İlk ateşi Öcalan yaktı
Kadın Haberleri —
- Kürt kadınlarının Jîna Emînî’nin mezarında başlattığı eylemin sınırları aştığını belirten akademisyen Maryam Negin, “Öcalan karanlıkta bırakılan kadın tarihini aydınlatmak için bir ateş yaktı. Kürt kadınları o ateşi diri tutuyor. İranlı kadınlar da iki yıl önce o ateşe bir odun attı” dedi.
İran ve Rojhilatê Kurdistan’daki kadınlar, Jîna Emînî’nin katledildiği tarih olan 16 Eylül’de tekrar sokağa çıkmaya hazırlanıyor. Akademisyen Maryam Negin, iki yıl önce Rojhilatê Kurdistan’dan başlayıp İran ve dünyaya yayılan ‘Jin, Jiyan, Azadî’ eylemlerini tanımlarken, “Kürdistan yıllar sonra tekrar güçlü bir direnişin merkezi ve öncüsü oldu” dedi.
Yaşananları Emînî’nin “kurallara uygun örtünmemesi” nedenine indirgemenin yanlış olduğuna ve kadın varlığının rejim tarafından yok sayıldığına işaret eden Negin, “Polisleri rahatsız eden kadının saçı değil iradesidir. Rejimin düşünce yapısı belli; itaat eden, sorgulamayan, koşulsuz destek veren bir halk istiyor. Özellikle de itaat kadın istiyor. ‘Neden kadın konusu önemli’ derseniz 45 yıldır devam eden eylemlerde de Şah’ın devrilmesinde de kadınlar en öndeydi. İran’da yaşayan kadınlar toplumun en dinamik ögelerinden. Orada saldırıya uğrayan Emînî değildi, onun şahsında kadın iradesiydi. Eylemler, İran ve Orta Doğu'nun modern tarihindeki en önemli ve etkili ayaklanmalarındandır” dedi.
En çok kadınlar ve Kürtler eziliyor
“Kürt kadınları mezarda eylemlere başladığında olayın orada kalacağını düşünmüştüm çünkü İran’da en hor görülen iki kesimin birleşmesiydi onlar. Hem Kürt hem de kadınlardı” diyen Negin, MA’dan Berivan Kutlu’ya verdiği röportajında, özellikle erkeklerin eylemlere destek vermesinin değerli olduğuna vurgu yaptı.
Sıra erkeklere de gelmişti
“İlk defa bir eylem ırkları, cinsiyetleri ve toplumsal statüyü aştı. Ama en önemlisi erkeklerin kadınların gücünü ve direngenliğini kabul etmesidir. Daha önce kadınlara yapılan baskılara ses çıkartmayan erkekler, sıranın onlara da geldiğini fark etti. Elbette ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik gibi etmenler de var ama bence en önemlisi erkeklerin toplumsal mücadeleyi anlaması. Erkekler bunu anladı; ‘Ya toplum olarak kurtulacağız ya da bu rejim devam edecek.’ Erkekler ilk kez öfkelerini kadınlarla ortaklaştırarak, iktidara yani sorunların esas kaynağına yöneltti."
PKK ile değişen kader
‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın hem Kürt halkı hem kadınlar için yürüttüğü mücadeleye değinen Negin, şöyle devam etti: “Bu sloganın doğduğu yer Kürdistan. Dört devlet içinde bölünen Kürtler, hep baskı gördü. Bu baskı altında ezilen erkek tüm öfkesini kadına yönlendirdi. Bakur’da yaşayan Kürtler, Öcalan öncülüğünde bağımsızlık taleplerini dile getirinceye kadar Kürt kadınları hem ulus devletler hem de erkekler tarafında yok sayıldı. Sayın Öcalan’ın kadınları PKK’ye dahil etmeye başlamasıyla Kürt kadının kaderi değişti. Kadınların katılmadığı bir hareketin yok olmaya mahkûm olduğunu vurgulayan Öcalan, kadınlar için yeni bir felsefe geliştirdi. Şöyle diyebiliriz; Öcalan karanlıkta bırakılan kadın tarihini aydınlatmak için bir ateş yaktı. Kürt kadınları mücadeleleri ve eylemleriyle o ateşi diri tutuyor. İran’da yaşayan kadınlar da iki yıl önce o ateşe bir odun attı. Eylemler sırasında Öcalan’ın konuşmaları Farsçaya çevrilerek dinlenildi ve tartışıldı.”
Ateşi büyütecek miyiz?
Negin, “Öcalan’ın özgürlük çıkışı bütün coğrafyayı etkiledi" dedi ve ekledi: "Yok sayılan bir halkın ‘varız’ demesi, olumlu veya olumsuz bütün devletlerde bir etki bıraktı. O dönem herkes ‘yok mu olacaklar yoksa amaçlarına ulaşacaklar mı’ diye merakla izledi. Daha önce de Kürtler isyanlar çıkartmıştı asıl önemli olan bu isyanın karakteri ve nereye gideceğiydi. Böyle bir noktada Öcalan’ın 1989’da kadınları silahlı mücadele katması çok önemli bir eşikti. Kadınların, erkeklerle omuz omuza savaşması Kürtlerde daha önce de rastlanmıştı ancak bir ordu düzeyinde özerk bir yapı sanırım ilk kez gerçekleşiyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 1994’te kadının konumu, statüsü, bilinci ve iradesi PKK içinde tartışılmaya başlandı. Sonra özerk kadın yapıları oluştu. Kadın artık yok sayılan değil sözü ve hareketi kabul edilendi. Bu durum Kürt toplumuna da yansıdı. Militan kadınları gören Kürt kızları değişti, benliğini ve gücünü anlamaya başladı. Baskıcı aileler kadın militanları gördükçe değişti ve sonunda Öcalan’ın fikirleri Kürt toplumunu değiştirdi. Günümüzde bu değişim tamamlandı diyemeyiz ama Kürt siyasi partileri, Rojava ve Şengal’deki silahlı kadın yapılarıyla Kürt kadın hareketi, Öcalan’ın yaktığı ateş sayesinde toplum içinde daha fazla hareket alanı buluyor. Öcalan’ın kadınlara yaklaşımı hem Ortadoğu için hem de dünya için önemlidir. Her şeyin kaynağı belki Öcalan değil ama onun açtığı yolda giden kadınların attığı ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganı İran, Hindistan ve birçok ülkede kadınların şiarı haline geliyorsa önemli bir eşiktir diyebiliriz. Önemli olan Kürt ve bölge kadınlarının bu ateşle ne yapacağıdır; büyütecekler mi yoksa sönmesine razı mı olacaklar?”
*İran’da bir üniversitede öğretim görevlisi olan akademisyenin adı haberde Maryam Negin olarak değiştirilmiştir.
TAHRAN