Sürgün bir yazar, sürgün bir kitap
Kültür/Sanat Haberleri —
- Hasip Yanlıç’ın, Sur’da özyönetim direnişini anlattığı 'Sûr-Rojên Berxwedanê' kitabı Stockholm’de Kurdped yayınevi tarafından basıldı. Yanlıç, ''Yaşadığım şehrin ve insanlarının üzerine bombaların yağdırılmasını vicdan olarak kabul edemedim'' dedi
REWŞAN DENİZ
Hasip Yanlıç’ın, Sur’da özyönetim direnişini anlattığı 'Sûr-Rojên Berxwedanê' kitabı Stockholm’de Kurdped yayınevi tarafından basıldı. Sur’daki direnişi anlatan öykülerden oluşan kitaba dair Hasip Yanlıç, ''Yaşadığım şehrin ve insanlarının üzerine bombaların yağdırılmasını vicdan olarak kabul edemedim. Bu itirazımı da bu kitabı yazarak gösterdim'' dedi.
Novel tarzında yazılan kitabı aslında Kuzey Kurdistan’da yayımlamak istediğini fakat 3 farklı yayınevinin devlet baskısından dolayı kitabı yayımlamak istemediğini aktaran Hasip Yanlıç şunları belirtti: ''Maalesef Bakurê Kurdistan ve Türkiye’de hükümet, yazarlar ve aydınlarla barışmış değil. Hala düşünce özgürlüğünü sindirmiş değil. Devleti eleştiren kitapların basılmaması için yayıncıları yüksek para cezaları ve hatta hapis ile cezalandırıldığını biliyoruz. Bakurê Kurdistan ve Türkiye’deki 3 yayınevi bu kitabı yayınlayamayacaklarını beyan ettiler. Bundan dolayı kitap benim gibi sürgün oldu ve sürgünde yayınlayabildi. Daha önce yazdığım Kürtçe Muhasebe (Jimêryariya Giştî) kitabımın önsözü bana karşı ’suç’ unsuru olarak sayılıp ceza verildi. Bu yakın bir örnek.''
Zulümdür, zorbalıktır
2015 ve 2016 yıllarında Sur’daki devlet zulmüne birebir tanıklık eden Hasip Yanlıç 'Neden Sur?' sorusuna şu cevabı verdi: ''Ben Amed doğumluyum ve Amed’deki işyerim Sur’a çok yakındı. Ben Sur içinde olmayan ama ruhu, aklı, kalbi Sur’da olan biriydim. Her sabah işe gittiğimde şehir merkezinin tank ve toplar ile bombalanması beni derinden etkiledi. Kaç defa Sur’da savaşın sürdüğü yere kadar savaşın durdurulması için basın açıklamalarına, kitlesel eylemlere katıldım. Ama maalesef barışın sağlanmasını gerçekleştiremedik: Ben buna inanıyorum ki sivil halka yapılan her türlü saldırı zulümdür, zorbalıktır. Bu anlayış ile şehrimin gözümün önünde yıkılmasını, hemşerilerimin üzerine bombaların yağdırılmasını vicdan olarak kabul edemedim. Bu kitap Sur’da yaşananlara itirazımdır.''
Bellek oluşturmak
Kitabın yarısının kurgusal yarısının ise gerçek kişi ve olaylardan oluştuğunu ifade eden Hasip Yanlıç, “Edebiyat, geçmişi geleceğe taşımanın yolu, geleceğe bellek oluşturmak için başvurulan yoldur, bunu ses sanatçıları sesleri ile, ressamlar resimleriyle, edebiyatçılar da yazıları ile kendi iç dünyalarını-haykırışlarını halka duyururlar. Ben de içimde biriken duygu ve düşüncelerimi edebiyat yolluyla yaymak istedim, bu destanı duyurmam gerektiğini hissettiğim için yazdım” diye konuştu.