Otlu peynir zamanı
Kadın Haberleri —
- Şükran Çetinkaya, 13 yıldır otlu peynir yaparak hem geçimini sağlıyor hem de kahvaltı sofralarını tatlandırıyor. Ayrıca köy yaşamını seven Çetinkaya, “İçtiğimiz sudan tutun yediğimiz yemeğe kadar her şey doğal” dedi.
Yaz aylarının sonuna yaklaşırken köy ve yaylalarda otlu peynir yapılmaya başlandı. İlkbahar boyunca yüksek yaylalarda peynir için pancar toplayan kadınlar, şimdi de neredeyse zamanlarının tümünü koyun sağma ve otlu peynir yapımına harcıyor. Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Xirwate (Büyükçiflik) köyünde yaşayan Şükran Çetinkaya da otlu peynirlerini hazırlıyor.
Yaklaşık 13 yıldır bêrîvanlık yaparak hem kendi geçimini sağlayan hem de çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayan Şükran Çetinkaya, bir gününü anlattı: "Sabah 06.00’da uyanıyorum. Bir ineğim var, onu sağmaya gidiyorum. Ardından evi temizliyor, öğle yemeğini yapıyorum. Saat 11.00’de koyunları sağmak için yaylaya gidiyorum. Günümün yarısını yaylada koyun sağmakla geçiriyorum. 80 tane koyunum var, her birini sağana kadar çok yoruluyorum. Elde ettiğim sütleri peynir, yağ ve yoğurt yapmak için süt sırasını her hafta birine veriyoruz. Çünkü süt yetmiyor. Her hafta sıra birine geliyor.”
Masraflar fazla, ücretler az
Jinnews’e haftada 7 teneke süt elde edebildiklerini söyleyen Şükran Çetinkaya, ilkbahardan yazın sonlarına kadar elde ettikleri sütün yetmediğini belirtti: “Geçim kaynağımız hayvancılık. Eskiden sütü 30 TL'ye veriyorduk, şimdi 35 TL’ye. Peynirin kilosu 200 TL, geçen sene 150-170 arası satıyorduk. Kış hazırlıkları için kendimize peyniri kaldırıyoruz, kalanı da satıyoruz. Kazandığımız paranın çoğu yaylaya gitmek için harcanıyor, araca ayda 4 bin 200 TL yol parasına gidiyor.”
Her aşaması emek istiyor
Şükran Çetinkaya, kahvaltıların vazgeçilmezi otlu peynirin bin bir emekle hazırlandığı aşamaları paylaştı: "Sabah erken saatlerde yaylaya gidiyoruz. Saatlerce süt sağdıktan sonra sütün temiz olması için iki defa süzgeçlerden geçiriyoruz. Ardından eve gelip peyniri yaptığımız odunlukta büyük tencereler var. Sütleri bir kez daha süzgeçten geçirdikten sonra tencerelere dolduruyoruz ve peynir mayası içine atıp kısa bir süre karıştırıyoruz. 1 saat geçtikten sonra peynir kıvamını alıyor. Peyniri kestikten sonra içine yeteri kadar ot koyup karıştırıyoruz. 1 saat de öyle beklettikten sonra peynirleri, torbalara koyuyoruz. 2 gün torbada kaldıktan sonra bu kez bidonlara koyup toprağa gömüyoruz. Kışa yakın peynirleri topraktan çıkarıyoruz ve tüketiyoruz.”
Son olarak köy yaşantısının ekonomik olarak biraz daha iyi olduğunu kaydeden Şükran Çetinkaya şöyle konuştu: "Bahçemiz ve hayvanlarımız var. Köyde doğal bir yaşam sürdürüyoruz. İçtiğimiz sudan tutun yediğimiz yemeğe kadar her şey doğal, şehir hayatından daha iyi bir yaşam sürdürüyoruz köyde." COLEMÊRG