Rojava’ya saldırılar yoksulluğu tetikliyor

Dosya Haberleri —

işgal saldırıları / Rojava

işgal saldırıları / Rojava

Rojava'ya yönelik artan saldırıları Heyva Sor a Kurd’un Acil Durum ve Afet İşleri’nden sorumlu yöneticisi Ferhan Silêman ile konuştuk.

  • Kuzey ve Doğu Suriye Özerk bölgesinde sivil insanlara hizmet veren bütün kurum ve kuruluşlar Türkiye tarafından hedef alındı. Petrol rafinerileri, enerji santralleri, ambulans, hastane ve sağlık hizmeti veren bütün kurumlar saldırılarla yok edilmeye çalışıldı. Türk devleti ambulanslara bile saldırıyor.
  • Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne akaryakıt hizmeti sunan rafineri hedef alınması ardından fiyatlar çok yükseldi. Dolayısıyla bu bölgedeki hayat pahalılığını tetikledi. Bundan dolayı insanların gıdaya ve temel ihtiyaçlara ulaşmasında sorunlar yaşanıyor.

ARJÎN NUJÎN

Türk devleti, 23 Aralık 2023’ten bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’nin altyapısına saldırıyor. Türk devleti, uluslararası anlaşmalarda yasaklı olmasına rağmen 6 ayı aşkın süredir Kuzey ve Doğu Suriye’ye gerçekleştirdiği sayısız hava saldırısıyla hastane, buğday depoları, okullar, matbaa, oksijen merkezi, fabrikalar, tarlalar kısaca yaşam alanlarını yok etmek için saldırılar gerçekleştiriyor. Bu saldırılar milyonlarca insanın yaşamını etkilerken, uluslararası sessizlik ise tepki çekiyor. Rojava’ya saldırıları Heyva Sor a Kurd’un Acil Durum ve Afet İşleri’nden sorumlu yöneticisi Ferhan Silêman ile konuştuk.

 

Ferhan Silêman

 

Türkiye, 23 Aralık’tan beri Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi yaşam alanlarına ve altyapıya yönelik saldırılar gerçekleştiriyor. Bu saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir yıla yakındır Kuzey ve Doğu Suriye Özerk bölgesinde sivil insanlara hizmet veren bütün kurum ve kuruluşlar Türkiye tarafında hedef alındı. Petrol rafinerileri, enerji santralleri, ambulans, hastane ve sağlık hizmeti veren bütün kurumlar saldırılarla yok edilmeye çalışıldı. Yani bir bütünen insanların temel ihtiyacını karşılayan bütün tesisler ve kurumları Türkiye saldırılarla hedef aldı. Hedef aldığı kurumların büyük bir bölümü hizmet veremez duruma geldi ve devre dışı kaldı.

 

 

Sizce bu saldırıların asıl amacı ne?

Birçok nedeni var. Ancak en önemli nedenleri söylemek gerekirse bölgede yaşayan insanların yaşam alanlarını yok etmek. İnsanları aç bırakarak, hizmetten yoksun bırakarak, insanları ölümle tehdit ederek evlerinde ve yurtlarından göçertmek. Hakeza saldırılarla insanların yaşam alanlarını ve alt yapıyı yok ederek özerk yönetimin yeterince hizmet sunmadığı algısı yaratmak, insanları özerk yönetime karşı harekete geçirmeye çalışıyorlar. Türkiye’nin saldırılarının temel hedefi bölgeyi insansızlaştırmak.

 

 

Son saldırılar nasıl bir tahribata yol açtı?

Şüphesiz maddi anlamda çok büyük bir yıkıma yol açtı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne akaryakıt hizmeti sunan rafineri hedef alındı. Çok büyük bir maddi hasar oluştu. Akar yakıtın yetersiz olmasından dolayı fiyatlar çok yükseldi. Dolayısıyla bu fiyatlar bölgedeki hayat pahalılığını tetikledi. İnsanların temel ihtiyacını karşılayan tesisler hedef alındı. Bundan dolayı insanların gıdaya ve temel ihtiyaçlara ulaşmasında sorunlar yaşandı. Bölgedeki kitap ihtiyacını, özellikle okul kitaplarını basımı gerçekleştiren matbaa hedef alındı. Burada çalışan 7 sivil katledildi.

