Sandıklar korunabilecek mi?
- Seçimlerin 14 Mayıs’taki etabı, usulsüzlükler ve seçim hilelerinin gölgesinde gerçekleşti. Seçmen kaydından verilerin dijital aktarımına kadar birçok soru yanıt bekliyor. İkinci turda sandık güvenliği ve oyların nasıl korunacağına dair kaygılara da net yanıt verilemiyor.
MAHİR FIRAT FİDAN / ERDOĞAN ALAYUMAT - AMED/İSTANBUL
Türkiye siyasi tarihinin en kritik seçimlerinden biri olan 14 Mayıs’ta yaşanan usulsüzlükler, seçim güvenliğini yeniden gündeme getirdi. Muhalefet ise on binlerce sandık görevlisi ve müşahitle sandık güvenliğini sağlayacağını belirtiyor.
Freedom House’ın 14 Mayıs seçimlerinden önce yayımlanan “Dijital Çağda Seçim İzleme” başlıklı pilot araştırması, dijital ortamda Türkiye’deki seçim sürecine ne gibi müdahaleler olabileceğini mercek altına alıyor. Bu çalışma doğrultusunda öngörülen müdahaleler 14 Mayıs gecesi gerçekleşti ve YSK’nın kesin sonuçlarına göre geçerli oyların 49.52’sini Erdoğan, yüzde 44.88’ini Kılıçdaroğlu, yüzde 5,17’sini Oğan ve yüzde 0,43’ünü İnce aldı. Freedom House, seçimlere müdahale edilebilecek alanları şöyle sıraladı; websitesi ve sosyal medya engellemeleri ve içerik kaldırma, bilgi manipülasyonu, tutuklamalar ve yargılamalar, taciz ve korkutma… Freedom House’ın yaptığı çalışmada dikkat çeken bir diğer nokta da 2002’den beri iktidarda olan AKP’nin son 10 yılında, seçim yasalarını değiştirmesi, yargı bağımsızlığına müdahale etmesi ve muhalefeti susturmak için sert adımlar atması.
Dijital güvenlik ve usulsüzlükler
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri 14 Mayıs’ta usulsüzlükler ve seçim hilelerinin gölgesinde gerçekleşti. AA’nın 14 Mayıs seçim gecesi manipülasyonu ile beraber başlayan süreç, seçimin hemen ertesi sabahı açığa çıkan birçok usulsüzlükle sonuçlandı. Bu usulsüzlüklerin başında da oy kaydırma ve oy kullanmayan kişilerin yerine oy kullanılması geldi. Dijital güvenlik anlamında hala birçok konuda soru işareti var. 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesi sandık güvenliği ve oyların nasıl korunacağı, gündemin en önemli konularının başında geliyor. Muhalefet ise on binlerce sandık görevlisi ve müşahitle sandık güvenliğini sağlayacağını belirtiyor.
SEÇSİS ekipleri AKP kadrosu
Bilişim Uzmanı Tümen Anlı, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim yazılımı olan SEÇSİS’le (Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi) ilgili şaibelere işaret etti. Anlı, “Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim işlerine dair tüm işlemleri gerçekleştirdiği bu sistemle ilgili uzun zamandır ciddi sorunlar var. Türkiye’de 2015'te yapılan genel seçimlerde AKP iktidarını kaybetme korkusu yaşayınca, seçimlerde hile ile iktidarını devam ettirmek için arayışlara girişti” dedi. Yurt dışından farklı yazılımlar ve bilişim alanında uzman ekipler oluşturarak alt yapı çalışması gerçekleştirdiğini kaydeden Anlı, “Yapılan çalışmalar neticesinde ise Yüksek Seçim Kurulu’nun yazılım sistemlerini oluşturan ekipleri tasfiye ederek, kendi oluşturdukları bilişim ekipleri ile sitem üzerinde iyileştirme adı altında yeniden yapılandırma işlemi gerçekleştirdiler. Sistemi dışarıdan sadece kendileri müdahale edebilecek şekilde yeniden dizayn ettiler” diye konuştu.
Referandumda oylar çalındı
Dijital güvenlik sorununun bir diğer yönünün ise muhalefet partilerin sistemlerine yapılan siber saldırılar olduğunu belirten Anlı, 2017’de yapılan referandumda da benzer bir durumun yaşandığını hatırlatarak, şöyle devam etti: “4 milyona yakın HAYIR oyunu, YSK Bilişim Sistemi-SEÇSİS üzerinde Datashift (veri kaydırma) ve Votescrolling (oy kaydırma) işlemi gerçekleştirerek sisteme kaydını gerçekleştirdiler. Bu Türkiye tarihinde yapılan en büyük oy hırsızlığı ve usulsüzlüğüydü. Eğer o döneme ait Sistem Log’ları uzman ekipler tarafından incelenseydi bu usulsüzlük açığa çıkarılabilirdi. Nihayetinde yıllar sonra YSK Bilişim Sistemi-SEÇSİS’in sistem mühendislerinden birisinin Türkiye’den ayrıldıktan sonra yaşanan bu oy hırsızlığının detaylarını paylaşmasıyla referandumda yapılan usulsüzlük ortaya çıktı.”
