15 Ağustos'a hayat verenler

Dosya Haberleri —

15 Ağustos

15 Ağustos

  • Onlar Rêber Apo’nun felsefesinin en iyi takipçileri olmayı başarmış kişilikler. Her birisinin bir roman, bir destan konusu olan yaşamlarını 15 Ağustos Atılımı vesilesiyle anmak için yazıyorum... Her birisi Kurdistan’ın farklı bir diyarında doğup farklı yollardan geçip aynı nehre aktılar. Bu nehir damla damla çoğaldı ve Kurdistan oldu.
  • HRK’den HPG’ye Kurdistan Gerillası ve Kurdistan’ın dört parçasında halkın geldiği düzey 15 Ağustos Atılımı'nı temel alarak gelişir. Rojava Devrimi'nin sırrını arayanlar 15 Ağustos’u ve Egîd’i görebilmelidir. 15 Ağustos’un ruhu şimdi, Kurdistan’ın dört bir yanında direnen gerillada yaşamaya devam ediyor. Binlerce Egîd, Egîd’in hayalleri için Egîdçe yaşıyor.    

İlk kurşundan günümüze -1-

ANDOK RONAHİ

Bu yazı, 40 yılını tamamlayan bir hamleyi farklı bir şekilde anlatmak için yazıldı. 40 yıllık amansız bir mücadelenin pek çok kazanımı olsa da bu kazanımların en önemlilerinden biri ve bu kazanımların asıl kaynağı bu mücadelenin kahramanları. Her birisi bulundukları zaman diliminde toplumun, zamanın ihtiyaçlarına cevap olmayı başarmış kişilikler. Egemenlerin dayatmalarına inat bitirilmek istenen toplumsal gerçeklik ve Kürt bireyini kavgalarıyla yaratanları yazmaya çalışacağım. Onlar Rêber Apo’nun felsefesinin en iyi takipçileri olmayı başarmış kişilikler. Her birisinin bir roman, bir destan konusu olan yaşamlarını 15 Ağustos Atılımı vesilesiyle anmak için yazıyorum. Anmak için yazmakla birlikte yazarak daha fazla yazılıp edebiyat ve sanatla topluma mal edilmeleri içinde bir kıvılcım olmayı diliyorum. Yazdıklarım sadece bunlardan birkaçı. Halen binler var ki her an anlatılması görevi önümüzde duruyor. Her birisi Kurdistan’ın farklı bir diyarında doğup farklı yollardan geçip aynı nehre aktılar. Bu nehir damla damla çoğaldı ve Kurdistan oldu.

 

 

Komutan Şahin Kılavuz

Hava yağışlıdır, yıllardır zindanlarda, Kurdistan’ın dört bir yanında süregiden işkence ve zulme cevap olmak için ülkeye dönüş kararı alan PKK militanları, Kurdistan’a dönüp işgalci güçlere hesap sorma hırsıyla yola çıkmış, yürüyordur. Yanlarında yokluktan kaynaklı çeşitli markalarda farklı silahlar ve az da olsa belli bir süre silahlı mücadele yürütebilecekleri cephaneleri vardır. Çantalarında birkaç gün kıt kanaat yaşamlarını sürdürebilecekleri çok az erzakları vardır. Tabii taşıdıkları en önemli şey, özgür yaşamı kurma hayalleri ve bu yaşamın önündeki en büyük engel olan sömürgeci güçlere olan öfkedir. Günlerdir yürüdükleri yağmurlu hava, yürüyüşlerini yavaşlatır. Ama 9 arkadaş durmadan, hırsla umutla yürür. Tek sorun vardır. Yolu bilen yoktur. Tariflere göre gidilir. Tabii bir de grubun büyük bir çoğunluğu daha önce böyle bir arazi şartında yürümemiştir. Tüm olumsuzluklara rağmen yürüyüş devam eder. Uzun bir yürüyüş sonrasında Hêzil Çayı'na varırlar. Ancak Hêzil gürül gürül akmaktadır. Başka da yol yoktur. Bu coşkun nehir aşılmalıdır. Çözümü el ele tutuşarak suyu geçmekte bulurlar. Ancak hesaplanmayan bir şey vardır, o da Hêzil Çayı'nın sonbaharın akışındaki hırçınlığıdır. Suya vururlar. Ancak bu hırçın su bu dokuz can yoldaşı alıp götürür. Sadece biri bu sudan kurtulmayı başarır, diğerleri Hêzil suyuna kapılarak şehit düşerler. Tarih 24 Kasım 1982'dir. Grubun komutanı Şahin Kılavuz’dur. Onun ismini Koma Berxwedan’ın dillerden düşmeyen parçasıyla duymuş olsam da okuduklarım ve dinlediklerimle öncelikle yazılması gerekenlerden biri olarak Şahin Kılavuz arkadaşı yazıyorum.

