Kürt siyasetine sağ kuşatma

Hasan KILIÇ Haberleri —

  • Küresel sağ hava akımı, egemen aklın Kürt mücadelesinden çıkardığı sonuçlar ve yeni bir tahakküm stratejisi oluşturması gibi nedenlerle Kürt siyaseti bir sağ kuşatmayla karşı karşıya. Bu kuşatma birçok cephede devam ediyor.
  • Egemen aklın, Kürt siyasetine dönük sıvılaştırılmış stratejik hamlesi apaçık ortada iken, sağ kuşatma halkaları sadece siyasi parti (Hüda Par vb.) ya da cemaat/tarikat/kültürel gruplar üzerinden değil, fikri olarak sağcılığı örgütleyen düşüncelerden de oluşuyor.
  • Irkçılık düzeyine varan fikir ve zikriyle Türk milliyetçisinin, devletçi İslamcının, kuruluş kodlarına iman eden ulusalcının grameriyle, Kürt sağcısının ve konforlu alanından “devlet istiyoruz” diye gürültü çıkaranların grameri aynıdır.

 

Kapitalist modernitenin toplumsal, siyasal, kültürel alanlarda ürettiği normların çöküşüyle paralel gelişen art arda iktisadi krizler sistemik anlamda büyük bir çalkantılı dönemin kapılarını araladı. Çoklu krizlere yönelik kapitalist çevrelerce reçete arayışları devam ederken, solun güçsüzlüğü ile sağın yükselişi arasında bir siyasal korelasyon gelişiyor. Bu sağ hava akımından payını almayan herhangi bir siyasal birim yok gibi.

Sağ hava akımının Türkiye’deki yansımaları göçmenlere ve LGBTİ+’lara dönük düşmanlıkta en sert hallerini gösterirken, hava akımlarının yoğunlaşmasıyla yansımalar Kürtlerin kültürel-biyolojik varlığına kadar genişliyor. Halayın bile hedef alınması, Batı’da Kürtlerin iş yerleri ve varlıklarına dair haritalandırmalar, sosyal medyadaki banal ve ölçüsüz ırkçılık bu genişlemenin harita koordinatlarını gösteriyor. Türkiye’de devletin sağın kodlarıyla kuruluşu ve mevcut hali ideolojik-politik olarak bu yansımaları hem yönlendiriyor hem de sağ dalgadan etkilenenlere öfkelerini aktaracakları alanlar bulmasının önünü açıyor/seyirci kalıyor.

 

Kuşatmanın Çerçevesi

Sağ hava akımının sınırlar aşırı etkisini hesaba katarak, Kürt siyasetine dair yeni bir çözülme planının çıkarıldığı uzunca bir süredir gözlemlenebiliyor. Küresel ve ulusal ölçekteki sağcılaşma eğilimini de arkasına alan bu planın çerçevesi Kürt sağı inşa edilmesine dayanıyor. Egemen akıl, Kürt siyasetinin ulusal mücadele ve temsil gücünün veri kabul edildiği “oyun”da her daim kaybedeceğini fark etti. Bunun için Kürt ulusal bilincinin yükselmesini de göz önünde bulundurarak “ulusu temsil eden bir siyasi güç” yerine, Kürtlerin solu ve sağı arasında bir ayrım koyarak bölünmüş, zayıflamış bir Kürtlükle karşı karşıya olmayı tercih ediyor. Kürt sağ-sol ayrımı, Türkiye siyasetinde giderek iki hegemonik bloktan oluşan siyasi dinamiğine de Kürtlerin hızlıca eklemlenmesinin kapılarını açma potansiyeline sahiptir. Yani bu hamleyle, Kürt siyasetini sağ-sol şeklinde yapılandırarak Türklük siyasetine eklemleme, Türkiye siyasetinde belirleyici aktör olmaktan çıkarma gibi bir netice alınmak isteniyor.

