Üçü birlikte ateşe koştu
- Kardeşlerden Mazhar 24, Nuri de 22 yaşındaydı. Biri köyde rençberlik yapıyordu, diğeri ırkçı saldırılardan dolayı tarım işçiliğini bırakıp çelik montalamacı olmuştu. Kuzenleri Hasan ile evden yangına koşturmaları, sonları oldu.
- Gelecek ayki nişana hazırlık yapan Mazhar, ayakkabısından teşhiş edildi. Üçü de diğer 7 akrabaları ile aynı mezarlığa defnedildi. Amcası, yengesi, dayısı ve arkadaşlarını yitiren Hatip Demir, birlikte büyüdüğü Mazhar'ın acısını büyüttüğünü söyledi.
Amed ve Mêrdîn arasında çıkan yangına müdahale etmek için evden çıkan Mazhar ve Nuri Demir kardeşler, birlikte yola koyuldukları kuzenleri Hasan Demir ile birlikte yaşamını yitirdi.
Mêrdîn’in Şemrex (Mazıdağı) ile Amed’in Xana Axpar (Çınar) ilçelerinde 20 Haziran gecesi çıkan yangında 15 kişi yaşamını yitirdi. Yangının en büyük hasar verdiği ve 10 kişinin hayatını kaybettiği Şemrex’e (Mazıdağı) bağlı Kelekê (Yücebağ) kırsal mahallesinde hayatını kaybedenlerden ikisi Mazhar ve Nuri (Aşir) Demir kardeşlerdi. Kardeşlerden Mazhar 24, Nuri de 22 yaşındaydı. Yangın haberini alır almaz müdahaleye koşan kardeşler, komşu köyleri olan Tobînî’de alevlerin arasında kalan Abdurrahman ve Ubeydullah Buğdaycı kardeşleri kurtarmak istedi, ancak Buğdaycı kardeşlerle aynı yangında acı bir şekilde yaşamlarını yitirdi.
Mazhar ve Nuri Demir kardeşler, liseden itibaren ailelerine yardımcı olmak için okulu terk etmek zorunda kaldı. Nuri Demir köyde çobanlık yaparak, ailesinin geçimine destek oldu.
Nişan hazırlıkları yapıyordu
Mazhar Demir ise çelik montalama işi için farklı kentlere çalışmaya gidiyordu. Mevsimlik tarım işçisi olarak Sakarya’ya giden akrabalarının 2020'de ırkçı saldırıya uğramasının ardından mevsimlik işçiliğe gitmeme kararı alan Mazhar Demir, o yıldan itibaren çelik montalama işlerinde çalışmaya başladı. Nişan hazırlıkları yapan Mazhar Demir, alışverişini tamamlamış, 23 Haziran için salon tutmuştu. Nişanını yapmayı planlayan ailesi, cenazesini defnetmek zorunda kaldı.
Üçü birlikte ateşe koştu
MA'ya konuşan kardeşleri Helin Demir, facia gecesi ailece evlerinde oturmuş çay içtiklerini, kendisinin evin damına çıktığında yangını fark ettiğini söyledi. Bunun üzerine eve girerek, ailesine yangını haber verdiğini belirten Demir, “Bir anda elektrikler kesildi. O sırada ağabeylerim evden fırlayarak çıkıp gitti. Evimizin önünde motorumuz vardı. Amcaoğlumuz Hasan (Demir/hayatını kaybetti) ile birlikte üçü motora binip korna çalarak gittiler. Köylüler de peşlerinden gitti. Bizler de ateşi söndürmek için çıktık. Bilmiyorduk ateşin bu kadar büyük olduğunu. Ateş bir anda üzerimize doğru gelince köylüler durdu ve geri dönmemizi istedi. 10 kişi bir arabaya binerek geri döndük, o esnada ateş de arkamızdan geliyordu” dedi.
Üç saat kimse gelmedi
Ardından ağabeylerini bulmak için yeniden alevlerin olduğu bölgeye gittiklerini söyleyen Demir, yaralılarla karşılaşınca ambulansı aradıklarını dile getirdi. Kendilerinden açık adres isteyen ambulansın her defasında askerin kendilerine haber vermesini istediğini belirten Demir, üç saat boyunca kimsenin gelmediğine dikkat çekti. Demir, “Telefon ediyorduk, ambulanslar askerden emir gelmeden gelemeyeceklerini söylüyorlardı" dedi. Köylülerin gidip cenazeleri getirdiğini ifade eden Demir, “Önce üç cenaze getirdiler. Sonra dört cenaze daha getirdiler. Nuri aralarındaydı. Mazhar yoktu. Ambulansa götürdüler. Canlarını vermişlerdi” diye konuştu.
Ayakkabısından teşhis
Helikopterin ise sabah saatlerinde geldiğini kaydeden Demir, ağabeyi Mazhar’ın cenazesinin Tobînî köylüleri tarafından bulunarak hastaneye kaldırıldığını öğrendiklerini ve morgda ayakkabısından teşhis ettiklerini söyledi.
Amcası, dayısı ve arkadaşları
Köylülerden Hatip Demir de yangında amcası, yengesi, dayısı ve arkadaşlarını yitirdi. Demir, hepsinin neredeyse genç olduğunu ve yan köye yardım için yola koyulduklarını dile getirdi. Rüzgarla birlikte hepsinin alevlerin arasında kaldığını aktaran Demir, Mazhar Demir ile kardeş gibi olduklarını söyledi. Demir, şunları ekledi: “Dayımın acısı ayrı onun acısı ayrı. Kardeşim gibiydi. Birlikte okula gittik. Birlikte işe gidiyorduk. Sürekli beraberdik. Arkadaşlığı, kardeşliği başkaydı. Bilsem böyle olacak onun için canımı verirdim.” MÊRDÎN