Sanatıyla zulme ayna tutan kadın: Aslı Filiz

Kadın Haberleri —

A. Aslı Filiz

A. Aslı Filiz

  • Almanya’da yaşayan grafik tasarımcı A. Aslı Filiz’in “Mezopotamya Renkleri” adlı ilk kişisel sergisi Kulturhof  Itzehoe’de 15 Ocak’ta sanatseverlerle buluşturacak. Filiz’in çalışmalarında Kürt Halk önderi Abdullah Öcalan’dan Taybet Ana’ya kadar birçok direnişçi kişi yer alıyor.

ARDÎN DÎREN / HAMBURG

Almanya’da yaşayan sanatçı A. Aslı Filiz’in “Mezopotamya Renkleri (Mesopotamische Farben)” adlı ilk kişisel sergisi Almanya’nın Hamburg kentinde bulunan Itzehoe Kulturhof’ta açılacak. Tarih ve mitolojinin yanı sıra birçok Kürt şahsiyeti de çalışmalarında işleyen Filiz’in sergisi 15 Ocak’ta sanatseverlerle buluşacak. Sergi 1 Nisan’a kadar açık olacak.

Öcalan’ın kitap kapağını da hazırladı 

Filiz, 20 yıl grafik tasarımcı olarak çalışıp Ciwan Haco, Metin Kemal Kahraman, Mehmet Akbaş, Fuat Saka, Mizgin Müjde Arslan gibi birçok sanatçı için afiş, logo ve albüm kapağı çalışmalarına imza attı. Aynı zamanda Hamburg Kürt Film Festivali, Red Music Digital, Londra Kürt Film Festivali, Jineoloji Dergisi, Tiyatra Saraya Baran, Kobanê Sineması, MKM, MIG Zentrum, CENİ, Rojbin Kadın, NuJinha gibi birçok siyasi, kültür ve haber kurum ve kuruluşları için afiş ve logo çalışmalarında bulundu. Ayrıca Öcalan’a Özgürlük Kürdistan’a Barış İnisiyatifi’nden Havin Güneşer ile aktif olarak çalışan Filiz, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın siyasi kısa özgeçmişini anlatan “Freedom Shall Prevail” isimli kitabın da grafik çalışmalarını yaptı.

Garibe Gezer’i unutmadı 

Hamburg Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde öğrenci olan sanatçı, grafikte ve tuval çalışmalarında daha çok Mezopotamya kültürünü ve renklerini ele alıyor. Gılgamış, Zerdüştçülük, Şamanizm, Dersim’in Kayıp Kızları, Şahmeran gibi konuları işleyen Filiz, ayrıca Kürt bilge Musa Anter ve cezaevinde öldürülen Garibe Gezer’e de sanatında yer vererek bir hafıza oluşturuyor. Mitoloji ve tarihten beslenen sanatçı ile hazırladığı sergiye ilişkin konuştuk. 

Zulüm, baskı ve göçe şahit oldu 

Kürdistan’da doğup sekiz yaşına kadar burada yaşayan Filiz, zorunlu göç nedeniyle İstanbul’a göç etmiş. Küçük yaşında gerilla ve asker çatışmalarının yanı sıra zulme de şahit olan Filiz, “Bir gece yarısı babamın evden alınıp, uzun süre dönmeyişine, katliamlara tanık oldum. Bu yaşananları elimden geldiğince başka toplumların görmesi için çaba gösteriyorum. İnsanın insana yaptığı zulmü görmelerini istiyorum. Acılar paylaştıkça azalır” diye ifade etti. 

Biriktirdikleriyle sanatını icra ediyor

2019 yılında profesör Ingo Offermanns ile tanıştığını ve HFBK’ya öğrenci olarak kabul edildiğini anlatan Filiz, “Profesör Ingo ile çalışmak benim için çok büyük bir şanstı. Avrupa’daki Güzel Sanatlar Üniversitelerinde özellikle HFBK’da düşüncelerinize hiç bir profesör kelepçe vurmuyor. Aksine daha fazla kendi kaygıların ile sanatsal çalışmalar yapman noktasında tetikleyici oluyorlar. Sanat eserleri, bir dizi mücadele, mutluluk, acı, kabul ve reddedişten geçer. Bu süreç gelişmekte olan ülkelerde zordur” dedi.  

