'Doksanların ruhunu gördüm'

Dosya Haberleri —

Ekrem Baran

Ekrem Baran

  • Yeşil-Sol Parti, seçim öncesinde Batman'da kendine has bir yöntemle çalışmalarını sürdürüyor. Emek, Demokrasi, Kardeşlik, Barış ve Özgürlük adını verdikleri 5 ayrı kol üzerinden seçmenlere gidiyorlar. Batman'a vardığımızda ilk olarak Yeşil Sol Parti'nin seçim lokaline gidiyoruz. Partililer, gençler, gönüllüler harıl harıl bir çalışma içindeler.
  • Hethetkê, Arap nüfusunun yoğun olduğu bir köy. 90'lı yıllarda sistemin üzerinde oyunlar oynadığı, Hizbulkontra'nın o yıllarda kalesi sayılan bir köy. Hizbulkontra’nın tetikçi yetiştirdiği, silah depoladığı, sığınakları olan bu köyde Hüda-Par'ın esemesi bile okunmuyor.
  • Batman'dan Yeşil Sol'un 5. sıra adayı olan Ekrem Baran, "Bedel ödemeyen Kürt kalmadı; yaşanan tüm baskı ve zulümlere tanıklık etti. Kimse Kürtlerin bunları unutacağını sanmasın. Kürt halkı politiktir. Sandık onun için bir onurdur, bir iradedir. Seferberlik ruhuyla o sandıklara sahip çıkmamız gerekiyor" diyor.

MUSTAFA DOĞAN / BATMAN

Kurdistan'ın kadim şehirlerinden biri olan Batman, uzun yıllar Hizbulkontra'nın devlet destekli faili meçhul cinayetleri ve kadın intiharları ile anıldı. Çok acı çekmiş, çok bedeller ödemiş bir şehir. 1980'i yılların ikinci yarısından itibaren Hizbulkontra'nın asıl örgütlendiği yer olarak biliniyor. Hizbulkontra'nın bazı köylerde asker gözetiminde silahlı eğitim gördüğü, silah depoladığı, sığınaklar yaptığı, Meclis Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun raporlarına da yansıdı. Kapatılan HEP döneminden günümüze kadar rakiplerine karşı açık ara ile milletvekili çıkaran şehirlerin başında geliyor Batman. AKP-MHP koalisyonunun 2016 yılından bugüne kadar uyguladıkları gözaltı, tutuklama, kayyum atamaları, KHK ile işten çıkarmalar, sivil toplum kuruluşlarının kapatılarak yöneticilerinin tutuklanması, diğer şehirlerde olduğu gibi Batman'da da sessizliğe neden olmuş. 2018 genel seçimleri, 2019 yerel seçimlerindeki tercihleri ve Newroz'larda alanlara çıkan on binlerce Batmanlı, her şeye rağmen barış ve özgürlüğe olan susamışlıklarını haykırdı.

Seçimler ve Newrozlarda tarafını belli eden Batmanlılar, asıl olarak 50 binden fazla kişinin ölümün neden olan 6 Şubat tarihindeki Maraş merkezli yaşanan deprem sonrasında ortaya çıkardığı dayanışma ile alanlara çıkmaya başladı. HDP, DBP, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri ve gönüllülerin yardım kampanyası başlatmaları, halkın örgütlülüğünü ve dayanışma ruhunu ortaya çıkardı.

Polis yardım kolisini HDP’ye getirmiş

Yeşil Sol Parti'nin basın ve halkla ilişkiler çalışmalarında yer alan bir genç, o yardım toplam ve dayanışma günlerini ilginç bir örnekle şöyle anlatıyor: "Depremden zarar gören il ve ilçelere gönderilmek üzere yardım toplama kampanyası başlattık. Böyle bir kampanyayı duyan halkımız, bize gelip 'Ne yapabiliriz, nasıl yardım ederiz' diyorlardı. Ellerinden geleni yaptılar. Yardım kampanyası için ne bir pankart asmışız, ne de genel yazılı bir çağrımız olmuştu. Yardım kolilerini getirip parti binalarının önüne, sivil toplum örgütlerine teslim ediyordu yurttaşlar. Parti etkinliklerimizde sürekli bizi takip eden, artık 'tanıdık' olduğumuz polis ekibi vardı. Onlardan bir polis memuru kendi imkânları ile yardım kolileri oluşturmuş. Aracının bagajına koymuş ve bize getirdi. Söylediği şuydu, 'Ben ne belediyeye, ne valiye güveniyorum. Sizi biliyorum. Biliyorum ki, bu yardımı siz hakkıyla dağıtacaksınız' dedi ve gitti."

