Uncle Sam ve yaverleri
Kadın Haberleri —
- Evdeki şiddetten tutun savaşa kadar kadınların sesini duyurmaması için patriyarkal bir ağ var. Fakat son 7 yılda değişim yaşandı. Kadınlar, korkmadı ve yaşadıklarının hesabını sordu.
GÖZDE GÜLER
"Ben insana yatırım yaparım, bu siyaset olur veya bilim olur fark etmez, bu benim işim" demişti belki de en güçlü fuhuş ağını ören Jeffrey Epstein. Kendisi milyon dolarlık adasında çocuk, genç kadın fark etmeksizin dünyanın en güçlü erkeklerine bu insanları pazarlıyordu.
Müşteri kitlesi İngiltere prensi Andrew’dan tutun ABD’nin iki eski Başkanı Bill Clinton ve düğünün kamberi Trump’a kadar uzanıyor. Bir gelenek misali, başkan olan adaya uğruyor. Kısaca hatırlatalım; Jeffrey Epstein, banka danışmanlığı yaparak zengin oluyor, en güçlülerle arkadaşlık kuruyor, çevresi gücüne güç katıyor ve zengin bir ailenin kızı olan Ghislaine Noelle Maxwell’le evleniyor.
Maxwell ‘sevdiği’ erkeğe liselerde genç kurbanlar arıyor. Halk arasında bu işin bir ismi var onu siz düşünün. Ergenlere ‘Size harçlığınızı çıkarmanız için iş teklifim var’ diyor. Çocuklar kanıyor ve muhtemelen eve ‘Ben iş buldum’ diye izin alıp işe başlıyorlar. E tabi patron beyaz zengin bir kadın olunca kimse kuşkulanmıyor. Temizlik işi ama masajla başlıyor ve tecavüzle bitiyor. Epstein´nın Villasına veya adasına adımını attan masum hayallerini orada bırakıyor. 1996 yılında 15 yaşında olan Farmer kız kardeşler ve 1997 manken Alicia Arden Epsteinı polise taciz ve tecavüzden şikâyet ediyorlar ancak şikâyetleri dikkate alınmıyor. Alınmıyor çünkü burada söz konusu kişi Epstein. Lakin 2005 yılının Mart ayında 14 yaşındaki bir kızın ailesi şikâyet de bulununca ve bu duyulunca yaklaşık 50 kişi daha şikâyette bulunuyor. Eh polis bu sefer Epstein da olsa mecbur işini yapmak zorunda kalıyor.
Epstein´nın villasında neler çıkmıyor ki; küçük çocukların pornografik fotoğraflarından videolarına fuhuşsa ve işkenceye dahil her şey mevcut. İnsan için yatırım yapan Epstein´nın villasında. Dünya çalkalanıyor. Her şey ortaya çıkınca mecbur herkes bildiğini bilmemezlikten gördüğünü görmemezlikten gelip yargılamaya başlıyor. Oysa yargıladıkları şey yaşadıkları düzenin temel taşı namı diğer insan sömürüsü yani kapitalizmin.
Kapitalizmin çarkını patriyarkal toplum çevirir. Bu topluma maalesef Maxwell gibi kadınlar da dahil oluyorlar. Amerika olsun Avrupa olsun kadınlar toplumda her zaman bir nesne olarak görülmüşlerdir. Seçme seçilme hakkı olmayan, ekonomik kriz işçi çağırdığında evdeki ocağı bırakıp fabrikalara koşan sonra ihtiyaç duyulmadığında asil vazifesine geri dönen erkeğin bir üreme aleti olarak görülmüştür. Eskiden öyleydi deyip gece bilirsiniz ama Epstein gösteriyor ki daha en yakın zamana kadar, kadın erkeğin cinsel arzusunu takdir etmesi için kullanılan bir aletti. Kadına öyle davranıyorlar, bütün dünya bunu izliyor ve normal karşılıyordu. Bunun en büyük ve bariz örneği Playboy dergisinin sahibi Hugh Hefner. Meşhur villasına kimleri almadı. Tüm dünya o dönem, yaşlı erkeğin genç kızlarla yaşadığı harem hayatını anlatan ve 2005 yılında yayımlanan ‘the girls next door’ (yan odadaki diğer kız) adlı diziyi yani 70 yaşındaki bir ihtiyarın üç genç kadınla yaşadığı hayatı keyifle seyrediyordu.