Üniversite’de “Dersim’in Kayıp Kızları” üzerine çalışma yaptığını anlatan Filiz, “Bu çalışmamı yaparken, bu süreçte katliam ile ilgili olan müzikleri dinledim. Belgeselleri izledim. Birçok kitap okudum ve fotoğraflar inceledim. Bütün bunlar bende biriktikten sonra tuval üzerine yapacağım çalışmama yoğunlaşıyorum” diye belirtti.  

Kobanê Sineması için logo 

Şu anda United Reklam Ajansında yaratıcı yönetmen ve grafik tasarımcı olarak çalışan Filiz, Öcalan’a Özgürlük Kürdistan’a Barış İnisiyatifi’nden Havin Güneşer ile fikir alış verişi yaparak tasarımlar yapıyor. Filiz, “Havin arkadaş ile yürüttüğüm çalışmalar gönüllülük işi değil, yapmam gereken bir çalışma olarak görüyorum” diyerek, 20 yıllık profesyonel iş hayatında birçok sanatçı ve kuruma afiş ve logo çalışması yaptığını ifade etti. Bir ay önce Önder Çakar ile “Kobanê Sineması” için bir logo çalışması yaptığını dile getiren Filiz, Kobanê için çalışmalar yapmak ve katkıda bulunmaya devam etmek istediğini söyledi.

İlk deneyimi Gündem gazetesi 

Grafik tasarım alanındaki ilk deneyiminin Gündem gazetesi ile başladığını vurgulayan Filiz, şunları söyledi: “Birçok reklam ajansında çalışma fırsatım oldu. Reklam sektöründe müşterinin arz ve taleplerine öncelik vermelisiniz. Ürün için dikkat çekecek, göz kamaştıracak ambalajlar tasarlamalısınız. Reklamcılıkta fikirler ve tasarımlar çok hızlı tüketiliyor, unutuluyor. Grafik çalışmalarım da kendi rengimi, dilimi, kadınlığımı, toprağımı anlatmalıydım ama bu reklam piyasasında mümkün değildi. Bu arayışımın cevabı HFBK’daydı (Hamburg Güzel Sanatlar Üniversitesi). Yaptığımız grafik ve sanatsal çalışmalarımız bir hikayesi olmalı, yaratıcı olmalı, bir mantığı olmalı. Bu başlıklar altında yol alırsanız çalışmalarınız kalıcı ve değerli oluyor. Akrilik boya ile tuval üzerine sanatsal çalışmalar da yapıyorum. Bölüm profesörüm Ingo bu konuda başarılı olduğumu söyledikçe ben artık okul projelerimin dışında da sanatsal çalışmalar üretmeye başladım. Zihnimdekileri kalıcı olarak aktarabileceğim alanı Ingo’nun yönlendirmesi ile keşfetmiştim. Sanat eğitiminde özgün, yenilikçi ve zengin bir ifade sistemini sağlayabilmek disiplinler arası bir yaklaşımı gerekli kılıyor.”  

Mitolojiden günümüze 

Çalışmalarında mitolojik karakterlere yer veren Filiz, “Mitoloji konusunu çalışırken eleştirel bakıyorum. Mesala aşk ve bereket tanrısı İştar’ı Gılgamış mitolojisinde çok kötü bir tanrı olarak anlatıyor. Ama ben bunu kabul etmiyorum. Bir kadın bu kadar kötü olamaz. İştar’ın yüzünü ikiye böldüm. Benim İştar’ım ve mitolojinin İştar’ı olarak çalıştım. Ayrıca Zerdüştlük çalışmamda ise ‘Ahura Mazda’nın kafasını güneş olarak resimledim. Çünkü bir tanrının cinsiyeti olmamalı diye düşünüyorum” dedi. 

