Güncel

Boykot etkili olur mu?

Boykot

Boykot

  • 2 Nisan boykotu ekonomik açıdan etkili olabilir. Bir gün boyunca alışveriş yapmamak, günlük harcamaların önemli bir kısmını durdurabilir ve bu da ekonomik faaliyetlerde belirgin bir düşüşe yol açabilir.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yaklaşık yüzde 60'ı hane halkı harcamalarından oluşuyor. Bankalararası Kart Merkezi verilerine göre; Türkiye'deki bankalar tarafından verilen kartlarla yurt içinde yapılan harcamalar Şubat ayında 1 trilyon 472 milyar TL oldu. Bu da günlük 52 milyar TL civarı bir harcamaya denk geliyor. Küresel ödeme şirketi World Pay Global'ın raporuna göre; Türkiye'deki harcamaların yüzde 27'si de nakit olarak yapılıyor. Bu da eklendiğinde günlük alışverişler kaba bir hesapla yaklaşık 65 milyar TL'ye ulaşıyor. Bu nedenle 2 Nisan boykotu ekonomik açıdan etkili olabilir. Bir gün boyunca alışveriş yapmamak, günlük harcamaların önemli bir kısmını durdurabilir ve bu da ekonomik faaliyetlerde belirgin bir düşüşe yol açabilir.

AKP'nin ekonomi politikası, sıcak para akışına ve sermaye desteğine büyük ölçüde dayanıyor. Sıcak para, kısa vadeli sermaye hareketleri olarak tanımlanıyor ve genellikle yüksek getiri beklentisiyle ülkeye giriyor. Bu tür sermaye akışları, ekonomik büyümeyi desteklerken aynı zamanda ekonomik kırılganlığı da artırabilir.

2 Nisan boykotu gibi geniş katılımlı ekonomik eylemler, tüketici harcamalarını azaltarak bu tür sermaye akışları ve dolayısıyla AKP'nin ekonomi politikası üzerinde etkili olabilir. Bir günlük harcama kesintisi, sembolik bir anlam taşısa ve tüketicilerin gücünü gösterse de sürdürülebilir olmadığı için ekonomik sistem üzerinde kalıcı bir etki yaratması zor olabilir.

Sembolik anlam taşıyor

BBC Türkçe'ye konuşan Altınbaş Üniversitesi'nden Prof. Hayri Kozanoğlu, 2 Nisan'daki tüketimi durdurmanın sembolik bir anlam taşıyacağı görüşünde. Bunun tüketicinin gücünü bir günlüğüne gösterecek fakat uzun vadede sürdürülemeyecek bir eylem tarzı olduğunu kaydeden Prof. Kozanoğlu, özellikle yoksul insanların çok fazla seçim yapma gücü olmadığını hatırlattı. Prof. Kozanoğlu, bir günlük harcama kesintisi yerine spesifik hedefi olan boykotların daha başarılı olduğunu anımsatarak, bu listede yer alan ve beyaz yakalı, orta sınıf insanların alışveriş yaptığı yerlerin boykotun etkisini hissetme ihtimalinin daha yüksek olduğunu, sattığı ürünlerin maliyetinden çok personel ve kira gideri yüksek olan zincirlerin ciro düşüşlerinden daha sert etkilendiğini söyledi. 

 

* * *

Açılan soruşturma,  yasal ve anayasal mı?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması iki maddeye dayandırıldı. İlki ""Nefret ve Ayrımcılık Suçu"nu tanımlayan Türk Ceza Kanunu'nun 122. maddesi, ikincisi "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" suçu olarak bilinen aynı kanunun 216. maddesi. İkisi de boykot ve çağrılarına uymuyor. 

TCK 122: Bu madde, kişilerin dil, din, ırk, mezhep gibi sebeplerle ayrımcılığa uğratılmasını cezalandırır. 

Tüketim boykotu etnik, dini veya mezhepsel ayrımcılık içermiyor.

TCK 216: Bu madde, bir toplumsal kesimi hedef alarak kin ve düşmanlık yaratmayı cezalandırır. 

Boykot çağrılarının doğrudan bir nefret söylemiyle ilişkilendirilmesi mümkün değil.

AYM de suç görmüyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, boykot çağrılarına yönelik "Nefret ve Ayrımcılık" ve "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik" suçlamasıyla soruşturma başlatması, daha önce AYM'nin benzer bir durumda verdiği "ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine" dair kararını gündeme getirdi. AYM’nin incelediği davada başvurucu, bir GSM operatörünün bir vakfa mali destek verdiğini iddia ederek, sosyal medya hesabında “pedofili destekçisi ve sansürcü” ifadeleriyle boykot çağrısı yapmıştı. Şirketin açtığı manevi tazminat davasında mahkemeler başvurucuyu haksız bularak 500 TL tazminata mahkûm etmiş, ancak AYM bu kararı ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirmişti. AYM, kamusal tartışmalara katılan şirketlerin daha fazla eleştiriye katlanma yükümlülüğü olduğunu vurgulamış ve boykot çağrısının, şirketin ticari itibarına hakaretten ziyade, vakıfla mali ilişkisine yönelik eleştiri niteliğinde olduğunu belirtmişti. Mahkeme, "ifade özgürlüğü yalnızca zararsız ve kabul gören görüşler için değil, rahatsız edici ve şok edici fikirler için de geçerlidir" diyerek ifade özgürlüğü lehine hüküm vermişti.

 

* * *

En az 316 kişi tutuklandı

Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklanmasının ardından devam eden protestolar nedeniyle çoğunluğu genç 316 kişi tutuklandı.

ANKA Haber Ajansı'nın derlediği bilgilere göre; yaklaşık 2 bin kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden İstanbul'da 268, İzmir'de 19, Bursa'da 19, Ankara'da 4, Kocaeli'de 3 ve Adana'da 3 olmak üzere toplam 316'sı tutuklandı. Büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bu kişiler, bayramı cezaevinde geçirdi.

Edinilen bilgilere göre İzmir, Bursa, Ankara, Kocaeli ve Adana'da tutuklananlar hakkında henüz iddianame hazırlanmadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise protestolara katılan ve aralarında tutukluların da bulunduğu 213 kişi hakkında iki ayrı iddianame hazırladı.

Bu kişiler, "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlamasıyla 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanacak.

İmamoğlu'na destek eylemlerinde gözaltına alınan ve tutuklanan çok sayıda üniversiteli gencin ailesi ise çocuklarının serbest bırakılması talebiyle Anne Baba Dayanışma Ağı'nı kurdu.

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.