Konferans kararlarının arkasındayız
- Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümünde Lozan’da yapılan konferanstan çıkan kararların arkasında olduğunu duyuran KCK, başta Ulusal Konferans olmak üzere tüm kararları önemli bulduğunu ve gerçekleşmesi için çaba göstereceğini belirtti.
Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümünde Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) tarafından Lozan’da yapılan konferansa, birçok Kürt örgütü temsilcisi, aydın, tarihçi, siyasetçi, kanaat önderi ve Kürt halkının dostları ile Kurdistan'ın farklı inanç, kimlik ve halklarından çevreler katıldı. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Lozan’da geçtiğimiz hafta sonu yapılan konferans ve sonuçlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Antlaşma’nın 100. yılında yapılan bu toplantının önemine vurgu yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Çok önemli görüyor, buna büyük anlam ve değer verdiğimizi belirtmek istiyoruz” dedi. “Lozan Antlaşması, Kürt halkını yok sayan ve Kurdistan'ı bölüp parçalayan bir soykırım sözleşmesidir” denilen açıklamada, “Bu antlaşma Kürt halkını ve Kurdistan'ı yok saymıştır. Bunu kabul etmeyen Kürtlerin katledilmesi meşru görülmüştür. Kürt soykırımının ve Kürtlere yönelik katliamların başta Avrupa devletleri olmak üzere tüm dünya tarafından onaylanması veya sessizce karşılanması bu antlaşmayla verilen sözlerden, üstlenilen taahhütten dolayıdır” ifadelerine yer verildi.
Yeni bir sözleşmenin zemini
“Lozan Antlaşması emperyalizmin böl-parçala-yönet politikasının bir sonucudur ve egemen güçlerin Ortadoğu coğrafyası üzerinde hakimiyetini geliştiren bir niteliğe sahiptir” diyen KCK Eşbaşkanlığı, Lozan Konferansı’ndaki tartışmalara işaret ederek, “Toplantıda vurgulandığı gibi Lozan Antlaşması ancak Kürt halkının birliğini sağlamasıyla ortadan kaldırılabilir ve yeni bir sözleşmenin zemini oluşturulabilir. Bu çok yerinde bir tespit ve tarihsel gerekliliktir” vurgusunda bulundu.
Kararlar için çaba göstereceğiz
Hareket olarak yarım asırdır soykırımcı sömürgeci düzene karşı mücadele ederken bunun bilinciyle hareket ettiklerini ve çaba içerisinde bulunduklarının altını çizen KCK, “Önder Apo'nun Kürtlerin birliği için verdiği çaba bilinmektedir. Dolayısıyla halkımızın en büyük arzusu olan ulusal birlik için konferans çağrısının yapılmasını çok doğru ve önemli bir tutum olarak görüyoruz. Başta ulusal konferans yaklaşımı olmak üzere sonuç bildirgesinde yer alan tüm konuları önemli görüyor ve destekliyoruz. Bunların gerçekleşmesi için çaba içerisinde olacağımızı belirtiyoruz” açıklamasında bulundu.
Tecrit sona erene kadar
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebinin de sonuç bildirgesine yansımasının önemine vurgu yapılan açıklamada, “Uluslararası komplo ve İmralı tecrit ve işkence sistemi Lozan Antlaşması’nın bir devamı ve sonucudur. Dolayısıyla Lozan Antlaşmasına karşı yapılan böyle bir toplantıda Önder Apo’nun sahiplenilmesi son derece anlamlı olmuştur” denildi. Tecrit kırılana kadar Kürtlere ve dostlarına mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı. HABER MERKEZİ
*****
12 yılda 49 başvuru yapıldı
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 29 aydır haber alınamıyor. Son 12 yılda 49 kez “Öcalan için sorumluluk alması için” başvuru yapılan CPT ise üç maymunları oynamaya devam ediyor.
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Öcalan’a dönük mutlak tecride karşı sessizliğini sürdürüyor. CPT’ye başvurular sürerken, özellikle avukat görüş yasağının uygulandığı 27 Temmuz 2011'den bu yana İmralı’daki ihlaller ağır bir tabloya dönüştü. Yasağın sürdüğü 2011 yılından 2023 yılını kapsayan 12 yıllık zaman zarfında avukatlar, İmralı’da yaşanan ihlallerin son bulması için CPT’ye denge ve denetleme mekanizmalarının devreye konulması, savunma hakkı, aile özel hayata saygı hakkı, haberleşme ve İmralı rejiminin hukukun içine alınması konularında en az 49 başvuruda bulundu. Avukat görüş yasağının alındığı 2011 yılında toplam 8 ayrı başvuru yapılan CPT’ye, 2012’de 7, 2013’de 4, 2014’de 1, 2015’de 2, 2016’da 3, 2017’de 4, 2018’de 4, 2019’da 3, 2020’de 5, 2021’de 4, 2022’de 3 ve 2023’de 1 başvuruda bulunuldu.