Gümbür gümbür akar gider...

Hêzil Çayı parçasındaki gibi her zaman gümbür gümbür akan biridir Şahin yoldaş. Tuzlu Çayır’dan ilk katılanlardan biridir. Tuzlu Çayır’ı örgütleyen Kemal Pir’i örnek almıştır kendine. Ve Apocu grubun ilk aşamalarından son nefesini verene kadar yıllarca amansız bir kavganın öncü bir militanı olur. Şahin yoldaş 15 Ağustos hamlesinin hazırlık süreçlerinde aktif bir şekilde yer alır. Bu süreçte yazdığı “Halk Savaşında Silahlı Propaganda ve Ajitasyon Faaliyetleri” adlı broşürle bu hazırlık sürecine önemli bir katkıda bulunur.

Şöyle yazar: “Güçlü bir gerilla savaşını başlatmak, ancak güçlü bir siyasi art bölgeye sahip olmaktan geçer. Savaşta tayin edici unsur silahlar değil, silahları harekete geçiren insan gücüdür. Halkın siyasi bir güç haline getirilmesi, savaşın en güçlü temelidir. Kitlelerin siyasi gücü, halkın silahlı kuvvetlerinin gelişmesinin imkanlarını sağlayan en sağlam ve en güçlü üstür. Bugün düşmana karşı halkımızın siyasi, silahlı mücadelesinin ve silahlı kuvvetleri ile siyasi kuvvetlerin geliştirilmesinde önemli stratejik role sahip gerillayı başlatmak, onun ön koşullarını hazırlamayı gerektirir. Halkımızın politik desteğine sahip olmayan bir gerilla savaşının günleri bizde sayılı olacaktır. Düşmanın azgın teröründen koruyacak tek güç, güçlü siyasal art bölgelerdir. Ancak halkımızın gerillaya vereceği maddi ve manevi destek gerillayı yenilmez kılacaktır.”

 

 

İsmi halkında bir kimlik: Egîd

Pek çok parçada duymuştuk adını, Egîd adı onunla birlikte anlamına kavuşur. Anlamına kavuşmakla kalmaz, adı halkında yaşam bulur. Tarihi Farqîn kentinden Êlih ovasına, Ortadoğu sahasından Kurdistan dağlarına dolu dolu bir kavgadır Egîd. 40 yılını doldurmuş olsa da halen dilden dile destanlaşan bir eylemin komutanıdır. Kurdistan’da binlerce genç onun ismini alıp kavgasının, yolunun ardılı olur.

Egîd yoldaşı en iyi Önder Apo tanımlar: “Mahsum yoldaş, yüzyıllardan beridir halkımızın bağrına, bilincine ve yüreğine saplanmış hain bıçağın çıkartılıp, düşmanın beynine ve yüreğine saplanmasının gereğine inanmış; bunu sonsuz bir çabayla kişiliğinde somutlaştırmış ve halkın ancak bu silahla kurtuluşa götürülebileceğinin zorunluluğunu görmüş olanların başında gelmekteydi. Kahramanlık sıfatını en çok hak eden ve halkımızın çağdaş kılıcı olduğunu belirttiğimiz yiğit önderimiz, Egîdimizi, fiziki olarak yitirdiğimiz doğrudur. Ama bir halkın ve yine onun mazlum sınıflarının, soylu geçmiş ve geleceğini kişiliğinde birleştirmiş olanların ölümünden ya da yitirilmesinden bahsedilebilir mi? Egîd yoldaş, halkımızın Parti-Cephe ve Ordu'da mutlaka somutlaşacak olan kurtuluş sürecindeki özelliklerini, kavuşulması gereken bilinç ve keskinleşmesi gereken iradesini varlığında somutlaştırmış ve böylelikle O, temsil ettiği özellikleri Partiye ve halka, ulaşılması gereken ölçüler olarak sunabilecek kadar, yüksek bir kişiliğe ulaşmıştır. Halkımızın ufkuna bir kader gibi giren kölelik yaşamını kendi kişiliğinde parçalamış; devrimci atılımlar içinde yarattığı güçlü, özgür ve çekici kişiliğini milyonları Bağımsızlık, Özgürlük ve Sosyalizme çağrıya dönüştürmüştür. O, bununla yetinmemiş; bu kişilik ve özellikleri halka mal etmenin büyük savaşını vermiş ve bunu önemli oranda başarmıştır. O, uyanmış, özgürlük bilincine ulaşmış ve Parti-Cephe-Ordu silahıyla savaşımın içine çekilmiş Kurdistan halkının ölümsüzlük yürüyüşünün başında yer almıştır.”

