2022 Newroz’unun düşündürdükleri
Sara AKTAŞ yazdı —
- Newroz ruhunun yeniden dirilişi ile kadınların dirilişi arasında dolaysız bir ontolojik bağ olduğunu bir kez daha gördük. 1970’lerde lastikler yakılmaya başlandığında Newroz’un gerçek direniş özü canlanmaya başlamış, ateş gürleştikçe Kürt kadınlarıda o ateşin küllerinden yeniden dirilmeye başlamıştır.
Mezopotamya'dan Orta Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada coşku ile kutlanan Newroz bir çok halk tarafından baharın başlangıcı, yeniden dirilmenin zamanı olarak kutlanıp farklı kültürel ve siyasal anlamlar yüklensede, 2022 Newroz’u tüm dünyaya bir kez daha gösterdi ki Kürt halkı için sadece bir bayram değildir. Newroz Kürt halkı açısından, varlığı tamamen yok sayılan ve kanıksatılan bir halkın yeniden doğuş, diriliş, direniş ve kendini yaratma özelliği taşımaktadır. Bu yönüyle Newroz Kürdün yeniden dirilişinin ve varoluşunun köken efsanesi olarak anlam kazanmakta, zalimliğe ve zulme karşı bir başkaldırı ve direniş felsefesi haline gelmektedir. 2022 Newroz’u çokça konuşulup tartışılırken, yarattığı etkiye dair bir kaç boyutun altını bir kez daha çizmekte yarar var.
Öncelikle bir günü veya tarihi anlamlı kılan arkasında biriktirdiği tarihsellik yada yol açtığı tarihselliktir. Kuşkusuz Newroz’un tarihselliğini yaratan 12 Eylül 1980’li yıllarda faşist darbenin yarattığı koyu karanlıkta ve umutsuzluğun kol gezdiği vahşet karşısında üç kibrit çöpünü yakarak “Kürdistan’ın spartaküsüne” dönüşen Mazlum Doğan gibi çağdaş Kawa’larla, canla, kanla, büyük fedakarlıklarla yaratılmıştır. İşte Kürt halkı 2022 Newrozuyla kültürel, siyasal ve tarihsel olarak kendi direniş dinamiklerini yarattığını ve ve bunu ulusal varoluşu kadar özgürlük direnişinin çimentosu haline getirdiğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Bu bakımdan tıpkı zalim Dehak’a karşı Demirci Kawa’nın yıktığı korku duvarları gibi 21.yy’daki Dehak’lara karşıda Kürt halkı korku duvarlarını yıktığını en kararlı ve yüksek perdeden haykırdı diyebiliriz. 50 yıllık kesintisiz bir mücadelenin ve varoluş direnişinin rehberi olan Önder Apo’nun özgürlüğü talebi bu haykırışın en kristalize olmuş hali olarak yankılanmış, herkeste başarma umudunu bir kez daha diriltmiştir.
İkinci olarak; bir kez daha gördük ki Kürtler için zalim Dehak tarihte kalan mitolojik bir figür değildir. Her gün karşı karşıya kaldığı, dolaysız olarak varlığına yönelen bir zülüm mekanizmasının adıdır. Yani Dehak’lıktır. Dehak’lık Türkiye ve Bakur Kurdistan’ında bir işkence rejimi yaratan zihniyettir. Katliamın en verimli toprağı haline gelen ve hergün kendini yeni yöntemlerle üreten faşizmdir. Dehak’lık Rojava ve Kuzeydoğu Suriyede kadınların ve halkların özgür birlikteliğine, öz yaşamına saldıran zihniyettir. Dehak’lık Rojhılat ve İran’da cinsiyetçi bir faşizme dönüşen rejimin adıdır. Dehak’lık Başur ve Irak’da iç çelişkilere kapı aralayan, Kürt halkının tarihselliğini parçalayan ihanetin adıdır. Bu bakımdan 2022 Newroz’u Kürt, Türk, Arap, Asuri-Süryani, Ermeni halklarının ortaklığı, çok renkli ve çok kültürlü kutlamaları ile Ortadoğu halklarına demokratik konfederal sistemin çözüm gücünü göstermiş, en ağır faşist saldırılar altında bile eğilmeyen ve bükülmeyen halkların iradesini yansıtmış, tüm muhalif kesimlere umut aşılamıştır.
Üçüncü olarak; Newroz ruhunun yeniden dirilişi ile kadınların dirilişi arasında dolaysız bir ontolojik bağ olduğunu bir kez daha gördük. 1970’lerde lastikler yakılmaya başlandığında Newroz’un gerçek direniş özü canlanmaya başlamış, ateş gürleştikçe Kürt kadınlarıda o ateşin küllerinden yeniden dirilmeye başlamıştır. Örneğin, Binevş Agal yarattığı serhıldan ruhu ile Newrozların serhıldanlaşmasının ilk yapı taşlarını örmüş, Newrozları serhıldanlaştıran ilk öncül olmuştur. Kadınlar Nusaybin, Silopi ve İdil’de serhıldanların öncülüğünü yaparken, Zekiye Alkan 1990’da “Newroz ateş yakılarak kutlanır” diyerek bedenini Newroz’un harcı yapmış, Kürt kadınlarının isyan ruhunu Newroz’un ruhu haline getirmiştir. Newroz artık Rahşan olmuştur, Sema olmuştur, Ronahi ve Berivan olmuş günümüze kadar, Kürt kadınlarının bedeninde sönmeden yanmaya devam etmiştir. Böylece Newroz, yokluk sınırlarında dolanan bir halk ile o halkın kadınlarının yarattığı yeni bir ahlakın ve yaşam duruşunun adı olmuştur. Yani yeni bir direnişçi kadın tahayyülü yaratmıştır. Bu bakımdan 2022 Newroz’u 8 Marttan itibaren kadın rengi ve isyan ruhuyla içeriklenmiş ve bir kadın Newroz’una dönüşmüştür.
Sonuç olarak diyebiliriz ki 2022 Newroz’u Kürtlerin 21.yy’da yükselttiği direniş ateşinin zirvesi olarak Önder Apo’nun özgürlüğü talebinin yeniden haykırışı olmuştur. Kürt halkı için nerede bir Dehak varsa, nerede bir zulum varsa orada yanan isyan meşalesi, orada yükselen bir özgürlük ve adalet talebi olmuştur. Newroz’un isyan ruhu herkesi biraz daha umutlu, biraz daha kararlı, biraz daha mücadeleci kılmıştır. Bir kez daha Newroz pîroz be!