Ayten’in eli
Kadın Haberleri —
- 90’larda devlet tarafından işlenen en hunharca cinayetlerden biri Ayten Öztürk cinayetiydi. Cenazesi toprak altında ve bir eli dışarıda kalmış şekilde bulundu. Ayten’in babası Hıdır Öztürk, ''Dün de insanları katlediyorlardı, ondan sonra da aynı şeyi yaptılar. Aile olarak tek talebimiz faillerin cezalandırılması. Adalet dışında bir şey istemiyorum” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU/DERSİM
JİTEM’in işkenceyle katlettiği Ayten Öztürk (27), 27 Temmuz 1992’de Mazgirt’te kaçırıldı. Kaçırıldıktan yaklaşık 11 gün sonra 8 Ağustos 1992 tarihinde Elazığ Karşıyaka Kartaltepe mevkiinde, bir eli dışarıda kalmış şekilde gömülü olarak bulundu.
İşkenceden dolayı yüzü tanınmayacak halde olan ve birçok uzvu kesilmiş Ayten Öztürk’ün teşhisi üzerindeki elbiselerden yapılabildi. Ancak işkence bulguları otopsi raporunda yer almadı, doktorlar detaylı otopsi yapmadı. Açılan soruşturma hızla kapatıldı. Sonrasında JİTEM komutanı Cem Ersever ve JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Ayten Öztürk’ün ‘Yeşil’ ve ekibi tarafından kaçırıldığını, daha sonra Diyarbakır JİTEM’e götürüldüğünü ve burada üç gün boyunca işkence gördükten sonra katledildiğini açıkladı.
Yaşanan olayın arkasından tek başına giden ve katliamı açığa çıkarmak isteyen baba Hıdır Öztürk ise 1992 yılından bu yana binlerce kişi gibi adalet arıyor. Cinayeti kamuoyuna aktaran ve yaşananların unutulmamasını sağlayan baba Hıdır Öztürk, kızının cenazesini gömdükten sonra mezar taşına uzanan bir el yaptırdı. Adaleti temsil eden el, Ayten Öztürk’ün toprak altında çıkan elini temsil ediyor. Elin altında ise dört dilde, “Bu adaletsizliğin sembolüdür” yazısı bulunuyor.
Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1009’uncu haftasında Ayten Öztürk’ün faillerini sordu. İHD Dersim Şubesi ise Dersim’de Ayten Öztürk’ün ölümünün 32. yıl dönümünde ailesiyle birlikte basın açıklaması yaptı. Aile ve İHD, 32 yıldır olayın faillerinin bulunmadığını belirterek adaletin yerine getirilmesi çağrısında bulundu. Baba Hıdır Öztürk’le kızı Ayten Öztürk için yıllardır sürdürdüğü adalet mücadelesini konuştuk.
‘38’deki işkenceler kızıma yapıldı’
Kızının ardından her anmada kendi yazdığı ağıtı yakar Hıdır Öztürk. Kızına olan özlemini yazdığı satırlarda dile getirir. Eşi ile beraber yıllardır faillerin cezalandırılması için mücadele eden Hıdır Öztürk, aynı zamanda 1937-1938 Dersim soykırımında katliamdan kurtulan insanlardan biri. 1935 yılında dünyaya gelen Öztürk henüz 3 yaşındayken Dersim Soykırımı’na tanık olur. Annesinin ormana kaçırarak kurtardığı Hıdır Öztürk, soykırımda çok sayıda yakınını da kaybeder. 38 anıları ve o günleri dinleyerek büyüyen Hıdır Öztürk, “38’de kadınların karnından süngü ile bebeklerini öldürdüler. 92’de aynı işkenceleri benim kızıma yaptılar” diyor.
Tanıklara rağmen dosya kapatıldı!
Ayten’in kaçırılmasından önce üç kızıyla beraber Jandarma Alay Komutanlığı’na çağrılır baba Öztürk. Burada komutanın 'Ahmet' diye hitap ettiği bir kişi tarafından, “Bir şeye karışmayın, kendinize dikkat edin” sözleriyle tehdit edilir. Ailenin bir kısmı sürgüne gönderilirken, olaydan kısa bir süre sonra Ayten Öztürk’ün cenazesi bulunur. Hıdır Öztürk, 'Ahmet' adlı kişinin ‘Yeşil’ kod adıyla bilinen Mahmut Yıldırım olduğunu yıllar sonra öğrenir.
’32 yıldır adalet diyerek yürüyorum’
Eylül 2022’de zaman aşımına uğrayan davanın yeniden açılmasını isteyen Öztürk, faillerin yargılanması için verdikleri mücadelenin bir sonuca ulaşması gerektiği çağrısında bulunuyor. Hıdır Öztürk, “Ben acılı bir baba olarak karşınızdayım. 32 yıldır adalet, hak ve hukuk diyerek yürüyorum. O gün kızıma yapılanları asla unutmadım. Kızıma işkence ederek katlettiler. O an hiç gözümün önünden gitmiyor. Son anıma kadar da o sahneyi asla unutmayacağım. Hiç suçu yokken kızımı katlettiler. Ne yaşandığını dahi çok sonradan öğrendik. Kızım tanınmaz haldeydi. O günden bu yana adalet diyorum, bugün de yarın da adalet aramaya devam edeceğim” diyor.
‘38’den 92’ye değişen bir şey olmadı’
“Devlete soruyorum; adalet nerede?” sözleriyle yaşanan sürece tepkisini dile getiren Hıdır Öztürk son olarak ise şunları belirtiyor: “Aradığım adaleti 32 yıldır bulamıyorum. Benim gibi yüzlerce aile var. Hak nerede, adalet nerede? Bu sorularımıza cevap olacak kimseyi bulamadık. 38 soykırımında yapmadıkları işkence kalmadı. Kadınlara ve çocuklara her türlü işkenceyi yaptılar. Ondan yıllar sonra aynısını benim kızıma da yaptılar. Bu işkenceleri gördüğümde henüz çocuktum. Sonra baktım ki değişen hiçbir şey olmamış. 100 yıldır bu ülkede değişen bir şey olmadı. Dün de insanları katlediyorlardı, ondan sonra da aynı şeyi yaptılar. Bizim aile olarak tek talebimiz faillerin cezalandırılması. Adalet dışında bir şey istemiyorum. Bu işkence bu ölümler nereye kadar gidecek? Artık yeter!”.