Kolonideki hayalet

Arif ALTAN yazdı —

  • Efendisine olan minnettarlığı derin, tutkulu ve sınırsız. Efendisi için en itaatkâr köle, en uysal uşak, en uyanık bekçi köpeği. Efendisinin buyruklarını bekleyen, isteklerini ikiletmeyen, hiddetini sevgisi belleyen.

Uçtu sevimli çalıkuşu, karanlıklar gezgini yarasa kaldı. Güzel olan solup gitti, çirkinlik yayvan bir sırıtışla kuruldu. En zarif biçimlere yükselen kıvrımlar döküldü, çıkıntılı ve tırtıllı ya da hiçbir düzene sığmayan taşıl yıkıntılar büyüdü. Bir insan şeklinde düşünmüştü, ama ruhundan ve biçiminden eksilttiği itaatkâr bir halkın simgesine yonttu. Bodur boylu, kızgın ve canavarımsı, diken diken saçlar, vücuda yapışık kollar, domuz azılarına benzeyen dişler… Yırtıcı bir hayvan gibi hırlayarak yürüyen, bir hareketi veya bakışıyla büyük dalgalanmalar yaratan. Sığındığı gotik yapıya göre bedeni ve ruhu biçimlenen. Boğumlu kabuğunun altında, bu vahşi hayatın içinde ruhu ve alışkanlıkları saptanamayan.

Tek gözlü, kambur ve topal olarak doğmuş olan. Yaradılışına, sağırlığı ve dilsizliğini; mizacına, kötülüğü ve yabaniliğini ekleyen. Bin bir zahmet ve sonsuz bir sabırla birkaç kelime konuşturulabilen. Bu zavallı bulunmuş çocuğun yakasını bırakmayan kötü talihi, dehşet çirkinliği. Ürkütücü görünüşü tek gücü, tek sığınağı. Sadece gece ve kör karanlığın onun elinden alabileceği biricik korkunç silahı. Zaman aleyhine, çağ onun eksiğine büyüyen. Doğuşuna ilave her eksiklik, bir öncekini inciten.    

Karanlıklar içinde dolaşan, ezilen, buyruklar altında yaşayan. Ürken ve ürküten, kötü ve korkunç, hayvani ve itaatkâr bir simge. Eksik ve bozuk tüm yanları kendisinde fazlasıyla biriktirmiş bir topluluk temsili olarak canlandırılan. Hayali bir insan olarak tasarlanmış; bir devrin, bir çağın, belirli bir toplumun nitelikleriyle giydirilmiş bir karakter bozukluğu, bir tekinsiz doğal teslimiyet, bir ölçüsüz doğaüstü yıkım silueti. İsmi bile anlamına uygun: Yani eksik, yani tam olamayan, yani bütünden büsbütün ve sonsuzca eksik düşen.

Efendisine olan minnettarlığı derin, tutkulu ve sınırsız. Efendisi için en itaatkâr köle, en uysal uşak, en uyanık bekçi köpeği. Efendisinin buyruklarını bekleyen, isteklerini ikiletmeyen, hiddetini sevgisi belleyen. Efendisinin onun üzerindeki hakimiyeti, onu ise efendisine bağlılığı yeryüzünde benzersizliğin imgesi. Efendisinin bir işareti, efendisini hoşnut etme düşüncesi, uçurum yüksekliği bir kuleden kendini aşağı bırakma sebebi. Bu bir korku, acı, endişe ve üzüntü değil efendisi için düşmek bir sevinç, bir mutluluk, ilahi bir müziğin sonsuz diplere doğru neşeyle çekilişi. Bu, bir ruhun bir başka ruha büyülenmesi. Yüksek ve derin, güçlü ve üstün bir zekânın önünde başı eğik duran, zavallı, minnetle dolu, beceriksiz bir bünyenin ıssızlığa küçülüp gitmesi. Neyle kıyaslanacağı bilinmez bir minnettarlık. İnsandan insana aktırılan erdemle, canlıdan canlıya devredilen sevgiyle ilgisi bulunmayan. Hepsini aşan bir bağlılık, hepsinden öte bir bağımlılık.