14 Mayıs'ta yapılacak genel seçim kararının açıklanmasından hemen sonra Batman'da seçim çalışmalarına başlanmış. Hummalı çalışma köylerde, mezralarda, mahallelerde, ilçelerde ve şehir merkezinde devam ediyor. Seçim çalışmalarına katılanların tamamına yakını gönüllü. Eski vekiller, parti meclisi üyeleri ve adaylar halkla birlikte çalışmalarını sürdürüyor. Sadece bayramda 3 gün içinde yaklaşık 4 bin aile tek tek ziyaret edilmiş.

Ziyaretler...

Yeşil-Sol Parti, seçim öncesinde Batman'da kendine has bir yöntemle çalışmalarını sürdürüyor. Emek, Demokrasi, Kardeşlik, Barış ve Özgürlük adını verdikleri 5 ayrı kol üzerinden seçmenlere gidiyorlar. Kimisi yurtsever kesim alanında, kimisi rakip sayılan AKP'li seçmen alanında, kimisi içi sınıfı alanında, kimisi gençlik alanında çalışmalarını sürdürüyor. HDP içinde daha önce kurulan 'Dayanışma Komisyonu' adını verdikleri 38 kişiden oluşan komisyonun adını, seçimler nedeniyle 'Toplumsal Genişleme Komisyonu' olarak değiştirmişler. Bu komisyon, seçim çalışmalarında yer aldığı gibi, yaşanan bir sorunun çözümünde de başvurulan bir platform görevini görüyor. Komisyonun bir diğer çalışması ise herhangi bir nedenden dolayı partiye küskün ve kırgın olan aileleri ziyaret etmek.

Batman'a vardığımızda ilk olarak Atatürk Parkı içinde bulunan Yeşil Sol Parti'nin seçim lokaline gidiyoruz. Partililer, gençler, gönüllüler harıl harıl bir çalışma içindeler. Adayların seçim programı bir gün önceden planlanıyor. Hangi ilçe, hangi köy, hangi kurum ziyaret edilecek kararlaştırılıyor. Sabah erken saatlerden itibaren de lokalde bir araya gelen adaylar ve partililer konvoy halinde program kapsamındaki ziyaretlerine başlıyorlar.

Gençlerimizin hepsi Beşiri'de...

Seçim çalışmalarını koordine edenlerle görüşerek 5. sıra adayı olan Ekrem Baran ile görüşmek istediğimizi söylüyoruz. Ancak Baran, sabahın erken saatlerinden itibaren Beşiri’nin köylerine gitmiş. Basın danışmanı ile telefonla konuşuyoruz. Köy ziyaretlerini sürdürdüklerini, bir saat sonraki programlarının ise Hethetkê (Doğankavak) köyü olduğunu, orada büyük caminin yanında görüşebileceğimizi belirtiyor. Batman'dan köye doğru yola çıkıyoruz. Yemyeşil bir ova içinde geniş bir alana yayılmış köye vardığımızda, henüz Ekrem Baran gelmemiş. Ancak büyük caminin orada Yeşil Sol Parti'nin seçim aracı duruyor. Seçim şarkıları ve Kürtçe şarkılar çalınıyor.

