Dêrsim’in her karışında canımız var
- Büyük Özgürlük Yürüyüşü'nün Qers kolunun vardığı Dêrsim'de konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Dêrsim’in her karışında canımız var. Özgürlük ve demokrasi için ödemediğimiz bedel kalmadı" dedi.
Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlattığı dönüşümlü açlık grevi 75. gününde. Tutsaklar, taleplerine yanıt verilmemesi halinde Uluslararası Komplo'nun yıl dönümü olan 15 Şubat'tan itibaren yeni bir aşamaya geçeceklerini duyurmuştu. Tutsak yakınları öncülüğündeki Adalet Nöbeti de 7 kentte devam ediyor. Bu kapsamda Kuzey Kurdistan'daki sivil toplum örgütleri ve partilerin, Qers ve Wan'dan 1 Şubat'ta başlattığı ve 15 Şubat’ta Amara’da tamamlamayı planladığı Büyük Özgürlük Yürüyüşü ise 9. gününde.
Wan kolu
Büyük Özgürlük Yürüyüşü'nün Wan kolu, önceki gün Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesindeydi. Cizîr’deki yürüyüş, sokağa çıkma yasakları döneminde mahsur kaldıkları bodrumlarda katledilenlerin yıl dönümüne denk geldi. Bu nedenle yürüyüşe ayrı bir önem de atfedildi. Şehitler, hem anma hem de mezarları başında anıldı. Anma sonrası Cizîr esnafı ziyaret etti.
Yürüyüş kolu, DEM Parti Cizîr İlçe Örgütü’nden alkışlarla uğurlandı. Yürüyüşçüler, Sirnex’in Hezex ilçesinde yurttaşlar tarafından havai fişeklerle karşılandı. Barış Anneleri ellerindeki beyaz tülbentlerle Özgürlük Yürüyüşçülerini selamladı. Özgürlük Yürüyüşçüleri, halka birlikte esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Onlarca kişiyle birlikte ilçe girişinde DEM Parti Hezex İlçe binasına kadar yürüdü.
Ölüm orucuna dönüşmesin
Parti binası önünde konuşan Özgürlük Yürüyüşçülerinden Cemil Taşkesen, “Cezaevlerindeki grevin ölüm orucuna dönüşmesini istemiyoruz. Tecrit insanlık suçudur” dedi. Konuşmaların ardından DEM Parti Hezex İlçe Örgütü’nde halay çekildi. Yürüyüşçüler, halk tarafından sloganlarla uğurlandı.
Özgürlük Yürüyüşçülerinin bir sonraki durağı ise Mêrdîn’in Nisêbin ilçesi oldu.
Çiçeklerle karşılandı
Yürüyüşçüleri ilçenin girişinde çiçeklerle karşılayan halk, o anlara da "Bijî berxwedana zindanan" ve "Bijî Serok Apo" sloganları atıp meşaleler yaktı. Büyük bir sahiplenme ve sevgi gösterisi ile karşılaşan Özgürlük Yürüyüşçüleri, Barış Parkı’na kadar yürüdü, yol boyunca halkla selamlaştı. DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş burada halka seslendi. Güneş, şöyle konuştu: “Size Wan’dan,Qers’ten, Serhed’den selam getirdim. Nisêbîn şimdiye kadar hep direndi. Bundan sonra da direnmeye devam edecektir. 1 Şubat’tan bu yana yürüyoruz. Her geçen gün kitlemiz, direnişimiz artıyor. Nusaybin dün olduğu gibi bugün de kendini gösterdi. Bu yürüyüş bugün başlamadı, yüz yıldır devam ediyor. Kürt halkı 100 yıldır direniyor. Buradan Nusaybin’den cezaevlerine, direnenlere selam gönderiyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlanıncaya kadar yürüyüşümüz devam edecektir. Yürüyüşümüz, özgürlük yürüyüşüdür. Anneler ağlamasın diye yürüyoruz. Roboskîli anneler barış çağrısında bulundu. Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri ve direnen tüm anneler barış istiyorsa barışı engellemeye kimsenin hakkı yok. Gün bizim günümüzdür. 25 yıldır Sayın Öcalan üzerindeki komplo yürütülüyor. Kürt halkı 25 yıldır Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için direniyor. Kürt halkının direnişi uluslararası alanda yayıldı. Biz kazanacağız.”
Kürt halkı dimdik ayakta
DEM Parti’nin Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Ahmet Türk ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Devlet Kürt halkı üzerinde baskı ve şiddet politikaları yürütüyor. Bugün direnişin kalesinde olan, özgürlük için çok bedel ödeyen Nusaybin’deyiz. Katılım ve karşılamanız için sizlere teşekkür ediyoruz. Uzun yıllardan beri Kürt halkı barış ve özgürlük için direndi. Ağır bedeller ödenmesine rağmen Kürt halkı dimdik ayakta. Bugün de adalet, hukuk ve Kürt sorunu için yine alanlarda. Bugün sadece Bakurê Kurdistan'ı değil, Rojavayê Kurdistan'ı da hedef alan bir sistem var. Herkes biliyor ki Sayın Öcalan, Ortadoğu barışı için bir akıldır, bir hocadır, çözümün adresidir. Bizim mücadelemiz Sayın Öcalan’ın özgürlüğe kavuşmasıdır.