 

 

Bugüne kadar ne kadar insan su, elektrik gibi temel ihtiyaçlardan mahrum kaldı?

Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamı elektriksiz bırakıldı. Elektrik olmadığı için jeneratörle bu ihtiyaç giderilmeye çalışılıyor. Elektrik tesisleri hedef alındığı için bölgenin tamamına bir süre su verilemedi. Ancak şu anda jeneratörlerin devreye girmesi ile bölgenin tamamına yakın bir bölümüne su veriliyor. Hesekê tarafında su sorunu zaten yaşanıyordu. Suyun geldiği Serêkaniyê son beş yıldır Türk devletine bağlı çetelerin elinde. Dolayısıyla suyun bölgeye ulaşmasını engelliyorlar. Zaten yeterince su sorunu yaşanıyordu. Son beş yılda su sorunu daha da ağırlaştı.

 

 

Bu saldırılarda Heyva Sor a Kurd özellikle hedef alındı mı? Türk devletinin saldırıları Heyva Sora Kurd faaliyetlerini nasıl etkiliyor?

Heyva Sora a Kurd olarak herhangi bir doğal afet veya geniş kapsamlı saldırılar gerçekleştiğinde olağanüstü hal ilan ediyoruz. Saldırılar gerçekleştiğinde rutin çalışmalarımızı bırakarak saldırılarda yaşananlara müdahale etmek zorunda kalıyoruz. Saldırılar sonucunda çok kişi hayatını yitiriyor. Yaralılar oluyor. Evi, barkı ve yaşam alanları saldırılar sonucu yıkılıyor veya yakılıyor. Bütün bunlara müdahale etmek zorunda kaldığımız için günlük hayatta yapmak istediğimiz hizmetleri halka götürmekte aksaklıklar yaşıyoruz. Kanser, yanık ve korona hizmeti veren üç hastane de Türkiye saldırıları sonucu büyük hasar gördü. Uzun bir süre hizmet sunamadı. Bunun dışında saldırıların gerçekleştiği dönemde bazı hastaneleri sivillere kapatarak saldırılarda yaralanan insanlarımızın hizmetine sunmak zorunda kaldık. Dolayısıyla normal sağlık hizmetlerini sunamadık. Ya da hizmette aksaklıklar yaşandık. 

Maalesef Türkiye bu saldırılarda her şeyi hedef alıyor. Üç hafta önce (31 Mayıs) Qamışlo yakınında bir saldırı gerçekleşti. Saldırıda etkilenenlere müdahale için bölgeye giden ambulansımız da ikinci saldırıda hedef alındı. Arkadaşlarımız ambulansın uzağında oldukları için etkilenmediler. Ancak ambulansta maddi hasar meydana geldi.

 

 

Sağlık hizmetinde son durum nedir?

Sınır Tanımayan Doktorlar ve Heyva Sora a Kurd birlikte Kobanî yakınında korona hizmeti sunulması için kurulan hastane hedef alındı. Tamamen yıkıldı. Şu anda bu hastane hizmet dışı. Derik’te aynı amaçla kurulan hastane hedef alındı. Şu anda bu hastane de kullanılmıyor. Qamişlo yakınında diyaliz ve böbrek hastalarına hizmet veren hastane bombalandı. Diyalize giremedikleri için bazı insanlarımızı kaybettik. Hala diyaliz ve böbrek hastalarımıza yeterince hizmet veremiyoruz. Yani Türkiye’nin saldırılarında sadece hastaneler yıkılıp hasar görmüyor. En büyük sorun bu hastanelerin hizmet verememesi ve insanların yeterince hizmet alamadıklarından dolayı zor durumda kalmaları ve yaşamlarını yitirmeleri. Uluslararası anlaşmalarla ve yasalarla yasaklanmasına rağmen Türkiye insanların yaşam alanlarını her gün bombalıyor. Maalesef bu anlaşmada imzası olan devletler seyirci olarak izliyor. Bizim açımızdan işin bir başka acı tarafı da bu.

