Yaraları açık verildi

Şefik Esen

Şefik Esen

  • Eskişehir Osmangazi Üniversite Hastanesi’nde yaşamını yitiren hasta tutsak Şefik Esen’in cenazesi, yaraları açık bir şekilde ailesine teslim edildi.   

Şefik Esen’in ağır hastalığına rağmen serbest bırakılmaması, sağlık hakkına erişiminin engellenmesi ve cenazesine yapılan saygısızlığın, tüm insani ve hukuki kuralları alaşağı ettiğini belirten DEM Parti, "Yumuşama ve normalleşme söylemini diline pelesenk edenlerin Şefik Esen şahsında Kürtlere reva gördüğü 'normal'in, ölüm ve zulüm olduğu bir kez daha ortaya çıktı" dedi.

Afyon Bolvadin T Tipi Kapalı Cezaevi'nden Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılan hasta tutsak Şefik Esen, 40 günlük tedavinin ardından yaşamını yitirdi. Esen’in cenazesi hiçbir tıbbi tedbir alınmadan açık yaralarla ailesine teslim edildi. Amed’e götürülmek üzere Ankara Esenboğa Havaalanı'na götürülen Esen'in cenazesinin hastanede kefenlenirken kana boyandığı ve babasının tüm ısrarlarına rağmen yaralarının kapatılmadığı öğrenildi. Ankara Esenboğa Havaalanı’na vardığında ise Esen’in tabutunun altından kanların aktığını ve tabutun havaalanı personelleri tarafından naylonla sarıldığı aktarıldı. Naylonla sarılan ve çivilenen tabutun ardından Esen'in cenazesi havaalanı personelleri tarafından uçağa bindirilmek üzere götürüldü.

36 yaşındaki Esen'in cenazesi önceki akşam Diyarbakır Havaalanı’na getirildi. Esen’in cenazesini ailesi, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed El, Xana Axpar (Çınar) ilçe örgütleri, Xana Axpar Belediye Eşbaşkanları Semra Akyüz ve Mehmet Şerif Arzu karşıladı. Ardından Xana Axpar’a bağlı Beşpınar kırsal mahallesine götürülen Esen’in cenazesi burada toprağa verildi.  

Sosyal medya paylaşımlarından

Sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 12 Şubat’ta Manisa’nın Alaşehir ilçesinde gözaltına alınan Esen, “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklanmıştı. Afyon Bolvadin T Tipi Cezaevi’ne götürülen Esen, yaklaşık 40 gün önce hastalıklarından kaynaklı Eskişehir H Tipi Cezaevi’ne sevk edilmişti. Birçok kronik rahatsızlığını yanı sıra Akdeniz anemisi olduğu için 3-4 haftada bir kan değiştirmesi gereken Esen’in, tedavi gördüğü sürede, infaz erteleme ve denetimli serbestlik talebinde bulunduğu fakat taleplerinin kabul edilmediği öğrenildi. Ailesi, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını aktardı.

Düşman hukukunda bile yok

Şefik Esen'in cenazesine yapılanlara tepki gösteren DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, son iki ayda 5 hasta tutsağın cezaevinde göz göre göre ölüme gönderildiğini hatırlatarak, "Cezaevleri bir ölüm evine dönüşmüş durumda. Hasta tutsaklara karşı düşman hukukunda bile adı olmayan uygulamalar ve şartlar dayatılıyor. Şefik Esen’e yapılanlar, naaşına gösterilen saygısızlık ve yaraları açık şekilde ailesine teslim edilmesi, bu ülkenin en büyük utancıdır. 1 yıl 3 ay olan cezasından dolayı tutuklanan Esen, Akdeniz anemisi olmasına rağmen tedavisi yapılmamış. Tüm bunlar aleni politik cinayettir. Cezaevlerinde tecrit var, işkence var, ölüm var” dedi. 

Devlet sınır tanımıyor

“Yıldırım Han, Rêber Soydan, Ercan Çakar, Ergün Akdoğan ve Şefik Esen. Bu insanlar son aylarda cezaevlerinde kaybettiklerimizden” diyen DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları da şu sözlerle tepki gösterdi: “7'den 70'e herkesi terörist ilan edip tutuklayan, sonra da insanlık dışı muameleye tabi tutan anlayış, cinayet işlemeye devam ediyor. Şefik Esen’in cenazesine yapılan saygısızlığı ise ne ahlakla ne dinle ne hukukla ne vicdanla ne de düşmanlıkla açıklayabiliriz. Kürt düşmanlığı sınır tanımıyor. Bu zulme karşı her alanda, sorumlu olanlar hesap verene dek mücadelemiz sürecek." 

İktidarın normali ölüm ve zulümdür

DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu eş sözcüleri Sevda Çelik Özbingöl ve Öztürk Türkdoğan tarafından yapılan yazılı açıklamada ise şunlar ifade edildi: "AKP iktidarının tecrit ve kötü muamele politikaları cezaevlerini işkencehaneye dönüştürüyor, hasta tutsaklara adeta bir idam cezası uygulanıyor. Bu intikamcı politika sonucunda son aylarda cezaevlerinde 5 hasta tutsak hayatını kaybetti. MED-TUHADFED verilerine göre; cezaevlerinde 2021'de 52, 2022'de 78, 2023'te 43, 2024'ün ilk 6 ayında ise 26 kişi yaşamını yitirdi. Adalet Bakanlığının verilerine göre ise 2018-2023 yılları arasında toplam 2 bin 258 mahpus cezaevlerinde yaşamını yitirdi. Bu durum oldukça vahimdir. Esen’in ağır hastalığına rağmen serbest bırakılmaması, sağlık hakkına erişiminin engellenmesi ve cenazesine yapılan saygısızlık tüm insani ve hukuki kuralları alaşağı etti. Yumuşama ve normalleşme söylemini diline pelesenk edenlerin Şefik Esen şahsında Kürtlere reva gördüğü 'normal'in ölüm ve zulüm olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Siyasi iktidar, hasta tutsakların sağlığa erişim hakkını insan onuruna yakışır hale getirmek ve ağır hasta tutsakların durumuna ilişkin çözüm sağlamak yükümlülüğü altındadır. Siyasi iktidar; cezaevlerini muhalifler için ölüm evlerine çevirmekten vazgeçmeli, ağır hasta tutsakların tahliyesini bir an önce sağlamalıdır. Hasta tutsakların insani olmayan koşullarda yaşamını yitirmesine sebep olanlardan hukuk önünde hesap soracağımızın bilinmesini isteriz." ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.