Çocuklar, gençler, kadınlar ellerinde partinin bayrak ve flamaları ile şarkılara eşlik ediyor. Gölgede oturmuş halde bekleyen ve çoğu yaşlı olan erkekler ayağa kalkıyor, tokalaşıyoruz. Sonra yaşlı bir amca ceketinin düğmesini kapatarak, biraz da mahcup şekilde, 'Kusura bakmayın. Keşke programı Pazar gününe alsaydınız. Çünkü gençlerimizin hepsi Beşiri'de ya da Batman'da çalışıyorlar. Pazar günü gelseydiniz, şu ankinden kat be kat kalabalık olurdu' diyor. Yaşlı amca belli ki bizi Yeşil-Sol Parti'den görevliler sanmış. Kendimizi tanıtıyoruz. Gazeteci olduğumuzu ve Ekrem Baran için geldiğimizi anlatıyoruz.

Bu seçimde 5-0 yapacağız

Milletvekili adayı Baran'ı beklerken köylülerle sohbet ediyoruz. Hethetkê, Arap nüfusunun yoğun olduğu bir köy. 90'lı yıllarda sistemin üzerinde ağır oyunlar oynadığı, Hizbulkontra'nın o yıllarda kalesi sayılan bir köy. 90'lı yıllarda Hizbulkontra'nın burada militan yetiştirdiğini, silah depoladığını, sığınakları olduğunu anlatıyorlar. Öyle ki, Hüda-Par'ın her yıl düzenlediği Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bile dışarıdan getirilenlerle birlikte bu köyde yapılıyormuş. En son 2015-2016 yılında yapılmış. O tarihten sonra ise köyde Hüda-Par'ın esemesi bile okunmuyor.

HDP zaman içinde bu köyde iyi bir çalışma yürütmüş. Tek tek evler ziyaret edilmiş, sorunlarına çözüm aranmış. Yaşlı bir amca, "Biz 20-30 yıl önce yaşadığımız acıları unutmadık. AKP, Hüda-Par ile ittifak yapınca, AKP'nin buradaki oyları da eridi. O oylar büyük ihtimalle CHP'ye kayar. Ancak köyden ful olarak Yeşil Sol Parti'nin çıkaracağına inanıyoruz" diyor.

950 seçmeni olan Hethetkê'de yaşlılar, kadınlar kendilerinden emin. "Her seçimde AKP bir vekil ancak çıkarabiliyor. Bu seçimde 5-0 yapacağız" şeklinde konuşuyorlar.

Seçimden beklentilerimizi sorduğumuz Nevzat Özcan, "İnşallah iyi olacak" diyerek şunları söylüyor: "Köyümüzün kararı kesin. Yeşil-Sol Parti'yi destekliyoruz. Bir önceki seçimde Batman'da yüzde 70 oy almıştık. AKP bir vekil çıkarmıştı. İnşallah bu seçimde yüzde 75'in üzerinde oy alacağız. AKP bir vekil dahi çıkaramayacak.

Halil Karabulut da, AKP'nin bir vekil bile çıkarmaması için çalıştıklarını belirterek, "Adaylarımızdan memnunuz. Düzen partileri gibi seçildikten sonra kendilerine oy verenleri unutmuyorlar. Halkın içindeler yine" şeklinde konuşuyor. 

Öğlen saatlerinde, Ekrem Baran kadın ve çocukların da olduğu birkaç araçlık konvoyu ile bulunduğumuz yere geliyor. Kadınlar zılgıtlarla kendisini karşılıyor. Çocuklar zafer işareti yapıyor. Tek tek alanda bulunan yurttaşlarla konuşan Baran, Kürtçe konuşma yapıyor. Dinden, Kürt dilinden, yapılan baskılardan, saldırılardan, kayyumlardan bahsediyor. Konuşması sık sık alkışlarla kesiliyor. Basın danışmanı, zamanlarının sınırlı olduğunu, bu köyden sonra diğer köylere gideceklerini ancak yarım saat bize zaman ayarlayabileceklerini söylüyor.

