Baston bakanlığı!

Abdulkadir Kuday

Abdulkadir Kuday

  • Türk Adalet Bakanlığı, yüzde 93 engelli, tekerlekli sandalyeye mahkum, 41 kiloya kadar düşen, ATK'nin bile "hayatını tek başına idame ettiremez" dediği hasta tutsak Abdulkadir Kuday'ın tahliyesini engelliyor. Bakanlık, "bastonla yürüyebiliyor" diyor.

ÖHD, Abdulkadir Kuday’ın sağlık durumunun geldiği kritik aşamada tedavisinin ailesinin yanında tam teşekküllü bir hastanede devam ettirilmesi, infazına ara verilerek serbest bırakılması için ilgili makamlara çağrıda bulundu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, 19 Haziran 2023 tarihinde ALS hastası olan tutsak Abdulkadir Kuday'ın durumunu Meclis'e taşıdı. Tanhan, Kuday'ın infazının ertelenip tedaviye ulaşması için ne gibi çalışmalar yapıldığını Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a sordu. Tanhan'ın önergesinde, Kuday'ın kısmı felç geçirdiği, ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı ve bunun üzerine Ocak 2022’de Metris R (Rehabilitasyon) Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildiği bilgilerine yer verildi. Önergede, Kuday'ın sevk edildiği cezaevinde ihtiyaçlarının yüzde 93 engelli koğuş arkadaşı Serdar Yıldırım tarafından karşılandığı aktarıldı. Ayrıca Kuday'ın infazının ertelenmesi yönünde avukatların yaptığı başvuruların reddedildiği bilgisi paylaşıldı. Tanhan, Bakan Tunç'a "Kuday'ın infazının ertelenmesi, dolayısıyla tedavisinin yapılması ve bakım hizmetlerine erişebilmesi için bakanlığınız tarafından herhangi bir girişimde bulunulacak mı?" diye sordu. 

Bakanlık: Mevzuata uygundur

Bakan Tunç, verilen önergeye bir yıl sonra yanıt verdi. Yanıtta, Kuday’ın Tekirdağ T Tipi Kapalı Cezaevi'ndeyken Mayıs 2021’de hastane sevkinin yapıldığı, 16 ağustos 2021 ile 28 Ağustos 2021 tarihleri arasında fizik tedavi gördüğü belirtildi. Kuday’ın Metris R Tipi Kapalı Cezaevi'ndeyken farklı tarihlerde polikliniklere sevk edildiği hatırlatılan yanıtta, "Kuday'ın felç geçirdiğine dair herhangi bir sağlık raporunun bulunmadığı" iddia edildi. "Kuday'ın baston kullanarak yürüyebildiği ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayabildiği" öne sürülen yanıtta, Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) Kuday'a dair "hayatını tek başına idame ettiremez" yönündeki raporuna yer verildi. Kuday’ın bakanlığa üç dilekçe gönderdiği ve bu dilekçelerin ilgili yerlere gönderildiği aktarılan yanıtta, “Kurumda tüm iş ve işlemlerin mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütüldüğü” savunuldu. 

Kobanî eylemleri gerekçesiyle

Mêrdîn’de 6-8 Ekim 2014 Kobanî eylemleri sırasında gözaltına alınarak tutuklanan Kuday, önce Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi, daha sonra Tekirdağ T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Yaklaşık dört yıl boyunca hastane sevkleri yapılmayan Kuday, siyasi partiler ile insan hakları örgütlerinin girişimlerinin üzerine hastaneye sevk edildi. Kuday’a, 2021'de bel fıtığı teşhisi konuldu. Kuday, bunun üzerine Ağustos 2021’de bel fıtığı ameliyatı oldu. Üç ay sonra rahatsızlığının devam etmesiyle Kuday'a yanlış teşhis konulduğu ortaya çıktı. 

Yanlış teşhis ve ALS hastası

İnsan hakları örgütlerinin çağrıları sonucu yeniden hastaneye sevk edilen Kuday’ın yapılan muayene ve tetkikler sonucunda sinir sisteminin uyarılar gönderememesine neden olan ALS hastası olduğu ortaya çıktı. Kısa bir süre sonra Kuday, kısmi felç geçirdi ve ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. Bunun üzerine Kuday, Ocak 2022’de Metris R (Rehabilitasyon) Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Daha önce girdiği açlık grevleri sonucunda mide hastalıkları da ortaya çıkan Kuday, bir süre sonra yatalak duruma düştü. 30 Ekim 2023'te ATK tarafından Kuday’a "yaşamını tek başına idame ettiremez" raporu verildi. Rapor üzerine tahliye başvurusu yapan Kuday’ın talebi kabul edilmedi. 

ÖHD'nin açıklaması

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) "hayatını tek başına idame edemez" raporuna rağmen Metris R Tipi Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Abdulkadir Kuday’a dair dün Beyoğlu’nda bulunan dernek binasında açıklama yaptı. ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Eda Önal, tutsak Kuday’ın ölümcül kas hastalığının olduğunu ve kendisine ALS teşhisinin konulduğunu hatırlattı. Önal, "Motor nöron hastalığı olarak da bilinen ALS, kas güçsüzlüğüne neden olan beyin ve omurilikteki sinir hücrelerini etkileyen ilerleyici ölümcül bir kas hastalığıdır. Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne ait sağlık kurulu raporunda, ‘Ağır hasta olup engelilik halinin olduğu, bu sebeple infazının 6 ay geri bırakılması gerektiği’ belirtilmiş. Hemen akabinde ‘R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakli gerektiği’ şeklinde yeni bir rapor düzenlenmiştir” dedi.

