Seçim güvenliği saldırı altında
- Seçime 18 gün kala başlayan ve devam eden siyasi soykırım operasyonlarına dikkat çeken HDP Hukuk Komisyonu'ndan Av. Sevda Çelik Özbingöl, seçim güvenliğinin siyasi saldırı altında olduğunu söyledi. Özbingöl, "Buna izin vermeyeceğiz. Alandaki çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı ve 28. Milletvekili Genel Seçimleri için 14 Mayıs'ta sandık başına gidilecek. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre seçimlerde yurt içinde toplam 190 bin 736 sandıkta 60 milyon 904 bin 499 kişi oy kullanabilecek. Yurt dışında kurulan 4 bin 969 sandıkta ise 3 milyon 286 bin 786 seçmen oy kullanmaya başladı. Seçime sayılı günler kala en çok konuşulan konulardan biri seçim güvenliği.
Sandıklarda oy kullanılması, sayılması ve tutanağa geçirilmesinde 5'i siyasi parti temsilcisi olmak üzere 7 kişilik sandık kurulu görevli olacak. Seçim günü oy verme süresinin 17.00 itibarıyla dolmasıyla sandık kurulu başkanı tarafından sandıklar açılacak ve oyların sayılmasına başlanacak. Sonuçlar, sandık kurulu tarafından tutanak altına alınacak. İlçe ve il olarak birleştirilen tutanaklar, siyasi parti temsilcilerinin huzurunda düzenlenecek, birer örnekleri parti temsilcilerine verilecek ve yurttaşların görebileceği bir şekilde asılacak. Buradaki bilgiler doğrudan YSK’ye ulaştırılacak. Seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra sandık sonuçları ve ıslak imzalı tutanaklar, YSK'nin internet sitesi üzerinden yine yurttaşların erişimine açılacak.
Deprem koşullarının istismarı
HDP Hukuk Komisyonu üyesi Av. Sevda Çelik Özbingöl, seçim ve sandık güvenliği konusunda JINHA'dan Serpil Savumlu'ya konuştu. 6 Şubat’ta yaşanan depremleri hatırlatan Sevda Çelik Özbingöl, seçim güvenliğinin zaten tartışıldığı bir süreçte depremin yaşanmasının durumu daha da vahim hale getirdiğini söyledi. Sevda Çelik Özbingöl, “Özellikle afet bölgesinde olan birçok ilde binlerce insanın hayatını kaybettiği, onun dışında 15 milyona yakın yurttaşımızın da yaşam koşullarının doğrudan değiştiği evlerinin, iş yerlerinin yıkıldığı ve kendi şehirlerinde şu an hayatlarını sürdürmenin mümkün olmadığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız” dedi. Yurttaşların hala başka şehirlerde, geçici barınma alanlarında hayatlarını sürdürme mücadelesi verdiklerini dile getiren Özbingöl, böylesi bir ortamda sağlıklı bir seçimin yapılabilmesinin koşullarının zorluğuna dikkat çekti.
Özbingöl, seçim güvenliğinin ihlal edilebilme olasılığına dair kendilerini haklı çıkaracak endişelerini şöyle paylaştı: “Mesela Malatya’da da basına yansıttığımız özellikle seçim güvenliğini tehdit edebilecek bir boyutta seçmen taşımalarının yapıldığı bilgisi kamuoyuna yansıdı. Birçok var olmayan adreste, boş adreslerde 100'ün üzerinde, sadece bir adreste 800 seçmenin kayıtlı bulunduğu gibi durumlar var. Bir diğer husus başka bir şehre yerleşen yurttaşlarımızın kendi kayıtlı bulundukları yerlerde oy kullanmaları ile ilgili de aksaklıkların yaşanabileceği yönünde.
Deprem bölgesindeki OHAL
Özellikle deprem bölgesinde OHAL’in ilan edilmiş olması, seçmen iradesinin sandığa yansıtılıp yansıtılmaması ya da seçim güvenliğini tehlikeye sokup sokmayacağı konusu, farklı bir endişe başlığı olarak karşımızda. Oluşturulan çadır kentler, silahların gölgesinde muhafaza ediliyor. Hayati öncelikler ön planda tutulması gerekirken güvenlik odaklı bir idare işleyişi kurulduğuna tanıklık ettik. Bu da seçim güvenliğine dair başka bir sorun.”
Devlet güçlerinin oy kullanması
Sevda Çelik Özbingöl, devlet güçlerinin oy kullanmalarına dair geçmiş seçimlerdeki pratiklerle birlikte son değişiklilere işaret ederek, “YSK parmak boyasının kullanılmayacağı yönünde bir karar aldı. Seçim bölgesinde görevli olan kolluk personellerinin görev kağıtlarıyla oy kullanacak olan kişilerin seçim güvenliğini tehlikeye sokacak boyutta bir ihlale sebep olup olmayacakları yönünde de ciddi soru işaretleri var. Son süreçte seçim mevzuatına dair yapılan birkaç düzenlemede bu boyuttaki endişelerimizi arttırmakta" dedi.
Yoğun bir çalışma yapılıyor
Avukat Sevda Çelik Özbingöl, bütün sandıklarda olabildiğince müşahitlerinin, sandık gözlemi yapabilecek olan gezici ekiplerinin, itiraza yetkili hukuk komisyonlarının, sorumlularının konumlandırılmalarına ilişkin uzunca bir zamandan beri çalıştıklarını söyleyerek, şöyle devam etti: "Parti olarak gerekli konumlandırma ve görevlendirmelerimizi yaptık, yapıyoruz. Seçmenin iradesinin sandığa doğru yansıması, sandıktan çıkan tutanaklara eksiksiz bir şekilde kaydedilmesi konusundaki hassasiyetin kolektif bir dayanışma ve bütünlük içerisinde yürütülmesi gerekiyor. Biz istisnasız her sandıkla ilgili olabildiğince eksiksiz çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ayrıca seçime giren diğer partilerle de bu konuda görüşmeler içindeyiz. Seçim güvenliğini önemseyen birçok sivil oluşumla birlikte de çalışmalar yürütüyoruz.”
Gözaltılar siyasi bir saldırı
Seçim 18 gün kala başlayan ve devam eden siyasi soykırım operasyonlarına dikkat çeken Sevda Çelik Özbingöl, seçim güvenliğinin siyasi saldırıyla tehlikeye sokulduğunu söyledi. Avukat Özbingöl, şunları ekledi: “Bu elbette yaşadığımız ilk operasyon değil ama seçim öncesi gerçekleştirilen bu operasyonun bir siyasi saldırı olduğu nettir. Sahada çalışan, seçim süreçlerinin parçası olan arkadaşlarımıza yönelik olarak gerçekleştirilen bu operasyonun, seçim güvenliğini de tehlikeye sokmak amacına hizmet edeceğini görüyoruz. Buna izin vermeyeceğiz. Alandaki çalışmalarımız devam ediyor. Bu hukuksuz saldırının yanında halkımızın göstereceği sahiplenişin de artarak devam edeceğini düşünüyoruz.” URFA