Eyalet seçimlerinin gösterdikleri

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Mülteci politikaları eksenli, onları bir güvenlik tehdidi olarak hedef göstermek üzerinden AfD’nin yükselişi ve Sahra Wagenknecht İttifakı’nın bu temelde AfD’ye alternatif olarak sahalara çıkması, bizlere dengelerin AfD üzerinden belirlendiği gerçeğini gösteriyor.

Almanya’da uzun bir süredir AfD’nin yükselişi tartışılıyor. Ülke gündeminden düşmeyen ekonomik kriz, enerji krizi, dış siyaset ve onunla bağlantılı güvenlik politikaları adım adım AfD’nin önünü açtı. Yine koalisyondan memnuniyetsizlik de ırkçı söylemlere sarılan AfD’nin önemli oranda puan toplamasına neden oldu.

Toplumda son dönemlerde ırkçı söylemlerin arttığına tanık oluyoruz. Hatırlarsanız lüks bir mekanda gençlerin "Yabancılar dışarı" ve "Almanya Almanlarındır" sloganları ile videolar çekip sanal medyada paylaşmaları oldukça dikkat çekmişti. Bu durumu yalnızca zengin çocuklarının şımarık eğlencesi olarak ele almamak gerekiyor. Irkçılığın toplumdaki sirayetini de gözler önüne seren bir örnektir.

Yabancılara karşı saldırıların artması, mültecilere yönelik sertleştirilen politikalar, aşırı sağ söylemlerin toplumda yer bulması tesadüf gelişmeler değildir.

AfD’nin yükselişi, aşırı sağ parti olarak lanse edilmesine, Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesine rağmen devam etti.

Aslında Thrüringen ve Saksonya seçim sonuçları da bu açıdan sürpriz değildi.Zira geçtiğimiz yıl Saksonya eyaletinde yapılan seçimlerde AfD ilk defa belediye kazanırken, Thüringen’de ise kaymakamlık kazanmıştı.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise ikinci parti konumunda olması AfD’ye büyük bir özgüven sağladı.

Nitekim faşizmin ayak sesleri bu kez daha gürültülü bir şekilde geldi.

Hafta sonu gerçekleşen seçimlerde ise Saksonya eyaletinde CDU oyların yüzde 31.9’unu, AfD ise 30.6’sını, BSW 11.8’ini, SPD 7.3’ ünü, Yeşiller 5.1’ini, Sol Parti ise 4.5 ‘ini aldı.

Thüringen’de AfD 32.8 oranında oy alırken, CDU 23.6, BSW 15.8, Sol Parti 13.1, SPD 6.1, Yeşiller ise 3.2 oranında oy aldı.

İki eyalet seçimlerinde de koalisyon büyük bir yenilgi alırken AfD ve Sahra Wagenknecht İttifakı oylarını yükseltti.

Seçimin iki uç kazananın olması ülkede siyasetin de önemli oranda kutuplaşmaya gittiğini gösteriyor. Fakat, mülteci politikaları eksenli, onları bir güvenlik tehdidi olarak hedef göstermek üzerinden AfD’nin yükselişi ve Sahra Wagenknecht İttifakı’nın bu temelde AfD’ye alternatif olarak sahalara çıkması, bizlere dengelerin AfD üzerinden belirlendiği gerçeğini gösteriyor.

Bugün AfD, savaş karşıtlığı üzerinden propaganda yaparken, demokratik değerler üzerinden kitleleri etkilemeye çalışırken faşizmin temellerini de sağlam bir şekilde örüyor, üstelik siyasi atmosferi de kendi çizgisine kaydırıyor.

Seçim sonrası yine önemli bir tartışma da ittifak arayışında kilitleniyor. Başbakan Scholz her iki eyalette AfD'yi içermeyecek ittifaklar kurmaya çağırdı. AfD yanında BSW ile ittifakta özellikle CDU açısından, şimdiden tartışmaları körüklemiş durumda. CDU içerisinde önemli bir kesim BSW ile ittifakı tamamen reddediyor.

Geçmiş dönemlerde yerel düzeyde Merz’in AfD ile ittifaka olumlu sinyal ima eden söylemlerini hatırlamakta da fayda var.

Almanya’da trafik lambası koalisyonundan olan memnuniyetsizlik Yeşiller başta olmak üzere, SPD ve FDP’ye desteği azaltırken, anketlerde CDU’nun puan kazandığı gözlemleniyor. Bu temelde CDU lideri Friedrich Merz kendini başbakan olmaya şimdiden hazırlıyor gibi görünüyor.

Thüringen ve Saksonya seçim sonuçları bir yandan tartışılmaya devam ederken, diğer yandan Merz’in 17 Eylül'de Türkiye'yi ziyareti gündeme geldi. Tabii haliyle bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü diyebilirsiniz. Basına yansıyan bilgilere göre Merz'in Türkiye ziyaretinde NATO, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri, Ukrayna savaşı ve AB ile Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması konularında Erdoğan ile görüşeceği ifade ediliyor. Merz’in Türkiye’yi ziyaret edecek olması ve Erdoğan ile konuşacağı konular genel seçimlerde nasıl bir rota izleyeceğini şimdiden gösteriyor.

Bu gelişmelere baktığımızda Almanya siyasetinin sağın da sağına kaydığını, faşizmin ise hızlı adımlarla kök saldığını söyleyebiliriz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.