Vekiller Adalet Bakanlığına yürüdü

DEM Parti vekiller eylem

DEM Parti vekiller eylem

  • DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile çok sayıda milletvekili, kayyum darbesine karşı İçişleri Bakanlığına yürüdü.

Yürüyüş öncesi Meclis Basın Kapısı önünde basın açıklaması düzenlendi. Koçyiğit, darbenin yayılma tehdidine işaret ederek, “Seçmenin verdiği hiçbir mesajı almamışlar, aksine yine ve yeniden halka, sandık iradesine, demokrasiye karşı saldırı başlatmış durumdalar. Bu saldırı girişimini Hakkari’den başlatmaları manidar, çünkü bu rejimin ayakta kalmasının yegane yolu Kürtlere saldırmak. Sandığı anlamsızlaştırmak ve oradan çıkan iradeyi gasp etmek üzerine kurulmuş durumda. Hakkari’de halk iradesine yapılan darbenin, Hakkari ile sınırlı kalmayacağını, adım adım yayılacağını çok iyi biliyoruz. Bu hukuksuzluğa karşı Türkiye’nin dört bir yanında herkesin karşı durması gerekiyor. Birlikte demokrasiyi savunursak birlikte kazanabiliriz. İçişleri Bakanlığının kumpası ve isnat ettiği suçlamaların hiçbirini dava dosyasında olmadığını bütün kamuoyu biliyor” dedi.

Kenti kuşatmış durumdalar

Colemêrg’e gönderilen yoğun askeri sevkiyata dikkat çeken Koçyiğit, şunları söyledi: “Garnizon kurdular ama Hakkâri halkının iradesini çalamadılar. Garnizonla alamadıklarını, gasp etmeye çalışıyorlar. Valiliğin önünü asker ve özel harekat polisleriyle doldurdular. Hakkari halkı kendisine ait olanı, belediyesini ve iradesini savunmasın diye. Şehri asker ve polis postallarıyla kuşatmış durumdalar. 70 yaşındaki annelerimizden 7 yaşındaki çocuklarımıza kadar ayrım gözetmeden gaz sıkıyorlar ve copluyorlar. Biz bu faşizmi ve şiddeti kabul etmiyoruz. Biz de burada bu Meclis zemininde halkın iradesini savunmak için demokratik bir eylem ortaya koyduk. Demokratik meşru eylemimizde AKP’nin saldırısıyla karşılaştı. Düşünün Meclis'te 15 milletvekilini 150 AKP’li vekil linç etmek istedi. Dövizlerimizi yırtacak kadar demokrasiden ve insanlıktan uzak bir anlayışla karşı karşıyayız. Buradan hem Türkiye kamuoyuna hem de bu hukuksuzluğu yapanlara seslenmek istiyoruz; İçişleri Bakanlığı derhal bu kolluk şiddetini sonlandırmalıdır. Eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz, heyetimiz ve en önemlisi halkımıza yönelik bu şiddeti derhal durdurmalıdır.”

Hangi hukukun gereğiydi?

Kürt'e ayrı, Türkiye'nin batısında başka bir hukuk uygulandığını hatıratan Koçyiğit, Erdoğan ‘Kanunun değil hukukun gereği yapıldı’ dediğine işaret ederek, "Hangi hukuk? Seçme ve seçilme iradesini yok saydığınız hukuk mu yoksa kumpas davalarıyla belediye eşbaşkanlarımızı görevden aldığınız hukuk mu? Hakkari halkının 3. kez iradesini çaldığınız hukuk mu? Hangi hukuktan bahsediyorsunuz? AKP iktidarını hukuka ve demokratik teamüllere uymaya davet ediyoruz. 31 Mart’ta halkın verdiği mesajı anlamaya, algılamaya ve ona uygun davranmaya davet ediyoruz. Bir an önce bu hukuksuzluğa son verin ve bir an önce kolluk güçlerinizi Hakkari sokaklarından çekin” diye seslendi.

Görüşme olumlu geçmedi

Açıklamanın ardından DEM Parti milletvekilleri, “Kayyum darbedir, darbeye hayır” sloganlarıyla görüşme talebiyle İçişleri Bakanlığına doğru yürüyüşe geçti. İçişleri Bakanlığı önüne gelen DEM Parti’liler bakanlık yetkilileriyle görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası bilgilendirme yapan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, yapılan görüşmeden olumlu bir sonuç açığa çıkmadığını dile getirdi.

 

* * *

Zana: Devletin utancıdır

Direşin sürdüğü Colemêrg'de konuşan Leyla Zana, "Bu karanlık bizim için yeni değil, yüz yıldır devam ediyor. Kürtlerin iradesi arşa kadar yükselmiştir. Bu utanç, devletindir" dedi.

Colemêrg'e önceki akşam gelen Kürt siyasetçi Leyla Zana, parti önünde yurttaşlara seslendi. Halkın moralini bozmaması gerektiğini ifade eden Zana, "Hakkari halkı coşkusunu, keyfini bunların yaptıklarıyla bozmasın. Sizler başardınız. Şerefiniz ve haysiyetinizle kimliğinizi ortaya koydunuz. Sandıklara gittiniz, iradenizi çıkardınız. Egemenlere, 'irademiz elimizde, bizimledir' dediniz. Siz belediyenizi seçtiniz. Bu iradeye saygı duymayan utansın. Buradan devlet zihniyetine sesleniyorum; Kürtlerle yaşamak istiyorsanız yolunuz açıktır. Bu aydınlık hepinizin önündedir. Ancak Kürtleri kendi gözünüzle küçük göremezsiniz. Kürtlerin iradesi arşa kadar yükselmiştir. Bu utanç sizin utancınızdır” dedi.

Barış, teslimiyet değildir

Kürtlerin her zaman diyaloğa açık olduğunu ama devletin barıştan teslimiyeti anladığını belirten Zana, şöyle devam etti: "Barış teslimiyet değildir. Biz kimseye teslim olmayız. Anne ve babalarımız olmadı biz de olmayız. Bu halk direnecektir. Kürt halkını korkutabilir mi? Hayır. Bu karanlık bizim için yeni değil, yüz yıldır devam ediyor. Bugünden itibaren Kürtlere, ‘Kürtler ne istiyor?’ diye sormayın. Biz diyoruz ki; bu iktidar, Kürtlerden ne istiyor? Bu soruyu ilk önce erk sahibi olanlara soruyorum. Kürtler iradesini sandığa yansıttı. Siz neden bu iradeyi yok sayıyorsunuz?"

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.