Binlerce Egîd Egîdçe yaşıyor

HRK’den HPG’ye Kurdistan Gerillası ve Kurdistan’ın dört parçasında ve dünyanın dört bir yanında kendi kimliğine sahip çıkan halkın geldiği düzey 15 Ağustos Atılımı'nı ve o eylemin komutanını temel alarak gelişir. İlk kurşun Kurdistan halkının dirilişinin, özgürleşmesinin gerçekleşmesinde mihenk taşı rolünü oynar. Rojava Devrimi'nin sırrını arayanlar 15 Ağustos’u ve Egîd’i görebilmelidir. İlk kurşun soykırım rejimiyle beraber o rejimin yarattığı zihniyete sıkılır. “Kurumuş kütük yeşeremez, canlanamaz” diye tanımlanan bir gerçeklikten dünya halklarının devriminin baharını yaratan bir tohum olur. Eğer Şengal’de Êzîdîler tümden yok olmaktan kurtulup bir Özerk Yönetim'e doğru adım atıyorlarsa bunu, 15 Ağustos’la başlayan gerillalaşmadan kopuk ele almak düşünülemez. 15 Ağustos’un ruhu şimdi Zap’ta, Metîna’da ve Kurdistan’ın dört bir yanında direnen gerillada yaşamaya devam ediyor. Binlerce Egîd, Egîd’in hayalleri için Egîdçe yaşıyor.     

 

 

Moral kaynağı Komutan Bedran

15 Ağustos Atılımı denince bahsedilecek ayrı bir komutan daha varsa bir diğeri de Heval Bedran’dır. (Mehmet Sevgat) Tüm savaşlarda olduğu gibi gerilla savaşında da komutanın rolü, komuta arasındaki uyum çok önemlidir. 15 Ağustos eylemi Bedran yoldaşın önemli katkılarıyla gelişir. Yaşamının pek çok anında olduğu gibi 15 Ağustos eyleminin hazırlık sürecinden uygulama sürecine kendinden çok şey katar. O'nu tanıyan herkesin söylediği öncelikli ortak nokta bulunduğu her yerde moral ve coşkunun kaynağı olmasıdır. 1975 yılından Dersim Öğretmen Okulu'nda okurken başlayan coşkulu akış Hilvan-Siverek direnişiyle ayrı bir ivme kazanır, Ortadoğu sahasına hep artan bir tempoyla devam eder.

Bir halk savaşçısı...

Kurdistan’da hiçbir gerilla deneyimi yokken Kurdistan dağlarında gerillacılığı öğrenen ve öğreten ilklerden olur. 1984'ün Haziran ayında Pêşmerge dergisinde yayınlanmış yazısından: "Ülkesi işgal altında iken, toprağı ülke insanları için gerçek bir zindan haline getirilmişken, bunun tek sorumlusu olan sömürgeci Türk faşizmine karşı-çıkarılan bu direnişe ne denmelidir? Açık ki denebilecek tek şey; bu mücadelenin bir neferi, bir militanı, hiç değilse bir destekleyicisi-taraftarı olabilmektir. Bu nedenle, Kurdistan'da bu çizginin bir elemanı olmak çok anlamlıdır. Bir halk savaşçısı olmak, gerçekten Kurdistan'da insanoğlunun erişebileceği en soylu ve en yüksek onura sahip olmak demektir. Ulusal kurtuluş mücadelemiz, savaşçısına böyle anlamlı ve onurlu bir yer sunmaktadır."

Yazısında da dile getirdiği onur ve bu onurun kazandırmış olduğu coşku ve moralle en zor koşullar ve tüm imkansızlıklara rağmen başarının olabileceğini hem yoldaşlarına hem de halka göstermiştir.

***

Bagok direnişinin komutanı Delil

Li Merdînê li Bagok ê Şer dewam kir şev û rok ê...

Bu parçayı herkes bilir ancak bu parçanın Kurdistan Özgürlük Hareketi açısından anlamını bilenler azdır. Bagok direnişi o döneme kadar Kurdistan gerillasının sömürgeci güçlerle en uzun süre çatıştığı olaydır. Düşmana vurulan darbe de o güne kadar yaşananın en büyüğüdür.