Türkiye’de Adnan hocanın kedicikleri ABD’de ise Hefner’nin tavşancıkları vardı. Bakin benzetme bile ne kadar küçümseyici. Kadın kimliksiz tatlı bir hayvan burada. Kimse durup bu ne saçmalık ahlaksızlık Hristiyan değerlerine aykırı bir yaşam demedi. Bilakis Hefner’in dergisine yarı çıplak poz vermek Uncle Sam’in güçlü dünyasına giriş garantisi idi. O villaya davetin bir fiyakası vardı. Kim bilir kaç genç kız o villada tecavüze uğradı ve ruhunu orada bıraktı. Bunlar kamuoyunun gözü önünde oldu. Epstein da olduğu gibi herkes her şeyi görüyordu. Daha yakın tarihe bakalım.
Yukarıda bahsettiğim düğünün kamberi Trump’a gelelim. Canlı yayında kızı hakkında eğer benim evladım olmasa onunla ‘randevulaşmak’ isterdim demişti. Amerika bu cümleyi bir tebessümle sindirmişti, sindirmek zorundaydı çünkü kendi seçtikleri başkanları idi bunu diyen. Trump hiçbir zaman özellikle bir hayli genç kızlara olan düşkünlüğünü ve Epstein’a olan yakınlığında saklamadı. Emin olun kızı hakkında aynı cümleyi orta sınıf bir Ortadoğulu söyleseydi veya bir siyahi tepkiler çok farklı olurdu. Fakat beyaz zengin erkeğin böyle bir gücü var her şeyi her yerde söyleyebilir ve yapabilir. Çark böyle işliyor. Kadının nesneleştirerek ve kadını bir nesne olduğuna dahil ikna ederek işliyor.
Esptein’i şikâyet eden kardeşler ve manken yıldırma politikasına kurban gittiler ki bu hala dünyanın her yerinde günlük olan bir şey. Bu yıldırma veya pes ettirme ataerkil sistemin en sistematik pasif silahıdır. Evdeki şiddetten tutun savaşa kadar kadınların sesini duyurmaması için patrik bir ağ var. En güvenilir olması gereken polis birçok ülkede bu ağın bir mekanizması. Kadın cinayetlerine kurban giden kadınların çoğu önceden polise şikâyete bulunmuşlardı çünkü.
Son 7 yılda bir paradigma değişimi yaşandı ve ataerkil ağ yavaş yavaş mor işlenmeye başlandı. Öyle ki 2017 yılında harekete gecen #metoo hareketi kendini feminist olarak tanımlamayan kadınlarda bir paradigma değişimini sağladı. İstanbul Sözleşmesi’nin her ne kadar Almanya ve Polonya gibi birçok ülkede gereğince yerine getirilmese de ve hata sözleşme reddedilse de kadınların tutunacak resmi bir sözleşmesi var artık. GREVIO gibi sivil toplum kadın örgütleri bu sözleşmeye dayalı araştırmalar yapıp devletlerden hesap sorabiliyor. Daha birkaç yıl önce dünyanın en güçlü adamı kendi evladına sarkıntılık yapan biri olduğunu düşünürsek, ki öyleydi, bunlar umut verici adımlar olabilir. Epstein ise cesur insanlar sayesinde tutuklandı. Yığılmadılar ve yaşadıklarının hesabını sormakta kararlıydılar. Mühim olan da bu; Patrik gücün hep aynı yerden yani yürütülen ataerkil hükümetlerden gelmesini görmek ve bundan korkmamak, boyun eğmemek. Uncle Sam’in yaverleri arasında kadınlar da var ve asıl ne zaman bu kadınlar bir nesneden ziyade bir birey olduklarını kavrar ve anlar ise işte o zaman büyük devrim başlar.