Savaşı uzattıkça halkı da soyuyor

Savaş bütçesi

Savaş bütçesi

  • Türk devleti, Kürtlere karşı Irak ve Suriye'ye de taşırdığı savaş harcamalarına kaynak bulmak için yuttaşları haraca bağlıyor.
  • Artık ne yapacağını şaşıran Türk iktidarı, dünyanın hiçbir yerinde olmayan kredi kartı limitinin vergilendirilmesi gibi vergiler uydurmaya başladı. 

Türk hükümeti, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yurttaşlar, vergi ve borç yükü altında ezilirken, düzenli sosyal yardım alan hane sayısı 3 milyon 733 bin 852’ye çıkarken, işsiz sayısı 11 milyonu bulurken, asgari ücret ve emekli maaşları açlık sınırın epey altında tutulurken savaş harcamaları için yeni haraç kalemleri hazırlıyor. Meclis'e sunulan 12 maddelik kanun teklifine göre; limiti 100 bin liranın üzerinde olan kredi kartlarından yıllık 750 lira, tapu ve kadastro işlemlerinden, taşınmaz satışlarında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 TL, diğer işlemlerde adına işlem yapılandan 375 TL; sıfır araçların tescil işlemlerinde 3 bin TL, ikinci el araçların her çeşit satış ve devirlerinde bin 500 TL; noterlik ücreti alınan diğer işlemlerde işlem başına 75 TL, savaşa katkı payı alınacak. Teklifle ayrıca,  motosikletler de MTV kapsamına girerken, ÖTV'de Drone’lar ve ÖTV matrahı 5 bin TL üzerinde olan kol saatleri de vergi kapsamına alınacak. Torba teklifle getirilen savaşa katkı payları, her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak.

AKP-MHP hükümeti, savaş sanayi projeleri için hizmet bedeli ve vergi olarak yıllık toplam hacmi 60 milyar lirayı aşması beklenen torba yasa teklifini, Cuma günü Meclis'e sundu. Türkiye Mecisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün görüşülmeye başlanan torba yasa teklifiyle dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulamaya da gidiliyor. Buna göre; 'Savunma Sanayi Fonu’ adındaki savaş kurumuna gelir amacıyla limiti 100 bin lirayı geçen kredi kartı sahiplerinden herkart başına yıllık 750 lira kesinti yapılacak. 750 liralık pay, kredi kartı çıkaran bankalar tarafından her yıl 5 Ocak itibarıyla kart hamilinin hesabına yansıtılacak. İlgili dönem hesap ekstresinde gösterilecek. Kart hamilinden tahsil edilen tutar, tahsilatı izleyen ayda verilmesi gereken banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi ile beyan edilecek. Bu verginin ödeme süresi içerisinde ödenecek.

Limit düşse de devam

Yıl içinde alınan veya limiti 100 bin lira üstü kapsamına giren kartlara ait katılma payı, kartın kullanıma açıldığı veya limit artışının yapıldığı ayın hesabına yansıtılacak. Aynı şekilde ödenecek. Limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kartların hamillerinden her kart başına yıllık alınan 750 liralık pay, kart iptal edilse de iade edilmeyecek.

Tapu devrinden de

Yasa teklifiyle taşınmaz alım satımında her iki taraftan 750’şer lira, tapudaki diğer işlemlerden 375 lira savaş payı alınacak. Tapu ve kadastro işlemlerinden alınan tutarlar işlemden önce vergi dairesine ödenecek. Pay ödenmeden işlem yapılmayacak.

Motosikletlere araba vergisi

Teklifle ayrıca,  motosikletler de MTV kapsamına alınıyor. 100 cc ve altı motosiklet sınıfında 2022'de toplam 123 bin 500 adet satış yapıldı; 2023'te bu sayı 231 bin 215 adede ulaştı ve 2024'ün ilk 7 ayında 247 bin 382'ye uçtu. Son üç yılın toplam satışı ise 602 bin 97 adet. Düzenlemeyle 1 milyonu aşan moto-kuryeye savaş ek katkı dayatılıyor.

Torba teklifle getirilen paylar, her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak.

