Halka değil ranta açılıyor

Toplum/Yaşam Haberleri —

İstanbul Üniversitesi öğrenciler eylem

İstanbul Üniversitesi öğrenciler eylem

  • Zeynep Ünsal: “Ben Edebiyat Fakültesi öğrencisiyim ana kampüse giremiyorum. Sürekli kısıtlamalar getiriliyor. Rektör bizi 'Halk düşmanı' ilan etti. Biz halk düşmanı değiliz. Üniversitenin içerisinde pahalı kafeler ve restoranların açılmasını istemiyoruz.”

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

Türkiye'nin köklü eğitim kurumlarından biri olan İstanbul Üniversitesi'nin, Beyazıt'taki tarihi kampüsü başta olmak üzere tüm yerleşkelerinin ziyaretçilere açma kararı alması, öğrenciler tarafından tepkiyle karşılandı. Öğrenciler okulun halka değil, sermaye grupları için açıldığını söyledi.

Okulun yerli ve yabancı ziyaretçilere açılmasına ilişkin oluşan tepkilerden sonra sosyal medya hesabı üzerinden yazılı bir açıklama yayınlayan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar şu ifadeleri kullanmıştı: "28 Şubatlardan kalan o kötü izlerin, karanlık günlerin ülkemize yakışmadığını düşünüyoruz. Üniversiteli ve üniversitesiz ayrımını doğru bulmadığımız için bu kapılar herkese açık.”

Öğrenciler ise okulun “halka açıldı” söyleminin gerçek dışı olduğunu ve hazırlanan projenin sermaye grupları için bir rant kapısı olduğu görüşünde. Öğrenciler, önümüzdeki dönemde okulun içinde restoran, kafeler ve mağazaların açılacağını düşünüyor.

 

 

Rektör “halk düşmanı” dedi

Tepkilerden sonra öğrenci temsilcileri ile görüşmek zorunda kalan rektör, öğrencileri “halk düşmanı” olmakla suçladı. Görüşmeden bir sonuç alamayan öğrenciler ise eyleme başladı. Öğrencilerin eylemleri ile üniversitede bazı değişiklikler de yaşandı. Uzun yıllardır, üniversite içerisinde sol, sosyalist, demokrat ve yurtsever öğrencilerin fakülteler arası geçişi yasaktı. Edebiyat Fakültesinde okuyan bir öğrenci kendi fakültesi dışında üniversitenin hiçbir alanına giremiyor ve kullanamıyordu. Üniversitede öğrenciler tarafından yapılmak istenen başta bahar şenlikleri olmak üzere, stant açma, kulüplerin yapmak istediği etkinlikler rektörlük tarafından sürekli yasaklanıyordu.

 

 

Öğrenciler okula alınmıyor

Öğrencilerin eylemleri ardından geçtiğimiz günlerde fakülteler arası geçiş yasağı kaldırıldı. Ancak kararı protesto eden öğrenciler hala okula alınmıyor. Okula onlardan hariç herkesin girebildiğini söyleyen öğrenciler Beyazıt’ta bulunan İstanbul Üniversitesi ana kampüs binası önünde eylem yapıyor.

 

 

Polis saldırdı

Kampüs önünde geçtiğimiz hafta yapılan kısa bir açıklamadan sonra öğrenciler, kampüse girip burada forum gerçekleştirmek istedi. Ancak öğrencilerin önünü kesen polis okula girişlerini engelledi. Polis barikatına yüklenen öğrencileri kalkanlarla uzaklaştırmaya çalışan polis ile öğrenciler arasında uzun süre arbede yaşandı. Polis saldırısında bazı öğrenciler yaralanırken, bir öğrenci aldığı darbeler sonucunda baygınlık geçirdi. Bayılan öğrenci, arkadaşları tarafından hastaneye kaldırılırken sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öğrenciler polisin bu saldırısını öğrenci kimlik kartlarını havaya kaldırarak protesto etti.

Rektör dışarı öğrenciler içeri

Görüşmelerin ardından polis, rektörlük talimatıyla kampüs içine kimseyi almayacaklarını söyledi. Öğrenciler bu durumu, “Rektör dışarı öğrenciler içeri” sloganıyla protesto etti. Uzun süre alkış ve sloganlarla bu durumu protesto eden öğrenciler daha sonra kampüs önünde oturma eylemine geçti. Bir süre oturma eylemini sürdüren öğrenciler daha sonra kampüs önünde forum gerçekleştirdi.

Rektörlüğün kimseye danışmadan aldığı bu kararı gazetemize değerlendiren öğrenciler, okulun halka açılmasına karşı olmadıklarını ancak bu kararın kimseye danışılmadan alınmasını kabul etmediklerini belirtti. Okulun halka değil ranta açıldığını söyleyen İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi Zeynep Ünsal ve Siyasal Bilgiler Fakültesi 1’nci sınıf öğrencisi Ceren Kumaş, uygulamanın bilimsellikten uzak, son derece yanlış olduğunu söylüyor.

