Van Gölü’nün havarı

Toplum/Yaşam Haberleri —

Neslihan Şedal - Abdullah Zeydan

Neslihan Şedal - Abdullah Zeydan

  • Van Gölü, bir yandan son yıllarda su seviyesindeki çekilme ile gündeme gelirken, öte yandan gölde yaşanan kirlilik sebebiyle alarm veriyor. Van Gölü'nün korunması ve ekosisteminin sürdürülebilirliği üzerine artan endişeleri Tatvan ve Van Belediyesi eşbaşkanları ile konuştuk.

HAVİN DERYA/WAN

Tatvan Belediyesi, üç aydır sürdürdüğü temizlik çalışmalarıyla şimdiye kadar gölden yaklaşık 60 ton çöp çıkardı. Tatvan Belediye Eşbaşkanı Mümin Erol, Van Gölü’nün bugüne kadar hak ettiği şekilde korunmadığını ve ilkel bir biçimde kullanıldığını söyledi.

Van Gölü’nün Tatvan için bir şans olduğunu belirterek, “Göreve gelir gelmez temizlik kampanyaları düzenleyerek bugüne kadar 200’ü aşkın araç lastiği ve her türlü çöpü temizledik. Maalesef, hem temizlediğimiz alanları istediğimiz gibi koruyamıyoruz hem de dalgalarla kıyılarda çöp oluşmaya devam ediyor. Ancak her şeye rağmen aynı alanlarda temizlik çalışmalarını sürdüreceğiz” dedi.

 

Tatvan Belediye Eşbaşkanı Mümin Erol

 

Kanalizasyon atığı göle akıyor

En önemli sorunun şehrin bazı bölgelerinde hala Van Gölü’ne kanalizasyon atığı akıtılması olduğunu söyleyen Erol şu bilgileri verdi:  “Bu durumun bir an önce engellenmesi gerekmektedir. Bizden önceki yönetimlerin yolsuzlukları, belediyeyi borç batağına sürüklemeleri ve projelerin maliyeti nedeniyle henüz bu çalışmalara başlayamadık. Ama hedeflerimiz arasında kanalizasyon atığını engelleyici projeleri bir an önce gerçekleştirmek var.

Yine bugüne kadar dipte birikmiş kiri, mali imkanlarla temizlemek ve bunun için çevreye duyarlı kitle örgütleri, kamu kuruluşları veya uluslararası proje desteğiyle mutlaka yapacağız. Çünkü gölde bir metreye yakın balçık birikmiş. Biz kampanyalarla 'temiz toplum, sağlıklı çevre' diyerek çöpü bizzat temizleyerek örnek olmaya ve halkı toplumsal anlamda çevreye duyarlı hale getirmeye çalışıyoruz. Zira toplumsal duyarlılık oluşturabilirsek daha fazla kirlenmesini engellemiş ve olası iyileştirmeleri koruma altına almış oluruz.”

 

 

Van Gölü kokmaya başladı

İlk hedeflerinin kirlenmeyi bir an önce durdurmak ve Van Gölü çevresinde bir hilal şeklinde kanalizasyon sistemi kurarak en azından kanalizasyon atıklarını engellemek olduğunu belirten Erol şunları kaydetti: “En önemli problemimiz daha fazla kirlenmeyi durdurmaktır. Bölgemizin turizmini de Van Gölü ile sağladığımızı bilmeliyiz ve bunun bilincinde olmalıyız. Yer yer Van Gölü’nün kokmaya başladığını biliyoruz. Bir an önce hep birlikte toplumsal duyarlılıkla Van Gölü’ne sahip çıkmalıyız. Halkımızın en iyi temizliğin kirletmemek olduğunu bilerek duyarlı olmasını istiyoruz. Böylelikle Van Gölü'ndeki canlıları koruyarak çeşitliliğinin artmasını da sağlayabiliriz. Van Gölü’nde özellikle inci kefali balığının sağlıklı bir şekilde büyüyüp artış sağlayacağını ümit ediyoruz.”

