Puan sistemiyle pişmanlık ölçülüyor

Cezaevi

Cezaevi

  • Puanlama sistemiyle pişmanlık dayatılan tutsaklar 45 puanın altında kalınca şartlı tahliye, denetimli serbestlik veya açık hapishane hakkından yararlanamıyor.

ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL

5275 Sayılı Kanun'un “hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi halin belirlenmesi” başlıklı 89. maddesi uyarınca çıkarılan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” 1 Ocak 2021'de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bir puanlama sistemini de içeren bu yönetmelik, Ocak 2022'de devreye sokuldu.

Cezaevleri pişmanlık dayatıyor

Yönetmelik, siyasi tutsaklar için pişmanlık dayatmasına dönüşüyor. Yönetmelikte “Yapılan bu değerlendirmelerde infazın tüm aşamalarında hükümlülerin katıldığı iyileştirme ve eğitim-öğretim programları ile sosyal ve sportif faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlığı, ceza infaz kurumu kuralları ile kurum bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezaları dikkate alınacaktır” ifadesi yer alıyor.

45 puan altına tahliye yok!

Puanlama sistemiyle beraber taraflı ‘iyi hal’ değerlendirme raporları da tepki topluyor. İyi hal puanlama sisteminde alt sınır 45, üst sınır 80 puan olarak belirlenmiş. 45 puanın altında kalan bir tutsak, şartlı tahliye, denetimli serbestlik veya açık hapishane hakkından yararlanamıyor.

Kendi kendine karar veriyor

Yönetmelikte Kasım 2022'de değişiklik yapıldı ve değerlendirme periyotlarının 6 ay ile bir yıl olarak belirlenen süreleri ‘en az üç ay en çok bir yıl’ olarak değiştirildi. 6 ayda bir değil de üç ayda bir değerlendirmenin önünün açılması, tutsakların ehine gibi görülse de işin aslı böyle değil. Zira ‘üç ayda bir’ ifadesi kağıt üzerinde kaldı. Cezaevlerinin aşırı dolu olması nedeniyle tutsaklar bu değerlendirmelere üç ayda bir çıkamıyor. Kurul, tutsaklarla üç ayda bir yüz yüze görüşme yapmak yerine daha önceki değerlendirme notları üzerinden değerlendirme yapıyor

 

Gülseren Yoleri

 

Ne kadar ıslah oldun?

Gazetemize konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 45-80 puan sistemi ile tutsakların ‘ıslah olma’ derecelerinin ölçüldüğüne dikkat çeken Yoleri, “Ne kadar ıslah oldu? Buna bakılıyor. Şartlı tahliye ve denetimli serbestlik süreleri geldiği halde özellikle siyasi mahpusların bu haktan yararlanmaları engelleniyor” dedi.

Hakkıyla yapılıyor mu?

Tutsaklara dayanaksız gerekçelerle ‘iyi halli olmadığına’ dair raporlar düzenlendiğinin altını çizen Yoleri, mahpuslardan bu konuda ciddi şikayetler aldıklarını belirterek ekledi: “Adalet Bakanlığına ve Ceza Tevkif Evleri Başkanlığına, ‘Cezaevlerinde iyi hal değerlendirmeleri hakkıyla yapılıyor mu? Bu değerlendirmeler hangi kriterler üzerinden yapılıyor' diye soruyoruz.”

Olmayan faaliyete katılmayana ceza

Tutsakların iyi halli olup olmadıklarına dair değerlendirme, yönetim servisi, eğitim ve öğretim servisi, psiko-sosyal yardım servisi, güvenlik ve gözetim servisinden oluşan dört ayrı servis tarafından yapılıyor. Bu puanlama da bu servislerin değerlendirme notları baz alınarak veriliyor. Her servisin değerlendirme kriterlerine tek tek bakıldığında çerçevelerinin net belirlenmediği, objektif bir değerlendirmenin imkansız olduğu görülüyor. Yoleri, “İHD’ye gönderilen mektuplarda mahpusların puan alamama nedenlerinden biri ‘sunulan faaliyetlerden yararlanamama’ olarak gösteriliyor. Ppek çok mahpus sosyal faaliyet talep ettikleri halde bu talebin karşılanmadığını dile getiriyor” dedi.

Aramaya yardım etmezsen puan yok!

Puan kırma gerekçelerinden birinin de “Aramalar sırasında memurlara yeterince yardımcı olmadı” şeklinde ifade edildiğini belirten Yoleri, şöyle devam etti: “Aramaya engel oldu demiyor, kapıyı kapadı, açmadı demiyor.'Yeterince’ yardımcı olmadı’ diyor. Yardımdan kasıt ne? Neye göre yeterince? Bütün bunlar subjektif değerlendirmelere konu ve ispatı mümkün değil. Hücrenin içinde bir mahpus buna nasıl itiraz edecek? Olay anında kamera kaydı yoksa oradaki somut durumu mahpus nasıl belgeleyebilir? Mahpuslar tamamen oradaki memurların insafına terkedilmiş durumda.”

Tanımadığı tutsak için rapor

“Kurulun her bir mahpusla üç ayda bir yeterli, nitelikli bir görüşme yapması nasıl mümkün olacak?" diye soran Yoleri, "Hapishaneler çok dolu olduğu için mahpuslar çok kısa sürede dinlenmek zorunda, hiçbir servisin bir mahpus hakkında yeterli değerlendirme yapacak vakti olamaz. Mahpusla hiç karşılaşmamış bir memur, mahpus hakkında bir değerlendirme raporu düzenleyebiliyor. Daha önce yapılan bir görüşme üzerinden yeniden rapor hazırlanıyor, eski veriler üzerinden değerlendirme yapılıyor. Dolayısıyla mahpusların gerçek durumunu asla görmeden düzenlenen raporlardan söz ediyoruz” şeklinde konuştu.