Batman onu kabul etmiş

Ekrem Baran konuşmasını bitirdikten sonra köylüler yanına yaklaşarak öğlen olduğunu belirterek yemeğe davet ediyor. Kimisi de, 'Bunu saymıyoruz, bir dahaki sefere evimizi ziyaret' edin diyor. Ancak o da zamanlarının olmadığını belirterek hepsiyle tek tek tokalaşıp helallik isteyerek köyden ayrılıyor. Biz de peşinden gidiyoruz. Kararlaştırdığımız gibi yol üzerinde birkaç evin bulunduğu bir yerde duruyoruz. Bir evin önüne geldiğimizde, ev sahibi 'hoş geldin' diyerek evlerine davet ediyor. Zamanı kısıtlı olduğu için bize yarım saat zaman ayırabilen Baran ile burada görüşeceğiz. Kapatılan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) Başkanı olan Ekrem Baran, Amed'in Batman'a bitişik olan ilçesi Bismil doğumlu. Adaylığı kesinleştikten sonra İstanbul'dan Batman'a gelerek seçim çalışmalarına başlamış. Köy köy, mahalle mahalle gezerek yurttaşlarla buluşmuş. Mütevazi kişiliği, nezaketi, eski imam olduğu için hitabet yeteneği sayesinde halkla rahat iletişim kurabiliyor. Kısa sürede Batman'da kendini kabul ettirmiş biri.

DİAYDER'de yöneticilik yapmış

Medrese mezunu olan ve 6 yıl imamlık yapan Baran, PKK'li diye ihbar edilmiş. 1992 yılında Amed Cezaevi'ne konulmuş. 9 ay sonra tahliye edilmiş. Ancak 1993 yılı sonunda Diyanet tarafından görevinden alınmış. İzmir'e yerleşmiş. Kurumlarda çalışmış. Ticaretle uğraşmış. 2002 yılında da ailece İstanbul'a taşınmış. Bir dönem Bağcılar ilçe örgütünde çalışmış. 2009 yılından itibaren de 2015 yılında KHK ile kapatılıncaya kadar DİAYDER'de yöneticilik ve başkanlık yapmış. Din adamlarına yönelik yapılan operasyon sonrasında 9 arkadaşı ile birlikte 2019'da tutuklanmış. 3 aydır ise denetimli serbestlik verilerek tahliye edilmiş. Baran, tutuklanma gerekçesini şöyle anlatıyor: "Bizim üzerimizden CHP'li Belediyeyi vurmak istediler. DİAYDER'in açmış olduğu 9 mescitlerimiz vardı. Bunların PKK talimatı ile açıldığını, Kürtçe vaaz ve hutbe okuduğumuzu, bunun da örgütün talimatıyla olduğunu ileri sürdüler. DİAYDER'in kapatılma gerekçelerinden birinde 'Cüda' kelimesi kullandığımız içindir. Bu kelime 'ayrı-ayrılık' anlamındadır. İstiklal Marşı'nın 7. dörtlüğünün son kıtasında, 'Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' diye geçer. Yine 'Aşîtî kelimesini kullanmışsınız, Bu PKK'nin kullandığı kelimedir' dediler. Hatta adalet, kardeşlik, barıştan ve hukuktan söz etmemizi, 'İslamiyet’i suiistimal etmek' olarak iddia ettiler. Bizler din adamıyız. Tüm semavi dinlerin temelinde de hak, hukuk, adalet ve barış olduğunu izah etmeye çalıştık."

'İslamiyet’in özünü boşalttılar'

"Biz ne Şia, ne de Sünni ekolündeyiz. İki ekol de Hz. Muhammed’den sonra İslam’ın özünü boşaltarak, İslamiyet’i kendi çıkarları doğrultusunda kullandılar" diyen Baran, bu iki ekole karşı oldukları hakkında şunları söyledi. "Bugün de bunun pratiği ortadadır. Tüm İslam ülkelerinde de, İran'da da öyledir. Bugün İran İslam Cumhuriyeti, Kürtlere ve diğer halklara zülüm yaparak, Jin Jîyan Azadî sloganı attıkları gerekçesiyle binlerce insanı tutuklayıp zindanlara gönderdi; idam da etti. Onun için bizim savunduğumuz, Hz Muhammed'in miras bıraktığı, Demokratik İslam da diyebiliriz, Kültürel İslam da diyebiliriz ve 'Gerçek İslam' diye tanımladığımız, o devrin ruhunu savunuyoruz."

