Newroz: bereketten isyana, isyandan özgürlüğe
Zozan SİMA yazdı —
- Newroz direnişle bilenmiş irade, örgütlenme ve özsavunma ile sağlamlaştırılmış varlık, özgürlük ve bereketle anlam bulmuş tarihsel anlamını yeniden kazanmıştır. Yenilenmiş tanrıça bilgeliklerinin aydınlığında, Jin Jiyan Azadî sloganı ile tarihsel olanla güncel olan yeniden buluşuyor
Newroz tarihin en eski bereket bayramlarındandır. Tanrıça’nın düğünü, suyun toprağa kavuşması, doğanın canlanması ile toplumun yeni umutlarla baharı karşılaması ve insanların buna tanıklık etmesi temelinde şekillenir. Tanrıçayı temsilen bir rahibenin başarısını kanıtlamış bir eşi seçmesi ritüelidir. Ortak yaşam bu şekilde oluşur. Ne tanrıça ne de onu temsil eden rahibe burada bir eş haline gelmez. O özgürlüğünü, kutsallığını korumaya devam ederken, ortak haline gelen eş bir oğul, bir yardımcı pozisyonu ile katılır ortak yaşama. Kimi zaman bereketli tarlası ile övünen bir çiftçi, kimi zaman başarılı bir çoban, kimi zaman da topluma öncülük eden bir kahramandır bu kişi.
Ana kadın etrafında kurulan yönetim, ekonomi, ortak yaşam hiç de yabancı olmadığımız biçimde çete saldırıları ile talan edilerek yenilgiye uğratıldıktan sonra artık Newroz bir isyan günü haline geldi. Saldırıların biçimi, o değerleri temsil eden kutsallıkların yıkımı ve onun karşısındaki isyanların tarihi hakkında belki de hala öğrenmemiz gereken çok şey var. Newroz, Kawayê Hesinkar’la birlikte insan cenazeleri ile surlar yapan zalimlere karşı serkeftine yani başarıya ulaşmış serhildan anlamı kazanır. Yaşadıkları bölge, öncülük ettikleri değerler ve taşıdıkları öz itibariyle Verimli Hilal’de yaşayan halklar onu farklı isim, biçim ve geleneklerle binlerce yıldır kutluyorlar. Kürtlerde ise bu bayramın bereketi simgeleyen yanı kültürel kutlamalarla, egemene karşı isyan yanı ise serhildana dönüşerek binlerce yıldır devam ediyor. İsyan ve direnişin dağlarda yakılan ateşlerle, bir ateşin çevresinde çekilen halaylarla ve ateşin üzerinde atlanarak kutlanması ise bir irade beyanı olarak yerleşmiştir toplumsal hafızaya.
Rebêr Apo’nun kendi kendine söylediği ilk anda bayılacak kadar heyecan yaşadığı, kulaktan kulağa fısıldanan “Kürdistan Sömürgedir” sözü etrafında yapılan PKK’nin ilk toplantısı da Çubuk Barajı’nda bir Newroz günündeydi. Newroz ateşi hiç sönmedi. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın bedeninde yanan ateş, Zekiye Alkan, Ronahi, Berivan, Rahşan ve nicelerinin bedeni ile harlandı. Mermi yağmurları altında yakıldı Newroz ateşleri. Asit kuyularına atılma, domuz bağları ile katledilme, Toros arabaları ile kaçırılmalara rağmen söndürülmedi. Bir halkın tümden Newrozlaşması diyoruz buna.
Tam da anlamına uygun biçimde elli yıldır mücadele her Newroz’da yeni adımlar ve hamlelerle ilerliyor. Yeni paradigmanın örgütlenme formu demokratik Konfederalizm de 2005 yılında bir Newroz günü ilan edildi. Rêber Apo kendi kimliğini de demokratik konfederalizm önderliği olarak tanımladı ve şöyle dedi; “İşbirlikçi Kürtlük iflas ederken, buna karşı demokratik konfederalizmi ilan ediyorum. Milliyetçiliğin devleti yükseltilirken, ben de halkımızın demokratik konfederalizmini geliştiriyorum. Ben bunun kurucusu olmakla şeref duyuyorum”. Bu sistemi anlamayanlara en sade biçimiyle tespih örneği üzerinden tarif etti demokratik konfederalizmi. Bir tespihin her boncuğunu toplumun çok renkliliğini ifade eder biçimde etnik, dini, gençlik, kadın kimliğinin öz örgütlenmeleri olarak, onları bir arada tutan ip ve imameyi ise demokratik konfederal örgütlenme biçiminde tanımladı. Demokratik modernite paradigmasının zihniyetine girilmemesinin yarattığı tüm yetersizliklere rağmen, bu model Kürtlerin demokratik ulus, kadınların küresel çaptaki örgütlenmesi, Ortadoğu halklarının milliyetçilik ve dincilik karşısında kendini savunma ve varlığını sürdürme modeli haline gelmiştir. Devletin, şiddetin, baskının ve erkek egemenliğinin bu toplumun demokratik sistemi üzerindeki kara bulutlarını dağıtmak için ise 1993’te başlayan çabalar bir kez daha 2013’teki Newroz’da barış ve demokratik çözüm çağrısına dönüştü. Şimdi bir kez daha bu çabaların sırat köprüsünden geçercesine hassas adımlarla örülmeye çalışıldığı zeminde karşılıyoruz Newroz’u.
Bu topraklarda kadın etrafında gelişen yaşamın değerleri demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bakış açısı yani paradigması ile demokratik Konfederalizm formunda yaşam buluyor. Newroz direnişle bilenmiş irade, örgütlenme ve özsavunma ile sağlamlaştırılmış varlık, özgürlük ve bereketle anlam bulmuş tarihsel anlamını yeniden kazanmıştır. Yenilenmiş tanrıça bilgeliklerinin aydınlığında, Jin Jiyan Azadî sloganı ile tarihsel olanla güncel olan yeniden buluşuyor. Halkların özgürlük bayramı Newroz Piroz Be!...