AB üyeliği istiyorsanız Kürt sorununu çözün
- Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Türkiye’nin AB üyeliğinin Kürt sorunun çözümüne bağlı olduğunu belirterek, iktidara hem mevcutu durumu hem de yapılması gerekenleri sıraladı.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Oluç, Türkiye-Ukrayna ilişkileri ve Zelenski ziyareti ile NATO tartışmaları ve AB üyelik sürecine ilişkin konuştu. İsveç’in NATO’ya üyeliği ve bununla ilgili tartışmalara dikkat çeken Oluç, iktidarin ‘AB üyeliği NATO’dan geçer’ gibi bir siyasi anlayışa savrulduğunu söyledi. "Türkiye kaç yıldır NATO üyesi, neden AB’ye üye olamadı, şimdi mi aklınıza geldi" diye soran Oluç, şöyle devam etti: "Erdoğan alakası olmayan bir konuyu; İsveç’in NATO’ya üyeliği konuşulurken ortaya attı. Şimdi bunun neresinden tutmak gerekiyor. Biz bunun İsveç'e ilişkin söylenenlerde bir U dönüşü olduğunu, U dönüşü yapılırken de kamuoyunda bir kazanım hikayesi yaratabilir miyiz hevesiyle yapıldığını biliyoruz. Bu gerçekçi bir politika değil.
'Ankara kriterleri'yle bu kadar
Şimdi çok açık bir şekilde şunların konuşulması gerekiyor; AB’ye üyelik mi istiyorsunuz? Evet biz istiyoruz. O zaman yapmanız gereken şey, Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmektir. Peki siz ne yaptınız? Kopenhag Kriterleri yerine 'Ankara kriterleri' ilan ettiniz. ‘Biz Ankara kriterlerini uygulayacağız’ dediniz. Erdoğan, 2017'de Meclis’in açılışında, ‘Bizim AB üyeliği gibi bir beklentimiz yok’ dedi. Şimdi Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirmemiş. Fasıllar açılmıyor, açılamayan fasıllar kapanmıyor ve adım atılmıyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Mesela AB sizden Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirin derken şunları mı istedi;
- Kayyum atayın ya da Venedik Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi ile çelişkiye düşün.
- AB İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayın.
- Siyasi nedenlerle cezaevlerini doldurun.
- Gazetecileri hapse mi atın.
- RTÜK aracılığıyla televizyonları cezaya boğun, televizyoncuları tutuklayın.
- Cumartesi Anneleri’ne saldırılara devam edin.
- HDP’yi kapatın, Kürt halkının siyasi temsilini demokratik siyasette engelleyin...
İstiyorsanız adım atın
"Adım atmak mı istiyorsunuz?" diye soran Oluç, şu öneride bulundu: "Dışişleri Bakanlığına bağlı AB Başkanlığı var. Gelin AB Bakanlığını yeniden tesis edin ve yerine AB Bakanlığını kurun. Müzakerelerin derli toplu yürütülmesi, adımların atılması, reformların yapılması için ciddi bir odak oluşturun. Bu reformlar yapılabilir hale gelsin. Eğer bu konuda adım atacaksanız destek vermeye hazırız."
Aslında mesele basit
Bir kez daha AB Parlamentosu’nda yeni ilerleme raporu çıkacağını; burada ‘artık AB ile Türkiye imtiyazlı üyelik noktasına gelinmelidir’ diye bir fikir çıkarsa bugüne kadar yapılamayanlardan dolayı ödenecek bedel olacağını kaydeden Oluç, şunları söyledi: "Dolayısıyla Türkiye’yi bir imtiyazlı ortaklık tartışmasına sürüklemek istemiyorsanız Kopenhag Kriterleri’yle ilgili adım atmaya başlamanız gerekiyor. Yani demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözüme; evrensel hukuk ilkelerine ve demokrasi ilkelerine, özgürlüklere bağlılığa dair adımlar atılması. Mesele bu kadar basit. Yapılması gerekenler de ortada. Bunu hem Kopenhag Kriterleri hem de müzakereler açısından söylüyorum. Bir de vize serbestisi açısından söylüyorum. Atılması gereken adımları herkes biliyor, o adımlar atılırsa biz de destek veririz."
Erdoğan'ın NATO sorumsuzluğu
Oluç, Zelenski ziyareti ve sonrasında konuşulan Ukrayna'nın NATO üyeliği meselesinin, son derece ciddi; yaklaşımın ise gayri ciddi olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Ukrayna NATO üyeliğini hak ediyor’ açıklamasının, sıradan geçiştirilecek bir durum olmadığını kaydeden Oluç, şunları ifade etti: "Bu sadece Ukrayna ve Rusya için değil, Türkiye ve Avrupa halkları için ve onların geleceği açısından son derece kritik bir açıklamadır, çünkü Ukrayna’nın NATO’ya resmi olarak dahil edilmesine hiçbir NATO üyesi yanaşmadı. Özellikle işgal öncesi NATO zirvesinde Ukrayna’nın kısa ve orta vadeli NATO’ya dahil edilmesi öngörülmüyordu. O dönemde bu tartışma noktalandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, neden tekrar Ukrayna'nın NATO üyeliğini alevlendirdi? Bunun riskleri nelerdir, bunu tartışmak gerekiyor.
Ukrayna'nın NATO’ya dahil edilmesi, NATO ile Rusya’nın savaşa tutuşması demektir. Bakın Vilnius Zirvesi’nin sonuç bildirgesi açıklandı. Bildiride, NATO-Ukrayna ilişkileri ile ilgili olarak 'Ukrayna NATO’ya üye olabilir ama bu, bugün NATO’ya üye olabilir anlamına gelmiyor’ deniliyor. Nitekim o bildirgeye tepki Zelenski’den geldi. Zelenski, NATO’yu eleştirdiği tweetinde ‘Hem zaman çerçevesi belirlenmeden hem davet hem de üyelik eşi görülmemiş bir saçmalıktır. Aynı zamanda Ukrayna'nın daveti için belirsiz koşullar bekleniyor’ şeklinde tepki gösterdi. Görünen o ki; ne Ukrayna'nın NATO’ya üyeliği ne de ittifaka dahil edilmesi için hazırlık var. Böyle bir durumdayız.
Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenski ziyaretinde, Zelenski’nin ağzına bir parmak bal çalmak için bu lafı ettiyse bu sorumsuzluktur. Bugünkü savaş koşullarında Ukrayna'nın NATO’ya dahil edilmesi demek, NATO’nun 5. maddesi gereği doğrudan doğruya NATO ile Rusya’nın savaşa tutuşması demektir. Bu sorumsuzca bir tutumdur." ANKARA