Sara, barış için yaşadı
Kadın Haberleri —
- İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Sakine Cansız’ı anlattı: Savaşı kutsadığını görmedim, duymadım. Hep barıştan, barış için mücadeleden söz ediyordu. Bugüne kadar tanıdığım en etkili kadınlardan biriydi. Hakikaten fikirleri beni çok etkiledi.
Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbîn) ve Leyla Şaylemez’in (Ronahî) katledilmesinin üzerinden 12 yıl geçti. Cezaevinde şüpheli bir şekilde ölen tetikçi Ömer Güney’in MİT bağlantısı açığa çıksa da 12 yıldır aydınlatılmayan katliamın dosyası halen Fransız yargısının raflarında bekletiliyor.
1991 yılında bürosunda tanıştığı ve Avrupa ziyaretlerinde görüştüğü Sakine Cansız’ı MA’ya anlatan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin, “Bugüne kadar tanıdığım en etkili kadınlardan biriydi” sözleriyle tanımlıyor onu.
Keskin, cezaevinden 1991’de çıkan Sakine Cansız’ın ofislerini ziyaret ettiği güne dair şunları söyledi: “Ofisimize geldiği andan itibaren samimi kişiliğiyle hemen her konuda sohbet etmeye başladık. O günlerde birçok Kürt mahpus tahliye olmuştu. Daha önce Türk sosyalistlerini tahliye eden Türk yargısı, bu eşitsizliğin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi sonucunda Kürt mahpusları da tahliye etmek zorunda kalmıştı. İşte Sakine Cansız da bu eşitsizlik sonrasında dönemin Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla tahliye olan Kürt mahpuslardan biriydi.”
Hep barıştan bahsetti
Cezaevinden çıkan Kürt tutsaklar için düzenlenen geceye Cansız’la katıldığını söyleyen Keskin, “Aynı masaya oturduk. O gün birçok konuda söyleştik, ertesi gün İstanbul’u gezmek için sözleştik. Daha sonra da birlikte İstanbul'u gezdik. Genel olarak yaşadığı baskıları, Kürdistan’da yaşadığı haksızlıkları ve Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadığı işkencelerin korkunçluğunu iliklerinde hissederek anlattı. Bunları konuşurken onda en çok dikkatimi çeken şey bu coğrafyanın barışa ihtiyaç duyduğu, eşit koşullarda bir yurttaşlığın hüküm sürdüğü bir coğrafyada yaşamak istediğiydi. Sakine Cansız'ın savaşı kutsadığını görmedim, duymadım. Hep barıştan, barış için mücadeleden söz ediyordu” diye belirtti.
O geceyi hiç unutmayacağım
Avrupa’nın birçok kentinde katıldığı panellerin hemen hemen hepsinde Cansız’la karşılaştığını dile getiren Keskin, “Bir panel için Hollanda’ya gitmiştim ve bir Kürt arkadaşın evinde kalıyordum. Gece Sakine Cansız da oraya geldi. Birlikte sabaha kadar kadın hakları ve erkek egemenliğini nasıl sonlandırabileceğimiz konusunda sohbetler ettik. Hakikaten fikirleri beni çok etkiledi. Kendi arkadaşları içinde de erkek egemen tavırlara karşı nasıl mücadele ettiğini o gece bizlere anlattı. Sohbetimiz devam ederken bomba sesine benzer bir patlama sesi geldi. Tabii hepimiz dışarıya baktık meğer çöp patlamış. Yani Hollanda’da 40 yılda bir olacak şey bizim bir araya geldiğimiz güne denk geldi. Çok gülmüştük o gece. Bize mi denk geldi bu patlama diye. Bunu hiç unutmuyorum, hep anılarımda kalacak” ifadelerini kullandı.
Rojbîn’i aradım…
Cansız’ın katledildiği gün, haberlerde 3 kadının katledildiğini gördüğünü söyleyen Keskin, şunları ekledi: “Hemen aklıma Rojbîn’i aramak geldi. Rojbîn’i arayıp ölenlerin kim olduğunu öğrenmek istiyordum. Aradım ama telefonunu açmadı. Rojbîn, Paris’e her gittiğimde çevirmenliğimi yapan, parlamentoda herkesi tanıyan son derece eğitimli bir kadındı. Adının Fidan olduğunu bilmiyordum. Maalesef ki ölen üç kadının Sakine, Rojbîn ve Leyla olduklarını daha sonra öğrendim.”
Tetikçi özellikle seçildi
Tetikçi Ömer Güney’in özel seçilmiş biri olduğuna işaret eden Keskin, “Paris’te katıldığım bir parlamento toplantısında benim de çevirmenliğimi yapmıştı. Katilin kimliği açıklandığında ve ajanlaştırılmış bir kimlik olduğunu öğrendiğimizde daha çok şaşırdık. Katil olarak öyle biri seçilmişti ki, her şey son derece planlı ve programlı yapılmıştı. Katil Ömer Güney, son derece iyi giyimli, oradaki yabancı siyasetçilerle ilişkili, Kürt olan, çeviri yapan bilinen bir insandı. Ömer Güney’in bu kadar Kürt siyasetinin içine girip böyle bir cinayeti işlemiş olması onun bir merkeze bağlı olduğunu belki birkaç merkeze bilmiyoruz. Yani bunu kim yaptırttı? Hiçbir zaman açığa çıkmadı” diye belirtti.
Keskin, üç kadının katledilmelerinden 9 yıl sonra Paris’te 23 Aralık 2022 tarihinde gerçekleşen silahlı saldırıda KCK Yürütme Konseyi üyesi Emine Kara’nın (Evîn Goyi), Kürt sanatçı M. Şirin Aydın (Mîr Perwer) ve Kürt yurtsever Abdurrahman Kızıl ile birlikte katledildiğini anımsattı.
Sara’dan Nazım ve Cihan’a
“Kürtlerin yurt dışında katledilmeleri yeni bir durum değil” diyen Keskin, Kürt sorunu çözülmediği sürece suikast tehlikelerinin devam edeceğini vurguladı. Katliamların bunlarla da sınırlı kalmadığını anımsatan Keskin, Nagihan Akarsel, Gülistan Tara, Hero Bahadin, Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın katledilmesinin Kürt sorunundaki çözümsüzlükten bağımsız olmadığını dile getirdi.
Eren Keskin, şöyle devam etti: “En son katledilen gazeteciler Nazım ve Cihan’ı tanıyoruz. İnsan hakları haberciliği yapan, her ikisi de bizim birçok panelimizde gelip çekim yapan gazetecilerdi. Yani bu iki gazeteci de tanınan, bilinen Kürt gazetecilerdi. O nedenle onların bu şekilde katledilmiş olması da Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarının bir sonucudur. Ne yazık ki Türkiye'nin iç kamuoyundan yeterince ses çıkmaması da ayrı bir problem. Buna sadece Kürtler karşı çıkıyor.” İSTANBUL