90'ların ruhunu gördüm

Batman'ın yapısının ve konjonktürünün farkında olduğunu vurgulayan Baran, "90'larda biz bu bölgedeydik. Yaşanan faili meçhul cinayetleri, köy yakmaların çoğunu birebir yaşadık ve gördük. Batman’a gelirken şunu gördüm. Halkımız bizi karşılarken, 90'ların ruhunu gördüm. Batman merkezde ve özellikle köylerde 7den 70'e hangi köye gidersek, köylüler bizi zafer işaretleriyle karşılıyor. Artık özgürlüğe susamış, kendi iradesine sahip olmuş bir halk var. Bedellerden sonra belli bir aşamaya gelmiş; biz bunu gördük. Elli yıllık bir mücadele serüveni var. Hiçbir dönemde tutuklanmaların olmadığı, gözaltıların olmadığı, cezaevlerinin dolu olmadığı ve işkencenin olmadığı hiçbir normal dönemi yaşamadık. Ve bugün de aynı şeyi yaşıyoruz. Ama bugün Kürt halkının geldiği aşama, ne kadar tutuklamalar oluyor, baskılar oluyor ve gözdağı veriliyorsa da bu halk özgürlük talebinden vazgeçmiyor. Artık bu halkta belli bir öfke birikmiş. Hem ekonomik, hem de siyasi bunalımda, Kürt halkının politikliği ortaya çıktı" şeklinde konuştu.

'Baskı artarsa o kadar da öfke artar'

Kürt halkının çelik bir iradeye sahip olduğunu ve politikleştiğini kaydeden Baran, "Onun için, ne baskılar, ne tutuklamalar bu halka geri adım attıramaz. Halkımıza katılıyoruz. Baskı artarak o kadar da öfke artar" diyerek, Kürt halkının baskılara boyun eğmediğini sözlerine ekledi. Hüda-Par'ın AKP ile ittifak yapmasına yabancı olmadıklarını ve Hüda-Par'ın bundan önceki seçimlerde de AKP-MHP ittifakını desteklediğini belirten Baran, "Biz buna yabancı değiliz. Batman halkı da, Kürdistan halkı da bu partileri çok çok iyi tanıyor. Onun için onların yaptığı ittifaktan güç değil, güçsüzlük doğacağına inanıyoruz" dedi. 

Hedefimiz 100'den fazla vekil

Yeşil-Sol Parti olarak yüz vekilin hedeflendiğini ancak bunu da aşacak bir sayıya ulaşacaklarına inandığını ifade eden Baran, "Yeni yüzyıla giriyoruz. Giden yüzyılda Kürtler çok bedeller verdi. Bu yeni yüzyıl Kürtler için yeni bir paradigmayla bu rakama ulaşırsa, ben inanıyorum Millet İttifakı da kendini sorgulayacak ve Kürtlerin ana dil ve diğer haklarını da vermek zorunda kalacak" şeklinde konuştu.

Sandık Kürt halkının onurudur

Kürtlerin balık hafızalı olmadığını belirten Baran, sözlerini şöyle tamamladı: "Bedel ödemeyen Kürt kalmadı; yaşanan tüm baskı ve zulümlere tanıklık etti. Kimse Kürtlerin bunları unutacağını sanmasın. Kürt halkı politiktir. Sandık onun için bir onurdur, bir iradedir. Onun için bir başarı hikayesidir. Kürtlerde en çok okumuş kesim gençliktir. Bizim daha iyi mobilize olmamız lazım. Bunu daha iyi halkımıza anlatmamız lazım. Sandıkların ne kadar önemli olduğunu, müşahitlerin ne kadar önemli olduğunu anlatmamız lazım. Beş yılda bir gün o fırsat önümüze geliyor. O gün, seferberlik ruhuyla o sandıklara sahip çıkmamız gerekiyor. Bu da halkımıza bir çağrımızdır."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.