Şahmaran: Kadim miras müzikle buluşuyor!
Kültür/Sanat Haberleri —
- Mustafa Demir: “Şahmaran olarak amacımız Kürt gençlerinin müzik dünyalarına konuk olmak. Elektronik müzik ile Mezopotamya'nın binlerce yıllık mirasını buluşturmak istiyoruz.”
- Aram Taştekin: “Her notamızın ve melodimizin Şahmaran’ın yılan çocukları gibi dünyaya huzur ve mutluluk getirmesini diliyoruz. Sanatın ve müziğin gücüne inanıyoruz.”
MİHEME PORGEBOL
Son yıllarda elektronik müziğin Kürt gençleri arasında da yaygınlaştığı herkesin malumu. Bu, elbette ki birçok başka gerekçeyle açıklanabilir ancak temel gerekçenin çağın sunduğu teknik olanaklar olduğunu söylemek mümkün. Teknolojik gelişmeler eser üretimindeki maliyeti olabildiğince azaltırken bilişim olanakları da üretilen eserin herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan bizzat sanatçı tarafından dolaşıma sokulmasına imkan sağlıyor.
Bütün dünyada elektronik müziğin en başarılı temsilcilerinin daha çok dezavantajlı topluluk ve gruplardan çıktığını söylemek yanlış olmaz. Özellikle Avrupa’da bu müzik türü göçmenler tarafından başarılı bir şekilde icra ediliyor ve tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Haliyle bu durumdan Kürtler de etkileniyor. Özellikle Avrupa’da yaşayan birçok genç Kürt sanatçı, son yıllarda yaptıkları müzikle adından söz ettiriyor ve başarılı çalışmalara imza atacaklarının işaretini veriyorlar. Bu girişimlerden biri de Şahmaran. Adını Kurdistan’daki antik efsaneden alan bu proje, Kürt müziğinde uzun yıllardır emek veren, Tigris Oda Orkestrası’nın da kurucularından olan müzikolog Mustafa Demir ile farklı sanat dallarında üretimleriyle tanınan, kadim anlatı biçimleri üzerinde çeşitli disiplinlerde sanat çalışmaları yürüten Aram Tastekin'in uzun yıllara dayanan arkadaşlığından doğdu. Şahmaran, Trilogy of Madness (Delilik Üçlemesi) adlı ilk eserini yakın zamanda dijital platformlarda yayımladı. Biz de Şahmaran’ın üyeleri Mustafa Demir ve Aram Taştekin’le elektronik müziği ve Şahmaran’ı konuştuk.
Şahmaran projesi hakkında bizi bilgilendirir misin? Nedir bu proje Mustafa?
Şahmaran, aslında Mezopotamya kültürünün zenginliğine ve çeşitliliğine dalmaya olanak sağlayan bir Kürt elektronik müzik projesi. Projenin temel hedefi, sözlü anlatım metoduyla kuşaktan kuşağa aktarılan Mezopotamya halk hikayelerine bir ayna tutup, onları elektro organik müziğin altyapısını kullanarak dinleyiciye aktarmak. Bu müzik projesiyle, hem güzel bir ses hem de etkili bir deneyim sunmayı hedefliyoruz. Canlı performanslarla izleyicileri, şarkıların içine doğru mistik bir yolculuğa davet ediyoruz ve burada elektronik müzik, Mezopotamya'nın binlerce yıllık mirasıyla buluşuyor. Canlı enstrümanlar ve elektronik müzik arasında ince bir denge sağlayan Şahmaran, aslında organik müzikten psikedelik elektronik müziğe geçiş yaparak, Mezopotamya'nın büyüleyici mirası ve ritimlerinden ilham alıyor.
Elektronik müzik Kürt gençleri arasında gittikçe yayılıyor. Bu, çağın getirdiği bir şey mi yoksa Kürtler elektronik müzikte bir şey mi buldu?
Kürtler de diğer tüm halklar gibi farklı formlarda müzik türlerini dinliyor ve o müzik türlerinde kendine ait bir şeyler bulmak istiyor. Kültür doğar, büyür, farklı yerlerden beslenir ve sonraki nesile yeni bir ürün aktarır. Bu yeni ürün asla önceki neslin birebir kopyası olmaz. Bizim kültürümüz de diğer tüm kültürler gibi başka kültürlerle etkileşime giriyor ve bu etkileşim sonucu yaşamın her alanında olduğu gibi müzikte de yeni sesler ortaya çıkıyor. İşte Şahmaran da bu seslerden sadece biri.
Bu proje bizim için önemli çünkü 90'lı yıllarda Kurdistan'daki köylerin yakılması ve zorunlu göç sebebiyle Kürtler büyük şehirlere yerleşti. Geldikleri bu yeni şehirlerde doğup büyüyen Kürtler, teknolojinin gelişmesi ve küreselleşmeyle bu yerlerin bir parçası haline geldi. Dolayısıyla kendi kültürlerini yanlarında taşıyor olsalar da metropollerin müziğine maruz kaldılar. Bir süre sonra, şehirdeki melodiler kendi melodileriyle karışmaya başladı. Bu şekilde son yıllarda Kurdistan'da da elektronik müzik popüler hale geldi. Hatta bu alanda ciddi olarak çalışmak isteyen birçok genç Kürt sanatçının olduğunu görüyoruz. Bizim Şahmaran olarak amacımız Kürt gençlerinin müzik dünyalarına konuk olmak. Metropollerde yaşayan bireyler olarak bizim de duygusal dünyamızı ve ihtiyaçlarımızı yansıtan bir proje bu.
Avrupa’da Kürt sanatçıların elektronik müzik yapma olanakları hakkında neler söylersin?
