Komplonun hukuki boyutu sürüyor

Emran Emekçi

Emran Emekçi

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’da geliştirdiği demokratik modernite sistemiyle komplonun teorik anlamda boşa çıkarıldığını söyleyen Av. Emran Emekçi, "Komplonun hukuki boyutunu zamana yayıyorlar" dedi. 

MA'ya konuşan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Emran Emekçi, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye, hukuk dışı bir kaçırma yöntemiyle teslim edildiğini, Avrupa'nın kendi hukuk sisteminin dışına çıktığını, AİHM'in de korsanca kaçırmayı örtbas ettiğini söyledi. Türkiye’ye getirilişinin ardından yapılan kısa süreli yargılamalarla idam cezasına çarptırılmasını “hukukun bypass edilmesi” şeklinde yorumlayan Emekçi, İmralı Cezaevi’nin de komplonun bir parçası olduğunu kaydetti. Emekçi, “Abdullah Öcalan’ın oradaki statüsü siyasi bir rehine statüsüydü. Sayın Öcalan İmralı dönemi için, ’Üçüncü yaşam dönemi’ der. Öcalan’a kaba bir direniş gösterip idam edilir beklentisiyle bu kararı verdiler. Bu olmayınca zamana yayıp çürütme siyasetini devreye koydular. Savunmalarıyla demokratik modernite sistemini inşa ederek daha güçlü bir yanıt verdi. İmralı’yla öngörülen amaç da gerçekleşmeyince dış dünyayla bağını kesmek amacıyla mutlak tecridi devreye koydular” diye konuştu.

AİHM'in 2014 tarihli kararında ‘ölünceye kadar hapis cezası rejimini ve İmralı sisteminin’ işkence hali olduğunu tespit etmesi kararının 10 yıldır sürüncemede olduğuna işaret eden Emekçi, şunları altını çizdi: "AİHM’de açtığımız davalar karara bağlanmıyor. Bakanlar Komitesi yıllardır zamana yayıyor ve yine AYM’ye yaptığımız başvurular zamana yayıyor. CPT yine aynı şekilde. Komplonun hukuki boyutu da zamana yayma şeklinde devam ediyor. Erdoğan 2011’de yaptığı bir açıklamasında, ‘Biz bu konuda Avrupa ile uzlaştık’ dedi. Arka planda bir uzlaşma var. AİHM, AYM, Bakanlar Komitesi, CPT hepsi zamana yayıyor.Birlikte kararlaştırdılar, birlikte uyguluyorlar.”

Teoride boşa çıkarıldı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’da ortaya koyduğu duruş ve geliştirdiği paradigmayla komployu teorik anlamda boşa çıkardığını ifade eden Emekçi, şöyle konuştu: “Sayın Öcalan açısından komplo teorik olarak boşa çıkarılmıştır. Pratikte tümüyle boşa çıkması da halkların demokratik modernite sisteminin yerel, bölgesel ve evrensel çapta inşa etme görevlerini yerine getirmesiyle ilgilidir. Komploda yer alan güçler ikna edilirse sorun çözülür. Mandela örneğinde olduğu gibi Apartheid rejimini İsrail, ABD ve İngiltere destekliyordu ama uluslararası ve iç kampanyalar bu ülkelerdeki hükümetlerin Apartheid rejiminden desteğini çekmesine yol açtı ve rejimin yürütücüsü De Klark çark etti. Mandela da sorunu çözdü. Öcalan’ın konumu da aynıdır. Biz de 10 yıl boyunca AİHM’in yaptırım uygulaması için kavga verdik ve yaptırım uyguladılar ama şunu da kabul etmek lazım; bu yaptırım kararı uluslararası alanda Kürt halkı ve dostlarının yürüttüğü kampanyaların ürünüdür. Nobel ödüllü yazarlardan tutalım, hukuk çevreleri ve çeşitli kesimlerden CPT ve diğer uluslararası kurumlara giden mektuplar etkili olmuştur. Örneğin bunun sonucunda son olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nde bu konuda yapılan son toplantıda Sayın Öcalan konusunda ara karar hazırlamayla yaptırıma giden yolu açtı ve Türkiye’ye bu konuda zaman tanıdı.

Suyun da kurtuluşu demektir

Gündemden düşürme, unutturma, zamana yayma taktiği izliyorlarsa biz de duyarlı şekilde gündemden düşürmeyeceğiz. İmralı, hepimizin kurtuluşu demektir. Sadece Kürt'ün değil, ağacın, kuşun, denizin, suyun da kurtuluşu demektir. Ekonomik krizden çıkış, savaşın durması, savaşa giden paranın eğitime sağlığa ve gitmesi demektir. Öcalan’ı sahiplenmek ve özgürlüğünü savunmak, kendi özgürlüğünü sahiplenmektir. Öcalan’ın çözüm süreçlerini hangi el sabote ettiyse o eli tanımamız lazım. O ele mahkum olup bu kriz, yozlaşma ve çürüme devam mı etsin? Yoksa artık bu ele dur mu diyelim?” İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.