Devlet ile ailenin ilişkileri belirliyor
- Devlet içinden bilgi aldığı bilinen gazeteci Tolga Şardan, Güranların devlete ve siyasi iktidarın ideolojisine yakın olması kadar devletin de aileye bakışındaki farklı yaklaşımın, Narin'in katil veya katillerinin bulunmasını zorlaştırdığını yazdı.
Türk medyasına ATK'den sızdırılan bilgiye göre; 8 yaşındaki Narin Güran, boğularak katledildi.
Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesinin Tavşantepe (Çûlî) kırsal mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybolduğu duyuruluna ve 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Türk medyasının sızdırdığına göre; İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) Raporu'nun ilk bulgularında 8 yaşındaki Narin Güran'ın 'boğularak öldürüldüğü' tespit edildi. Boğulma sırasında Narin’in ağzından çıkan sıvı, amca Salim Güran’ın eline, oradan da araç direksiyonu ve koltuğuna bulaştığı iddia edildi. Kesin ölüm nedenin önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.
Narin’in otopsi işlemleri sırasında 91 doku örneği alınmıştı... Ön otopsi raporuna göre, bu örnekler istismar da dahil olmak üzere her türlü suçu aydınlatacak şekilde toplanmıştı.
Amed Baro Başkanı Nahit Eren, dün saat 14.30 itibarıyla Narin’in ölüm sebebine ilişkin soruşturma dosyasına gelmiş bir Adli Tıp Raporu bulunmadığını söyledi.
Hediye Güran'ın tutuklanması istendi
Soruşturmada gözaltına alınan tutuklu Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran ile Ş.K. ve İ.K. dün adliyeye sevk edildi. Kuzen İ.K. ve Ş.K., savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Tutuklu Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran ise savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Soruşturma kapsamında, otomobilinde Narin'e ait DNA izleri bulunan amcası Salim Güran, cesedi taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar, Narin’in annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran’ın da aralarında bulunduğu 11 kişi tutuklandı.
Şüpheli olmayan tek abi
Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, soruşturma kapsamında gözaltına alınmayan Narin’in ağabeyi Baran Güran’ın adli yardım talebiyle başvuruda bulunduğunu duyurdu. Eren, “Baromuza Narin Güran’ın dosyasında şüpheli olmayan ve adli tıp önünde cenazenin teslim edildiği Baran Güran hukuki destek talebinde bulundu. Hukuki anlamda ilişki kurabilmek adına baromuzda vekâletname çıkardı. Biz de Cumhuriyet Başsavcılığına, Narin’in şu an şüpheli olmayan tek ağabeyi olan Baran’ın vekili olarak dosyaya vekâletname sunduk” dedi.
Tolga Şardan içeriden bilgiler aldı
Gazeteci Tolga Şardan, T24'teki yazısında cinayet, soruşturma ve aile ile ilgili devlet içinde edindiği bazı bilgileri yazdı. Soruşturmada çözümün yakın olduğunu sanmdağını belirten Şardan, "Devletin, geçmişinde kimi sıkıntılar bulunan bir köyde, kayıp olduğu anlaşılan bir çocuğun ölü ya da diri bulunması ve olayın aydınlatılması çalışmalarında adli verileri kullanmak yerine siyasi mecrada süreci yürütmek istemesinin yaşanan tabloda payı büyük maalesef. Gerek adli makamlar gerekse kamu yöneticileri ve siyasilerin olaya yaklaşımlarının oluşturduğu atmosfer inançsızlık sonucunu doğurdu" dedi.
Çok basit bir soruşturmayla cinayetin gün ışığına çıkarılabileceğini kaydeden Şardan, şöyle devam etti: "Fakat gelinen son noktada, Narin'in katledilmesi 'dış güçlere' bağlandı. İktidara yakın kesimlerin her zor durumda kaldığında kullandığı iki sihirli kelimeyle hem de. Soruşturmada; köy sakinlerinin, özellikle Güran Ailesi'nin devlete ve siyasi iktidarın ideolojisine yakın olması kadar devletin de aileye bakışındaki farklı yaklaşım, Narin'in katil veya katillerinin bulunmasını her geçen gün zorlaştırıyor."
Soruşturmada kırılma noktası
Şardan, Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım'ın soruşturma hakkında yaptığı sürecin ilk resmi açıklamasının "soruşturmada kırılma noktası" olduğunu savunarak, yaşananların sıcağı sıcağına yapılan bu açıklama sonrasında, işlerin nedense aniden tersine dönüverdiğine işaret etti. "Üstelik, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın köye geldiği gün Jandarma Genel Komutanı Ali Çardakçı'nın da Diyarbakır'a gelerek soruşturmayla ilgili bilgi aldığı ifade ediliyor. Bu ziyarette Çardakçı'nın, yaptığı açıklama nedeniyle İl Jandarma Komutanı Yıldırım'ı eleştirdiği bilgisi var" diyen Şardan, Ankara'nın yanı sıra yerel kaynaklardan süreci takip ederken bazı yeni bilgilere ulaştığını belirtti.
Görmemesi gereken tablo
Şardan, yazısında bunları şöyle paylaştı: "Narin Güran, 20 Ağustos'ta köyün camisindeki Kuran kursundan her zamankinden önce çıktı. Cami imamının ifadesi bu nedenle alındı. Narin'in camideki son saatleri soruldu. Narin, eve geldi ve evde –hemen herkesin ifade ettiği üzere– görmemesi gereken bir tabloyla karşılaştı. Küçük kızın gördüğü bu tablonun aktörleri arasında tutuklu amca Salim Güran vardı. Narin yaşadığı anı, o sırada köyde olmayan babasına aktaracağını ifade edince sonun başlangıcı için aile içinde düğmeye basıldı.
Enes ve iki genç ile amca
Ertesi gün, yine Kuran kursundan eve gelen Narin'e, annesi, köy dışında çalışan ağabeyi Enes'in geldiğini ve ahırda kendisini beklediğini söyledi. Narin, bir zamandır görmediği ağabeyini görmek için ahıra girdi. Ağabeyi yanında iki arkadaşı olduğu halde Narin'i boğarak öldürdü. Arkasından amcası Salim Güran'la temas kurdu. Amca Güran; ahıra geldi, üç genç ve Narin'in cesedi ile aracına binerek köyden ayrıldı. Narin'in cesedi aracın sağ ön koltuğundaydı. Arkada ise ağabey Enes ile iki arkadaşı bir süre yolculuk etti. Bu sırada Narin'in burnundan kan geldi. Araçtakiler panikledi. Amca Güran, üç genci kamerasına girdiği benzinliğe gelmeden önce yolda indirdi. Amca Salim Güran, 21 Ağustos'ta yaşanan bu olay sonrasında benzinliğe geldi. Yakıt almaksızın sadece çokça ıslak mendil alıp ayrıldı. Bundan sonrası henüz bilinmiyor. Ancak söz konusu iddia çerçevesinde bilinen tek şey; araçtaki iki gencin sır olduğu!"