Girişim'den İmralı başvurusu

Akın Birdal
- Barış İçin Toplumsal Girişimi, Kürt Halk Önderi ile görüşmek için başvuruya hazırlanıyor.
Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi tartışmalarını ardından barışçıl çabaları güçlendirmek amacıyla kurulan Barış İçin Toplumsal Girişimi üyesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la görüşmek için başvuruda bulunacaklarını söyledi.
Edebiyatçı, akademisyen ve siyasetçilerin de içinde yer aldığı Barış İçin Toplumsal Girişimi'nin çalışmalarını MA'dan Müjdat Can değerlendiren Akın Birdal, geçmişte Kürt sorunun çözümünde yaratılan bütün fırsatların heba edildiğini hatırlattı. Birdal, "1 Ekim'de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin uzattığı elle yeni adı henüz konulmayan bir gelişme oldu. Biz 'Barış ya da demokratik çözüm' diyerek, diyalog olması için böyle adlandırıyoruz" dedi. Bir grup aydın, gazeteci, yazar ve siyasetçi olarak 14 Aralık'ta Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için çağrı yaptıklarını hatırlatan Birdal, "Çünkü Türkiye'nin bugüne gelişinde, savaş, çatışma, insan hakları ihlalleri, demokratik rejime dönüşmemesinde aslında herkes sorumlu. O nedenle bu karanlıktan çıkmakta hepimizin sorumluluğu. Bu sorumlulukla yola çıktık. Barış İçin Toplumsal Girişimi olarak adlandırdık" diye konuştu.
İmralı'ya gitmek için
Meclis Başkanı, CHP Genel Başkanı, DEM Parti İmralı Heyeti ve DEM Eşbaşkanlarından randevu talep ettiklerini belirten Birdal, bu kapsamda İmralı Heyeti'nden Pervin Buldan ve DEM Parti Eşbaşkanları ile yaptıkları görüşmelerin olumlu geçtiğini söyledi. Girişim olarak diğer siyasi partiler, emek örgütleri, işveren örgütleri gibi ziyaretleri de gerçekleştireceklerini belirten Birdal, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la görüşmek için başvurularının olabileceğini söyledi.
Mesajları çok önemli
Kürt Halk Önderi'nin kamuoyuna yansıyan mesajlarının çok önemli olduğunu vurgulayan Birdal, şöyle devam etti: "İlk görüşmede şiddet ve çatışma zeminini demokratik siyaset zeminine çekebilme konusunda muktedir olduğunu belirtti. İkinci ziyarette de 7 başlıklı bir metin geldi ve bu çok önemliydi. Özellikle demokratik dönüşüm, demokratikleşme, barışın birlikte yürütülmesine dair ve herkesin bu işe dahil olması gerektiğine ilişkindi. Ne yazık ki iktidar tarafından adı konulmadı, adı konulmadığı gibi barış dili de oluşmadı."
Kayyumdaki ısrar
1 Ekim'de başlayan tartışmaların ardından ikisi büyükşehir, 11 belediyeye kayyum atandığını hatırlatan Birdal, "Bundaki ısrar anlaşılır gibi değil. Hem de böyle bir barış ve demokratikleşme sürecine en büyük ihtiyaç duyulduğu, konuşulduğu dönemde anlaşılır gibi değil" dedi.
Meclis komisyonu
Sorunun çözümünde asıl adresin Meclis olduğunu kaydeden Birdal, şunları söyledi: "Bence yol haritası konusunda muhalefetiyle ve iktidarıyla Meclis'te bir komisyon oluşturulmalı. Bu komisyon taraflar arasında bir uzlaşma görevi üstlenmeli, bu süreci derhal bir hukuka bağlamalı, bir ajanda çıkarmalı ve ne zaman ne yapılacak belirlemeli. İnsanlar şu zamanda şu yapılacak noktasında bilerek, bir yol almalı. Süreç belirsiz kılınmamalı. Belirsizlik umutsuzluğa da yol açıyor, o nedenle umudu kesintiye uğratmamak için bir yol ajandasıyla ne istendiği bilinir kılınmalı."
Sivil, demokratik, özgürlükçü, toplumsal mutabakat belgesiyle herkesin kendi diliyle, kimliğiyle, inancıyla, kültürüyle eşit ve özgür yaşayabileceği bir Türkiye’nin hedeflenmesi gerektiğini belirten Birdal, “Bunun güvencesi de anayasa olmalıdır. Bunda biraz da ihtiyaç duyulmalıdır ve niyet edilmelidir. ‘Ben yaptım oldu’ anlayışı birçok kırılmalara yol açıyor” diye konuştu. ANKARA