Bu savaş halkın gerillaya güven duymasında önemli bir noktayı temsil eder. Evet, dillerden düşmeyen Bagok direnişinin komutanı Delil. (Veli Yaşar) 1980’de katıldığı Özgürlük Mücadelesi'nde kısa bir süre sonra Ortadoğu sahasına geçmiş burada ideolojik-askeri eğitim aldıktan sonra Zagroslar ve Botan’da silahlı propaganda birliklerinde yer almış, gerillanın örgütlenmesinde emek vermiştir. 1986’da 3. PKK Kongresi'ne katıldıktan sonra tekrardan dağlara geri dönmüştür. 1988 Nisan ayında Bagok Dağı'nda PKK tarihinin o güne kadar yaşanmış en büyük çatışması öncesinde bir grup yeni savaşçının eğitiminden sorumludur. 200 civarında askerin öldürüldüğü, helikopterlerin düşürüldüğü çatışma Mêrdîn başta olmak üzere tüm Kurdistan’da destanlaşmıştır. Bu çatışmada yer alan gücün büyük bir çoğunluğu yeni savaşçıdır. Ve bu yeni savaşçı gücünü eğiten ve komuta eden Delil yoldaştır.

***

Ölürken de gülümseyen gerilla Cemşit

Çocukluğumun kahramanlarından biri, beni ben yapanlardan birini anlatacağım. Tabii okudukça dinledikçe onun sadece beni değil benim de içinde olduğum bir toplumu yaratma mücadelesindeki yerini daha fazla gördüm. 25 Mayıs 1988 gününün akşamında Hakkari Dağ Komando Tugayı Komutanı Tuğgeneral Altay Tokat’ın masasına o gün yaşanan çatışmada şahadete ulaşan ARGK gerillalarının cansız bedenlerinin fotoğrafları konulur. Fotoğrafların arasında bir tanesi karşısında Tokat hayretler içinde kalır. Fotoğraftaki gerilla gülümsüyordur. Ölürken de gülümsüyor gerilla Cemşit (Ahmet Kesip).

Altay Tokat yıllar sonra Benavok’ta yaşanan o anı şöyle anlatır: “Ve hiç unutmam, Kesip vardı, Cimşit kod adlı meşhur Ahmet Kesip. O bölgenin komutanıydı. Ahmet Kesip'in resmi gülerek çıkmış. Gülüyor. Ben bunu psikologlara sordum. Psikolog bana ne dedi biliyor musunuz? Kendini ideolojik olarak bir konuya bu kadar veren insan ölürken de güler." Ölürken de gülümseyen gerilla Ahmet Kesip’tir.

Ahmet Kesip

Kulağında İhsan Nuri, Broyê Heskiyê Telî, Ferzende Beg’in öyküleriyle, Kurdistan’ın eşsiz direniş alanlarından biri olan Çiyayê Agirî’nîn eteklerinde büyür. Ahmet Kesip 1977 yılında Serhat’tan parti saflarına katılır. Katılır katılmaz yıllardır aradığını bulmuş olmanın sevinci ve coşkusuyla aşkla sarılmıştır parti görevlerine. 12 Eylül darbesi sonrası grubu partiyle ilişkisi kopar. Yoldaşlarının, partinin akıbetinden habersizdir. Ancak parti yönetimiyle ilişkisi kopsa da partinin amaçlarını ve yöntemlerini biliyordur. İki yıl birkaç arkadaşıyla tek başına kalsa da o zamana kadar öğrendiklerini arkadaşlarıyla paylaşır, arkadaşlarını eğitir ve bu temelde gelecekteki görevlere kendini ve yoldaşlarını hazırlar. İki yıl sonra 1982'de Doğu Kurdistan’da Egîd ve Karasungur yoldaşları görür ve grubuyla birlikte Güney Kurdistan’a gider. Burada bir dönem askeri ve siyasi eğitim aldıktan sonra tekrardan Agirî’ye geri döner. 15 Ağustos hamlesi sürecinde TC’nin yoğun saldırılarının olduğu Agirî’dedir. Bu saldırılara karşı büyük bir direniş ve karşı hamleyi örgütleyen öncü militanlardandır. Agirî’den, Güney Kurdistan’a oradan Zagroslara gittiği her yerde düşmana korku salmış halkının umudu olmuş bir gerilla destanıdır Cemşit.

 

Yarın: Tarih yazan komutanlar…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.