Görevlinin insafına terk

Değerlendirme kriterlerinin ve çerçevesinin de net olmadığının altını çizen Yoleri, şunları ifade etti: “Durumu aynı olan iki ayrı cezaevindeki mahpusun biri 45 puanı alabilirken diğeri alamıyor, yani cezaevlerinde bir görevliden diğer görevliye yoruma bağlı olarak değerlendirmeler değişiyor, bu da değerlendirmelerin objektif kriterlerden uzak olmasıyla ilgili. Bu kurul oluşmadan önce şartlı tahliye süreci gelen mahpuslar süresi geldiğinde genellikle tahliye ediliyordu ama artık bu süreç kurul kararlarıyla uzatılıyor.”

İtiraz sonrası da kaos

Hazırlanan ‘iyi hal’ raporlarına ilişkin İHD olarak pek çok itiraz aldıklarını dile getiren Yoleri, şunları ekledi: “Mahpuslar neredeyse bir avukat gibi çalışıyorlar ama kendilerini anlatamıyorlar, çünkü bir rapora itiraz edildiğinde bu sefer belirsiz bir durum ortaya çıkıyor. İtiraz sonrasında yeni bir müddetname (hükümlünün ne kadar süre cezaevinde kalacağını gösteren belge) düzenlenmediği için mahpus ne zaman tahliye olacağını bilmiyor. Bu bir karmaşaya neden oluyor. İtiraz süreçleri UYAP’ta düzenlenemiyor, yani sistemde ciddi problemler var. İnfaz hakimliği diyelim ki itirazı değerlendirdi, ama bu UYAP’a girilemiyor. Sisteme giren bir memur bile o mahpusun gerçek durumunu anlamak için bocalıyor.”

 

Baran Elma

 

Hukuka ve mantığa aykırı

Görüştüğümüz Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hapishaneler Komisyonu Üyesi Baran Elma ise her ne kadar Gözlem ve Sınıflandırma Yönetmeliği’nde belli puanlama kıstaslarına yer verilmişse de siyasi tutsaklar için bu puanlama usulünün şekli ve uygulanılabilirlikten uzak olduğunu belirtti. Usulen bir puanlamaya gidildiği söylense de bu süreçte esasen öne çıkan belli hususlar olduğunu kaydeden Elma, şunlara dikkat çekti: “Buradan hareketle bir iyi hallilik değerlendirilmesine gidiliyor. Bunlardan ilki mahpusun örgütle ilişiğinin kesilmediği, ikincisi ise pişmanlık göstermediğine ilişkin noktalar. Birinci nokta olarak belirtmiş olduğum örgütle ilişiğin kesilmemesi durumu hukuka aykırı bir değerlendirmedir. Çünkü cezaevine girmekle kişinin örgütle bağının koptuğu var sayılmalıdır, zira cezaevi devlet egemenliğinin çok yoğun yaşandığı, denetim mekanizmalarının çok işler olduğu bir alan. Bu haliyle yapılan ilişik değerlendirmesi hukuka da mantığa da ters düşmektedir.”

Pişman edelim yaklaşımı

Puanlama sisteminin pek çok imkandan yoksun bırakılan tutsaklar için adeta bir sopaya dönüştüğünü vurgulayan Elma, şunları söyledi: “Çekilen cezayı daha da katmerleştirmekte ve idarenin keyfiyetine imkan tanımakta. Soruşturma ve kovuşturma denilen tüm yargılama safhalarında suç isnadı altındaki kişiye hüküm verilinceye kadar pişman olup olmadığı sorulur. Pişman olduğuna dair bir yaklaşım içine giren kişi kendisini yargılayan makamı ikna edebilirse zaten etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanır ve aldığı cezada indirime gidilir. İnfaz sürecinde karşılaştığımız durum genelde kişi etkin pişmanlıktan yararlanmamış, koşullu salıverilme için öngörülen cezayı da geçirmiş ama halen kendisinden bir pişmanlık performansı bekleniyor.  Bu haliyle kanunen mahkemelere tanınan bir yargılama kurumunun infazda da uygulanmaya çalışılması hukuk ve hakkaniyetten yoksundur.

Tüm hukuk yolları zorlanıyor

İdare ve Gözlem Kurulu kararlarına karşı infaz hakimliğine şikayette bulunduklarını belirten Elma, sşöyle konuştu: “Burada ret kararı alırsak yetkili ağır ceza mahkemesine, oradan da ret edilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyoruz. AYM'den alacağımız bir olumsuz kararı da Avrupa İnsan Hakları Mahkesine (AİHM) götürmeye ve oradan özgürlükçü bir karar almaya çalışıyoruz. Yani bütün hukuki yolları tüketiyoruz, ancak bunun hukuki bir soruna indirgenemeyecek kadar sistemli bir sorun olduğunu düşünüyoruz.” 

 

* * *

Kurul kimlerden oluşuyor?

İlk duyurulduğunda kurulda yer alan görevliler şöyle sıralanıyordu; cezaevi müdürü, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, psikolog, psiko-sosyal yardım servisinde görevli bir personel öğretmen, infaz koruma baş memuru ve kurum müdürü tarafından seçilen bir teknik personel. Daha sonraki düzenlemeyle içine Cumhuriyet Başsavcısı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığından görevli birer uzman eklendi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.