• Türkiye'de çocuk istismarı; taciz ve tecavüzler rutinleşip öğrenci yurtlarına, Kuran kurslarına kadar yayılmışken Kayseri'de bir çocuğun taciz edilmesi bahane edilerek, Arapları hedef alan pogrom girişimine dönüştü; iş yerleri, evler, araçlar yakıldı.

Kayseri'de bir çocuğun istismara maruz kaldığı iddiası sonrası Suriyelilere saldıran Türk ırkçılar, ortalığı yakıp yıktı. Devlet güçleri de oldukça 'nazik' davrandı; devletin mülki amirleri, ırkçı saldırganları sakinleştirmek için nutuk çekti.

Kayseri'nin Melikgazi ilçesindeki Danişmentgazi Mahallesi’nde 7 yaşındaki bir çocuğun istismar edildiği iddiası sonrası toplanan Türk ırkçısı güruh, Suriyelilere ait iş yerlerine saldırdı. Çocuğa istismarda bulunduğu iddia edilen kişi, polisler tarafından gözaltına alındı. Buna rağmen ırkçılar, Suriyelilara ait araçları ters çevirerek, iş yerlerini ateşe verdi. Kayseri İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, istismara uğradığı belirtilen çocuğun "Türk olmadığını" söyleyerek, "O şahsın ve ailesiyle ilgili sınır dışı dahil her türlü işlemlerinde size söz veriyorum" ifadelerini kullandı. Valilik tarafından yapılan açıklamada, "Danişmentgazi Mahallesi'nde Suriye uyruklu bir şahsın küçük yaştaki Suriye uyruklu bir çocuğa yönelik taciz davranışı neticesinde emniyet birimlerimizce şahıs gözaltına alınmış olup çocuğumuz ise birimlerimizce koruma altına alınmıştır" denildi. 

Soruşturma ve yayın yasağı

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı olaylarla ilgili soruşturma başlattı. Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliği, Kayseri'de yaşanan olaylara ilişkin yayın yasağı kararı aldı. Hakimlik, soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı da verdi.

 

 

Sabah zararın çapı görüldü

Zarar, gün ağarınca ortaya çıktı. Melikgazi ilçesindeki Danışmentgazi, Osmanlı, Selçuklu, Hürriyet ve Aydınlıkevler mahallelerinde iş yeri ve araçların hasar aldığı görüldü. Ters çevrilen bir otomobil yolun ortasında yer aldı. Hareketli geçen gecenin ardından bölgede, sessizlik olduğu gözlendi.

Mağdur koruma altında

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kayseri'de 7 yaşındaki Suriye uyruklu çocuğun tacize uğradığı iddiasıyla ilgili, "Mağdur çocuk, kardeşleri ve anne, polis işlemlerin ardından devlet korumasına alınmıştır" açıklamasını yaptı.

 

 

DEM Parti: Irkçı kalkışma

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, ev ve iş yerlerinin yakıldığını, insanların hayatlarına kastedildiğini belirterek, “Tabii ki bir olay karşısında tepki verilebilir ama buradaki tepki kabul edilemez bir ırkçı kalkışmadır. Biz bunu tarihte çok defa yaşadık. Bir kez daha buna cüret edenleri kınıyorum. Bu olayın arkasında yatan anlayışın da aslında ırkçı faşist bir anlayış olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi.

 

 

İşgalci saldırganlığın sonucu

Türkiye’de bir mülteci sorunu olduğunu ve bu sorunun gelenlerden ötürü olarak yansıtılmaya çalışıldığını, ancak asıl sorunun AKP-MHP’nin Kürt sorunu ve dış politika yaklaşımından kaynaklandığını vurgulayan Temelli, şunları söyledi: “Bugün Suriye’de, Irak ve Ortadoğu’da yaşanan birçok vakanın arkasında Türkiye’nin bölgeyi istikrarsızlaştırıcı dış politikası olduğunu çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla mülteci sorunu mülteciler eliyle yaratılmış değil, Türkiye devletin uyguladığı politikalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Mülteci sorunu çözülecekse öncelikle Ortadoğu’ya barış gelmesiyle Kürt meselesinin çözümü ile çözülecektir. Bunun farkında olarak mültecilerle barış içinde yaşamanın muhakkak yollarını geliştirmek zorundayız.”

 

* * * 

Suriyelinin evi kundaklandı

Amed'in Bağlar ilçesinde Suriye uyruklu üçü çocuk 5 kişinin olduğu ev, camı kıran şüpheliler tarafından ateşe verilen yanıcı maddenin içeriye atılmasıyla kundaklandı. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülen yangında yaralanan olmadı. Polis, Suriye uyruklu evdekilerin akrabası olan 2 şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı.

 

* * *

Muğla'da Kürt işçilere ırkçı saldırıya tepki

Mêrdîn Barosu, Kürt işçilere dönük ırkçı saldırının, münferit bir olay olmadığını belirterek, aydınlatılmasını istedi.

Mêrdîn Barosu, Muğla'nın Seydikemer ilçesinde Mêrdînli Kürt işçilere dönük ırkçı saldırıya dair açıklama yaptı. Açıklamada, "Yaşanan olay göstermektedir ki işçilerin Kürt kimliği sebebiyle nefret söylemine ve saldırılara maruz kaldıkları  açıkça ortadadır" dedi. 

Şiddet ve kutuplaştırıcı dilin ırkçı saldırıların yaşanmasına neden olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Yaşanan bu saldırılar, münferit ve adli olaylar olarak görülmemelidir. Şiddet dili ve politikalarına eklenen ayrımcı uygulamalar, hukuk mekanizmasının işletilmemesi, tümü ile bu sonuçların ortaya çıkmasının başlıca nedenleridir" diye kaydedildi. "Kürt kimliğine ilişkin her türlü ırkçı ve ayrımcı saldırılara zemin hazırlayan, toplumsal barışı zedeleyen ve çatışmayı körükleyen uygulamaları ve politikaları reddediyoruz" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Mardin Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak Kürt Kimliğine ilişkin her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlatan nefret dilinden vazgeçilmesini , saldırılar ile ilgili ivedi ve etkin bir şekilde bütün yönleri ile soruşturmanın yürütülmesini ve olayın aydınlatılmasını talep ediyor,  Hukuki sürecin takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz."

Kürtlerin mallarına çökme

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de Kürtlere yönelik bu şekilde pek çok saldırının olduğunu belirterek, bu saldırıları tek tek saydı. Temelli, şunların altını çizdi: “Şu bir gerçek ki; bu toplumda ekilmiş olan bu nefret söylemi, bu ayrımcılık tohumları işte insanlara yönelik bu linç saldırılarıyla karşımıza çıkıyor. Tabii bunların arkasında şu gerçeklik de var. Hani şu meşhur ‘mala çökme’ hikayesi var ya, dolayısıyla bugün Kürtlerin sahip olduğu tarlaya, araziye, varlığa çökmek uğruna bu tür vakaların kışkırtıldığını çok iyi biliyoruz. En son Muğla vakasında 12 muhtarın nasıl bu işleri tezgahladığı açık bir şekilde ortadadır.”