PADÊ’yi kapatmak...

Forum Haberleri —

PADÊ

PADÊ

  • Tevgera Komalgeyê Azadî ve Demokratik Mücadele Cephesi Partisi gibi Êzîdî halkının siyasi iradesini temsil eden PADÊ’nin kapatılması da, anti-demokratik, sömürgeci soykırımcı Türk devletinin ve Barzani ailesinin ihanetçi dayatmasının sonucudur.
  • Şengal halkı için, faşist Saddam zulmü bitmiş, onun yerini Barzani zulmü almıştır. Değişen, zulmedenin ulusal kimliği olmuştur. Bir taraftan da eline geçirdiği maddi imkanlar yolu ile Kasım Şeşo vb. unsurları satın almışlar, öte yandan da bazılarını maaşa bağlayarak, kendini alanda mutlak egemen haline getirmeye çalışmışlardır Böylelikle ne siyasi, ne de askeri olarak Êzîdî halkının örgütlenmesine izin vermeyerek her türlü fiziki soykırımın zeminini hazırlamışlardır.

BAHATTİN SEMSÛR

Maxmur kamp direnişinde şehit düşen Deniz Fırat’ı şehadetinin 10. yıldönümünde saygı ve minnetle anıyoruz.

Şengal fermanının 10. yıldönümünde Irak Yüksek Mahkemesi demeyeceğiz, Irak yönetimi Êzîdîlerin partisi olan PADÊ’yi kapatma kararı aldı. Elbette yalnız Êzîdîlerin partisine ilişkin bir karar değildi. Aynı zamanda Irak’ın ve Başûrê Kurdistan’ın demokratikleşmesi temelinde örgütlenen Tevgera Komalgeyê Azadi ve Demokratik Mücadele Cephesi Partisi’ni de kapatma kararı aldı.

Diğer her iki parti örgütlenmesi de Êzîdî halkının siyasi iradesini temsil eden PADÊ’nin kapatılması kadar, anti-demokratik, sömürgeci soykırımcı Türk devletinin ve Barzani ailesinin ihanetçi dayatmasının sonucudur. Biz bir köşe yazısının sınırlarını gözeterek, daha çok PADÊ’nin kapatılması üzerine durmak istiyoruz.

Ulusal hainler: Barzani, Fuat Hüseyin, Rêber Ehmed

Böyle bir kararın DAİŞ’in Şengal’de soykırım uygulamasının 10. yıldönümüne denk gelmesi tesadüf değildir. Üzerinde düşünülmüş, tasarlanmış politik bir karar olduğu çok açıktır. Bir iki gün önce ABD yetkilileri 9 Ekim Şengal anlaşmasının uygulanmasına yönelik bir açıklama yaptılar. Aynı süre içerisinde, hain Fuat Hüseyin ve Rêber Ehmed, Êzîdî halkının siyasi, toplumsal, ekonomik, kültürel ve öz savunma kazanımlarının tasfiyesi anlamına gelen, 9 Ekim Şengal anlaşmasının uygulanmasını dile getirdiler. Şengal halkını soykırımla karşı karşıya getiren, böyle bir komplonun içinde olan KDP yetkililerinin bu açıklamaları ile PADÊ’nin kapatılması arasındaki ilişkiyi göz ardı etmemek lazım.

 Öncesi de var. Fuat Hüseyin sömürgeci soykırımcı Türk devleti ile görüşme sürecinde “PKK, Başûrê Kurdistan’da ve Irak’ta yalnızca askeri olarak bulunmuyor. Farklı çalışma ve örgütlemeleri de vardır” diyerek aslında Irak yönetiminin böyle bir karara gitmesinin zeminini yaratmıştır. PADÊ birkaç aylık ve yıllık bir parti değildir. 2016’da resmi Irak Anayasası ve ilgili yasalarına uygun olarak kurulmuştur. Irak yönetiminin ilgili kurumlarınca onaylanmış ve bu 8 yıllık süre içerisinde yapılan bütün seçimlere katılmış ve Êzîdî halkından önemli oranda oy almıştır. Ayrıca PADÊ köklü bir demokrasi mücadele geleneğine sahip bir partidir. DAİŞ’in Şengal’e saldırısı öncesinde de Şengal halkı TEVDA örgütlenmesi ile, Barzani ihanetçilerinin tüm engelleme çalışmalarına rağmen, Êzîdî halkını bilinçlendirme ve örgütleme çalışmaları yürütmüştür. O dönemde de Irak yönetimine, TEVDA’nın, APOCU olduğuna dair, ihbarda bulunmuşlar, ancak Irak yönetimi bunu araştırmış ve sonra ciddiye alınacak bir ihbar olarak değerlendirmemiştir. İşte böyle bir siyasi-toplumsal birikime dayanarak PADÊ kuruluşunu ilan etmiştir.