Bugün zindanlardaki tutsaklar bedenlerini Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için açlığa yatırdı. Onların yayındayız ve direnişlerini selamlıyoruz. Biz her zaman halkların ortak değerleri için mücadele ettik. Bizim mücadelemiz eşitlik mücadelesidir. Savaşla kimse sonuç almamıştır. Haksızlık, hukuksuzluk ve Sayın Öcalan üzerindeki tecride karşı bugün arkadaşlarımız bir duruş sergiliyor”
Ahmet Türk'ün ardından Barışa Ses Ol İnisiyatifi adına konuşan gazeteci-yazar Redûr Dijle de destekledikleri yürüyüşle Öcalan'ın özgürlüğü için mücadele etmeyi sürdüreceklerini ifade etti. Açıklamanın ardından heyetin Nisêbîn'deki programı devam etti.
Qers kolu
Yürüyüşün Qers kolunda yer alanlar, günlerdir Serhat kentlerinde. Soğuk ve yağışlı havaya aldırış etmeden yürüyüşlerini sürdürenler, önceki gün Xarpêt’ın Dep (Karakoçan) ilçesine ulaştı. Çewlîg’te Hayri Durmuş ve 38 PKK’linin bulunduğu toplu mezar ziyaret edildi. Yürüyüşçüler, daha sonra Dep ilçesine geçti. Yürüyüşçülerin en önemli duraklarından birisi de Mazlum Doğan’ın evi oldu. Mazlum Doğan ve Delil Doğan’ın diktikleri iki çam ağacının gölgesinde konuşan Arife Doğan, uzun uzun Mazlum ve Delil'i anlattı. Arife Doğan’ın, “Umarım bu yürüyüşünüz Önderliğin özgürlüğü ile sonuçlanır” mesajı da yürüyüşçüleri duygulandırdı. Doğan, devamla “Önderlikten söz ettiğim zaman gözyaşlarımı tutamıyorum. Çok üzülüyorum” ifadelerini kullandı.
Dêrsim’in her karışında canımız var
Qers kolu, dün Dêrsim'e ulaştı. Yüzlerce kişi, beyaz balonlarla yürüyüşçüleri karşıladı. Kitle, "Şîyayîşê Xelaşiya” ve "Jin, jiyan, azadî” dövizleri ile Atakan Mahir'in “Bu coğrafyayı bırakabilir misin? Meşe ağaçı her yıl, her gün bizsiz açacak. Yıllarca yaşadıklarımız var. Aşağıda Munzur suyu akıyor” sözlerinin yazılı olduğu pankart açtı. “Bijî berxwedana zindanan” sloganının yükseldiği karşılamada coşku dikkat çekti. Kent merkezinde yapılan yürüyüşte de yürüyüşçülere ilgi yoğun oldu. Çevredekiler, yürüyüşçüleri alkış ve sloganlarla karşıladı. NÇM sanatçıları da şarkılarla yürüyüşe renk kattı.
Seyid Rıza Meydanı'na kadar süren yürüyüş sonrası konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Alişêr, Sakine ve Mazlumların topraklarındayız. Biz onların çocukları, torunları, yoldaşları olarak mücadelemizi kesintisiz bir şekilde devam ettirdik. Ülke yangın yeri; işkence var, cezaevi sorunu var. Tam 34 aydır Sayın Abdullah Öcalan’dan haber alınamıyor. Biz burada doğduk ve kökümüz burada. Dêrsim’in her karışında canımız var. Özgürlük ve demokrasi için ödemediğimiz bedel kalmadı. Şimdi barış, çözüm zamanı. Gelin bu güvenlikçi akıldan vazgeçin. Dêrsim ser vermiş sır vermemiş bir yerdir. Bu dağlar bize siper olmuş dağlardır. Bu dağlar bile artık isyan ediyor" dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise Sakine Cansız, Aysel Doğan ve Seyit Rıza’nın memleketine vardıklarını söyledi. Uçar, “Bu iktidar bizim kültürümüzü, kimliğimizi inkar ediyor. Vatanımıza hasret bıraktılar. Şimdiye kadar bize ‘Kürt yok, dili, kültürü yok’ dediler. Şimdi de Sayın Öcalan’ı tecrit altında tutuyorlar. Biz de Öcalan’a özgürlük için yürüyoruz" şeklinde konuştu.
Cansız ve Doğan'ın mezarını ziyaret
Yürüyüşün ardından, Paris’te katledilen PKK kurucularından Sakine Cansız ve geçen yıl yaşamını yitiren Kürt siyasetçi Aysel Doğan’ı mezarı başında anarak, mücadelelerini sürdürme sözünü verdi. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından konuşun DEM Parti Milletvekili Zeynep Oduncu, şunları söyledi: “Biz kadınlar olarak onların bıraktığı mirası sahipleniyor ve izlerinde yürüyoruz. Sakine Cansız ‘hep kavgaydı yaşamım’ diyordu, evet hep kavgaydı yaşamı. Diyarbakır Cezaevi'nde Esat Oktay’ın yüzüne tükürmüş bir insandı. Biz özgürlüğün biran önce gelmesi için mücadele eden insanlar olarak özgürlüğü kazanacağımızı biliyoruz. Yürüyüşün 8. gününde bir kez daha Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü ve Kürt halkının statü kazanması için bir an önce adım atılması gerektiğini söylüyoruz. Değerleri arkadaşlarımızın mücadelesi, mücadelemizdir.”
Oduncu’nun ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Paris Katliamı ile ilgili kaleme aldığı yazısı okundu. Anmada Cansız’ın mezarına karanfiller bırakıldı. Ardından aynı mezarlıkta bulunan Aysel Doğan’ın da mezarı ziyaret edilerek, saygı duruşundu bulunuldu. DÊRSIM/MÊRDÎN