 

 

Belediyeler ortak çalışmalı

Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan ise Van Gölü havzasının bir bütün olarak ele alınması ve sorunların kaynağına çözüm bulunmasının son derece önemli olduğuna dikkat çekerek “Bu da sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı, yerinde tespitlerin yapıldığı ve teknik çalışmaların yürütüldüğü Van Gölü Belediyeler Birliği'nin kurulması ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır” dedi. Çevrenin kirlenmesi ve çevre kirliliği problemini noktasal olarak değil, yaygın bir kirletici parametre olarak düşünmeyi gerektirdiğini kaydeden Zeydan şöyle devam etti: “Yine Van Gölü havzasında oluşacak ekosistem yıkımı tüm bölgenin kirlenmesi anlamına gelmektedir. Şöyle ki; Ahlat sahilinde yapılacak kıyı ihlali, betonlaştırma, sucul ekosistem kirlilikleri, kirlilik yüküne bağlı olarak ötrofikasyon riskleri Tuşba sahilinde aynı etkiyle olumsuzluklar devam edecektir. Erciş sahilinde oluşacak toksik bir kirlilik yükünün Tatvan sahillerinde de ciddi bir ekosistem sorununa neden olacağına dikkat edilmeli. Dolayısıyla Van Gölü Havzası’nda bulunan ve etki derecesine bakılmaksızın kirletici konumunda bulunan tüm belediyelerle ortak çalışma yürütmemiz önemlidir.”

Dip çamur temizliği başladı

Van Gölü'nün su kalitesini artırmak ve ekosistemini korumak için Van Büyükşehir Belediyesi olarak aldıkları önlem ve uygulamalara da değinen Zeydan şu aktarımlarda bulundu: “2021 yılı Eylül ayı itibariyle Büyükşehir Belediyemiz Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığımızca dip çamur temizliğine başlanmıştır. Van Gölü’ne paralel ve göl içine yapılan yollar ile gölün temizliği sağlanmaktadır. Yapılan yollarda kullanılan malzemeler taş ocaklarından alınmış olup, çevreye herhangi bir kirletici etkisi olmamasına özen gösterilmiştir.”

Göl kenarındaki hayvancılık işletmeleri kalkıyor

Van Gölü'nü kirletici etmenlerden birinin de hayvancılık faaliyeti olduğunu belirten Zeydan, “İlimizde bulunan hayvancılık işletmelerinin yüzey ve yeraltı sularına yakınlığı, su kaynaklarının kirlenmesine büyük ölçüde etki etmektedir. Büyükbaş hayvancılık işletmelerinde hayvansal atıkların çevreye zarar vermeden uzaklaştırılması için herhangi bir önlem alınmadığı ve gübre yığınlarının sulandırılarak dere ve kanallar vasıtasıyla Van Gölü'ne deşarj olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple diğer kurumların da iş birliğiyle hayvancılık faaliyetlerinin kaldırılması kararı alınmış olup, ilçe belediyeleri tarafından özellikle göl kenarında bulunan hayvancılık işletmelerinin kaldırılmasına başlanmış ve süreç yürütülmüştür” dedi.

Zeydan, “Fakat kalıcı çözümlerin ortaya konulması ve hayvancılık faaliyetlerinin sucul ekosistemlerden uzakta sürdürülmesi için sürdürülebilir hayvancılık faaliyetlerinin hayata geçirilmesi de önemlidir. Bu durum, kentin tüm dinamikleri ile istişare edilerek yürütülmesi gereken bir konudur” diye ekledi.

 

 

Dereler bir taşıyıcı gibi

Van Gölü’nün dışarıya akışının bulunmaması nedeniyle, göldeki kirliliğin sürekli arttığına dikkat çeken Zeydan, “Van Gölü’nde plastik poşetler, pet şişeler, cam kırıkları, bez parçaları ve çeşitli metal kutuların meydana getirdiği fiziki kirlilikler önemli boyuttadır. Bu tür kirliliğin en fazla görüldüğü yerler, göl çevresindeki yerleşim kıyıları, özellikle de şehirlerin içerisinden geçerek göle boşalan derelerin ağız kısımlarıdır. Kentin içinden geçen dereler, havzada atıkların uzaklaştırılmasında bir taşıyıcı gibi kullanılmaktadır” ifadelerini kullandı.