DAİŞ 2014 yılında vahşi bir biçimde Şengal’e saldırıp binlerce Êzîdî’yi katledip binlercesini yaralamış ve binlerce çocuk, kadın ve erkeği yanında götürürken Irak yönetimi çoktan savaş alanını terk edip kaçmıştır. Güvenliğinden sorumlu olduğu Şengal’i DAİŞ çetelerine bırakmıştır. Elbette Şengal’i bırakıp kaçan sadece Irak yönetimi ve ordusu değildi. 2003 yılından bu yana diktatör Saddam Hüseyin’in yıkılmasından sonra Şengal’e yerleşen KDP yönetimi ve peşmergeleri de bırakıp kaçtılar.

Barzani ailesi Şengal’e yerleştiğinde, aylarca, Irak ordusunun alanda bıraktığı ağır ve ferdi silahları depolarına taşımışlardı. Aynı dönemde, faşist Saddam’ın ordusunda ve polis teşkilatında 5-6 bin civarında Êzîdî görev yapıyordu. Sömürgeci faşist BAAS rejimi yıkılınca, ordu ve polis teşkilatından Şengal’e gelenler, yanlarında hatırı sayılır miktarda silah getirmişler. Ancak hain Barzani ailesi, bütün silahları toplamış, silah taşımayı yasaklamış ve ardından da Êzîdî halkının silahlanmasına izin vermemiştir. “Peki kendimizi nasıl savunacağız dediklerinde” ise “biz buradayız, biz savunuruz” diyerek, 74. fermanın zeminini hazırlamışlardır. Aynı şekilde, KDP dışında hiçbir siyasi partinin kendini örgütlemesine de izin vermemişlerdir.

Saddam’ın yerine Barzani zulmü

Barzani ailesi Êzîdî halkına birçok vaatte bulunmuş, ancak Başûr’da iktidar olunca, vaatlerini bir yana bırakmıştır. Şengal halkı için, faşist Saddam zulmü bitmiş, onun yerini Barzani zulmü almıştır. Değişen, zulmedenin ulusal kimliği olmuştur. Bir taraftan da eline geçirdiği maddi imkanlar yolu ile Kasım Şeşo vb. unsurları satın almışlar, öte yandan da bazılarını maaşa bağlayarak, kendini alanda mutlak egemen haline getirmeye çalışmışlardır Böylelikle ne siyasi, ne de askeri olarak Êzîdî halkının örgütlenmesine izin vermeyerek her türlü fiziki soykırımın zeminini hazırlamışlardır.

Şengal’in önde gelen kişilikleri tehlikeyi sezmişler, kaygılarını, alınması gereken tedbirleri hain KDP yetkililerine aktarmışlardır. Verilen cevap ise “Burada binlerce peşmergemiz var. Sizi koruyacağız. Peşmerge burada oldukça korkmayın” şeklindedir. Oysa, şehir üç taraftan DAİŞ çeteleri tarafından kuşatılmıştır. Sadece açık olan Duhok yoludur. O da hainlerin elindedir. DAİŞ çetelerinin sesi duyulur duyulmaz, kahraman Barzanilerin kahraman peşmergeleri (!) arkalarına dahi bakmadan, Êzîdî halkına verdikleri sözü ayakları altına alarak, utanç içinde kaçmışlardır.

 Hatta önlerine çıkan Êzîdî halkından bazı insanları “kaçıyorsunuz bari silahları bize verin biz toprağımızı ve namusumuzu koruyacağız” demişlerdir. Bunların yüzüne dahi bakmaksızın, hatta bazılarını öldürerek, arkalarına bakmadan kaçmaya devam etmişlerdir. Düşmana kurşun sıkacak cesaretin zerresi dahi kalmamış, kahraman peşmerge (!) kendilerine engel olmak isteyen ve onlara vatan, onur, namus değerlerini hatırlatan birkaç genci katlederek, Kürtlere karşı ne kadar “yiğit” (!) olduklarını, yani ne kadar hain olduklarını bir kez daha göstermişlerdir.

Şengal’den kaçanlar, Şengal’ savunanlar kimdir?

Êzîdî halkı büyük bir fiziki soykırım ile karşı karşıya bırakılmıştır. Êzîdî halkı tam da böyle felaket ile boğuşurken PKK Şengal’i savunmak üzere 12 kişiden oluşan bir öncü ve fedai gücü göndermiştir. Bunların hepsi belgeli ve görüntülüdür. İnkara gelmez konulardır.