Alınacak haracın miktarı

Düzenlemede yıllık 750 lira alınacağı söylenen limiti 100 bin Türk lirası ve üzerinde olan kredi kartı sahibi sayısı yaklaşık 5 milyon kişi. Bu durum sadece kart limiti olduğu için 23 milyar 750 milyon lira fon payı ödenecek. Yıllık 3,1 milyon sıfır ve ikinci el araç ve yaklaşık 1,4 milyon gayrimenkul satılıyor. Bunlar için istenen ek paydan yola çıkarak araç satışından 6,5 ve gayrimenkul satışından 2,6 milyar lira civarında bir tutar toplanacağı tahmin ediliyor. Böylece eğer düzenleme yasalaşırsa 'Savunma Sanayi Fonu'na yıllık yaklaşık 63 milyar lira toplanacağı ortaya çıkıyor. Çekirdek aileden meydana gelen hane halkı sayısı 16 milyon 779 bin 240 civarında. Yani hane başına 3 bin 724 lira ekstradan haraç düşüyor.

3.7 milyon kişi yardımla geçiniyor

Savaşın yarattığı ekonomik krizin faturası vergiden zamma hayata geçirilen yeni düzenlemelerle vatandaşların sırtına yüklenirken, asgari ücret ve emekli maaşıyla geçinemeyen milyonlar yardımlarla yaşamını sürdürme mücadelesi veriyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre; 2018'de 2 milyon 588 bin 969 hane düzenli sosyal yardım alırken, bu sayı Ağustos 2024 itibarıyla 3 milyon 733 bin 852’ye çıktı. 3 milyon 619 bin 662 hane düzenli elektrik desteğinden yararlanırken, doğal gaz tüketim desteğinden yararlanan hane sayısı ise 598 bin 902’ye çıktı. Yaklaşık 15 milyon kişinin düzenli sosyal yardımlardan yararlanıyor.

8.1 milyon, primini ödeyemiyor

Kişi başına düşen gelir seviyesi brüt asgari ücretin üçte birinin altında olan vatandaşlar için bütçeden ödenen Genel Sağlık Sigortası primine ilişkin veriler de yoksulluğu gözler önüne serdi. Primi devlet tarafından karşılanan kişi sayısı Ağustos 2024'te 8 milyon 107 bin 488’e çıktı.

Çocuklarına bakamıyorlar

Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) kapsamında ailelerinin bakımını üstlenemediği çocukların sayısı, 2023 sonu itibarıyla, 164 bin 995’e ulaştı. Ailelerinin ekonomik yetersizlik nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı bu çocuklar, devletin SED programından destek alıyor.

7,6 milyon çocuk yoksul

Çocuk yoksulluğu alarm verici boyutlara ulaştı. 2023 yılı sonu itibarıyla yapılan araştırmalara göre; 22,2 milyon 0-17 yaş arası çocuğun 7,6 milyonu, yaklaşık üçte biri (yüzde 33-34) yoksulluk sınırında yaşıyor. Özellikle 0-8 yaş arası çocuklarda yoksulluk oranı daha yüksek seviyelerde bulunuyor. 0-8 yaş arasındaki yoksul çocuk sayısı da 3,5 milyon olarak belirlendi. Bu sayıların karşılık geldiği oranlara bakıldığında daha çarpıcı hale geliyor. AB'nin ortalama çocuk yoksulluğu oranı yüzde 19,4.

Borç batağındalar

Bireysel kredi ve kredi kartı borçları, 27 Eylül- 4 Ekim haftasında 13,4 milyar lira artarak 3,6 trilyon lirayı aştı. Bireysel kredilerinin bakiyesi 8,1 milyar lira artarak 1 trilyon 901 milyar liraya, kredi kartı borç bakiyesi ise 5,3 milyar lira artarak 1 trilyon 674 milyar liraya çıktı. Tüketicilerin bankalara olan borçları 2023 yılı sonuna göre 846 milyar lira tutarında yaklaşık olarak yüzde 31,1 oranında arttı. Bu dönemde bireysel kredilerin bakiyesi 344 milyar lira, kredi kartı borç bakiyesi ise 504 milyar lira artış kaydetti. Yılbaşından bu yana batık kredi kartı borçlarında yüzde 191,8, batık bireysel kredi borçlarında ise yüzde 57,7 oranında artış oldu.