 

 

Proje halk için değil rant için

Zeynep Ünsal, üniversite kendi öğrencilerine bile açık olmadığının altını çizerek şöyle konuştu: “Ben Edebiyat Fakültesi öğrencisi olarak ana kampüse giremiyorum. Okul başladığından beri çeşitli kısıtlamalar getiriliyor. Halka açmanın bu olmadığını biz çok iyi biliyoruz. Buna karşı çıkıyoruz. Uygulamaya karşı çıktığımız için rektör bize 'Halk düşmanı' demiş. Biz halk düşmanı değiliz. Üniversitenin içerisinde pahalı kafeler ve restoranların açılmasını istemiyoruz. Uygulamanın sermayeye açık olduğunu düşünüyoruz. Burası yabancı ziyaretçilere açıldığında turistlerin memnuniyeti için çeşitli işletmelerin açılacağını düşünüyoruz. Uygulama üniversite öğrencilerini tamamen hiçe sayan bir uygulamadır.”

 

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi Zeynep Ünsal 

 

Ticarethaneye dönecek

Üniversitenin, Rektör Osman Bülent Zülfikar’ın istediği gibi hareket edebileceği ve ticarethane haline getirebileceği bir yer olmadığını ifade eden Ünsal sözlerini şöyle tamamladı: “Rektör bize bir açıklama yapmayı reddediyor. Biz kendisi ile görüşme talebinde bulunduk. İlk önce görüşmeyi kabul etmedi ama daha sonra kendisi ile yaptığımız görüşmede üniversitenin çeşitli sermaye gruplarına açılmayacağına dair söz istedik. Ama herhangi bir şey için söz vermeyeceğini söyledi. Yaptığımız görüşmede hiçbir sorumuza cevap vermedi ve hiçbir talebimiz kabul edilmedi. Biz özgür, demokratik bir üniversite istiyoruz. Öğrencilerin söz hakkının olmasını istiyoruz. En temel talebimiz okulumuza hiçbir engel olmadan girmek.”

 

Siyasal Bilgiler Fakültesi 1’inci sınıf öğrencisi Ceren Kumaş

 

Öğrencilerin güvenliği tehlikede

Rektörlüğün “Duvarsız üniversite” projesinden sonra okulda öğrencilerin derslerini dinleyemediğini söyleyen Siyasal Bilgiler Fakültesi 1’inci sınıf öğrencisi Ceren Kumaş, uygulamadan sonra özellikle kadın öğrenciler ve LGBTİ+ öğrencilerin ciddi güvenlik sorunlarının baş gösterdiğini ifade etti. Kumaş, geçmişte üniversitelerin halka açılması için verine çeşitli mücadeleleri örnek vererek şöyle devam etti: “Uygulamanın arka planında üniversitenin tamamen ticarethaneye dönüştürülmesi var. Yıllardır devam eden fakülteler arası geçiş yasağı öğrencilerin tepkisinden kaynaklı kaldırıldı. Gerçekten 'Duvarsız üniversite' diye bir projeleri olsaydı en başta fakülteler arası geçiş yasağı konulmazdı. Kendi öğrencileri okula giremezken üniversitenin halka açılması söylemi rektörün ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor.”

Özel işletmeler okula sokulmak isteniyor

Rektörle yaptıkları görüşmeye dair bilgi veren Kumaş şu ifadeleri kullandı: “Rektörle yaptığımız görüşmede bu uygulamayı kaldırmayacağını söyledi. Bizler de bu uygulama kaldırılana kadar mücadele edeceğiz. Rektör tepeden inme bir kararla buraya atandığı için iktidarın gücünü arkasına alarak istediği kararı verebiliyor.”

Üniversitede bu yılın başında yemek çeşitliliği adı altında özel şirketlere ait yemek stantlarının açıldığını söyleyen Kumaş, son olarak şunları söyledi: “İstanbul Üniversitesi görece kafelerden ve özel işletmelerden uzak bir yerdi ancak en yüksek ödeneği alan bir üniversite olmasına rağmen rektörlük daha çok özel işletmeleri okula sokmak istiyor. Önümüzdeki dönemde daha fazla kar için rektörlük buraya daha fazla özel işletmelerin açılması için şirketlerle çeşitli ihaleler yapabilir ya da farklı uygulamalarla öğrencilerin alanlarını kısıtlayabilir. Bizim taleplerimiz demokratik bir üniversite, ‘Duvarsız üniversite’ projesi kararının geri çekilmesi, ticarethane değil tamamen halka açık bir üniversite istiyoruz.”           

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.