Suriye'nin kuzeyini ve doğusunu çevreleyen devletler ambargo uyguluyor. Hem sağlık alanında hem de hizmetler alanında engeller nasıl yaşanıyor?

Ambargo bölgemizi çok etkiliyor. Özellikle sağlık hizmetleri için malzeme veya ilaçlara ulaşmada çok büyük büyük zorluklar yaşıyoruz. Güneyde rejim, kuzeyde Türkiye, batıda ise Türkiye’ye bağlı çeteler ambargo uyguluyor. Güney Kurdistan bölgesi ile bir sınır kapısı açık. Ancak burada da ihtiyaçlara kontrollü izin veriliyor. Bu ambargodan en çok siviller etkileniyor. Resmi yollarla ulaşamadığımız sağlık malzemeleri ve ilaçları, tüccarların yardımıyla tedarik etmeye çalışıyoruz. Çok yetersiz de olsa bazı malzemelere ulaşabiliyoruz. Ancak fiyatlar olması gerekenin çok çok üzerine çıkıyor.

 

 

Kuzey ve Doğu Suriye'de sağlık ve insani ihtiyaçlar açısından ne gibi sorunlar yaşanıyor ve neye ihtiyaç var?

Tıbbi anlamda birçok malzemeye ihtiyaç var. Örneğin şu anda yanıklara hizmet için hastane hazır. Ancak içinde malzeme eksikliği var. Malzeme eksikliği olduğu için hizmete açamıyoruz. Bazı malzemeler bulduk. Ancak bu malzemeleri sınırdan geçiremiyoruz. Yanıkları çok ağır olan bazı hastaları tedavi edemediğimiz için Şam’a veya Güney Kurdistan’a göndermek zorunda kalıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye’de şu anda elektrik sıkıntısı olduğu için eski usullerle su ısıtma, gaz yağı ve benzeri malzemeler kullanıldığı için çok ciddi yanmalar meydana geliyor. Diyebilirim ki şu anda sağlık alanında en büyük sorun yanık hastanesinin hizmet verememesidir.

Kanser hastanesi hizmete girdi. Ancak kanser tedavisinde kullanılacak ilaçlara ulaşmakta zorlanıyoruz. Malzeme eksikliğinden dolayı insanlarımızı kemoterapi için Şam’a göndermek zorunda kalıyoruz. Bazıları da gitmekte zorlanıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de sağlık hizmetleri bedava. Bu anlamda da bir zorluk yaşanıyor. İlaç ve tedavi için gerekli malzemeyi tedarikte ekonomik anlamda zorlandığımızı da belirtmek istiyorum. Ambulanslarımız yeterli olmasa da var. Ancak bunların içindeki birçok malzeme eksikliği var.

 

 

Türk devleti son dönemde tarım alanlarını yakıyor. Tarlaların yanması bölge halkını nasıl etkileyecek?

Maalesef son zamanlarda Türkiye bu tür saldırıları gerçekleştiriyor. Bu tür saldırılar hem uluslararası hukukta yasak hem de insani olarak doğru değil. Hem de ahlaki olarak yapmamak gerekiyor. Türkiye, insanların bir yıl emek verdiği ve bir yıl boyunca çoluğuna çocuğunun yiyeceğini temin edeceği ekinleri bombalayarak yakıyor. Bölgede derin bir açlık yaşanmasını ve insanların göç etmesini istiyor.

Türkiye'nin saldırılarını benzer kuruluşlarla görüştünüz mü? Nasıl tepki veriyorlar?