1 milyon 213 bin 55 kişi ödeyemedi

Artan borçlara paralel olarak bankalara olan borcunu zamanında ödeyemeyen ve bu nedenle icra takibine alınan vatandaşların sayısı da hızla artıyor. Risk Merkezi’nin verilerine göre; Ocak-Ağustos döneminde 736 bin 513 bin kişi bireysel kredi borcunu, 899 bin 47 kişi de kredi kartı borcunu zamanında ödeyemediği için bankalar tarafından icra takibine alındı. Hem kredi kartı hem de tüketici kredisi borcu için takibe alınanlar tek kişi sayıldığında toplam 1 milyon 213 bin 55 kişi bankalara olan borcunu zamanında ödeyemediği için takibe alındı. Önceki yıllarda icra takibine alınan, ancak borcu hala devam eden yurttaş sayısı da Ağustos son itibarıyla 3 milyon 847 bine ulaştı.

11 milyon işsiz

Zamana bağlı eksik istihdam ve umutsuzca iş aramaktan vazgeçmiş olanlar da eklendiğinde, gerçek işsiz sayısı 11 milyonu buluyor.

Sanayi üretimi düşüyor

Sanayi üretimi son üç aydır düşüşte; Ağustos'ta yüzde 5,3 oranında azaldı. Bu, sadece sanayi işçilerini değil, üretim zincirinde yer alan tüm emekçileri ve dolayısıyla tüm ekonomiyi etkileyen bir tablo. İhracat ve ithalat rakamlarındaki azalış da  dış ticaret dengelerinin sarsıldığını gösteriyor.

En yoksullara pay yok

Gelir dağılımındaki eşitsizlik de giderek derinleşiyor. TÜİK’in son verilerine göre; en zengin yüzde 20’lik kesimin gelirden aldığı pay, yüzde 48,66. En yoksul kesimin payı ise yüzde 6,15’e düştü.

Yoksulluk sınırı 70 binde

DİSK/Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Eylül 2024 dönemine ait “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'na göre; asgari ücretin 17 bin 2 lira, emekli taban ücretinin 12 bin 500 lira olduğu Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da dört kişilik bir aile için açlık sınırı 20 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 70 bin TL’yi aştı.

Enflasyona suni teneffüs

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Eylül ayı enflasyon rakamlarına göre aylık bazda artış yüzde 2,97 olurken, yıllık bazda enflasyon yüzde 49,39'e geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Eylül'de politika faizini yüzde 50'de sabit tutmuştu. Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) hesaplamalarına göre ise Eylül ayında Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) aylık yüzde 5,34 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 88,63 olarak gerçekleşti.

Türk Lirası değersiz

Yeniden faizle oynanmasına ve döviz kurları bastırılmasına rağmen TL'deki değer kaybı bu kadar dizginlenebiliyor. Dolar/TL 34'ün üstünde, euro/TL ise 38 civarında seyrediyor. Yıl başından bu yana TL, dolar ve euro karşısında yaklaşık yüzde 16 değer kaybetti.

Bütçe açığı yüzde 110

Türk Hazine ve Maliye Bakanlığı, Eylül ayı bütçe gerçekleşme raporunu yayınladı. Merkezi yönetim bütçe giderleri 932,1 milyar TL; gelirleri ise 831,6 milyar TL ve bütçe açığı 100,5 milyar TL oldu. Eylül ayında bütçe açığı 100 milyar 464 milyon TL oldu. 

Bütçenin yüzde 10'u

Ekonomik tablo bu olmasına rağmen savaş için 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 468,7 milyar lira, Ek Bütçe Kanunu ile de 60,3 milyar lira olmak üzere toplam 529 milyar lira kaynak ayrılmışken, 2024'te resmi olarak yaklaşık 971 milyar lira ödenek öngörüldü, ancak bunun dolar bazında 40.5 milyar doları aşması bekleniyor. Bu miktar, Merkezi Bütçe’nin neredeyse yüzde 10’unu oluşturuyor. Bu da NATO hedefi olan GSYH’nin yüzde 2 oranını aştığını gösteriyor. HABER MERKEZİ

***

Savunma Sanayii Destek Fonu?

