Sara’dan Hevrîn’e, katiller aynı
Kadın Haberleri —
- Kimliği ve dili için mücadele eden kadınlar Sara’dan Nagihan’a, Sêvê’den Hevrîn’e kadar katlediliyor. DEM Parti Milletvekili Ceylan Akça, “Kürt kadınları bugün yaşamın her alanındalar ve mücadele ediyorlar. Bugün dünyadaki her mücadele alanında da öncü konumdalar. Korkuya yer yok, yapabileceğimiz tek şey mücadele etmek” dedi.
Kürt kadın siyasetçilerden, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde katledildi. Bu katliamın üzerinden 11 yıl geçti ancak katliamın arkasındaki güçler hala karanlıkta. Kürt kadınlarına yönelik gerçekleştirilen katliamların arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması için ise kadınların mücadelesi sürüyor.
Jinha’dan Medine Mamedoğlu’na konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed Milletvekili Ceylan Akça ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) PM Üyesi Gügercin Aras, Paris Katliamı’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İrade ve varlıkları korkutuyor
Ceylan Akça, katliamların milliyetçi ve cinsiyetçi saiklerle yapıldığına dikkat çekerek, sömürgeci devletlerin kadının hem iradesi hem de varlığından korktuğunu bu nedenle bu yönteme başvurduğunu söyledi.
“Hem kültürü hem dili hem de bütün bir tarihi içinde yaşatan kadınlar, sömürge zihniyetini oldukça korkutuyor. Aynı durumu 2016 yılında katledilen Seve, Pakize ve Fatma içinde söyleyebiliriz. Kadın bedenini ve kadın iradesini hedef alan bu sistem yıllardır bu politikayı uyguluyor. Benzer şeyleri katledilen Nagihan Akarsel ve Hevrin Xelef içinde söyleyebiliriz.”
Tek fail Türkiye değil
Saldırılarla kadınları hedef alınmasının tesadüf olmadığını vurgulayan Akça, devletin bu yöntemle korkularıyla başa çıkmaya çalıştığını söyledi. Yaşanan katliamlarda tek failin Türk devleti olmadığının altını çizen Akça, katliamlara yol ve olanak sağlayanlar arasında Avrupa devletlerinin de olduğunu belirtti.
“Fransa, 2013 yılında yaşanan katliamda üzerine düşen hiçbir sorumluluğu yerine getirmedi. Türkiye ile hem ilişkilerine hem de silah ticaretine devam etmiştir. Türkiye Avrupalı devletlerden aldığı silahlarla Kürt halkını katletmeye devam etmiştir. Bu yüzden bu saldırıların tek faili Türkiye değil, demokrasi ve insan haklarından yana olduğunu söyleyen Avrupa devletleridir de.”
Çıkış yolumuz mücadele
Kürt kadınlarının değişim gücü olduğunu ve dünyadaki kadın hareketlerine de öncülük yaptığını söyleyen Akça, devletlerin bu gücü tehlikeli bulduğunu belirti. Bilincin uyanmasını ve mücadelenin devamını engellemek için bu tür saldırıların her alanda sürdüğüne işaret eden Ceylan Akça, “Mücadele etmekten başka yol yok” dedi.
Hep öncüler
Katledilen gazeteci, yazar ve akademisyen Nagihan Akarsel’in bir söyleşisindeki “Bu tarihi ve geçmişi hatırlamak, Kürt kadınının oluşturduğu bu yapıtları hatırlamak aslında bir öz savunma biçimidir” sözlerini aktaran Ceylan Akça, şunları kaydetti:
“Tam da devletin bizi eritmeye çalıştığı bu dönemde varlığa dair bir mücadele yürütmek çok önemli. Örneğin Nagihan bunu yazım alanında yapıyordu, Seve, Pakize ve Fatma siyaset alanında yapıyordu. Sakine, Fidan ve Leyla da bütünlüklü bir şekilde bir ağacın bütün dallarını toplayan bir gövde gibi çalışma yürütüyorlardı. Kürt kadınları bugün yaşamın her alanındalar ve mücadele ediyorlar. Bugün dünyadaki her mücadele alanında da öncü konumdalar. Korkuya yer yok yapabileceğimiz tek şey mücadele etmek. Bizim yok olmaya hiç niyetimiz yok, mücadele etmeye her daim burada olmaya devam edeceğiz.”
9 Ocak’ta 3 kadın için
DBP PM Üyesi Gügercin Aras da bu yıl yine katliamı protesto amacıyla 9 Ocak’ta alanlarda olacaklarını belirtti. Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e yapılan saldırının barışa karşı yapılan planlı bir saldırı olduğunu vurguladı.
“Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözümü için hareket eden Kürt kadınları planlı olarak hedef alınmıştır. Biz kadınlar olarak bu planlı cinayetlerin aydınlatılmasının Kürt sorununun da demokratik barışçıl çözümünde önünü açabileceğini bildiğimizden, cinayetler aydınlatılıncaya kadar bu davaların peşini bırakmadan, hesap soracağımızın iyi bilinmesi gerekir. Çünkü karanlıklar aydınlığa çıkınca ancak gerçekliklerle hakikate varabileceğimizi biliyoruz. Kadınlar olarak hakikate ulaşmak için her yol ve yöntemi deneyeceğiz. Akan suyun önüne konan tüm barikatları ortadan kaldırabileceğimize olan inancımızla katledilen kadınlar şahsında söz veriyoruz.” AMED