KCK, Sivas şehitlerini andı

Madımak katliamında yaşamını yitirenler

Madımak katliamında yaşamını yitirenler

  • KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Sivas Katliamı'nda şehit düşenleri anarak, Sivas Katliamı'nın tertiplenmesinin esas sebeninin Kurdistan'da gelişen mücadele ile Alevi toplumunun mücadelesinin buluşmasını önlemek olduğunu vurguladı.

Kürt halkının mücadelesini gören ve buna olumlu yaklaşan Alevi aydınları katledilerek bunun önünün alınmak istendiğini belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, katliamın Sivas'ta tertiplenmesi ise son derece bilinçli olduğunu kaydetti. Eşbaşkanlık, "Çünkü hem Kürt-Alevi halkının hem de Türk-Alevi halkının birlikte yaşadığı bir bölgedir" dedi.  

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 2 Temmuz 1993'te devletin ırkçı, dinci, faşist paramiliter güçleri eliyle Sivas-Madımak'ta çoğunluğu aydın, yazar, sanatçıların olduğu Alevilere yönelik katliamın 31. yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Bu insanlık dışı katliamı ve katliamın arkasındaki faşist, ırkçı zihniyeti kınıyan Eşbaşkanlık, yakılarak katledilen 33 canı saygıyla andı. 

Türk devletinin sistematik katliamları

Eşbaşkanlık açıklamasında Alevi toplumunun, sahip olduğu demokratik, komünal, özgürlükçü, barışçıl özlerinden dolayı tarih boyunca devletçi, iktidarcı, sömürgeci, faşist güçlerin saldırılarına maruz kalıp sayısız katliama uğradığı hatırlatıldı. Açıklamada, şunlar ifade edildi: "Tek tip insan ve toplum tasarımına dayalı ulus-devletler sürecinde ise Alevi toplumunun maruz kaldığı saldırılar artarak devam etmiştir. Bunların başında Türk devleti eliyle gerçekleşen katliamlar gelmektedir. Soykırımcı sömürgeci Türk devleti eliyle Alevilere yönelik sistematik katliamlar gerçekleştirilmiştir. Sivas Katliamı da bunlardan biridir. Bu sistematik katliamlarla Alevi inancı, kültürü ortadan kaldırılarak Alevi toplumu soykırıma uğratılmak istenmiştir. Alevilere yönelik gerçekleşen bütün saldırı ve katliamlar bu amaçla olmuştur.

Aleviler ile Kürtlerin kader birliği

Bu yönüyle Alevilere yönelik saldırılarla Kürt halkına yönelik saldırılar birbirine çok benzemektedir. Türk devleti nasıl ki Kürtleri soykırıma uğratmak istiyorsa, aynı şekilde Alevileri de soykırıma uğratmak istiyor. Bu açıdan Kürtler ile Aleviler arasında tarihsel olarak kader birliği vardır. Zaten Kürt halkının önemli bir parçası Alevi inancına mensuptur. 

Katliamın Sivas'ta tertiplenmesi son derece bilinçlidir

Önder Apo, tarih boyunca sayısız katliamlara maruz kalan mazlum Alevi toplumuna büyük değer vermiştir. Gerek Alevi toplumunun özgürlüğüne kavuşması ve gerekse de asimilasyon kıskacı altında olması itibarıyla Alevi kimliğinin ortaya çıkarılmasında büyük çaba içerisinde olmuştur. Kürt halkının da önemli bir parçası olduğu Alevi toplumunun mücadelesini önemli görmüş ve diğer halklarla ve inançlarla birlikte Kurdistan Özgürlük Mücadelesi'yle dostluk ve ittifak içerisinde olması için önemli çalışmalar yapmıştır. Zaten Sivas Katliamı'nın tertiplenmesi esas olarak Kurdistan'da gelişen mücadeleyle Alevi toplumunun mücadelesinin buluşmasını önlemek içindir. Kürt halkının mücadelesini gören ve buna olumlu yaklaşan Alevi aydınları katledilerek bunun önü alınmak istenmiştir. Katliamın Sivas'ta tertiplenmesi ise son derece bilinçlidir, çünkü hem Kürt-Alevi halkının hem de Türk-Alevi halkının birlikte yaşadığı bir bölgedir. 

Tarihsel sorumlulukla hareket etme çağrısı

Türk devleti, Türkiye sosyalist ve demokratik hareketi ile Kurdistan Özgürlük Mücadelesi'nin buluşmasını önlemek için de benzer yöntemlere başvurmuş, saldırı, komplo, katliamlar yapmıştır. Ancak halklarımıza yaşatılan bunca acılara rağmen kesinlikle bu amacına ulaşamamış, halkların kardeşliği ve ortak mücadelesinin önü alınamamıştır. Tersine, gittikçe halklar arasındaki ilişkiler gelişmiş, halklarımızın özlemini duyduğu özgür yaşamı yakınlaştırmıştır. Bizlere düşen, halklar arasındaki bu bağları daha fazla güçlendirmek ve halkların özgürlüğünü gerçekleştirmektir. Sivas Katliamı'nı andığımız böylesi bir dönemde bunun gereklerine göre hareket etmek, bu temelde halklar arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve halkların kardeşliğine ve bir arada eşitçe yaşamasına dayalı birleşik mücadeleyi daha da geliştirmek tarihsel sorumluluğumuzun gereğidir. Halkların, inançların, ezilenlerin mücadelesine öncülük eden bütün demokratik güçleri tarihsel sorumlulukları gereği hareket etmeye, birleşik mücadeleyi daha da geliştirerek halklarımızın tarihsel özgürlük özlemlerinin gerçekleşmesi için çabalarını yoğunlaştırmaya çağırıyoruz.” BEHDÎNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.