Koruma ve tedbir kararı reddediliyor
Kadın Haberleri —
- Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi Yöneticisi Avukat Çiğdem Sevimli, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkması ardından kadınların koruma ve tedbir talebinin sık sık reddedildiğini belirtti. Sevimli, reddedilmeyen koruma kararlarının ise 7 gün gibi hiçbir işlevi olmayacak şekilde verildiği kaydetti.
MEDİNE MAMEDOĞLU / NÛJINHA
İstanbul Sözleşmesi’nin resmi olarak yürürlükten kaldığı 1 Temmuz’dan bu yana kadınların koruma ve tedbir talebi sık sık reddedildiği bildirildi. Reddedilmeyen koruma kararlarının ise 7 gün gibi bir işlevi olmayacak şekilde verildiği öğrenildi. Konuya ilişkin Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi Yöneticisi Avukat Çiğdem Sevimli konuştu.
Sözleşme bir can simidiydi
İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetle mücadeleyi geniş kapsamda ele aldığını ifade eden Avukat Çiğdem Sevimli,
eksik kalınan noktalarda yeni bir düzenleme çıkarılmasına olanak dahi sağladığını ifade etti.
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından 6284 sayılı kanunla yola devam ettiklerini ifade eden Sevimli, bu kanunun daha çok uygulamaya dönük olduğunu kaydetti. 6284 sayılı kanun kamusal alanda kadını korumaya alırken, özel alana ilişkin yetersiz kaldığını dile getiren Sevimli, İstanbul Sözleşmesi’nin bu noktada “kadınlar için bir can simidiydi” dedi.
Bazı mahkemeler koruma kararını reddediyor
6284 sayılı kanun yürürlükte olmasına rağmen, uygulamada ciddi sıkıntılar ile karşılaştıklarını belirten Sevimli şöyle dedi:
“Elimize bazı veriler geldi. Verilen koruma kararlarının çok kısa süreli olduğuna dair birçok duyum aldık. 7 gün gibi asla işlevi olmayan şekilde koruma süreleri veriliyor. Bu süreleri düşündüğümüzde bu kararların tamamen işlevsiz kararlar olduğunu görüyoruz. Koruma tedbirlerinin de direk reddedildiğine dair bize çok fazla bilgi geldi. Bazı mahkemeler direk koruma kararlarını reddediyor.”
Cezasızlık zırh oluşturdu
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin şiddet gören kadınlara yansımasını anlatan Çiğdem Sevimli, “Koruma kararı tedbirlerinin reddedilmesi bir kere baştan itibaren bir yansıma. Yine tedbir sürelerinin kısa süre olarak verilmesi sözleşmenin feshinden sonra kadınlara olan yansımadan bir diğeri” dedi.
Sözleşme sonrası değişimlere dikkat çeken Sevimli şöyle dedi: “Bu değişim kadın açısından dezavantaj, erkek açısından da avantajlı bir durum. Şimdi bir sürece baktığımız zaman bugün şiddet mağduru bir kadın adli bir birime ya da herhangi bir yere başvurduğunda karşıdaki erkeği her ne kadar önlemese de kadını rahatsız etmeye çalıştığı zaman toplumda ceza alacağı durumu oturmuştu. Kadınlar tedbir ve koruma için gereken başvuru yollarını da öğrenmişlerdi. Bunların yaşanması erkeği sınırlayıcı bir yerde tutuyordu. Ama koruma kararlarının verilmemesi ihlal durumunda süreçlerin yavaş işlemesi bu durumun yargı tarafından artık bir rahatlama sağladığını, erkekleri bir cezasızlık zırhına bürüdüğünü söyleyebiliriz.”