Herkes Garibe’de kendisini görsün 

Garibe Gezer ile ilgili çalışmasında Gezer’in yüzünü ayna olarak tasavvur eden Filiz, “Mesela Paul Delvaux’in Mirror eseri (1939), sanatçı iç dünyasını ayna metaforu kullanarak yansıtmış. Bazı sanatçılar dış̧ fiziksel dünyanın görüntüsünü aynaya yansıtırken, bazıları ruhsal bir durumu biçimlendirmenin arayışına girmiştir. Garibe Gezer çalışmamın fikri ise Can Dündar ile sergim konusunda fikirleşirken ortaya çıktı. 'Garibe Gezer için bir çalışma yapmalısın' diye önerdi. Daha sonra çalışmam bitince de, “Yüzünde ayna kullanırsan herkes Garibe'nin mücadelesine ve acısına ortak olur, kendisini onda görür’ dedi. Ben de bu yaratıcı ve anlamlı öneriyi çalışmamda kullandım. Garibe'nin karşısına geçip çalışmama baktığınızda kendinizi Garibe'de göreceksiniz. Kara parmaklılar arasında yükselerek gösterdiği direnişini yansıtmak istedim. Kıvırcık, gür saçlarını yeşil yaptım ki etrafa gürül gürül umut saçsın” diye konuştu. 

Mezopotamya’nın renkleri

Çalışmalarında, daha çok yaşadığı topraklarını yani Mezopotamya kültürünü ve renklerini konu edinen Filiz, “Kendi topraklarımın acısını, düşlerini, sevinç ve hüzünlerini Avrupa’daki insanlara yansıtmak istiyorum. Böylece, Mezopotamya halkının geçmişte ve günümüzde tabi özelde Kürtlerin başta kültürü, dili olmak üzere, maruz kaldıkları zulme de tercüman ve aracı olmak istiyorum. Bu yüzden tarih ve mitolojiden yararlanıyorum” diye belirtti. 

Taybet Ana sergiye yetişecek 

Üniversite bitirme projesini Sakine Cansız üzerine yapan Filiz, “Kadın, tarihin başından beri sosyal paylaşıma dahil edilmemiş, söz söylemede yetki verilmemiş, dışlanmış. Sakine Cansız Kürdistan toprakları için hem de kadınların yaşadığı bu zulme, ötekileştirmeye ‘dur’ deyip tepkisini kararlılıkla gösteren ve mücadele eden güçlü bir kadın. Sakine’nin radikal reddediciliğini, yenilikçiliğini, dışavurumculuğunu, kadınlığını, kararlı ve sağlam duruşunu çalışmak istiyorum. Aslında Sakine Cansız’ı çalışmak çok kolay olmayacak. Çünkü o güçlü bir kadın. Onu iyi hissetmeliyim ve iyi yansıtmalıyım. Belki bir kolaj çalışması, belki bir kitapçık formunda bir çalışma olabilir. Belki bir tuval çalışması ama şu an daha net değilim. Leyla Bedirxan, Leyla Qasım, Ayşe Şan bu isimlerde çok önemli. Şu anda Taybet anayı çalışıyorum sergime yetiştirmeye çalışacağım” diye konuştu. 

Oğlum da kendi halkını anlatacak

12 yaşındaki oğlu Roni’nin harika ve renkli çizimler yaptığından söz eden Filiz, “Çoğunlukla birlikte vakit geçirerek, sohbet ederek, paylaşarak çiziyoruz. Roni Hamburg’da eğitimini tamamladıktan sonra animasyon filmlerinin ülkesi olan Amerika’da eğitimine devam etmek istiyor. Kendi halkının hikayelerinden oluşan ve ötekileştirilmiş tüm halkların hikayelerinden animasyonlar ve çizgi romanlar yapmak istiyor. Bende şimdiden illüstrasyonlar ve animasyonlar yapabileceği programların eğitimini veriyorum. Ana dili olan Kürtçe’yi de akademik olarak konuşsun ve yazsın diye Mardin’den Ronya mamostesi ile online olarak ders yapıyorlar” diye belirtti. 

15 Ocak’ta Hamburg’ta sanatseverler buluşacak olan serginin açılışında eğitmen ve müzik sanatçısı Leman Stehn’in Mezopotamya’dan ezgilerini seslendireceğini belirten Aslı Filiz, “Sergime ses olacağı için Leman’a ayrıca teşekkür ederim” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.