Izgaralı sistemler kullanılamaz halde

Van Gölü’ne ulaşan önemli derelerin belirli noktalarında gelen yüzeysel atıkların tutulmasını sağlayan ızgaralı sistemlerin 2017 yılına kadar aktif olarak kullanıldığını aktaran Zeydan, “Söz konusu dere tutucularda biriken tüm atıklar 10 kişilik dere ekipleri tarafından düzenli olarak temizleniyor ve göle ulaşması engelleniyordu. Aynı dönemlerde, her ihtimale karşı gelecek olan yüzeysel atıkların derenin göl ile birleştiği noktada yüzen bariyer sistemi ile önlemler alınmıştı. Fakat gerek dere ekibinin pasif hale getirilmesi, gerekse de ızgara ve yüzen bariyerlere gerekli bakım-onarım çalışmasının yapılmaması sonucu maalesef tamamı kullanılamaz hale gelmiştir. Bu çalışmaların aktif olarak yürütülmesi için teknik çalışmalar devam etmekte olup en kısa süre içerisinde çözüme kavuşturacağız” şeklinde konuştu.

İşbirliğinin olmaması kirliliği büyütüyor

Van Gölü çevresindeki çevre kirliliği ve atık yönetimi konularında karşılaştıkları zorluklara da değinen Zeydan, “Kurumsal işbirliğinin olmaması birçok konunun çözümünde sonuçsuz kalmasına neden olmaktadır. Örneğin, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği, Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü sorumluluğunda olan önemli bir yönetmeliktir. Van Gölü havzasında yaşanan tahribatların özellikle sulak alanlarda olması ve gerekli yaptırımların uygulanmaması, cezasızlık politikası ile sonuçlanmaktadır. Yakın zamanda Van Gölü doldurularak inşa edilen otel vb. durumların varlığı herkesçe bilinmektedir. Yürütücü ve denetleyicisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olan 2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun açık ihlali olmasına rağmen işlemler yürütülmektedir. Yasal mevzuatın uygulanmaması ve kurumsal işbirliği ortamının olmaması, sorunların büyümesine neden olmaktadır. Dolayısıyla bu tür işletmelerden kaynaklanacak tüm atıklar çevresel kirliliğin büyümesine yol açacaktır” dedi.

 

 

Van Gölü düşük koruma sınıfında

Zeydan, Van Gölü havzasının düşük koruma sınıfına alınmasının, ekolojik tahribatı artırıp ve bölgeyi sermaye için cazip bir fırsat haline getirdiğine dikkat çekerek şunları aktardı: “Bu durum, çevredeki işletmelerin Van Gölü'nü kirletmesine neden olmakta ve yasal boşluklar, bu işletmelerin kirletici etkilerini artırmalarına fırsat vermektedir. Sürdürülebilir ekolojik politikaların belirlenmesi ve havzanın korunması gereklidir. Van ve Bitlis illerindeki bu havza, yapılaşma, yayılı kirlilik, kimyasal artışlar ve kıyı kanunu ihlalleri gibi kirletici unsurlara karşı dirençsiz hale gelmektedir. Endemik türlerin korunması için ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım’ statüsünden vazgeçilmesi ve daha sıkı koruma önlemleri alınması gerekmektedir. Tüm bu sorunlar, Van Gölü'nün kirlenmesine ve atık yönetiminin zorlaşmasına neden olmaktadır.”

Bilinçlendirme ve pratik iç içe

Zeydan son olarak halk arasında gölün temiz tutulmaması için farkındalık yaratılması gerektiğine işaret ederek, “Van Gölü'nü koruma çalışmalarında yerel halkın katılımını sağlamak ve farkındalığı artırmak için ilkokul ve liselerde geri dönüşüm, iklim değişikliği ve çevre kirliliği konularında eğitim verilmektedir. Fakat son zamanlarda yapılan gözlemler, ciddi bir bilinçlendirme faaliyeti yürütülmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Yapılacak olan strateji çalıştayında konunun gündeme gelmesi ve devamında yapılacak halk toplantıları ile birlikte çöp toplama etkinlikleri planlamaktayız” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.