Komutan Egîd’in belgeseli
Kültür/Sanat Haberleri —
- Sinemacı-yazar İlham Bakır, 15 Ağustos 1984’te lise öğrencisi ve devletin Türkleştirme politikasının etkisinde kalan bir genç olduğunu belirterek, ''1984’ün 15 Ağustos’u benim de inkarımdan dönüşümün başlangıcı. Aradan 40 yıl geçti ve bugün Komutan Egîd’in belgeselini hazırlıyorum'' dedi.
HİKMET ERDEN
Kürt halkının Diriliş Bayramı olarak kutladığı 15 Ağustos 1984 atılımının 40’ıncı yılı Pazar günü Londra’da coşkuyla kutlandı. Kutlamaya katılan sinemacı-yazar İlham Bakır’la 15 Ağustos’un önemi ve Mahsum Korkmaz’ı anlatan belgeseli hakkında konuştuk.
Beyaz soykırım
İlham Bakır, 15 Ağustos eylemi gerçekleştiğinde Bitlis’te lise öğrencisi olduğunu söyleyerek, “Tabii o zaman yurtsever değildik. 12 Eylül ve sonrasında her yerde olduğu gibi Bitlis’te de ‘Beyaz soykırım’ uygulanmıştı. Kürtlüğümüzden uzak düşmüş ve utanır hale gelmiştik. Benim en büyük korkum ve kaygım bir akrabamın benimle sokakta karşılaştığında Kürtçe konuşmasıydı” dedi.
'Ezildiğimizin farkındaydık'
İlham Bakır, 15 Ağustos Atılımı’nın Bitlis’teki etkisini şöyle anlattı: “Üç beş şaki dağda örgütlemişler. Bir karakola baskın yapmıştılar. Tabii ki devletin de anti-propagandalarıyla ‘Bu insanlar Müslüman değiller’, ‘Bu insanlar sünnetsiz’, ‘Dinsiz’ gibi söylemler vardı. Bunlar bize şunu düşündürttü: ‘Bu insanlar canını feda ediyor. Öldüklerinde öbür dünyaya cennete gideceklerini düşünmedikleri halde nasıl canlarını feda ediyorlar?’ Yani her ne kadar bize ‘terörist-eşkıya’ gibi propagandalar yapılsa da bir hayranlık uyandırmıştı. Bir de Kürtlüğümüzün farkında değildik ama ezildiğimizin farkındaydık. Her şekilde öğretmenler bizi aşağılıyordu. Örneğin bir öğretmenin ‘Türk olmayanın kanından şüphe duyarım’ şeklinde aşağılanmalara maruz kalıyorduk. Gizliden bir sempatimiz de oluşmuştu”.
'Kendimi Türk sayıyordum’
Üniversitede yurtsever hareketle tanıştıktan sonra bunları anlayabildiğini söyleyen Bakır, “Aslında 15 Ağustos büyük bir etki yarattı. Fakat tam olarak ne olduğunu 1986 yılında İzmir Ege Üniversitesi’nde okumaya başladıktan sonra anladım. Orada yurtsever öğrencilerle tanıştım ve böylece 15 Ağustos’u tam olarak anlayabildim. Üniversiteye gittiğim de ben kendimi Türk sayıyordum. Tam inkarın orta yerindeymişim. 1984’ün 15 Ağustos’u benim kişisel olarak da inkardan dönüşümün başlangıcı. Üzerinden iki yıl geçtikten sonra yurtsever harekete karıştım. Mahsum Korkmaz ve arkadaşlarının yarattığı o enerjinin, özgürlük ruhunun üniversitelere yansıması beni de buldu” şeklinde konuştu.
Egîd’in belgeseli
Ayrıca Mahsum Korkmaz’ın belgeselini de hazırladığını belirten İlham Bakır belgesel hakkında şu bilgileri verdi: ''Bugün kendime baktığımda tam 40 yıl önce bir inkâr vardı. Kaderin cilvesi; aradan geçmiş 40 yıl ve bugün Komutan Egîd’in belgeselini hazırlıyorum. Çok sayıda insanla görüştüm. Elbette bu süre içerisinde Heval Egîd’in kim olduğunu Kurdistan tarihi için ne anlam ifade ettiğini politik bilincim gereği biliyorum. Fakat yine de belgesel vasıtasıyla tanıştığım insanlardan Egîd yoldaşa dair o detayları dinledikçe, Egîd yoldaşın fedakar ruhunu, gözü karalığını ve Kurdistan’ın özgürleşmesi için yarattığı öncülüğü çok daha detaylı öğrenmiş oldum. Bu da benim için bir onurdur.’’
15 Ağustos’un eseri
Bakır, 40’ıncı yılında 15 Ağustos’u şu sözlerle özetledi: “40 yılın sonunda Kürt halkının artık geri dönülemez bir şekilde özgürlük sevdasıyla mayalandığını düşünüyorum. Annem Türk fakat Kürt Özgürlük Hareketi’yle tanıştıktan sonra o da değişti. Hem kadın mücadelesi hem mücadeleye bağlılığı anlamında yaşadığı değişiklik 15 Ağustos’un eseridir. Kürt Özgürlük Hareketi, atılımla Kürtlerin ruhunda öyle bir ateş yaktı ki, artık hiçbir baskı, savaş ve katliam Kürtlerin ruhundaki ateşi söndüremez.”