Avrupa’da kaliteli müzik teknik donanımına ulaşmak Kurdistan ve Türkiye’den tabii ki daha kolay. Biz bu proje kapsamında birkaç ay önce ilk çalışmamızı yayınladığımızda geri dönüşleri bir sene sonra gelir diye bekliyorduk. Ancak Avrupa’da Kurdistanlı gençlerin elektronik müziğe olan ilgisinden ve kulaktan kulağa yaymalarından dolayı ilk konser davetimizi şimdiden aldık bile. İlk konserimiz 17 Mayıs’ta Fransa’nın Strasbourg şehrinde, elektronik ve alternatif müzik türlerinde önemli bir isme sahip olan Molodi konser salonunda olacak.
Elektronik müzik, organik müziğe göre bazı avantajlara sahip. Her ne kadar Şahmaran olarak elektronik müziğe organik enstrümanlar katıyor olsak da üretimi bilgisayar üzerinden yapmak avantaj sağlıyor. Ancak bir grup olarak çalışırken, prova yapmak için zamana ve mekâna ihtiyaç duyuyorsunuz. Grubun iki üyesi farklı iki ülkede yaşadığı için bazen bir araya gelmek zor olabiliyor. Bu durumda stüdyo, ulaşım ve konaklama gibi masraflar ortaya çıkıyor. Yine de yaşadığımız ülkelerde bu müziği özgürce yapabiliyoruz. Ne yazık ki, Kürt sanatçılar sadece sanatlarını icra ettikleri için anavatanlarında baskılara ve cezaevlerine maruz kalıyor.
Biraz da sana dönelim Aram. Sen çok yönlü bir sanatçısın. Kürt tiyatrosunun başarılı bir temsilcisiyken bir yandan plastik sanatlar, bir yandan dijital sanat ve şimdi de müzik. Bunu nasıl açıklarsın?
Sanat hayatıma tiyatro ile başladım. 2017’de Fransa'ya geldikten sonra farklı alanlarda eğitim alma fırsatı buldum. Sanatı bir yolculuk ve arayış olarak görüyorum ve kendimi tek bir disiplinle sınırlandırmak istemiyorum. Modern sanat dünyasında disiplinlerin geçişken olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Sanat benim için bir arayış ve bu arayış devam ediyor. Kendimi ifade edebilmek için başka bir disipline ihtiyacım olduğunu hissedersem, gerekli eğitimi alıp denemekten çekinmiyorum. Tiyatro veya plastik sanatları bırakmadım, ancak şu anda sanat yolculuğuma müzik yoluyla devam ediyorum.
Elektronik müzik, uzun zamandır üzerine düşündüğümüz bir alan. Şahmaran olarak sadece müzik yapmıyoruz, aynı zamanda diğer becerilerimizi de sahneliyoruz ve konserlerde müzikle birlikte sahne sanatlarının diğer öğelerini de kullanmayı planlıyoruz.
Şahmaran projeniz hakkında sen neler söylemek istersin?
Son yıllarda elektronik müzik hak ettiği değeri görmeye başladı. Birçok sanatçının da Kürt müziği ya da Kürt müzisyenlerle işler yaptığını görüyoruz. Hem kendi ihtiyacımızdan hem de bu alanda bir boşluk olduğunu fark ettiğimizden, elektronik müzik alanında Kürt kültürüyle ilgili bir şeyler söylemek istedik. Genellikle Kürt kültürü üzerine başkaları işler yaptığında eksik veya yanlış yorumlar ortaya çıkabiliyor. Biz de bu eksiklikleri ve yanlış anlaşılmaları gidermek için kendimiz yapmayı tercih ettik. Elbette bizim de eksiklerimiz olacak ve bunları diğer sanatçılar ve dinleyicilerden gelen eleştiriler doğrultusunda düzelteceğiz. Bu alanda yeni bir tartışma başlatabilirsek ve Kürt elektronik müziğinin daha iyi yerlere gelmesine katkı sağlayabilirsek, amacımıza ulaşmış oluruz.
Şahmaran için önünüze koyduğunuz bir gelecek planı veya bir hedef var mı?
Bu bir yolculuk ve biz bu yolculuğun uzun sürmesini, hatta dünya çapında bir etkiye sahip olmasını istiyoruz. Eğer bu yolculukta yeni bir şeylere ön ayak olursak, bu bizi çok mutlu eder.
Şahmaran efsanesi ile bu projenin bağını nasıl kuruyorsunuz? Bu antik efsane ile yaptığınız modern müziğin arasındaki ilişki nedir?
Kürt kültüründeki birçok şey, anlatı geleneği sayesinde günümüze kadar gelmiştir ve belki de bu sayede Kürt kültürü, yıllardır süren ağır asimilasyon politikalarına direnebilmiştir. Bu vesileyle, bu efsanelerin günümüze kadar gelmesine katkıda bulunan herkesi saygıyla anıyoruz. Bu projenin Şahmaran’la ilişkisi, hem bu anlatı geleneğini devam ettirmek hem de hibrit bir mitolojik karakter olan Şahmaran’dan ilham alarak yaptığımız müziğin hibrit yapısını vurgulamaktır. Şahmaran yarı kadın, yarı yılan efsanevi bir kahramandır. Bizim müziğimiz de Mezopotamya ve Kurdistan'ın zengin kültürünü Avrupa'nın elektronik müziğiyle birleştiriyor. Her notamızın ve melodimizin Şahmaran’ın yılan çocukları gibi dünyaya huzur ve mutluluk getirmesini diliyoruz. Sanatın ve müziğin gücüne inanıyoruz. Ancak sonuçta bu sadece bir isimdir; müziğimizin Şahmaran karakteriyle benzerlik gösterip göstermeyeceğini zaman gösterecek.