Göz Göre Göre: Çeyrek asırlık tarih

Kültür/Sanat Haberleri —

“Göz Göre Göre 25 Yıllık Tanıklık” sergisi

“Göz Göre Göre 25 Yıllık Tanıklık” sergisi

  • Gazeteci Fatih Pınar’ın katliam ve direnişlere ışık tutan “Göz Göre Göre 25 Yıllık Tanıklık” adlı sergisi Karşı Sanat’ta ziyaretçilerini bekliyor.

Bağımsız gazeteci ve belgesel sinema yönetmeni Fatih Pınar’ın belgesel fotoğrafla başlayıp, video-aktivizme, oradan belgesel sinemaya uzanarak her aşamasında Türkiye'nin geçirdiği büyük dönüşümü gözler önüne seren, “Göz Göre Göre 25 Yıllık Tanıklık”  adlı ilk sergisi 6 Haziran’a kadar Beyoğlu’nda bulunan Karşı Sanat’ta ziyaretçilerini bekliyor.

 

 

Gar, Cizîr, Roboskî ve Soma

Sergide, Ankara Gar, Cizîr, Roboskî ve Soma katliamları ile Gezi Direnişi ve 6 Şubat Depremleri gibi ülke tarihindeki travmatik olaylar gözler önüne seriliyor. 1 Mayıs, 8 Mart, Newroz ve Onur Yürüyüşü gibi şenlikli direnişlere dair de birçok görsel yer alıyor. 

“Göz Göre Göre 25 Yıllık Tanıklık” sergisini gezmek isteyen sanatseverleri salonunun hemen girişinde Pınar’ın kamerasından ülke tarihinin en kitlesel eylemlerinden Gezi direnişine dair kesitlerin gösterildiği dev bir ekran karşılarken, söz konusu görüntülerde Gezi Direnişinin dönemsel ruhu yansıtılıyor.

 

 

Cumartesi Anneleri

Sergide, gözaltında kaybettirilen yakınları için 1995’ten bu yana adalet talebinde bulunan Cumartesi Anneleri için ayrı özel bir bölüm oluşturulmuş. “Cizreli Cumartesi Anneleri” başlıklı bir fotoğraf ile Cumartesi Anneleri’nin mücadelesini konu alan bir belgesel gösteriminin yer aldığı bölümde Pınar, kamerası aracılığıyla ziyaretçileri Cumartesi Anneleri’nin mücadelesine odaklıyor.

 

 

Katliamlar duvarı

Ziyaretçilerin, Türkiye'nin son 25 yılına tanıklık edeceği sergide en dikkat çeken nokta, Roboski, Cizre, Ankara Gar ve Soma katliamlarına ait fotoğrafların yan yana durduğu özgün bir duvar oluyor. Pınar’ın “Katliamlar duvarı” olarak adlandırdığı duvarda bir yandan ülkenin acı tarihiyle yüzleşme gerçekleştirilirken diğer yandan fotoğraflarla söz konusu katliamlar belgelendiriliyor. Ayrıca Pınar’ın kendi kamerasından görüntüyü aldığı Roboskî Katliamı’na ilişkin bir kısa belgesel de aynı alanda gün boyu Led bir ekranda sahneleniyor.

6 Şubat depremi

Hafızalardaki tazeliğini koruyan 6 Şubat Mereş depremi de yine serginin bir diğer dikkat çeken ayrıntısı olarak ziyaretçileri karşılıyor. Pınar, deprem sürecindeki acıları ve çaresizliği o dönem çektiği fotoğraf ve video görüntülerle ziyaretçilere sunuyor.

25 yıllık tanıklık

Serginin hazırlanış sürecine dair konuşan Fatih Pınar, sergide yer alan dokümanların meslek hayatına adım attığı 1998’den bu yana çektiği fotoğraf ve video görüntülerden oluştuğunu belirterek, “Dolayısıyla sergi gerçekten de benim 25 yıllık sürecimdeki bütün aşamalarımı anlatan, özellikle Türkiye ama dünyadan da işlerimin olduğu bir toplamdan oluştu. 25 yıllık tanıklık dememin sebebi de o aslında. Hakikaten 25 yılın belleği, bütün hak ihlalleri, çevre, insan hakları, Türkiye’nin yaşadığı siyasal ve toplumsal krizler, polis şiddeti konularında bir bellek oluşturmasının yanı sıra onu aslında insanlara tekrar hatırlatmak amacıyla bu sergiyi açtık” dedi.

 

 

Hatırlatmak

Bu bakımdan serginin Türkiye’nin çeyrek asırlık siyasi ve sosyal tarihinin arşivini barındırdığını vurgulayan Pınar, “Bu sergi bir taraftan Türkiye’nin karanlık acı tarafını diğer bir yandan hayatın daha neşeli, daha canlı ironik esprili yanlarına dair fotoğraflarını içeriyor. Bunu paylaşmak, yeniden insanlara hatırlatma sorumluluğu buradaki anahtar kelimeydi” diye belirtti.

Toplumsal hafızanın oluşumunda fotoğraf ve video görüntünün bir belge niteliği taşıdığının altını çizen Pınar, “Belleğin maalesef unutma gibi bir hastalığı var. Dolayısıyla fotoğraf ve video kamera ile kaydettiğimiz o görüntüler; asla unutturmayan, belgeleyen ve arşivleyen, çağa ve tarihe tanıklık eden ve yeri geldiğinde gerekirse bir şahitlik değeri taşıyan bir dokümantasyon ve belge işidir aynı zamanda.  Dolayısıyla bir gazeteci olarak bunları kamuoyunu bilgilendirmek için yaptım. Ama aynı zamanda da motivasyonum hep şu oldu; bir gün yaşanılan bu haksızlıkların hesabı sorulması gerektiği zaman bu fotoğraflar ve görüntüler belge görevi görecek. Burada gördüğünüz bütün bu katliamlardaki yaşanılan acılara karşı bu görüntüler karşısında hiç kimse ‘hayır öyle değildi’ veya ‘bu olmadı’ diyemez. Dolayısıyla bu fotoğraflar ve videolar aracılığıyla tarihsel misyonumu yerine getirmiş olduğumu düşünüyorum” şeklinde konuştu. 

 

 

İşaret fişeği

“İnsanların, Türkiye’nin son 25 yıllık sosyal ve siyasal olaylar tarihine dair bir hatırlamayı bu sergiye gelerek görmelerini isterim” diyen Pınar, sözlerini şöyle sürdürdü:  “İfade ve basın özgürlüğü anlamında muazzam baskıya ve sansüre uğradığımız bir süreçte açılan bir sergi olması itibariyle kıymetli olduğunu düşünüyorum. O yüzden de hiçbir şekilde otosansüre yer vermeden fotoğraf ve videolarımı ona göre seçtim. Bu anlamda da önümüzdeki döneme dair de bir işaret fişeği, bir canlanma ve üzerimizdeki ölü toprağı silkeleyecek bir başlangıç olmasını diliyorum.”

İBRAHİM IRMAK - MA/İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.