Savunma Sanayii Destek Fonu'ndan  ilk kez 13 Kasım 1985'teki Resmi Gazete'de bahsedildi ve 'bütçe dışı fonlar' kapsamında tutuluyordu. Bütçe dışı fonlar, bir devletin ya da kamu kuruluşunun resmi bütçesi dışında oluşturulup yönetiliyor ve devlet hizmetlerinin finansmanında ek bir kaynak sağlıyor. Fon da Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nezdinde, Başkanlığın emrinde kuruldu. Gelir kaynakları arasında her yıl bütçeye 'bu amaçla konulacak ödenek', alkollü içkilerden, tütün ürünlerinden alınacak ek vergi, Türk ordusunu güçlendirmek amacıyla kurulmuş vakıflardan yapılacak transfer, azami yüzde 5 oranında akaryakıttan alınacak ek vergi, gelir vergisinden kesilecek pay, bedelli askerlikten alınacak pay, bağış ve yardımlar ve son olarak kendi mal varlığından edinilen gelirler yer alıyor. Fon ve Merkez Bankası Başkanlığı'nın denetimi, Başbakanlık, Savunma Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığının iki yıl süreyle seçeceği bir kurul ile yapılıyor.

Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, kara, deniz ve hava kuvvetlerini güçlendirme vakıflarının, Aselsan, Havelsan, Tusaş, İşbir gibi şirketlerin, Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı'nın (1985), Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın (1987) aynı nedenle kurulduğunu söylüyor. Görgün'ün başkanlık yaptığı kurum, 10 Temmuz 2018 tarihli Resmi Gazete'de, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığına bağlanmış ve "Savunma Sanayii Müsteşarlığı" olan adı "Savunma Sanayii Başkanlığı" (SSB) şeklinde değiştirilmişti.

Kurumun görevleri arasında, "ihtiyaç duyulan modern silah, araç ve gereçlerin özel veya kamu kuruluşlarında imalatını planlamak", "gerektiğinde özel, kamu veya karma nitelikli yeni yatırımları dışa açık olmak kaydıyla desteklemek" ve "Cumhurbaşkanı tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek" gibi maddeler bulunuyor.

SSB'nin finansmanını sağlayan en önemli gelir kalemlerinden birisi, Savunma Sanayii Destekleme Fonu.

Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın hazırladığı, 2024 tarihli "Vatandaşın Bütçe Rehberi" başlıklı raporda, merkezi yönetim bütçesi kapsamında, savunma ve güvenlik birimlerine tahsis edilen ödemenin yanı sıra Fon ile beraber savunma sanayiinin yerli ve milli imkanlarla mevcut kabiliyetlerinin geliştirilmesi için bütçeden 1,13 trilyon TL aktarıldığı belirtiliyor.

Savunma Sanayii Destek Fonu'nun bu meblağdaki payı, 2024 yılı için 162,5 milyar TL'ydi. Bunun bütçedeki büyüklüğünün yüzde 10,2'sini oluşturduğu yazılıyor. Şimdi bu 162,5 milyar TL'ye, 60 milyarı aşan bir meblağın eklenmesi için vatandaştan para toplanmak isteniyor.

***

Savaş sanayisinin aktörleri

Türk devletinin silah şirketleri artık küresel sıralamada ve Türk ordusunun yanı sıra Türk devletinin nüfuz alanlarına da silah ve askeri teçhizat satıyor.

ASELSAN

Türk ordusunun haberleşme ihtiyaçlarını karşılamak için 1975'et kuruldu, zamanla Türkiye'nin en büyük savunma elektroniği şirketi haline geldi. Elektronik, haberleşme, radar ve elektro-optik sistemler alanında faaliyet gösteriyor. Bu yılın ilk 6 ayında 2.588 milyon dolara ulaşan yeni iş alımlarıyla 2023’teki seviyeyi aştı.