Onlarca yıllık mücadele deneyimi, egemen akla şunu öğretti: ‘Kürt siyaseti bir ulusu temsil etme iddiası ve gücünü elinde bulundurdukça, kolonize halde tutmanın imkansızdır. Kolonizasyonun güncellenmesinin yolu, klasik sömürgeci uygulama ve taktiklerden ötesine geçmek gerekiyor. Bunun için Kürtleri bir kez daha belirleyici güç olmaktan çıkaracak, ikiye ayırarak farklı kanallardan Türkiye’deki hegemonik bloklara eklemlemek gerekiyor.’

Egemen aklın, küresel hava akımının etkisini de arkasına alarak Kürt siyasetine dönük sıvılaştırılmış stratejik hamlesi apaçık ortada iken, sağ kuşatma halkaları sadece siyasi parti (Hüda Par vb.)  ya da cemaat/tarikat/kültürel gruplar üzerinden değil, fikri olarak sağcılığı örgütleyen düşüncelerden de oluşuyor. Bu fikri kuşatma, Kürt siyasetinin Türkiye soluyla tarihsel ittifak zeminini hedef alarak önce Türkiye soluyla ilişkisini kesmek ve sonrasında Kürt sağının varlığını ilan etmek isteyen zihinsel bir izlek şeklinde ilerliyor. Türkiye solundan Türk soluna kat eden dilsel transkripsiyonun varış noktası Kürtlerin sağcı ve muhafazakâr olduğuna dair bir kabulü siyasal hakikat olarak sunmaya varabilir.

 

Kuşatmanın Grameri

Sağ her şeyden önce bir düşünce biçimi, hayatı okuma kılavuzu, perspektifidir. Bugün Türkiye’deki sağ siyasetin bakış açısıyla Amerika veya Rusya’daki sağ siyasetin bakış açısı arasındaki herhangi bir paralellik, aynı kaynaktan beslenmenin sonucudur. Kadın düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ama sermaye sevdalısı olma durumu günümüz sağının ortak özelliklerinden bazılarıdır.

Irkçılık düzeyine varan fikir ve zikriyle Türk milliyetçisinin, devletçi İslamcının, kuruluş kodlarına iman eden ulusalcının grameriyle, Kürt sağcısının ve konforlu alanından “devlet istiyoruz” diye gürültü çıkaranların grameri aynıdır. Aralarındaki fark, alfabe farkıdır.

Aynı kaynaktan beslenirler; gösterenleri farklıdır, özleri ise akrabadır. Birbirini takip eden düşünce biçiminin sadık takipçisidirler. ‘Bir devlet olsun, ulusunu inşa etsin. Ulusal bir piyasa ve sermaye filizlensin. Bir sömürü düzeni kurulsun.’ Gerisinin hiçbir önemi yoktur. Yeter ki, tarihte yer alabilsinler.

Bir Kemalist entelektüelin geçmişte tarihe bıraktığı izi, Kürt sağcı entelektüel de bırakmak ister. Dile getirmez ama rol modeli Kemalist entelektüeldir. Tarihe bakınca “onu” görür. Kendisi de tarihe iz bırakmalıdır. Bu yolda, ortak tarihsel direniş ve büyük mücadeleler “işine yaradığı” oranda anımsar. Bu sebeple, tarihi hep uzak geçmişin direnişleriyle hatırlar, referansı o dönemlerdir. Yakın tarihte başlayan, capcanlı devam eden direnişi görmezlikten gelir. Çünkü gramerini tuzla buz eden bir fikri ve pratik direnişle karşılaşma ihtimali korkutur. Uzak geçmişi yanılsamalı referanslar haline getirerek yakın geçmişi görünmez kılıp bir siyasi pusu kurarlar.

Nihayetinde küresel sağ hava akımı, egemen aklın Kürt mücadelesinden çıkardığı sonuçlar ve yeni bir tahakküm stratejisi oluşturması gibi nedenlerle Kürt siyaseti bir sağ kuşatmayla karşı karşıya. Bu kuşatma birçok cephede devam ediyor. 21. Yüzyıl siyasetinde Kürt siyasetinin önceliği bu kuşatmaya karşı mücadele olacak gibi görünüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.