Yeni yüzyılda Kürtler birlikte mücadele etmeli
Yurt Dışı Haberleri —
- Lozan Antlaşması’nın yüzüncü yılında, KNK öncülüğünde Lozan’da gerçekleştirilen konferansta Kürtlerin birlikte mücadelesi ve gelecek yüzyılda yapılması gerekenler tartışıldı. Konferansta ulusal birlik ve direniş vurguları öne çıktı.
ARJÎN NUJÎN/LOZAN
İsviçre’nin Lozan kentinde, 1923 yılında İngiltere ve Fransa’nın öncülüğünde Türk devleti ile yapılan ve Kurdistan’ı 4 parçaya bölen Lozan Antlaşması'nın 100’üncü yıl dönümünde KNK’nin organize ettiği ve iki gün süren konferans, sona erdi.
Düzenlenen konferansta ayrı başlıklarda üç panel gerçekleşti. Birinci gün gerçekleşen ilk panelde, “Lozan Antlaşması ve Kurdistan’daki sonuçları” tartışıldı. Konferansın ikinci gününde ise iki oturumda gerçekleşen 2. panelde “Kadınların durumu ve mücadelesi” ve “Ermeni, Asuri, Keldani halklarının durumu” tartışıldı. Yine üçüncü panelde ise “Lozan Antlaşması’nın sonuçlarına karşı 100 yıllık mücadele” başlığı ele alındı.
Lozan’da bulunan Beaulieu Kongre Salonu’nda gerçekleşen konferansa başta dört parça Kurdistan olmak üzere dünyanın her bölgesinde 600’ü aşkın delege katıldı. İki gün boyunca salon, delegelerin giydikleri yöresel kıyafetlerle renklendi. Konferansta, Lozan belediye başkanı dışındaki katılımcılar Soranî, Kurmancî, Goranî ve Kirmanckî lehçelerinde konuşmalar gerçekleştirdi.
Konferansta sık sık “Jin jiyan azadî” sloganı atılırken, ulusal birliğin önemi ve yeni yüzyılda Kürtlerin 4 parçada birlikte hareket etmesine yönelik tartışmalar yürütüldü.
Ermeni aktivist Nayri Muradiyan, Kuzey-Doğu Suriye Özerk bölgesi yönetimi adına Dr. Abdulkerim Ömer, YNK Avrupa temsilci Şex Şemal, PJAK Eşbaşkanı Siyamend Moini, ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatı Nevroz Uysal konferansı gazetemize değerlendirdi.
‘İkinci Lozan’ın önüne geçmeliyiz’
Kuzey-Doğu Suriye Özerk bölgesi yönetimi adına konuşan Dr. Abdulkerim Ömer, Lozan’da Kürtlerin parçalanmasıyla gerçekleşen anlaşmanın yıldönümünde bu konferansın yapılmasının önemli olduğuna vurgu yaptı. “Kürtleri yok etmeye yönelik gerçekleşen bu konferansın 100. yılında Güney ve Rojava Kurdistan’ı büyük kazanımlar elde etmiştir” diyen Ömer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kazanımları ortadan kaldırmak için diplomatik ve ticari ilişkilerini kullanarak ikinci bir Lozan’ı hayata geçirmek istiyorlar. İkinci bir Lozan’ın gerçekleşmemesi için Kurdistan’daki bu kazanımların korunması ve geliştirilmesi elzemdir.”
‘Kürtler eski Kürtler değil’
Rusya ve Ukrayna savaşından sonra yeni bir dünya düzeninin ortaya çıkarılmaya çalışıldığına dikkat çeken Ömer, “Türkiye’de tam bu noktada NATO ve bölgedeki diğer güçleri ekonomik ve siyasi anlamda etkileyerek Kürtlerin kazanımlarına yönelik bir çalışma içerisindedir. Ama şunu gönül rahatlığıyla belirtmek isterim ki zaman 100 yıl önceki zaman değil Kürtlerde 100 yıl önceki Kürtler değil. Bu noktada Kürtlerin tek eksiği birliklerini gerçekleştirmemeleridir” dedi.