Mamayla besleniyor

Kuday’ın hastalığında herhangi bir gerileme olmadığını ifade eden Önal, 28 Kasım 2022'e Bakırköy İnfaz Hakimliğine infazının ertelenmesi için yaptıkları başvurunun reddedildiğini hatırlatarak, şöyl edevam etti: "16 Ocak 2023 tarihli Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporunda; ‘Günlük işleri için tam desteğe ihtiyacının olduğu, mevcut hastalığında gerileme olmayacağı, başvurucunun 2 kişinin desteği ile ancak yürüyebileceği, yutma sorunu için mama kullanım ihtiyacı olduğu, bu nedenle başvurucun cezasının infazının ertelenmesi gerektiği’ açıklanmıştır. Buna rağmen hapishanede tutulmaya devam edilmiştir.”

41 kiloya düştü

Önal, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) de başvurduklarını ve AYM’nin de taleplerini reddettiğini ifade etti. Resmi mercilerin başvuruları reddetmesinin nedeninin Kuday’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması olduğunu dile getiren Önal, cezaevinde ziyaret ettikleri Kuday'ın 41 kiloya düştüğünü paylaştı. Cezaevindeki sağlık çalışanlarının da Kuday’ın durumuna kötü dediğini aktaran Önal, Kuday’ın neredeyse tüm organlarının işlevini yitirdiğini kaydetti. Önal, "Mahpusun yaşamı ağır risk altında olup açık bir şekilde yaşama hakkı ve işkence ve kötü muamele yasağı hakkı ihlal edilmektedir. Abdulkadir Kuday’ın sağlık durumunun geldiği kritik aşamada tedavisinin ailesinin yanında tam teşekküllü bir hastanede devam ettirilmesi, infazına ara verilerek serbest bırakılması gerekir. Bunun için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığını, Adalet Bakanlığını ve tüm yetkilileri gerekli adımları ivedilikle atmaya davet ediyoruz” çağrısı yaptı. ANKARA

 

* * *

Neyin intikamını alıyorlar?

Neredeyse tüm organları işlevini yitirmesine rağmen tedavi için bile cezası ertelenmeyen Abdulkadir Kuday'a reva görülenler, devletin intikam almaya çalıştığı hikayesinde saklı.

Arkadaşımız Gülcan Dereli'nin derlediğine göre; Polis İbrahim Halil Mollahamut, eşi ve çocukları, kız kardeşi Deniz Mollahamut, siyah Megan marka aracıyla Kobanî eylemlerinin yaşandığı 7 Ekim 2014'te Qoser'i (Kızıltepe) terk etmek için yola çıkar. O sırada Ersoylu Mahallesi'nde yol kenarında yürüyen çocuklardan Halil Karaaslan ile Veysi Karaaslan'a çarpar. İki çocuk yaralanır ve yakınları tarafından Kızıltepe Hastanesi'ne kaldırılır. Polis İbrahim Halil Mollahamut ise çocuklara çarpmasına rağmen durmaz ve kaçar. Kerem Karaaslan ve İrfan Karaaslan, çarpan kişiye tepki gösterir, neden bu kadar hızlı gittiğini, durmadığını, özür dileme gereği bile duymadığını sormak için peşine düşer. Konuşmak için Kerem Karaaslan araçtan iner, Megan marka siyah aracın şoförüne yöneldiği sırada araçtan ateş açılır. Kerem Karaaslan ağır yaralanır, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirir. Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, fail polis ve kız kardeşini akladı, Kerem Karaaslan'ın davasını 2022'de kapattı.

Taziyede olduğu halde

Kerem Karaaslan'ın katledilmesinin ardından taziye kurulur. Binlerce kişi taziyeye katılır. Onlardan biri de Abdulkadir Kuday'dır. Kentte eylemler sürüyordur, ancak Kuday Ailesi'nin tüm üyeleri 8 Ekim'de kurulan taziyededir. O sırada iki DAİŞ'li Fehad İbrahim Elduveric ve Abdullah Muhammet Latif göstericiler tarafından öldürülür. Fatura ise olay yerinden çok uzakta taziyede olduğu tanık ve telefon sinyalleriyle kanıtlanan Abdulkadir Kuday, Mehmet Gültekin ve Yavuz Akar'a kesilir. Kuday, Gültekin ve Akar, 24 Aralık 2014'te çok sayıda kişi ile birlikte tutuklanır. 

Ağırlaştırılmış müebbet

Kuday ile Yavuz Akar’a üç kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası; Mehmet Gültekin’e de bir ağırlaştırılmış onlarca yıl da ceza verilir. Kardeşi Abdulkadir ile diğer iki kişinin olayla hiçbir ilgisi olmadığını kaydeden ağabey Salih Kuday, farklı kurumlarla temasta bulunur. Suudi Arabistan, bunlar üzerinde çok durduğu ve bizzat mahkemeye müdahil olarak katıldığı için Türk devleti gerçekten de o zaman Arabistan'ın memnun etmek için bu üç kişiyi kurban seçer.

Aileden intikam alınıyor

Ağabey Salih Kuday'a göre; devlet ailede intikam aldı. Dört çocuk babası olan Abdulkadir'in ilk çocuğu Seyit Rıza Kuday, (Dijvar Baran) Rojava Direnişi'ne katılır ve 2017'de şehit düşer. Ailenin birçok üyesi de daha önce Kürt Özgürlük Hareketi'ne katılmıştır. Devlet bunu çok iyi biliyordu. Sadece öldürülen iki kişinin DAİŞ ile yakınlığı bilindiğinden dolayı Kuday ve iki arkadaşına ceza verildi. Olayla hiçbir ilgisi olmadığı biliniyor, ancak çocuğu Rojava’da mücadele etmiş ve DAİŞ’e karşı savaştığı için de ondan intikam alınıyor. Devlet aslında bir anlamda bu ceza ile aileden de intikam aldı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.