Cehennemden çıktı, şimdi yara sarıyor

Kadın Haberleri —

Newal El-Micwel

Newal El-Micwel

  • Newal El-Micwel, kadınların Kizwan Dağı’nda 2 yıl boyunca DAİŞ zulmü altında, sağlık hakkı elinden alındığı için acı çektiğini gördü. Şu anda Xera beldesindeki Sağlık Merkezi'nde çalışarak, kadınların yaralarını sarıyor.

Newal El-Micwel, Hesekê’ye bağlı Kizwan Dağı'nın batısında yer alan Cafer köyünden. DAİŞ’in Kizwan Dağı’nı kontrol ettiği 2014-2015 yıllarında, kendisi ve diğer kadınların hayatlarının nasıl cehenneme çevrildiğinin tanığı. O dönem yaşadıklarını 'trajik' olarak tanımlıyor.

“Evlerimiz, köylerimiz kadınlar için hapishane gibiydi” diyen Newal El-Micwel, şu anda Xera beldesindeki Sağlık Merkezi'nde çalışıyor. Kadınların yaralarını iyileştirmek ve yeni acıların önüne geçmek için 2020’de açılan merkezde yer aldı. Çünkü; DAİŞ’in hastane ve kliniklerde doğum yapmasına izin vermediğinden dolayı hayatını kaybeden kadınların yaşadığı acıları gördü.

Nefes alamıyorduk

Newal El-Micwel, zulüm altındaki 2 yılını Jinha’dan Sorgul Şêxo’ya şöyle anlattı: “Özgürlüğüm kısıtlanmıştı ve ekonomik olarak engellenmiştim. Şiddet ve saldırılardan en çok kadınlar etkilendi. Evden dışarı çıkmak, pazara, okula gitmek yasaktı, rahat nefes alamıyorduk. En çok da sağlık hizmetlerine erişim hakkından mahrum bırakıldık. Kadınlar, evde doğum yapmak zorunda kalıyorlardı. Örneğin; bir kadın doğum sancıları çekiyordu ama çetelerin kontrol noktaları kadının Til Temir’de hastaneye gitmesine izin vermiyordu. İki gün acı çeken anne kan kaybından hayatını kaybetti.

Korkmadan şarkı söylemek istiyorduk

Yaydıkları korkudan dolayı böyle bir durumdaydık. Çeteleri ne zaman ve nerede görseydik, elimizde ne varsa bırakıp içeri kaçıyorduk. Bir gün eşim evin önünden geçerken çetenin arabası mayına çarpıp patladı. Onu suçladılar, öldürmeye çalıştılar ama ben tavır alıp siyah çarşafımı attım, saçlarımı çıkarttım. Onlara göre kadınların saçı ve yüzü görünmesi günahtı. Eşimi alıp götürdüler fakat sessiz kalmadım. Bu nedenle suçunu azalttılar ve öldürmediler. Kadınlar nasıl bir baskının altında yaşıyordu bir düşünün. Korkmadan, yürekten, yüksek sesle gülmek, şarkı söylemek, ses çıkarmak kadınların özlemiydi.”

Newal El-Micwel, YPJ/YPG savaşçılarının Kizwan’ı Mayıs 2015’te özgürleştirmesini ise ‘Yeni bir doğum anı’ olarak tanımlıyor.

Kadınlara güç veriyor, güçleniyor

“Artık kadınların yeniden gülme, mutluluklarını özgürce ifade etme, duygularını diliyle, sesiyle ifade etme zamanı gelmişti” dedi ve ekledi: “Ben de o kadınlardan biriyim Sağlık Merkezi’nde çalışmaya başladım. Hayatın diğer yüzünü gördük ve tanıdık. Psikolojik şiddet mağdurlarından biri olduğum için sağlık konusunda duyarlılık ve bilinçlendirme çalışmalarında yer almak, kendimin ve tüm kadınların psikolojilerini iyileştirebilmek, bu korkuyu güce dönüştürebilmek, diğer kadınların da yaşam ve hakları için mücadele vermesini istedim.

Kafesi kırıp uçtuk

Bu kapsamda kadınları ve toplumu etkileyen psikolojik sorunlara çözüm bulmak, onları bilinçlendirmek için eğitim veriyoruz. Evleri ziyaret ediyor, hastalıklar ve çocuk yaşta evlendirme, çok eşlilik konularında uyarılar yapıyoruz. Bizim yaşadıklarımızı başkasının yaşamasını istemiyoruz. Geçmişle karşılaştırıldığında kadınların ruh sağlığı daha iyi, bu durum meclis, komün ve kurumların yönetilmesinde açığa çıkıyor. Bugün Kizwan Dağı kadınlarının durumunu doğru tanımlarsak; güvercinler kafese kapatılmıştı, zamanı gelip serbest kaldıktan sonra kafesi kırıp uçtuk ve hala uçuyoruz.” HESEKÊ

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.