Ömer, son olarak söz konusu konferansı Kürtlerin birliği için bir adım olarak gördüğünü ifade ederek, “Bu temelde de Kürtlerin birliğe olan özlemini gelecek yüzyılda gerçekleştirerek istedikleri statüyü elde edeceklerine olan inancımızı belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.
‘Konferans diğer azınlıkları da temsil ediyor’
Ermeni aktivist Nayri Muradyan, Lozan Antlaşması ile Ermenilerin katliamının ve sürgüne gönderilmelerinin onaylandığının altını çizerek, şunları söyledi: “Elbetteki Lozan anlaşması Anadolu ve Mezopotamya da yaşayan bütün haklara acılar yaşattı. Ancak en büyük acıları Ermeniler yaşadı. Bugün burada dört parça Kurdistan da yaşayan Kürtlerin yanı sıra diğer azınlıkların temsiliyetinin sağlandığı bir konferans gerçekleşiyor. 100 yıldır özlenen ve arzu edilen bir ortamı bu konferansta gördüm.”
Muradyan konferansta çıkacak kararların Kürt halkını etkilediği kadar, Ermeni, Asuri, Süryani ve Mezopotamya’da yaşayan bütün halkların geleceğini de etkileyeceğini vurguladı.
‘Kararlarımızı tüm dünyaya duyuracağız’
Kürtlerin büyük bölümünün konferansa katıldığına dikkat çeken YNK Avrupa Temsilcisi Şex Şemal de konuşmasını şöyle sürdürdü: “Katılan Kürt örgütleri ve şahsiyetler göz önüne alındığında gelecek için hepimizi umutlandırıyor. Bu kadar farklı görüşte parti ve şahsiyetlerin bir araya geldiği bu konferansta gönül ister ki Kürtlerin yüzde 100’ü katılım sağlasın. Lozan Kürtler için gözyaşı, katliam ve tehcir anlamına geliyor. 100 yıldır Kürtler bu anlaşmanın acılarını çekiyor. Kürtler, 100 yıl sonra aynı yılda bu hatanın düzeltilmesi için kararlar alıp konferans sonucu bildirgesi ile tüm dünyaya ilan edecekler. Bu anlamıyla bu konferans büyük önem arz ediyor.”
‘Çıkacak sonuç gelecekte önemli rol oynayacak’
Konferansa dört parça Kurdistan’dan partilerin hazır bulunmasının gelecek vaat ettiğini söyleyen PJAK Eşbaşkanı Siyamend Moini, konferanstan çıkacak sonucun Kürtlerin geleceğinde önemli bir rol oynayacağını ifade etti. Kürtlerin Lozan’da bir araya gelerek Lozan Antlaşmasını kabul etmediklerini tüm dünyaya duyurdu diyen Siyamend Moini, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kürtler burada bütün dünyaya Lozan’ı kabul etmediklerini ve Kürt sorununun çözülmesi için yapılması gerekenleri dile getirecek. Bu konferansta istisnasız herkesin dile getirdiği ve bütün Kürtlerin özlemini duyduğu Kürt Birliği’nin kurulması için bir adım olacağı inancındayım.”
Bu yüzyılda Kürt kadını direndi
Avrupa Kürt Kadın Hareketi(TJK-E) Temsilcisi Besime Konca ise, "Bu yüzyılda Kürt kadını direndi. Kürt kadını toplumsal bir ahlak ve devrim yarattı" diyerek kadınların mücadelesine vurgu yaptı.
‘Fransa, Almanya, İsviçre suçludur!’
KAWA Örgütü adına Hasan Hüseyin, antlaşmanın Fransa, İngiltere ve diğer imzacı devletlerin imzasıyla bir soykırıma dönüştüğünü hatırlatarak, “Bu devletler Kürt halkının nezdinde suçludur. Bir de bu antlaşmaya ev sahipliği yapan İsviçre devleti Kürt halkı nezdinde suçludur” şeklinde konuştu.
