İhanetin karşısında durulmalı
- KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Barzanilerin halktan, ahlaktan ve toplumsalıktan tamamen koptuğunu, artık gizlenemeyen iş birliği ve ihanetin paralı askerlik düzeyine geldiğini söyledi. Bayık, “Herkes bu ihaneti görmeli ve karşısında durmalıdır. İhaneti önlemenin veya sınırlandırmanın tek yolu budur” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Shar Press’in sorularını yanıtladı. Türk devletinin saldırganlığını sadece PKK’nin Güney Kurdistan’daki varlığına bağlamanın sinsi hedefine işaret eden Bayık, “Hegemonik güçlerin savaş taktiği budur; amaçları halkı bölmek, direnişi zayıflatmak ve en önemlisi düşmana yardım edenlerin çıkarcı doğasını gizleyip meşrulaştırmaktır. Güney Kurdistan'da da bu tür anlayışları yaygınlaştırmak istiyorlar, çünkü Kürt soykırımını başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için Güney Kurdistan'da çeteciliği ve ihaneti teşvik etmek gerekiyor. Türk devletinin, Güney Kürdistan'la ilişkisinin temeli budur. Bu apaçık paralı askerlik, hiçbir şekilde gizlenemeyen ihanettir. Herkes bu ihaneti görmeli ve karşısında durmalıdır. İhaneti önlemenin veya sınırlandırmanın tek yolu budur” dedi.
Kürtlere ihanet pahasına
Erdoğan liderliğindeki faşist AKP-MHP rejiminin, Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümünde PKK'yı temizleme hedefine ulaşmak için 8 yıldır saldırdığını hatırlatan Bayık, savaş kabinesindeki Hakan Fidan'ın son Irak ve Güney Kurdistan'daki temaslarına dikkat çekti. “Hakan Fidan, Güney Kurdistan hükümeti ile görüşmedi. Hakan Fidan'ı karşılayan ve görüşenler Barzanilerdi. Türk devleti ile ilişkileri çıkarlara dayanıyor. Maalesef bu çıkarlar, Kürt soykırımına hizmet ediyor ve Kürt toplumuna ihanet pahasına geliştiriliyor” diyen Bayık, şöyle devam etti: “Bu Kürt halkı için acı bir durum ama Barzaniler çoktan bu sınırları aştı. Halktan, ahlaktan ve toplumsalıktan tamamen kopmuştur. Türk devleti tüm askeri, siyasi ve ekonomik kaynaklarını Kürt soykırımı politikasına destek sağlamak için kullanıyor. PKK bir güvenlik sorunu değil, Kürt sorununun bir parçasıdır. Irak, Kürt sorununun hem bir parçasıdır, hem de sorunun muhatabıdır. Irak, Türkiye'den Kürt sorununun karşı çıkabileceği siyasi ve demokratik yollarla çözülmesini isteme hakkına sahiptir. Basında yer alan bilgi ve açıklamalara göre Hakan Fidan, Bağdat'ta istediği sonuçları alamadı. Öyle de olmalı. Bağdat, Ankara'ya boyun eğmemeli. Hakan Fidan, görüşmelerin ardından son derece olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, Barzanilere teşekkür etti. Bağdat, Türk devletinin taleplerine uymadı ama ne yazık ki Hewlêr uydu.”
Tepki ve eleştiriler yetersiz
Güney’de KDP’nin bu tavrına eleştiri ve tepkilerin olduğunu ama ciddi bir protesto düzeyine ulaşmadığını belirten Bayık, şunları söyledi: “Neden Kürt sorununu çözmüyorlar? Neden Kürt halkının haklarını tanımıyorlar? Neden Kürtlerin kendi diliyle, kendi kimliğiyle, kendi iradesiyle yaşamasına izin vermiyorlar? Neden her gün Kürtleri öldürüyorlar? Neden on binlerce Kürt’ü tutuklayıp hapse attınız? Güney ve Batı Kurdistan'ı neden işgal ettiniz? Neden yerli halkı sınır dışı edip DAİŞve El Nusra Cephesi çetelerini Kürt topraklarına yerleştiriyorlar? Üç yıldır neden Abdullah Öcalan'dan haber alınmıyor? Türk devletinin PKK'ya güvenlik sorunu muamelesi yapmasına karşı güçlü bir duruş sergilenmeliydi.”
İdeolojik ayrılığa evet, iş birliği ve ihanete hayır
KDP ile ideolojik ve paradigma açısından iki farklı noktada olmalarının sorun teşkil etmediğini kaydeden Bayık, şöyle konuştu: “Ancak mevcut durum şudur; KDP, Kürt halkının düşmanlarının iş birlikçisi ve paralı askeri haline gelmiştir. KDP’nin, Kürt düşmanı Türk devleti ile ilişkisinin diyalektiği budur. Hakan Fidan'ın ziyaretinden sonra cinayetler arttı. Maalesef tüm bu saldırılarda bir ihanet parmağı var. Barzanilerin Türk devleti ile olan ilişkisi apaçık bir ihanettir ve bu şehadetlerin sebebi de bu ilişkidir. Hewlêr bu katillerin yuvası haline geldi. Ne yazık ki bu açıkça tartışılmıyor ve buna karşı bir tavır alınmıyor. Bu ihanete karşı doğru bir tutum olsaydı ve halkın tepkisi engellenmeseydi, durum bu noktaya gelmezdi. KNK Temsilciliğine yapılan saldırı normal değil. Yapılanın vatana ihanet olduğunu söylememiz lazım. Ancak o zaman daha büyük bir felaketin önüne geçeriz. Haine hain olduğunu söylediğimizde milli birlik sağlanır.
MİT Soran’ı da istiyor
Süleymaniye'deki havaalanına yapılan saldırı, Süleymaniye ve Soran halkının genelini korkutmak içindir. Behdînan’ı işgalci Türk ordusu ve MİT'e üs haline getirdikleri gibi, Soran ve Süleymani'yi de aynı amaçla kullanmak istiyorlar. Süleymani'nin ve Soran'daki halkımızın vatansever duruşunu sürdüreceğinden hiçbir şüphemiz yok. Süleymaniye ve Soran bölgesi halkının bu saldırılara karşı tepki göstermesi, ihanete karşı herkesin güçlü bir duruş sergilemesi gerekiyor. Düşmanın istihbarat teşkilatlarıyla çalışan herkes en ağır şekilde cezalandırılacaktır.
Israr ederse çatışmalar olur
KDP’nin son günlerde Sidekan ve Bradost bölgelerinde çok sayıda güç yığdığını teyit eden Bayık, “Mevcut durum, Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarının devamı niteliğindedir. Hakan Fidan'ın, KDP yetkilileriyle görüşmesinin sonuçlarından biridir. Savaş hazırlığıdır. Sorumlu davranıyorum ama KDP bu pozisyonlarda ısrar ederse çatışmalar olur” dedi.