Siber güvenlik önlemleri alınmalı
İhlallerin ve usulsüzlüklerin gölgesinde yapılan 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasının seçim üzerindeki şaibeyi ortadan kaldırmadığını söyleyen Anlı, AKP- MHP iktidarının kedi adayını seçtirmek için bu usulsüzlüklere devam edeceğini ve buna karşı muhalefet partilerinin ciddi önlemler alması gerektiğini söyledi. Anlı, “YSK’nın sistem yazılımlarına, YSK ve siyasi partiler dışında erişimin olup olmadığına ve sistem LOG kayıtlarına dair YSK’dan sıkça bilgi talep edilmelidir. Çünkü eğer dışarıdan birilerine olası erişim verilmişse, bu kişiler sitem üzerinde sahte veri giriş sütunları oluşturup bu sütunlara girilen verileri rahatlıkla değiştirebilir veya silebilirler” uyarısında bulundu.
Sandık başında oy sayımı bittikten sonra ıslak imzalı tutanakların hızlı bir şekilde YSK’da görevli muhalefet partilerinin yetkililerine ulaştırmasının önemine vurgu yapan Anlı, “Bunun için muhalefet partileri kendilerine ait özel bir sistem kurabilirler. Bir diğer önlem ise YSK sistemine veriler girmeye başlandığında veri kaydırması yapılmaması için bilişim alanında yetkin kişilerin bu işlemi takip etmesidir. Seçim akşamı oy sayımı bittikten sonra sisteme oy girişi başladığı anda itibaren olası bir Datashift ve Votescrolling işlemine karşı, müdahale yapılması gerekmektedir” dedi.
YSK, devletin değil AKP'nin
Yeşil Sol Parti Amed Seçim İşleri Koordinatörü Necati Pirinççioğlu da 14 Mayıs’ta yapılan seçimlere ilişkin şaibelerinin hala ortadan kalkmadığını belirterek, “14 Mayıs seçimlerinden bir kez daha gördük ki YSK bir devlet kurumu değil, AKP iktidarının kurumudur. Artık insanlar oylarının çalınması konusunda ciddi bir kaygı yaşıyor” dedi.
Seçim sonuçlarına yansıdı
Yeşil Sol Parti seçime ilk kez girdiği için 14 Mayıs seçimlerinde, seçim mekanizması içerisinde bulunan bazı kurumlarda, Sandık Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu’nda yer alamama dezavantajı yaşadığını belirten Piriççioğlu, “Bu sebeple bazı hukuksuzluklar ve oy kaydırmaları Kurdistan’nın genelinde yaşandı ve bu durum seçim sonuçlarına da yansıdı” şeklinde konuştu.
Yeşil Sol Parti'nin önlemleri
Kurdistan genelinde 14 Mayıs seçimleri için birçok sandığa itiraz edildiğini ve yer yer kazanımların da olduğunu belirten Piriççioğlu, şunları paylaştı: “Bununla beraber 14 Mayıs seçimlerinde yaşanan aksaklıkları gidermek için de çalıştık. Yeşil Sol Parti olarak 28 Mayıs’ta aynı aksaklıkların yaşanmaması için önlemler aldık. Yeşil Sol Parti olarak her mahallede iki tane alan sorumlusu, her okulda okul sorumlusu ve her sandıkta sorumlularımız var. Gönüllü olmak isteyenleri anında müşahit yapabilecek ayrıca bir sistem kurduk. Bunun yanı sıra Özgürlük için Hukukçular Derneği’ne üye olan avukatlar seçim günü görev yapacak. Biz bu avukatlara bizim adımıza yetki belgesi çıkardık. Bunun yanında Baro'dan gönüllü avukatlar izlemede görev alacak. Kent Koruma Platformu da Seçim İzleme Komisyonu kurdu, 28 Mayıs’ta okulları dolaşarak tespitlerini kamuoyu ile paylaşacak. Çok ciddi anlamda gönüllük başvurusu var. Oy ve Ötesi ve Türkiye Gönüllüleri ile de ortak çalışmalarımız olacak.”