Aynı süreçte YPG ve YPJ savaşçıları da Rojava’dan gelip insanlık koridoru açarak yüzbinlerce Şengalliyi Rojava’ya yerleştirmiştir. Her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılaşmışlardır. DAİŞ çeteleri karşısında içlerinde ABD, İngiltere ve Fransa’nın içinde olduğu geniş bir koalisyon oluşturulmuştur. PKK bu koalisyona dahil olmadan Êzîdî halkına karşı duymuş olduğu tarihsel, toplumsal, duygusal ve ahlaki sorumluluğundan dolayı sonuna kadar Şengal’i savunmuştur ve özgürleşmesinde öncü rol oynamıştır. Siyasi anlamda şehid Mam Zeki, askeri alanda Egîd Civyan, Dilşêr Herekol ve Memo gibi fedai kişilikler rol oynamıştır. Bu da belgeli ve görüntülüdür. İnkara gelmez.

Maxmur Mülteci Kampı da DAİŞ saldırısı ile karşı karşıya geldiğinde Têkoşer Gever gibi PKK’nin öncü komutanları Maxmur halkı ile birlikte büyük bir savunma yapmışlardır. Hewlêr’in DAİŞ’in eline geçmesini engellemişlerdir.

Bu durum karşısında dönemin Irak başbakanı Haydar Ebadi PKK’ye teşekkürlerini kamuoyu önünde açıklamıştır. PKK’nin varlığını Irak yönetimine ihbar eden Fuat Hüseyin’in şefi Mesut Barzani de -ki o dönemde Federal Kurdistan Bölgesi Başkanı’ydı- gerillanın süngerden yapılmış minderi üzerinde bağdaş kurarak komutan Têkoşer’e teşekkür etmiştir. Komutan Têkoşer daha sonraki yıllarda, sömürgeci soykırımcı Türk devletinin saldırıları sonucu şehadete ulaşmış gerçek bir welatparêz HPG komutanıydı. Şu ilginçliğe ve utanmazlığa bakın ki bir dönem Irak’ta ve Başûrê Kurdistan’da, DAİŞ karşısında savaşmasını meşru gören teşekkür edilen, alkışlanan adını bile vermeden PKK ile ilişkilendirilerek PADÊ kapatılmaktadır. Burada büyük bir soysuzluk ve ahlaksızlık sergilenmektedir. Ancak bilinmeli ki, kanunlar geçicidir, kalıcı olan insanlık ve ahlaktır.

75. ferman olmasın diye…

Şengal halkı soykırım ile yüz yüze iken, kurşunlanırken, kan deryası içinde boğulurken kulaklarını, gözlerini ve vicdanlarını kapatıp kaçmışlardır. Şengal halkı kahramanca direnerek KDP’nin ihanetine ve Irak ordusunun korkaklığına ve DAİŞ çetelerinin vahşi saldırılarına rağmen, kendini küllerinden yaratırcasına bir daha böyle felaketler ve olası 75. Ferman ile karşılaşmamak için öz gücü temelinde örgütlenmiştir. Özellikle DAİŞ çeteleri defedildikten sonra tekrardan Êzîdî halkının siyasi iradesini inkar edip yasaklamak hangi insanlığa, hangi hukuka ve hangi ahlaka sığar? Sömürgeci Türk devletinin atına binip kılıcını kuşanarak Şengal’e yeni bir ferman hazırlamak, Irak devletinin işi olmasa gerek. Irak devleti böylesi utanç verici bir duruma girmemeliydi. Yol yakınken, zararın neresinden dönülürse kârdır.

 Aksi takdirde mevcut Irak yönetimi, Êzîdîler söz konusu olduğunda soykırımcı faşist Saddam Hüseyin ile aralarında ne farkın olduğunu açıklamak durumundadırlar. Saddam Hüseyin’in 1974-75’te Şengal’de Êzîdî halkına karşı yaptıklarını kıyaslamak durumundadırlar. Aksi takdirde muhalefetteyken Ali ve Ebuzer iktidar olunca Muaviye mi oldular, diye herkes soracaktır. Bu yüzden Irak yönetimi ve Barzani ailesi Êzîdîlere karşı yürütülen soykırım suç pratiğinden kendi yakalarını kurtaramayacaklardır.

Muaviye ve Harpagos olmaya koşanların zulmüne ve sömürgeci soykırımcı Türk devleti ve DAİŞ zulmüne karşı direnen herkesin bu konuda sesini yükseltmesinin zamanıdır.

Êzîdî halkı, DAİŞ’in fiziki soykırımına ve Barzani ailesinin ihanetine karşı kendisini yeniden yaratmış, örgütlenmiş, bilinç oluşturmuş, özgür kadın iradesini açığa çıkarmış bir halk olarak bu saldırıları boşa çıkarmayı büyük bir irade ile başaracaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.