‘Büyük umutlarla geldik’
Konferansın tarihi sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Yeşil Sol Parti Milletvekili Nevroz Uysal ise, “En çok konuşulan, askeri, diplomatik, siyasal ve ekonomik birliğinin sağlanması, zihinsel sınırlarının yok edilmesi olması gerekirken, geçmiş deneyimleri ve Lozan’a giden yolları tartışıyoruz. Ancak şu anda önümüzde güncel olarak Türkiye’nin sömürgeci duruşuna karşı nasıl bir duruş sergilememiz gerektiği ortaya çıkmalı” dedi.
Uysal şöyle devam etti: “Astana Bildirisi, birleşmiş milletler de Rojava statüsüne ilişkin tartışmanın yapılmaması, Türkiye’nin diğer parçalar üzerinden Rojava’yı engellemeye çalışması ve buna dönüp tavrın olmaması bugün burada en çok tartışılması gereken noktalardan olmalıydı. Lozan Antlaşması ile bütün Kürt liderleri idam edildi bugün Sayın Öcalan üzerinde de aynı politika geliştiriliyor. Sayın Öcalan uygulanan tecrit ve özgürlüğü üzerinden daha derinlikli tartışmaların yapılacağını umut ediyorduk. Çok büyük umutlarla buraya geldik. Sonuç bildirgesini bekliyoruz. Belki bunu sonuç bildirgesiyle göreceğiz.”
Sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşılacak
Konferansın sonuç bildirgesi 24 Temmuz Pazartesi(bugün) saat 10.00’da Château d’Ouchy binasının önünde bir basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaşılacak.
Lozan Antlaşması soykırımın esasıdır
KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal 100 yıl önce Kurdistan’ın bölündüğüne işaret ederek, şunları söyledi: “Halklarımızı haklarından yoksun bıraktılar. Toprağımızı böldüler. Bu geçen yüzyılda halkımız üzerinde uygulanan toplu katliamlar ve soykırım için bu anlaşma esas alındı. Türk devletinin tekçi ve inkâr siyasetinin temel nedeni de Lozan Antlaşması'dır. Bu çerçevede Lozan Antlaşması bizim için Şeyh Said’dir, Agîri’dir, Dersim'dir, Enfal'dir, Halepçe'dir, Şengal'dir, Rojava Kurdistan’ında Arap kemeridir, Kuzey'de Şark Islahat Planıdır, Rojhilat’ta Qadı Muhammed’in idamı ve Mahabat’ın katliamıdır."
Biz Kürtler ne yapmalıyız?
Partiya Rizgariya Kurdistan’ın temsilcisi Rêkar Ehmed: “Esas olarak biz Kürtler ne yapmalıyız? Bunu tartışıp sonuçlandırmamız gerekiyor. Nasıl bir çalışma yürütmeliyiz? Bu konferans bunun için düzenlendi. Biz de bunun için buradayız. Bütün siyasi yapılarımızın ortak hareket etmesi önemlidir. Ortak bir sembol etrafında hareket etmeliyiz. Nasıl ki Filistin örgütleri bir araya gelmişse ve haklarını ortak savunuyorlarsa, bu konferansta da bu şekilde bir adım atılması gerekir. Ortak ve birlikteliğin esasını belirlemeliyiz”
Kürtlerin katledilmesini kendilerine mübah saydılar
Partiya Îslam a Kurdistanê Genel Başkanı Hikmet Serbilind şöyle konuştu: “Kurdistan’ı işgal eden devletlerin tümü Müslümandır. Kürtlerin öldürülmesini, toplu katledilmesini kendilerine mübah saydılar. Benim hiçbir zaman Kurdistan’ı işgal eden İslam devletlerine güvenim yoktur. Bugün her bir Kürt’ün aklında, beyninde ve kalbinde bir birlik anlayışı oluşmuştur. Siyasi partiler olarak biz sadece halkımızın bu isteklerini yerine getirelim.”