‘Yoksulluk en çok bizi öldürüyor’
Kadın Haberleri —
- Devletin 2025 bütçenin savaşa ve Diyanet’e ayrılması hem kadın hem de çocukları yoksulluğa sürüklüyor. Kadınlar, “Korku imparatorluğu kuruldu. Bu düzenin değişmesi gerekiyor. Yoksulluk en çok bizi öldürüyor” dedi.
Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz en çok da kadın yoksulluğunu derinleştiriyor. Her dönem açıklanan verilerde kadın işsizliği tüm işsizlik türleri içinde en yüksek orana sahip olurken, çalışan kadınlar için de güvencesiz, yarı zamanlı, esnek istihdam düzenlemeleri yaygınlaştırılıyor. Bütçe kadına, çocuğa, sağlığa, eğitime değil, savaşa harcanıyor. Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda 2025 yılı bütçe görüşmelerinde, savaşa 1 trilyon 608 milyar lira ödenek tahsis edilmesi planlanıyor. 2024'te 971 milyar lira olan savaş bütçesi bu yıl yüzde 165 arttı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ayrılan bütçe teklifi ise 407 milyar 10 milyon 627 bin lira oldu.
Kadınlar ise devletin kendilerini yoksullaştırıp, erkeklere mecbur bırakmasına tepki gösteriyor. Gülser Tuna, kadın ve çocuk yoksulluğunun, kadına yönelik şiddetle de bağlantılı olduğunu ifade ederek, iktidarın erkek şiddetine taviz verdiğini vurguladı.
“Kadınlar eve hapsedilmek isteniyor. İşsizlik korkunç boyutta. Gençler için herhangi bir iş alanı açılmıyor. Bütün gençler şu anda dışarıya gitmeye çalışıyor. Asgari ücret de şu anki giderlerimizi karşılamıyor. Çocukların zaten okul giderleri var. Tabi ki bu da insanları bunalıma sürüklüyor. Özellikle şu anki hükümetin bakış açısında erkekleri egemen ve aile reisi olarak gösteriyor dolayısıyla erkekler de bu durumu kadınlardan ve çocuklardan çıkarıyor.”
Korku imparatorluğu kuruldu
Bütçenin en fazla savaşa ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılmasının, insanların bütçesine de darbe vurduğunu kaydeden Gülser Tuna, Jinnews’e şunları söyledi: “Çocukluğumuzdan beri bakıyoruz, sadece silahlanmaya yatırım yapılıyor. Şimdi bir de savunma giderleri adı altında yasalar çıkarılmaya çalışılıyor. Bu konuda ülkeler de birbirleriyle yarış halinde. Savaşa dur dememiz gerekiyor. Muhalefet bu konuda çok aşırı yetersiz. Vatandaş çaresizce izliyor, elimiz kolumuz bağlı. Üç, beş kişi çıkınca da korkutmak için hepsini içeri atıyorlar. Korku imparatorluğu kuruldu. Ama umutsuz değiliz, bu halk elbet bir gün bir biçimde yasal olarak dur demeyi öğrenecek.”
Örgütlülükten başka çare yok
“Kapitalizm öldürüyor ama en çok da kadını öldürüyor” diyen İlknur Maral, “Uzunca bir süre yalnız, geçinmek zorunda kaldım. Çocuğumu tek başıma uzun bir süre büyütmek zorunda kaldım. O yüzden yansımalarını da bire bir hissediyorum. Yakın zamanda Selçuk’ta yaşanan durum da gözümüze başka bir şekilde sokulamayacak bir gerçekti. Buradan da görüyoruz, yoksulluk en çok bizi öldürüyor” diye belirtti.
Selçuk’ta beş çocuğun çıkan yangından etkilenerek yaşamlarını yitirmelerinin ardından hem AKP’lilerin hem de ana akım medyanın çocukların annesini suçlamasından da bahseden İlknur Maral, “Her şey kadının bedeni, yaptıkları üzerinden gidiyor. ‘Biz gittik ama çocuklarını vermediler’ diyorlar. Olmaz zaten veremez, vermemeli de. Gidip çocuklarını istemek değil, o durumun çözümlenmesi gerekiyor ama kapitalizm zaten böyle bir durumu çözmez, işine gelmez. Bir çözüm var, bu düzenin değişmesi lazım. Sosyalizmden başka hiçbir şey çözemeyecek bu durumu zaten. Daha çok yan yana gelmemiz lazım. Yan yana olmaktan, daha örgütlü daha güçlü birlikte olmaktan başka yolumuz yok” dedi.
Kadın da yoksul çocuk da
İsminin açıklanmasını istemeyen bir kadın da kadın yoksulluğunun iktidar tarafından bilinçli bir şekilde yapıldığını vurguladı ve ekledi: “Kadınların kaç yaşında evlenmesi, nasıl giyinmesi, kaç çocuk doğurması ve evde oturup çocuklarına bakmaları gerektiğini söyleyen bir iktidar, kadınları elbette yoksullaştırır. Evet, ülkede bir ekonomik kriz var ama kadınlar bu ekonomik krizi daha derin yaşıyor. Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir kadın, eşinin vereceği parayla yetinmek zorunda kalıyor. Ekonomik bağımsızlığı olan kadın, nasıl geçineceğim diye düşünüyor. Aynı şey çocuklar için de geçerli. Zaten bir ülkede kadın yoksulsa çocuk da yoksuldur.” İZMİR