Elbette bu durumu her imkan bulduğumuzda dile getiriyoruz. Özellikle uluslararası yardım kuruluşlarına yaptığımız bütün toplantılarda istisnasız Türkiye’nin saldırılarını ve hizmet alanındaki eksikliklerimizi dile getiriyoruz. Özellikle insanların yaşam alanına ve sağlık hizmetlerine karşı gerçekleştirilen saldırıları kendilerine raporlarla anlatıyoruz. Özellikle bazı uluslararası kurumlar bölgenizde sağlık ve farklı alanlarda projelerini gerçekleştirdiler. Bu yardım kuruluşları Türkiye’nin saldırıları hakkında neler söylüyorlar.

Açıkçası birçok yardım kuruluşu projeler hazırladı ve bu projeleri hayata geçirdi. Ancak bunlarda bir devamlılık olduğunu belirtemem. Projelerini dönemsel hazırlıyorlar. Açıkçası gerçekleştirdikleri projelerin akıbetini çok iyi takip ettiklerine tanıklık etmiyoruz. Projelerin hizmeti konusunda çok fazla sahiplenme olduğunu söyleyemem.

 

 

Saldırılardan sonra insani kurumlardan ya da hükümetten herhangi bir yardım aldınız mı?

Biz Heyva Sora a Kurd olarak bağımsız bir kuruluşuz. Bireye, şahsa, kişiye veya bölgeye bakmadan kimin ihtiyacı varsa yardıma koşuyoruz. Hizmet götürmeye çalışıyoruz. Tabii bunları yaparken kendi imkan ve olanaklarımızla gerçekleştiriyoruz. Şüphesiz şimdiye kadar birçok defa devletlere bağlı Kızıl Haç ve benzeri kurumlarla ilişkiye geçmeye çalıştık. Ancak herhangi bir devlete bağlı olmadığımız için bizi muhatap almıyorlar. Rejime bağlı yardım kuruluşlarını muhatap alıyorlar. Bir anlamda bize de rejime bağlı olmadığımız için muhatap almadıklarını belirtiyorlar. Ondan dolayı herhangi bir devletten veya devlete bağlı resmi bir kurumdan bize yardım gelmedi. Ancak bağımsız hareket eden bazı yardım kuruluşları bizimle ilişkiye geçerek yardımda bulunuyorlar. Özellikle Avrupa’daki yardım kuruluşları bu konuda bize imkanları dahilinde yardım etmeye çalışıyorlar.

Kuzey ve Doğu Suriye’de birçok mülteci kampı var. Bu kamplarda on binlerce insan yaşıyor. Sadece Hol kampında 50.000 civarında mülteci var. Bütün bu kampların sağlık hizmetini Heyva Sor a Kurd üstlendi. Bu anlamda da ciddi bir sıkıntımız var. Elimizdeki imkanlar yeterince hizmet götürmemize engel.

Son söz olarak neler söylemek istersiniz?

Sizin aracılığınızla bir kez daha uluslararası kamuoyuna seslenmek istiyorum. Uluslararası anlaşmada insanların yaşam alanlarına, sağlık hizmeti veren kuruluşlara ve ambulanslara saldırılar yasak. Ancak bölgemizde her gün bu tür saldırılar gerçekleşiyor. Bu saldırılardan dolayı sağlık hizmeti götürmekten ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Uluslararası kamuoyunun devletlere baskı uygulayarak bu saldırıların bir an önce durdurulması için bir çaba içerisine girmelerini bekliyoruz. Bölgemizde birçok insan yeterince sağlık hizmeti alamadığı için hayatlarını kaybediyorlar. Bölgemizde sağlık cihazlarının eksikliğini yaşıyoruz. Yeterince ilaç bulamadığımız için bazı hastalarımıza tedavi edemiyoruz. Özellikle Avrupa’da yaşayan halkımıza ve ilişkide oldukları insanı yardım kuruluşlarına Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine yardım elini uzatmalarını bekliyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.