Soykırım tartışmaları
Elif SONZAMANCI yazdı —
- Almanya İsrail’i desteklemenin tarihi bir sorumluluk gereği olduğunu belirtiyor. Dersim’de de bir soykırım yaşandı. Bunu tanımak, bu soykırımdaki rolü araştırmak, yüzleşmek de Almanya açısından tarihi bir sorumluluktur.
Almanya’nın gündemini yakından takip edenler son günlerde soykırım kavramını sık sık duymuştur.
Nikaragua’nın, “Filistin’de soykırıma ortak olduğu” gerekçesiyle Almanya aleyhine açtığı dava Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda görüldü.
Almanya’ya, "Gazze'ye yönelik saldırılarında İsrail'e silah sağlayarak 'İsrail'in Gazze'deki soykırımını' desteklediği" suçlamaları yöneltiliyor. Yani burada bir suç ortaklığından bahsediliyor.
Basına yansıyan bilgilere göre Almanya'nın hukuki temsilcisi Tania von Uslar-Gleichen, suçlamayı kesin dille reddederek,"İsrail'in güvenliğinin Almanya dış politikasının merkezinde yer almasının nedeni tarihimizdir" ifadesini kullandı.
Zira Almanya’nın savaşın başından bu yana İsrail’i desteklediğini biliyoruz. Milyonlarca Yahudi’nin Hitler tarafından soykırıma uğratılması nedeniyle, bu destek dış politikalarının temel parçası olarak görülüyor.
Konu dünya gündeminde de tartışılmaya devam ederken, buradan başka bir tarihsel konuyu hatırlatmakta fayda var.
4 Mayıs yaklaşıyor.
4 Mayıs 1937 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla, Dersim coğrafyasında, (ki o zaman şimdiki şehrin sınırlarından ziyade geniş bir coğrafyadan bahsediyoruz) bölge halkının değimiyle bir tertele, bir kırım yaşandı.
4 Mayıs’ta Köln’de Avrupa’da bulunan Alevi kurumlarının organizesi ile Dersim Tertelesi’nde yaşamını yitirenler anılacak.
Tertelede onbinlerce insan korkunç yöntemlerle katledildi, insanlar mağaralarda zehirlendi.
Dönemin Malatya Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten İhsan Sabri Çağlayangil’in Kılıçdaroğlu’na verdiği röportajda, “Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi” sözleri, önemli bir soruyu da beraberinde getirmişti. Kendisi üretemeyeceğine göre, bu zehirli gazlar nereden temin edildi?
Bu korkunç suç itiraf edilse de belgeleri hep gizli kaldı.
Fakat gerçekler mutlaka açığa çıkıyor. Dersim Soykırımı’nda kullanılan zehirli gazların Nazi Almanya’sından alındığı belgelerle 2019 yılında ortaya çıktı.
Belgelere göre, 1933-1945 yılları arasında hüküm süren Nazi rejiminden 20 ton Chloracetophenon ve İperit vs. gazları ve bu gazları bombalara koymaya yarayacak otomatik tesisatlar alındığı ortaya çıktı.
Dersim gazetesinde belgelerle paylaşılan bir yazıda ise ek olarak şu ibareler yer aldı: “Almanya’dan zehirli ve boğucu gaz temin edildikten sonra, bu gazları atacak bombardıman uçaklarının arayışına girdi. İlk etapta, Amerika’dan 200.000 dolara Marten Bombardıman uçaklarını satın alıyor. Marten Bombardıman uçakları yeterli görülmüyor ki, Almanya’nın yeni teknolojik ürünü olan Heinkel He 111 tipi bombardıman uçakları alınmaya çalışılıyor.“
Dersim Tertelesi’nde Almanya’nın suç ortaklığı ise belgelerin ortaya çıktığı 2019 yılında Sol Parti’nin girişimiyle Federal Meclis’e taşınmıştı.Angela Merkel’in başbakanlığındaki Federal Hükümetin yanıtlaması talebiyle sunulan önergede vekiller, Dersim’de kullanılan Alman yapımı gazlara ilişkin ayrıntılı sorular yönelttiler.
Federal Hükümet de 15 Temmuz tarihli bir yanıtı vekillere gönderdi.
Verilen yanıtta, “Medyadaki haberler dışında ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Belgelerin tarafsız şekilde incelenmesi ve yorumlanması ancak bilimsel bir çalışmayla yapılmalı” ifadeleri yer aldı.
Bir halkın toplu olarak katledilmesi için silah temininde bulunmak, bu suça ortak olmak demektir.
Sonuç olarak; Almanya İsrail’i desteklemenin tarihi bir sorumluluk gereği olduğunu belirtiyor. Bu tarihi sorumluluğun gerekleri, bir devletin sivil halkı katletmesine göz yummak, silah temininde bulunmak değildir. Yeni soykırımlara zemin hazırlamak değildir.
Dersim’de de bir soykırım yaşandı. Bunu tanımak, bu soykırımdaki rolü araştırmak, yüzleşmek de Almanya açısından tarihi bir sorumluluktur.