü milletvekilleri çok sert ve cezalandırıcı olduğunu ifade etti.
Dış sınırlarda iltica
Yeni uygulamaya göre, AB topraklarına kara, deniz veya hava yoluyla ulaşan sığınmacı ve mültecilerin kimlikleri, yedi gün içerisinde net bir biçimde belirlenecek ve kişinin kimlik bilgileri kayıt altına alınacak.
Hindistan, Pakistan ve Fas gibi, kabul oranı yüzde 20'nin altında olan devletlerden gelen göçmenler, 12 haftaya kadar sınır bölgesinde tutulacak. Yunanistan, İtalya, Malta, İspanya, Hırvatistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde kurulacak olan kamplarda, kimin herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın memleketine gönderileceğine karar verilecek.
Doğrudan ve hızlıca sınır dışı
Kabul oranı daha yüksek olan ülkelerden gelenler ise normal iltica sürecine tabi tutulacak. Bugüne kadar geçerli olan yasalar kapsamında yıllar alabilen bu başvuru sürecinin bundan böyle kısaltılması hedefleniyor. Başvurusu reddedilen sığınmacılar, başvuruda bulundukları ülkenin sınırından doğrudan sınır dışı edilecek.
Bir göçmen 20 bin euro
Göç paktı ile birlikte, üye ülkeler arasında bir çeşit "zorunlu dayanışma" hüküm sürecek. Göçmenler kabul etmek istemeyen Macaristan gibi ülkeler ise bu tercihlerinin karşılığında belirli miktarda bir para ödemek veya sınırdaki ülkelere teçhizat ve personel göndermek durumunda kalacak. Ödenmesi gereken meblağın, kabul edilmeyen göçmen başına 20 bin euro olarak belirlendiği belirtiliyor. Gözlemciler, bu uygulamanın fiiliyatta uzun siyasi tartışmalara yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Almanya niyet Tunus kısmet
Bugüne kadar Yunanistan veya İtalya üzerinden AB'ye gelen sığınmacıların büyük kısmı, bu ülkelerden doğrudan Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda veya Belçika'ya gitmeyi tercih ediyordu. Bu, başvurusu reddedilen sığınmacılar için de geçerliydi. AB, başvurusu reddedilen göçmenleri geri almaları için, üçüncü ülkelerle yapılan anlaşmaları artırmaya ve derinleştirmeye girişmiş durumda.
Tunus, AB'den alacağı mali yardımlar karşılığında, kendi vatandaşlarını geri kabul edecek. Ancak Tunus hükümeti, Sahara Altı Afrika ülkelerin vatandaşı olan ve Tunus üzerinden AB'ye gitmiş olan göçmenleri geri almayacaklarını beyan etti.
Aynı şekilde 2016 yılında Türkiye ile AB arasında 2016 yılında varılan mutabakat da buna iyi bir örnek. Söz konusu mutabakat ile birlikte, Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gelen Suriyeli mültecilerin sayısı dört yıl boyunca azalmıştı. Ancak artık Türkiye Yunanistan'dan Suriyeli göçmenleri geri almadığı için, söz konusu anlaşma uygulamada geçerliliğini yitirmiş durumda.
Tekrar iltica olmayacak
AB üyesi bir ülkeye iltica eden ve ilticası reddedilen kişi başka bir ülkeye iltica edemeyecek. Söz konusu sığınmacı böylece giriş yaptığı ülkeye ve nihayetinde memleketine sınır dışı edilebilecek. Kayıt zorunluluğuna yönelik çabalar, 2015 yılından bu yana mevcuttu. Öte yandan, şu ana kadar kullanımda olan veri tabanı Eurodac'ta yalnızca parmak izleri arşivleniyordu ve söz konusu sistem teknik açıdan yetersiz kalıyordu.
STKlar kınadı
Uluslararası Af Örgütü Yeni Pakt'ı kınayarak iltica sürecinin kalitesini düşüreceği ve "daha fazla acıya" yol açacağı uyarısında bulundu. Ancak Oxfam bunun, çetrefilli yeniden yerleştirme sorununa koordineli, koruma merkezli bir yaklaşım sağlayabilecek bir "umut ışığı" olduğunu söyledi.