Kimse sandıktan ayrılmayacak
YSK’nın şaibeli seçim yazılımına karşı kendi seçim sistemlerini de oluşturduklarını söyleyen Pirinççioğlu, şunları ekledi: “Bizim hızlı bir şekilde verileri topladığımız bir sistemimiz var. YSK’ya ihtiyaç duymadan sonucu açıklayabilecek bir hızla çalışıyoruz. 14 Mayıs’ta AA’nın ve YSK’nın manipüle ederek kamuoyuna yansıttığı sonuçlar birçok müşahidin sandığı bırakmasına sebep oldu. 28 Mayıs’ta bu durumun tekrarlanmaması için partimiz açıklama yapana kadar kimse sandık başından ayrılmayacak.”
Siyasi partilere büyük iş
Seçim Güvenliği Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Köksal ise hem seçim güvenliğini hem de sandık güvenliğini sağlamak için siyasi partilere çok fazla iş düştüğünü söyledi. Köksal, şöyle konuştu: “Bu kadar geçersiz oyun olması ve yaşanan ihlaller bir kez daha gösterdi ki sandık görevlileri ve müşahit eğitimleri iyi verilmedi. Sandık başlarında bekleyen müşahit ve okul sorumluları zor koşullarda çalıştı ve okul sorumluları yaşanan ihlaller karşısında yeterince rolünü oynayamadı. Aynı hataların yapılmaması elzemdir. Oy sayımlarının uzayacağını düşünerek dönüşümlü bir şekilde sandıkların tutulması gerekiyor.”
Bazıları değiştiriliyor
HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol da 14 Mayıs seçimlerinde zaaflı tutum gösteren, görevini yapmayan ya da görevine gelmeyen sandık kurulu üyeleri, okul sorumluları ve müşahitlerin gözden geçirildiğini ve bir elemeye gittiklerini söyledi. Sandık güvenliğini ağlamak amacıyla başta CHP olmak üzere sol, sosyalist parti ve kurumlarla görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktaran Birol, şunları dile getirdi: “Seçim gününe ilişkin AKP-MHP’nin görevlilerinin devlet olanaklarını kullanarak yarattığı psikolojik baskı, 14 Mayıs’ta etkili oldu. Bu baskıyı bertaraf edecek ve pirim vermeyecek bir çalışma izliyoruz. Yasaların bize verdiği tüm hakların eksiksiz kullanılmasına dayanan bir yaklaşımla çalışmalarımızı yapıyoruz. Almamız gerek tüm önlemleri en üst düzeyde almış bulunmaktayız ve 28 Mayıs’ta tek bir oyun bile kaybolmasına izin vermeyeceğiz.”
ÖHD'nin 2 bini aşkın avukatı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Serhat Çakmak da tüm seçim bölgelerinden 14 Mayıs’ta 2 binin üzerinde avukatla sahada olduklarını söyledi. Oy verme işlemlerinin başladığı ilk saatlerden itibaren sandık başlarında olduklarını belirten Çakmak, “Günün ilk saatlerinden itibaren çok ciddi hak ihlalleri yaşanmaya başladı. Sandık kurulunun oluşturulma sırasında hukuka aykırı işlemler, 142 belgesiyle oy veren kolluk birimlerinin 142 Nolu belgeyi sandık kuruluna vermemesi, muhalefet partilerinin sandık kurulu sorumluları ve müşahitlerinin engellenmesi, ıslak imzalı tutanakların verilmek istenmemesi gibi çok ciddi seçim ihlallerine tanık olduk” diye konuştu. En büyük seçim hilelerinin sandık başlarında değil il ve ilçe seçim kurullarında yaşandığını belirten Çalmak, YSK’de yaşanan seçim hilelerini de şu sözlerle özetledi: “YSK’de halkın verdiği oylar birleştirme tutanaklarına doğru yansıtılmadı. Sisteme girilen oyları izleyebileceğimiz bir sistem yapılmadığı için o esna da hemen müdahale edememe gibi bir sorunla karşı kaldık. Siyasal iktidarın kontrolü altında olan YSK ve YSK’nin organizesini oluşturduğu ilçe seçim kurulları, şeffaflıktan yoksun bir çalışma yürüttü.”
Çakmak, Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminde Yeşil Sol Parti başta olmak üzere sahada birçok muhalefet partisi ile birlikte hareket edip seçimde hile yapılmasını engelleyeceklerini vurguladı.
*****
Hileleri önlemenin basamakları
14 Mayıs seçimlerinde yaşanan usulsüzlük ve hileler, 28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi sandık güvenliği ve oyların nasıl korunacağına dair konuları gündeme getirdi.