ROKETSAN

Şirket, 1988'de kuruldu; kara, hava ve deniz platformları için çeşitli roket ve füze sistemleri üretiyor.

TUSAŞ

1973'te kuruldu; uçak, helikopter, insansız hava araçları ve uydu sistemleri geliştiriyor.

BAYKAR

Erdoğan Ailesi ile birleşen Baykarlar, 2000'li yılların ortasından sonra sahne aldı ve Bayraktar TB2 ve AKINCI gibi insansız hava araçlarıyla dikkat çekti. Şirketin  ayrıca insansız savaş uçağı konsepti olan KIZILELMA projesi de en çok reklamı yapılanlardan. 

HAVELSAN

Türk devletinin bilişim ve yazılım teknolojileri alanında önde gelen şirketlerinden biridir. 1982'de kurulan şirket, komuta kontrol sistemleri, simülasyon teknolojileri, siber güvenlik ve eğitim sistemleri gibi alanlarda Türk ordusunun dijital dönüşümüne önemli katkılar sağlıyor. 

***

Karayılan dikkat çekmişti

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, savaş harcamalarının Türkiye halklarını açlığa sürüklediğine dikkat çekmiş, bunun dile getirilmediğini ifade etmişti.

10 yıldır Türkiye’nin bütün gelirlerinin savaşa harcandığını ama sonuç alınamadığını belirten Karayılan, Dengê Gel raryosundaki söyleşisinde özetle şunları dile getirmişti: "Türkiye’de bugün açlık var, maaş alan insanlar bile açtır. Devletin memuru ve işçisi bile ikinci bir iş bulmak zorunda, emeklilerin hepsi aç. İnsanlar açlık sınırında maaş alıyor. Kökünden koparılıp mankurtlaştırılan Gercüşlü Kürt Mehemt Şimşek'i kurtarıcı olarak getirmişler. Hakikatinden kopan, hiçbir şeyi bilemez. Dürüst yaklaşmıyor. Hakikatlere göre hareket etseydi 'bu savaş olduğu sürece bu ekonomi düzelmez' derdi.

AKP-MHP rejimi yaklaşık 100 bin paralı asker kiralamış. Paralı ordu savaştadır. Bunun yanında JÖH-PÖH’ler de vardır. Bunlar da yüksek maaş alıyorlar. Bunların hareketleri için yapılan masrafları da hesaplayın, daha öncesine göre ne kadar para fazladan harcanıyor? Bu masrafın boyutunun daha iyi anlaşılması için savaşın küçük bir bilançosunu da paylaşabilirim: Ocak ve Eylül ayları arasındaki 9 aylık süreçte Türk devleti sadece Medya Savunma Alanları’na toplam 3 bin 318 hava saldırısı yapmıştır. Ağır silah yani tank, obüs, top, havan gibi silahlarla yapılan saldırıların sayısı ise 71 bin 27 kezdir. Kullanılan her mühimmatın bir maliyeti vardır; her bir uçağın ve helikopterin kaldırılmasının masrafı vardır. Sadece bir obüs mühimmatının maliyeti 5 bin dolar kadardır. Buralara getirdikleri her askerin nakil, barınma, yemek masrafları vardır. Tüm bunları bir araya getirince muazzam bir masraf ortaya çıkıyor.

Savaş, Başûr, Bakur ve Rojava'da sürüyor. İdlib’ten Serêkaniyê’ye kadar her gün top atışları oluyor. Her gün Efrîn, Şehba’ya bombardımanlar oluyor. MİT’in ajan çalışmaları var; bunların hepsi parayla oluyor. Türk devleti, Türkiye’nin gelirlerinin hepsini savaş için harcıyor. Bu yüzden de Türkiye zengin bir ülke olmasına rağmen şimdi Türkiye’de yaşayan insanlar açtır. Bu hakikati kimse söylemiyor. En büyük muhalefet partisi CHP de söylemiyor; neden bu zengin ülkenin insanları açtır, buna değinmiyor. Bunlar savaşa yapılan masraflar yüzündendir ve savaşta da kazanamadılar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.