Duyardı bir vakitler, noksanlığına bir yenisi iliştirilmeden önce. İşitirdi, ama tabiatın onun için dünyaya açık bırakmış olabileceği biricik kapı da birdenbire ve bir daha açılmamak üzere üstüne kapanmadan önce. Sağırlığı, tek sevinç ışığının da ölümü. Acınası bir yaratığın melankolisi de şekilsizliği gibi sağalmayan türden. Duyamayınca, çözmek için onca zahmet çekilen dilini de bilerek ve isteyerek bir daha çözülmemek üzere yeniden bağlayan. Bu ruhun kıvrımlarına, bu kötü bina edilmiş bünyenin derinliklerine, bu saydam olmayan uzuvların ardına, bu ışık geçirmez yaratığın karanlık içyüzüne, onun karanlık kuytularına, akıl almaz çıkmazlarına, bu dönüş yolu bulunmayan mağaranın dibine düşürülemeyen, orada tutunamayan, iyilikten, güzellikten, insansı uyumdan, ışıktan doğan her şey. Yumuşak, parlak ve aydınlık ne varsa onun için bir eza, sınırsız bir işkence, ruhunu boğan kapkara bir duman. Canlılara hayat veren ışıma en fazla noksanlığına bir ayna, gelişimi eksik kalmış bedenin içinde paramparça olmuş ruhunun sefil ve acınası kıvranışını duyuran.

Bir varlık ki, varlık ötesi bütün eksikliklerle kuşanan. Bir içgörü bulanıklığı, bir dış körü dolanıklığı. Becerileri bile beceriksizliğini çağıran. Nesnelere dair algısı, düşünce aşamasına gelmeden önce ciddi bir kırılmaya uğrayan. Beynimsi bir düzenekten çıkanlar, çarpılmış fikir kılıklı ölü yansımalardan. Ölçülemeyen bir aykırılık, izlenemeyen bir sapma, tasavvur edilemeyen kapkaranlık bir hezeyan. Göz yanılmaları, hüküm yanlışlıkları, delice ve bütünüyle budalaca düğümlenen düşünce sapmalarından. Bir ölümcül bünye ki ilk etkisi, nesnelere yönelttiği bakışı bulandırması. Kaynağından kopuk belirsiz izlenimleri ise zihnini karartan dipsiz bir kuyudan. Dış dünya ona, herkese olduğundan çok daha uzak görünen bir dünya. Kötülüğü doğuştan gelmeyen, ama ilk adımından itibaren aşağılanan, damgalanan, dışlanan, alay ve lanetle anılan. Sadece kendisine yönelen nefreti gören ve zamanla herkesin nefretini kendisine mal eden, son anında herkesin kötülüğünü üstlenen o masum canavar.

Fransız halkı diyemedi, “Quasimodo” dedi. Kıyamadı, dili dönmedi Hugo’nun, içi elvermedi. Yattığı yerden, yüzyıllar öncesinden parmağını uzatan aynı Hugo, yüzyılın en güzel çocuklarını boğmak için yayılmış ve hiçbir şeye benzemeyen kolonideki ağır canlımsı yaratığı soruyor bize. Yüreğimiz burkuluyor tıpkı onunki gibi, içimiz bulanıyor; “Saf, tutkulu, her şeyin acemisi, her şeye karşı heyecan duyan, dansa, gürültüye, açık havaya çılgıncasına vurgun, ayaklarında görünmez kanatlar bulunan, girdaplar içinde yaşayan, ama canlılığıyla yaşamı resmeden, hayatın ışığı, doğunun Rönesans’ının simgesi” diyebilirdik bir vakitler. Ama şimdi, “Quasimodo bu! Zangoç Quasimodo! Notre-Dame’ın kamburu Quasimodo! Tekgöz Quasimodo! Topal Quasimodo! Bedbaht ve kötü Quasimodo!” diyoruz. Çünkü bizim koloninin Quasimodosu çocuklarını yutalı ve geleceğini unutalı, gücüne denk olan masumiyetini yitirdi. Artık kötü. Kötü, çünkü vahşi; vahşi, çünkü çirkin. Olağanüstü gelişmiş açgözlülüğü, acımasızlığı ve bundan doğan kuvveti de kötülüğünün bir başka sebebi. Bir daha iyileşememesinin de.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.