İşte bunun önüne geçmenin basamakları:
* Siyasi partilerin ve adayların, oy kullanma, sayım-döküm, tasnif ve tutanakların tutulması işlemlerini takip etmek için belirlediği müşahitler, sandık güvenliği açısından kritik bir rolde. Sandık güvenliği hakkında eğitimli ya da deneyimli müşahitlerin, seçim günü saat 06.00’da sandık başında hazır olmaları gerekiyor. Müşahitler, oy kullanımının başlamasından ıslak sandık sonuç tutanağının tutulduğu vakte kadar sandık başında bulunmalı. Müşahitler, herhangi bir usulsüzlük tespitine karşı sandık kuruluna yazılı itirazda bulunmalı. Müşahidin aşamadığı konularda ise, görev aldığı kurum/partinin okul sorumlusuna, avukatına ya da ilçe örgütüne anında bilgi vermesi gerekiyor.
* Sandık güvenliği açısından bir diğer önemli konu ise 142 belgesi. 142 belgesi, İlçe Seçim Kurulu tarafından Sandık Kurulu üyelerini görev yerine ulaştırmak için görevlendirilmiş kişilerin, her birine seçmen olduğunu ve hangi seçimde oy kullanabileceğini gösteren ve sandık seçmen listesindeki bilgileri kapsayan bir belgedir. 142 belgesine sahip ancak Sandık Seçmen Listesi’nde adı olmayan kişilerin belgeleri, oy verme işleminden önce sandık kurulunca teslim alınmalıdır. Islak imzalı olarak teslim alınması gereken belgede, kişinin adı soyadı, kimlik numarası, oy kullanacağı sandık numarası yazılı olması gerekir. Yurttaşların oy kullanacağı sandık numarasının da üzerinde yer alması gereken belgede, yazılı kimlik bilgileriyle kişinin kimlik kartındaki bilgiler uyuşmalıdır. Ayrıca Sandık Kurulu, bu kapsamda oy kullananların ad-soyad ve kimlik bilgilerini seçmen listesinin sonuna yazarak bu kişilere imzalatmaması, sandıkta gerçekleşmesi mükerrer oy kullanımının önü açılacaktır.
* Oy sayımı ve dökümü sırasında, sandık başkanının pusulada mührün hangi adaya basıldığını doğru okuyup okumadığı dikkatlice takip edilmeli. Yine okunan oyun sayım döküm cetveline doğru yazılıp yazılmadığı, cetveldeki rakamların doğru toplanıp toplanmadığı dikkatlice takip edilmeli. Sonrasında sonuçların tutanağa doğru geçirilip geçirilmediğine bakılmalı. Müşahit, hilelerin önüne geçmek için kendi çetelesini tutmak yerine sandık sayım döküm cetveline odaklanmalı.
* Müşahitler, oy sayımı sırasında yeterli sayıda hazırlanan Sandık Sonuç Tutanağının birer suretini, sandık kurulu başkanı ve üyelerince imzalandıktan ve mühürlendikten sonra teslim almalı. 298 Sayılı Seçim Kanunu 163/2 maddesi uyarınca tutanak suretini vermeyen sandık kurulu başkanı veya üyeleri, 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Oy sayımı sırasında görevli müşahit, teslim aldığı sandık tutanağını yedeklemek için hemen fotoğrafını çekerek, kaydetmeli ve tutanak fotoğrafını parti yetkilisine iletmeli. Bunun yanı sıra teslim aldığı sandık tutanağını da vakit kaybetmeden parti yetkilisine teslim etmelidir.
* Sandık güvenliği açısından en önemli aşamalardan biri de oy sayımı sonrası sandık sonuçlarının İlçe Seçim Kurulu’na götürüldüğü süreçtir. Sandık başkanı, mühürlenmiş oy torbasını, sandık sayım döküm cetveli ve sandık sonuç tutanağını yolda bir yere uğramaksızın İlçe Seçim Kurulu tutanak birleştirme binasına götürene kadar parti görevlileri tarafından takip edilmelidir.
* İlçe Seçim Kurulu'nda tutanak birleştirme sırasında parti ya da adaylar adına itiraza yetkili kişilerin yeterli sayıda hazır bulunmaması da hilelerin önünü açabilir. Bu nedenle sandık başkanının getirdiği sandık sayım döküm cetveli ve sandık sonuç tutanağının tarayıcı cihazından geçirilmesi ve YSK veri tabanına girmesi süreci takip edilmeli.
* İlçe Seçim Kurulu Sandık tutanak veri girişlerini bilgisayar üzerinden yapan memurun, sandık sonuçlarını doğru yazıp yazmadığı kontrol edilmeli. Sandık sonuçlarının YSK veri tabanına doğru kaydedilip kaydedilmediğine dikkat edilmeli, veri girişinde yanlışlık veya usulsüzlük yapıldığında düzeltilmesi için müdahale edilmeli ve yazılı itiraz/şikayette bulunulmalıdır. Bu esnada görevliler, ilçe birleştirme tutanağı oluşturulana kadar partisinin/kurumunun ilçe seçim koordinasyon merkeziyle düzenli olarak bilgi alışverişinde bulunmalıdır.